• Sonuç bulunamadı

2. FİKİRLERİNİ PAYLAŞTIĞI MEKÂNLAR

2.1. KÜLTÜR BİLİM VE TEKNİK MERKEZİ (KÜBİTEM)

Kültür Bilim ve Teknik Merkezi (KÜBİTEM) Dündar Taşer’in öncülüğünde, Sadi Somuncuoğlu ve İskender Öksüz’ün girişimleriyle 1969 yılı içerisinde Ankara’da

577 Aksun, a.g.e., s. 21.

578 İsmail Yakıt, Hatıralarıyla İz Bırakanlar, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2016, s. 36.

579 İskender Öksüz, Türkmen Ağası: Dündar Taşer, [Belgesel], Oğuzcan Unus, (Prodüksiyon), Yasin Kara, (Yön. ve Düz.), Türkiye, Milli Düşünce Topluluğu, (Y.t.y.).

580 Aksun, a.g.e., s. 34.

141

kurulmuştur. KÜBİTEM’in gayesinin “Üniversite ve yüksekokullardaki öğretim elemanlarını Türkiye çapında teşkilatlandırmak ve ülkücü gençlikle belli bir dayanışma içinde çalışmasını sağlamak” olduğu ifade edilir.581 Sadi Somuncuoğlu, Türk milliyetçiliği ve Türk İslam ülküsü fikrine artan teveccühü karşılamak için yeni bir kurum ihdas etme gerekliliğinin, kendilerini KÜBİTEM’i kurmaya sevk ettiğini kaydeder.

Kuruluş hikâyesini, Genç Akademisyenler Derneği’nde yaptığı konuşmada şu şekilde anlatmıştır.

“Bir gün İskender Hocayla Meşrutiyette yürüyoruz. Dedik ki; biz bir yer tutalım kendimize. Peki, nasıl tutacağız paramız yok. Ben o zaman bekârım ve Milli Eğitimde Bin Temel Eser Komisyonunda çalışıyorum. Aldığım para olduğu gibi kalıyor. Çünkü ben bekâr olduğum için ağabeyimin evinde kalıyorum, her şeyim oradan karşılanıyor.

İskender Hocaya dedim ki ben maaşımın tamamına yakınını korum. Sen ne kadarını korsun. ODTÜ Teorik Kimya Bölümü Başkan Vekili İskender Hoca. Hesap etti, ben şu kadar maaş alıyorum. Şu kadarı bana yeter. Şu kadarını da ben koyarım. Topladık ki kiradan fazla ediyor tahmini olarak. Meşrutiyette giderken Bayındır Sokak ile Meşrutiyetin kesiştiği yerde bir manavın üstünde birinci kat, Bayındırlığa girerseniz giriş katıdır kiralık yazıyor. Genişte bir camı var o zaman. Baktık üzerinde kiralık yazıyor.

Buna bir telefon edelim dedik. Hemen telefon ettik. Sahibi de hemen ilerde Meşrutiyetle Mithat Paşanın kesiştiği bir apartmanın üst katlarındaymış. Buyurun dedi telefonda bize, gelin görüşelim dedi. Bizde gittik. İskender Hocayı tanıttık ODTÜ Hocası diye. Siz ne yapacaksınız orda dedi. Biz Kültür Bilim ve Teknik Merkezi kuracağız. Bende böyle bir kuruluşu canı gönülden arzu ediyorum dedi. O isme göre bir faaliyet tabi düşündüğü için orada sözleşmeyi yaptık ve bitirdik. O dönemde Ülkücü Gençlik yapayalnızdı. Tanıdık asistan yok, doçent yok, profesör yok. Hiçbir basın organı sahip çıkmıyor. Solcular her türlü hadiseyi çıkarıyorlar ama kabahat ülkücülerin yapmış gibi Hürriyet Gazetesi dâhil, hiç unutmuyorum öyle yayınlardı. Neyse uzatmayalım biz KÜBİTEM’de bir karar aldık.

Üniversite hocaları da bir birini tanımıyor. Hepsini orada organize edeceğiz. Bütün fakültedeki hocalar birbirini tanıyacak. Doçentler, asistanlar birbirini tanıyacak ve üniversitelerdeki, fakültelerdeki Ülkücü Gençliğe bu hocalar sahip çıkacak. Bu hocalarda bu gençlerden güç alacak. Çünkü gençlikte büyük bir güç. O günün şartlarında bu bilhassa çok önemli. Hakikaten büyük bir toplantı yaptık. Derneğin Başkanı İskender Hoca. KÜBİTEM’in Genel Başkanı tabi ki İskender Hoca, Orta Doğu’nun hocası olacak.

581 Kösoğlu, a.g.e., s. 27.

142

İlk Toplantıda Akademisyenler Kurulu diye 30-40 kadar üniversite hocasını topladık.

Tarık Somer rahmetli Akademisyenler Kurulu’nun başkanı seçildi. Efendim onun yardımcısı Mustafa. O’da sonradan Orda Doğu’nun rektörü oldu. Mustafa Parlar Hoca oldu. Fizik Bölümünün Başkanı bizim Adnan Şablakoğlu var, Yönetim Kurulu üyesi oldu filan. Dernek yönetiminin dışında akademisyenlerle böyle bir yapı kurduk. Çok verimli çalışmalar yaptı, çok başarılı oldu orası. Devlet Gazetesi küçük bir bodrum katta onu oraya taşıdık. Ordan müthiş bir patlama yaptı tirajında ve kalitesinde. O sırada Işınsu Hanım’da gelip gidiyor. Rahmetli Dündar Taşer ağabeyimiz devamlı gelip gidiyor. Parti çok dar ve partide günlük konular siyaset konuları konuşuluyor. Dündar ağabey gibi insanlarda fikir, kültür hayatı, tarih şuuru olan insanlar. Orası bir mekân oldu, bir ocak oldu.”582

Meşrutiyet Caddesi ile Bayındır Sokak kesişiminde bulunan Çınar Apartmanında583 faaliyet göstermeye başlayan KÜBİTEM, üniversitelerdeki ülkücü teşkilatlar arasında gerekli iletişim sağlanmış ve sağlıklı bilgiler alınmaya başlanmıştır.

Fikri mücadeleye ağırlık verilerek ülkücü gençliğin anarşiye sürüklenmesi önlenmiştir.

Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’dan, ülkenin değişik şehirlerinde faaliyet gösteren Ülkü Ocakları temsilcilerine randevular alınarak, görüşmeleri sağlanmıştır. Bu görüşmeler neticesinde devletin en üst kademesinde ülkücü teşkilatlara bakış, olumlu yönde değişime vesile olmuştur. KÜBİTEM vasıtasıyla günlük siyasi ve sosyal gelişmelere ilişkin bildiriler hazırlanarak dağıtılmış ve böylelikle milliyetçi görüş ve tavır ortaya konmaya çalışılmıştır.584

1970’lere damgasını vuran milliyetçi yayınların, elit örgütlenmesinin merkezinde KÜBİTEM’in olduğu kaydedilir. Stratejisinde, çeşitli kesimlerdeki Türk milliyetçilerini ayrı ayrı teşkilatlandırmak olduğundan, derneğin her çekmecesinde yeni kurulan veya kuruluş safhasındaki derneklerin evrakı bulunduğunu ve bu çekmecelerden birinde de Ülkü Ocağı evrakının bulunduğu ifade edilir.585 KÜBİTEM, özellikle gençlik teşkilatlarının eğitimiyle ilgilenmiştir. Ankara ve Anadolu’daki ülkücü kuruluşların faaliyetlerine, burada toplanan ilim ve fikir adamları, konferans ve seminer vermek üzere

582 Sadi Somuncuoğlu, “Sadi Somuncuoğlu’nun KÜBİTEM, Ülkü Ocakları ve Töre Dergisi Kuruluş Anıları”, Genç Akademisyenler Derneğinde Yaptığı Konuşma Videosu, (Y.t.y.), https://www.youtube.com/watch?v=2GnGaHNXEn8&list=UUIQh7d0J6xtIErJ74zuvPHg&index=64, (Erişim Tarihi: 20.03.2020).

583 Kayhan, a.g.e., s. 268.

584 Kösoğlu, a.g.e, s. 28; 32.

585 İskender Öksüz, “Ülkücülük”, Türk Yurdu, D. 7, C. 27(59), S. 236 (597),Y. 96, Nisan 2007, ss. 5-7.

143

konuşmacı olarak gönderilmiştir.586 Aynı zamanda MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Dündar Taşer başta olmak üzere, KÜBİTEM’in diğer üye ve katılımcıları, burada particilik faaliyetinde bulunmamışlardır. Aksine, parti ile ilişkisi pek olmayan, partiye gidip gelmeyen milliyetçi aydınların birlikte oldukları, buluşma ve çalışma merkezi olmuştur. KÜBİTEM’e mütemadiyen gelenler, çoğunlukla akademisyen ve bürokratlardır.587

KÜBİTEM’in Dündar Taşer’in fikri hayatında önemli bir yer tuttuğu anlaşılmaktadır. Burada kendisine tahsis edilen odasında akademisyen, bürokrat ya da öğrencilere, kimi zaman konferans kimi zaman da seminer ve sohbet havasında konuşmalar yapmıştır. KÜBİTEM kurulduktan kısa bir zaman sonra, Devlet gazetesi de ofisini buraya taşıyacaktır. Devlet gazetesinde yayınlanan yazılarını, yine KÜBİTEM’deki bu odasında kaleme aldığı588 ve özel önem verdiği gençlerin, milli ve manevi değerlere sahip, tarih ve devlet şuuruyla yetişmesi için tüm mesaisini burada geçirdiği anlatılmaktadır. KÜBİTEM’in çalışmalarına öncülük ve rehberlik etmesine binaen “KÜBİTEM’in Ruhu” olarak vasıflandırılır. KÜBİTEM’de geçen zamanları şu şekilde anlatmaktadır.

“Rahmetli Dündar Taşer Bey partiden çok buraya gelirdi. Bütün gücüyle yazdı, seminerler verdi, görüşmeler yaptı. Belki hayatının en verimli ve mutlu dönemini burada geçirdi. Dündar Taşer gibi bir büyük kültür, iman ve dava adamının Kübitem’de, devlet memurunun mesai anlayışı içinde her gün muntazam bir şekilde gelmesi ve geç saatlere kadar heyecanla çalışması, hizmet gücümüzü artırmıştı.”589

KÜBİTEM’in, Ankara’daki milliyetçi/ülkücü üniversite öğretim üyeleriyle birlikte Dündar Taşer’in büyük gayret ve çabalarıyla kurulduğu ve adeta ülkücü hareketin entelektüel bir okulu haline geldiği kaydedilir. Bir ilim ve irfan merkezi olarak Dündar Taşer’in dergâhı ve sohbet yeri olduğu ifade edilir.590 Bu yönüyle KÜBİTEM’deki odası için “Dündar Ağabey’in Tekkesi”591 benzetmesi yapılmıştır.

586 Hakkı Öznur, “20. Yüzyılda Bir Alperen, Türkmen Ağası: Dündar Taşer”, https://enpolitik.com/haber/322157/hakki-oznur-dundar-taseri-anlatti.html, (Erişim Tarihi: 20.07.2020).

587 Kayhan, a.g.e., s. 268.

588 İbrahim Metin, “Siz, O Menhus 13 Haziran’ı Bilir Misiniz?”, Dündar Taşer’i Rahmetle Anıyoruz, Haz.

Meriç Çoşkun, www.eskimeyendostlar.net, (Y.y.y. ve Y.t.y.), ss. 164-172.

589 Kösoğlu, a.g.e., s. 32

590 Öznur, “20. Yüzyılda Bir Alperen…”.

591 Kayhan, a.g.e., s. 269

144

KÜBİTEM, 12 Mart muhtırası sonrası ilginç bir suçlamayla; solcuların yuvası olmakla itham edilerek şikâyet edilir. Sıkı Yönetim Komutanlığından gelen görevliler Dündar Taşer ve Sadi Somuncuoğlu başta olmak üzere, orada bulunan herkesi gözaltına alarak götürür. Savcılıkta alınan ifadelerinin ardından tahkikat değer bir husus olmadığı görülerek serbest bırakılırlar. Ancak bu olay akabinde çalışmalarına bir süre ara vermek durumunda kalan KÜBİTEM daha sonrada kapatılmıştır.592