• Sonuç bulunamadı

2.3. Nureddin Mahmud b Zengî Döneminde Sosyal Ve Ekonomik Teşkilat

2.3.3. Kültür ve İmar Faaliyetleri

Kültür ve sanata çok büyük önem veren Nureddin Mahmud b. Zengî, yoğun bir kültürel hareketliliğin oluşmasına sebep olmuştur. Nureddin Mahmud b. Zengî’nin yirmi sekiz yıllık idaresinde Suriye’nin belli başlı şehirleri büyük mimarî eserlerle dolmuş, harabe olarak bulduğu Halep’i Suriye’nin en ma’mur şehri haline getirmiştir.

Nureddin Mahmud Zengî dönemi kültür ve îmar faaliyetlerini değerlendirirken ilk önce medreseleri ele almak lazım. Nureddin Mahmud b. Zengî, birçok medrese açarak eğitime büyük önem verdiği gibi inşâ ettirdiği medreselerle de mimarîye birçok yenilik getirmiştir. Ramazan Şeşen’in Nureddin Mahmud b. Zengî dönemi medreseleri ile ilgili bilgilerini vermek istiyorum:“ Nureddin Mahmud b. Zengî’nin 1150 yılında Hallâviye medresesini açtığını görüyoruz. Alâeddin El-Kâsânî’nin Müderris olduğu bu büyük Hanefî medresesinde Sadreddin El-Konevî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî de okumuştur. Daha sonra Nıfferiye Medresesi, Esediye Medresesi, Mukaddemiye Medresesi, Haddâdiye Medresesi öğretime başlamıştır. Nureddin Mahmud b. Zengî1153 yılında Şafiîlerin reisi olan Şerefuddîn b. Ebî Asrun’u Sincar’dan Halep’e çağırmış, onun ders vermesi için Halep, Dımaşk, Hıms, Baalbek ve Menbiç’te medreseler inşâ ettirmiştir. Bu devirde Kemâleddîn El- Şehrâzûrî Musul’da, Mücahidüddîn Kaymaz Erbil’de birer medrese inşâ etmişlerdir. Bunlara ilave olarak

534 İbnul-Kalânisî, Ebu Ya’la Hamza b. Esed (555/1160) Zeylu Tarihi, Dimeşk, Beyrut 1908, s.301; Ebû

Şâme, Kitabu Ravdateyn, Beyrut tarihsiz, c.I, s.57; İbnu Kesir, el-Bidâye, c.XII, s.278; İbnul-İmâd,

Şeceretü'z-ZehebFî Ahbâri Men Zeheb, Beyrut trz, c.IV, s.228.

535 İbnul-Kalânisî, Ebu Ya’la Hamza b. Esed (555/1160) Zeylu Tarihi, Dimeşk, Beyrut 1908, s. 301; Ebû

Şâme, Şihabuddin, Kitabu Ravdateyn, Beyrut tarihsiz. c.I, s.57; aynca bkz., Nikola Ziyade, Dimaşk fi

Nureddin Mahmud b. Zengî, Halep ve Dımaşk camilerinde hadis okutmak, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerinde fıkıh okutmak için zaviyeler vakfetmiştir.536

İbnü’l Esir, Nureddin Mahmud b. Zengî dönemi îmar faaliyetlerini şu şekilde anlatmaktadır: “Suriye’deki bütün şehir ve kalelerin surlarını yaptırdı. Musul’da Nureddin Camii’ni yaptırdı. Ayrıca bimaristanlar ve yollarda hanlar yaptırdı. Ülkenin her tarafında sufîler için hankâhlar inşâ ettirdi. Hepsine çok sayıda vakıf tahsis etti”537.

Ülkesinin değişik yerlerinde yetimler için mektepler yaptırıp onları akara bağladı. Bunun yanında birçok mescit yaptırıp oralarda Kur’an okuyan yetimler için vakıflar te’sis etti. Ki bu konuda ondan önce böyle bir tutum sergileyen yoktur. Nureddin Mahmud b. Zengî’nin her şehirde vakfettiği vakıfların gelirinin her yıl dokuz bin dinar olduğu kaydedilmektedir538.

Dinî hassasiyeti kuvvetli bulunan Nureddin Mahmud b. Zengî, ülkesinin her yerinde câmî ve mescit açmaya çaba göstermiştir. Emevîler’in yıkılmış olan Halep Ulu Câmii, Nureddin Mahmud b. Zengîtarafından yenilenmiş, bunun taş işlemeli kare minaresi, daha önce, Melikşâh ve Tutuş zamanında yapılmıştır(l090-1094).

Çeşitli tamirlerle plânı ve şekli değişmiş olan Musul Ulu Câmii de, Nureddin Mahmud b. Zengî’ye mâl edilmektedir. Ayrıca Urfa Ulu Câmii, Hama’da Câmiü’n-Nûrî ve Köşk Mescidi Nureddin Mahmud b. Zengî’nin yaptırdığı câmîler ve mescitler arasındadır. Nureddin Mahmud b. Zengî, câmî ve mescit yapımı yanında yenilettiği ve tamir ettirdiği câmî ve mescitlerin isimlerini tek tek vermiyoruz.539

Oktay Aslanapa’nın, Nureddin Mahmud b. Zengî dönemi mimarîsi ile ilgili verdiği bilgilerden bir kısmını aktarmak istiyorum:“ Nureddin Mahmud b. Zengî’nin Suriye’de ilk olarak Şam’da yaptırdığı Dâru’l-hadis’ten yalnız caddeye bakan kuzey kanadıyla güney taraftaki camiî ayakta kalmıştır. Onun Şam’daki en mühim eserlerinden biri de Maristan(şifahâne)’dır. Dört eyvanlı avlu şemasının en müvazeneli ve olgun şekli burada gerçekleştirilmiştir. Âbidevî giriş holünün sağında ortası havuzlu küçük bir avlu etrafında sıralanan yıkanma yerleri ve tuvaletleriyle çok modern anlayışta bir mimarîdir. "Herzfeld, güney eyvanında Kalaun’un tamiri ve cepheye

536 Ramazan Şeşen, Selahattin Eyyubi ve Devlet, Çağ Yayınları, Zafer matbaası, İstanbul 1987, s.325;

s.171

537İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, İstanbul 1997, c.ll, s. 324; İbnu’l-Esîr, İzzuddin Ali b. Ebi’l-Kerem

Muhammed b. Muhammed b. Abdilkerim el-Cezeri, et-Tarihu’l Bahir fi’d-Devleti’l-Atabikiyye bi’l-

Mavsıl, nşr. Abdülkadir Ahmed Tuleymat, Kahire 1382 (1963) s.170-172; Bahaeddin Kök, age, s.45-100

538 İbnül Esir, Et-Târîhü’l-Bâhir Fi’d-Devleti’l-Atabekiyye Bi’l-Mavsıl, Kahire 1963, s.72 539 Bahaeddin Kök, age, 163-168

eklenen çeşme dışında bütün yapının Nureddin Mahmud b. Zengî’nin eseri olduğunu(1154) isabetle belirtmektedir.

Büyük hükümdâr ve sanatın koruyucusu Nureddin Mahmud b. Zengî, Fatımîlerin Şiileştirdiği ve karışıklık içindeki Mısır’ı adamlarından Salahaddin vasıtasıyla kurtarmış, Eyyübîler devrinin başlamasına yol açmıştır. Salahaddin-i Eyyübî onun eserlerini devam ettirmiş, medrese mimarîsini ve Sünnîliği Mısır’a götürmüştür. Yetmiş dokuz yıl süren Eyyübîler zamanında yapılan câmîlerle, otuz kadar medrese, hankâh mimarî bakımından fazla bir yenilik getirmeden Zengî devrini devam ettiren sade ve gösterişsiz eserlerdir”540.

Sultan Nureddin Mahmud b. Zengî, Suriye bölgesindeki bütün şehirlerin kalelerini ve surlarını ya yeniden yaptırmış, ya da tamir ettirmiştir. Bunlar arasında Dımaşk, Hıms, Hama, Halep, Şeyzer, Baalbek ve diğer şehirler vardır.541Ayrıca Nureddin Mahmud b. Zengî, büyük şehirlerdeki su şebekelerini yeniden ele alıp düzene sokmuş, umûmî çeşmeler yaptırarak câmîlerin ve hamamların gereken suyunu temin etmiştir542.

Nureddin Mahmud b. Zengî, bir devletin bütün kurumlarıyla ayakta durabilmesi için ilim ve kültürün bir kesintiye uğramadan yaşaması gerektiğine inanıyordu. Bu sebeble o, meseleyi çok samimi ve ciddî bir şekilde ele alarak devletinde ilmin kökleşmesi için çok yönlü olarak çalışıyordu. Nitekim o yalnız kendi bölgesindeki ilim adamlarıyla yetinmeyip başka ülkelerdeki şöhret yapmış büyük bilginleri de ülkesine davet ediyor, onların konuları ile ilgili meseleleri tartışmalarına zemin hazırlayarak ilmin gelişmesine çalışıyordu. Nureddin Mahmud b. Zengî döneminde bu ilmî hareketliliğin Sünnîliğin büyük bir gelişme göstermesine, Şiîliğin ise gittikçe gerilemesine büyük bir tesiri olmuştur.

Nureddin Mahmud b. Zengî’nin İslâm kültür hayatına yaptığı hizmetleri Türkiye Tarihi, (Osmanlı Devletine Kadar Türkler)komisyonca yazılan bu eserde çok daha bariz görmek mümkündür: “Bir İslâm yöneticisi olarak görevini cihad yoluyla değil de medrese eğitimini yaygınlaştırarak, bilim kurumlarını çoğaltarak ve bilginleri koruyarak yerine getirmeye çalışmıştır. Yönetimi altında bulunan yörenin tarihsel konumu, bu yönde güçlenmeyi özellikle zorunlu kılmış olabilir. Şiilerin çoğunlukta,

540 Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, İstanbul-1972, c.I, s.92

541 İbnü’l Esir, el-Kâmil, İstanbul 1997, c.11, 324; İbnu’l-Esîr, et-Tarihu’l Bahir, Kahire 1382 (1963),

s.170

Yahudilik ve Hristiyanlığın kutsal merkezi Kudüs’ün Haçlıların elinde olması nedeniyle eğitim ve yönetimi güçlendirmeyi ve sünnîliği yaygınlaştırmayı amaçlamıştır.”543

Netice olarak Nureddin Mahmud b. Zengî, Haçlı savaşlarının ardı arkası kesilmemesine rağmen, büyük kültür ve îmar faaliyetlerinde bulunmuş, bilhassa Suriye’ye damgasını vurmuş ve Suriye bölgesi en şa’şaalı devresini Nureddin Mahmud b. Zengî döneminde yaşamıştır.