• Sonuç bulunamadı

JENERİK İLAÇ ORİJİNAL İLAÇ AYRIMI

Bu ayrım oldukça önemlidir. Zira bu ayrım çerçevesinde, AB İlaç Hukuku’na uyum süreçleri bakımından, ilaç sektöründe güvenli ilaç üretimi ve piyasaya girişinin sağlanması suretiyle ulusal ilaç endüstrisinin ve ilaç mevzuatımızın olumlu yönde gelişebilmesi mümkün olabilecektir.

Bu bağlamda orijinal ilaç, uluslar arası bir terim olup, uzun ilaç araştırmaları ve klinik çalışmaların sonucunda belli bir hastalık üzerinde olumlu etkileri olduğu kanıtlanmış, temeli patentli bir moleküle dayandırılan ve daha öncesinde bir benzeri de bulunmayan yeni ilaçlara verilen bir isimdir.

Jenerik(eşdeğer) ilaç ise, orijinalleri ile aynı etkinlik, kalite ve güvenilirlikte olmakla beraber, daha ucuza mal edilip satılan türden ilaçlardır. Yani jenerik ilaç,

77 TEMEL, Erhan, “Alman Hukukunda İlaç Üreticisinin Özel Hukuk Sorumluluğu”, Prof. Dr. Fırat Öztan’a Armağan, c. II, Ankara 2010, s. 2064.

29

sahte ilaç anlamına gelmemektedir. Jenerik ilacın tanımı Beşeri Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nin 4/y. maddesinde yapılmıştır. Buna göre: “Etkin maddeler açısından orijinal tıbbi ürün ile aynı kalitatif(niteliksel) ve kantitatif(niceliksel) terkibe ve aynı farmasötik(ilaçla ilgili) forma sahip olan ve orijinal tıbbi ürün ile biyoeşdeğerliliği uygun biyoyararlanım çalışmaları ile kanıtlanmış tıbbi ürünü (Bir etkin maddenin farklı tuzları, esterleri(çözücü), eterleri(esterin alt maddesi olan çözücü alt madde), izomerleri79, enantiomerleri(ayna görünümlü80), izomer karışımları, kompleksleri veya türevleri güvenlik ve/veya etkinlik ile ilgili özellikleri açısından önemli ölçüde farklılık göstermediği sürece aynı etkin madde olarak değerlendirilir)”. Orijinal ilaç ise yine aynı yönetmelik 4/v maddesinde: “Etkin madde/maddeler açısından bilimsel olarak kabul edilebilir etkinlik, kalite ve güvenliğe sahip olduğu kanıtlanarak, dünyada pazara ilk defa sunulmak üzere ruhsatlandırılmış/izin verilmiş ürünü”, ifade eden bir kavram olarak tanımlanmıştır. Orijinal ilaçların dünya çapında güçlü patent ve veri koruma yasaları ile belli süreler boyunca korunması söz konusu olduğundan, yasal koruma süreleri içinde başka bir ilaç şirketinin bu ilacın benzerini üretmesi izni verilmemektedir. Ancak Sağlık Bakanlığı, 2000 yılından itibaren, ilaç üretim şirketlerine ilacın biyoyararlanımı81 ve biyoeşdeğerliğini82 kanıtlama zorunluluğu getirmek suretiyle, jenerik ilaçlara özgü ruhsat verilebilmektedir83. Jenerik ilaç kavramı, aslında hukuki

79 Eski Yunancadaki eşit anlamındaki “isos” kelimesi ile parça anlamındaki “meros”

kelimesinden türeyen ve eşit parça anlamında Türkçeye çevrilebilecek olan kimya terimi(www.webhatti.com, 17.7.2012).

80

http://www.nedirnedemek.com/enantiomer-nedir-ne-demek, 17.7.2012.

81 İlacın biyoyararlanımı: İlacın etki maddesinin, vücuttaki etki yerinde var olma hızı ve

derecesidir. Örneğin 100mg dozunda uygulanan bir ilacın 80 mg’ı etki edeceği yere ulaşabiliyorsa ilacın biyoyararlanımı % 80’dir. Buna göre damar içine uygulanan ilaçlarda uygulanan ilacın tümü doğrudan kana ulaştığından biyoyararlanım % 100’dür. Buna karşılık ağızdan alınan bir ilacın % 40’ı emilmeyip bağırsaklarda kalıyorsa biyoyararlanım, % 60’a düşer(AYCAN, s. 9).

82 İlacın biyoeşdeğerliği: Bir muadil ilacın referans ilaçla biyoeşdeğer olup olmadığının ön koşulu

muadil ilacın aynı etken maddeyi, aynı miktarda ve aynı farmasötik formda içermesi, aynı yoldan uygulanır olmasıdır(Aycan, s. 9).

83 DEMİR, İlaç Zararları, s. 341. MEMİŞ, Tekin, “Jenerik İlaçların Hukuki Durumu”, Uluslar arası I. Sağlık Hukuku Sempozyumu, İstanbul 2011, s. 176. Bu konuyu ayrıntılı olarak Farmasötik Müstahzarların Biyoyararlanım ve Biyoeşdeğerliğinin Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik(RG., 27.5.1994, sy. 21942). Bu konuda Danıştay’da açılan Tıbbi Farmasötik Ürünleri Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nin 9. maddesinin iptali istemli davada Danıştay 10. Dairesinin kararını temyizen inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu: “ Danıştay 10.

30

bir kavram olmaktan ziyade pazarda kullanılan bir kavram olarak karşımıza

Dairesi’nin 26.4.2004 gün, E. 2002/ 3813, K. 2004/ 4066 sayılı kararıyla sağlık hizmetlerinin kolay, iyi ve kaliteli şekilde sunulabilmesini temin etmenin devletin asli görevlerinden olduğu, tıbbi farmasötik ürünlerin kaliteli, güvenli ve hastalar tarafından kolayca bulunabilir olmasının sağlanması amacıyla 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 181 sayılı KHK hükümleriyle Sağlık Bakanlığı’na görev ve yetkiler verildiği, Sağlık Bakanlığı, kendisine yasalarla verilen yetki ve görevler çerçevesinde ilaçların ruhsatlandırılmasına ilişkin Tıbbi Farmasötik Ürünler Yönetmeliği ile Farmasötik Müstahzarların Biyoyararlılığının ve Biyoeşdeğerliliğinin Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümleriyle önemli düzenlemeler getirdiği, bu düzenlemelerle aynı kimyasal formülasyon, aynı dozaj aynı farmasötik formda olan muadil ilacın biyo eşdeğerliliğinin kanıtlanması halinde, innovatör ilaç ile aynı etkiye sahip olduğunun kabul edileceği ve muadil ilacın ruhsatlandırılmasına karar verildiğinde de bilimsel veya resmi makamlarca innovatör ilacın, herhangi bir ülkenin piyasasında yer alan ilaç içerisinde bulunan ilaç prospektüs bilgileri dahil açıklanmış ve o etkin maddeye ait farmakolojik(etkin) toksikolojik(istenmeyen) etki profilini gösteren dünyada yayımlanmış literatür bilgiler, diğer tıbbi yayınlar gibi, o ilaçla ilgili bütün bilgilerin referans olarak sunulmasının amaçlandığının anlaşıldığı, insanda kullanılmak üzere ticarete sunulmak istenen tıbbi farmasötik ürünlerin yeterli etkiye, gerekli emniyete ve uygun kaliteye sahip olmalarını sağlamak üzere, ruhsatlandırma işlemlerinde uygulanacak esas ve usuller ile ruhsatlandırılmış tıbbi farmasötik ürünlere ilişkin uygulamaları düzenlemek amacıyla çıkarılan Tıbbi Farmasötik Ürünler Uygulama Yönetmeliği’nin 5. maddesinde, ruhsat almak isteyenlerin bakanlığın talep ettiği yönetmelik ekindeki bilgi ve belgeleri sunmaları gerekmekte olup, 8. Maddede ekli belgelerin teferruatlı olarak tek tek sayıldığı, 9. Maddede ise ürünün bakanlıkça daha önce ruhsatlandırılmış bir diğer ürünle tamamen aynı, yayımlanmış literatüre referans yapılmak suretiyle etkin, yerleşmiş bir tıbbi kullanıma sahip olduğunun ispatlanması halinde tıbbi farmasötik ürüne ait farmakolojik ve toksikolojik test sonuçlarının ve klinik çalışmaların başvuru ekinde sunulmasının gerekmeyebileceği, ancak başvuru sahibinin ürünün etkinlik emniyetine ilişkin yayımlanmış literatür bilgilerini başvuru ekinde sunmak zorunda olduğunun hükme bağlandığı, bu düzenleme ile bakanlığa hizmetin niteliğine ve özelliğine uygun ölçülerde takdir hakkının tanındığı, sunulması bakanlığın takdirine bırakılan bilgilerin mutlaka yayımlanmış literatür bilgiler ile ispatlanmasının istendiğinin anlaşıldığı, bu durumun innovatör(orijinal) ilaçla etkin maddeleri açısından kantitatif terkibe sahip, aynı farmasötik formda, aynı yoldan kullanılan jenerik ilaç için ayrıca klinik öncesi araştırma ve klinik, araştırma yapılmasına gerek görülmese de yeni jenerik ilacın ürün olarak teknik yeterliliğinin ispatının gerekli görüldüğü, ancak muadil ilacın ruhsat başvurusu ekinde farmakolojik, toksikolojik test sonuçları ve klinik çalışmaların sunulması istenmese de Sağlık Bakanlığınca, ruhsatlandırma işlemleri sırasında yeterli bilgi bulunmadığı sonucuna varılırsa bu bilgilerin her zaman istenebileceğinin kuşkusuz olduğu, farmasötik müstahzarların biyoyararlanım ve biyoeşdeğerliliğinin değerlendirilmesi hakkında yönetmeliğin yukarıda açıklanan hükümlerine göre bir etkin maddenin ilaç olarak uygulanılmasının kabul edilmiş olması, o etkin maddeyi içeren her ürünün ilaç olarak ruhsatlandırılması için yeterli olmadığı, belirli bir etkin maddenin belirli miktarı ile aynı etkin maddelerin farklı miktarının benzer etkiyi verip vermeyeceğinin bilinebilmesi için biyoeşdeğerliliğinin kanıtlanması gerektiğinden, daha önce aynı etkin maddeyi kullanarak ilaç üreten innovatör firmanın bakanlığa sunduğu gizli bilgilerin jenerik ilaç üretiminde de kullanılması söz konusu olmayıp, bu hususun yönetmeliğin 36. maddesinde düzenlendiği, diğer yandan anılan yönetmeliğin 8. maddesi bir ürün için ilk kez yapılacak başvuruyu düzenlemekte, 9. maddesi ise daha önce üretilerek piyasada mevcut olan ürüne eş değer diğer bir ürün ile ilgili başvuruyu düzenlediğinden 8. maddede öngörülen teferruatlı belge ve bilgilerin bu başvuruda aranmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle dava konusu yönetmelik hükmünde gerek TRİPS’in 39. maddesi hükmüne gerek iç hukukumuzda yer alan mevzuat hükümlerine aykırı bir yön bulunmadığı…” DİDDK., 14.4.2005, E. 2004/ 2665, K. 2005/ 267( ARSLAN, Ahmet/ SINMAZ, Emin/ DÜNDAR, Tuncay, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Emsal Kararları, c. II, Ankara 2007, s. 933- 936).

31

çıkmaktadır. Bu kavram yerine bazen “muadil ilaç” ve “eşdeğer ilaç” kavramalarının da kullanıldığı görülmektedir84. İşte jenerik ilaç belirlenmiş korunma süresi dolmadan orijinal ilacı bulan firmadan izin almaksızın üretilerek satışa sunulan ilaç anlamına gelmektedir. Jenerik ilaçlar, orijinal ilaçlarla aynı etken maddeyi, aynı miktarda içermek ve aynı farmasötik şekilde ve aynı formülasyonda olmak zorundadırlar. İşte bu nedenle, jenerik de olsa, bu ilaçta yapılan sahtecilik eylemleri bağlamında değerlendirlmesi gerekmektedir.85

Yani kısaca jenerik ilaç,

-İnovatör(orijinal) ilacın patent altındaki koruma süresi sona erdiğinde pazara girebilen,

-İnovatör(orijinal) ilaçla aynı etken maddeyi,

-Aynı miktarda,

-Aynı farmasötik(ilaç formülü) şekilde içeren

-Biyoeşdeğer olduğu kanıtlanmış ilaçlar olarak tanımlanmıştır86.

Etkin maddeler bakımından orijinal tıbbi ürün ile nitelik ve nicelikte olan ve aynı farmasötik(İlaç Formülü) şekle sahip, orijinal tıbbi ürün ile biyoeşdeğerliği, uygun biyoyararlanım çalışmaları ile kanıtlanmış tıbbi ürün, temelde benzer bir ürün olarak kabul edilir ve tedavide diğerinin yerine kullanılabilir87. İlaçların ruhsatlandırılmasında kalite, etkinlik ve güvenirlik kriterleri göz önüne alınmaktadır. Biyoyararlanım / biyoeşdeğerlik çalışmaları ile ilaçların bu kriterlere uygunluğu kanıtlanmaktadır. Ancak, gerek bu çalışmaları yapacak yeterli laboratuarların Türkiye'de bulunmayışı, gerekse çalışma yapılması gereken ilaç sayısının fazla olması nedeniyle endüstrimizde bu konuda sorunlar yaşanmaktadır88.

84 MEMİŞ, s. 176.

85 ÜNVER, Yener, “Sahte, Taklit ve Kullanım Süresi Dolmuş İlaçların Satışı”, II. Sağlık Hukuku Kurultayı, 7-8 Kasım 2008, Ankara, s. 389.

86 KANZIK, s. 167.

87 KANZIK, s. 168. DOĞAN, s. 221-222.

32

Jenerik ilaç ve orijinal ilaç arasında tedavi ve ilacın kullanılması açısından farklılık bulunmamaktadır89. Bir eşdeğer(jenerik) ilacın üretiminden satışa sunulmasına kadar geçen tüm evreler orijinal ürünlerle aynıdır. Sadece, önce orijinal ilaç üreticileri tarafından canlılar üzerinde yapılmış klinik ve klinik öncesi çalışmalar tekrarlanmamaktadır. Bütün ülkeler, günümüzde orjinal ilaç üreticisi firma tarafından canlı denekler üzerinde yapılarak başarılı olduğu kanıtlanan klinik çalışmaların, eşdeğer ilaç üreticilerince tekrarlanmasının gerek etik, gerekse halk sağlığı açısından uygun olmadığı konusunda hemfikirdir90.

Eşdeğer İlaçlarda, sağlık otoritelerinin gerekli gördüğü tüm inceleme ve araştırmalar yapılmakta, hasta tedavisinde orijinal ürünle aynı tedaviyi sağladığı bilimsel çalışmalarla (biyoeşdeğerlik) kanıtlanmaktadır91.

Jenerik ilaçlar, harcamalar açısından gittikçe duyarlılaşan sağlık sistemlerine anlamlı bir katkı sağlamaktadır. Jenerik ürünler, Sağlık harcamalarındaki artışa bağlı olarak, en düşük fiyata en etkin tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bunun nedeni ise jenerik (eşdeğer) ilaçlarda, orijinal ilaçlarda olduğu gibi klinik araştırmaların olmamasından dolayı maliyet avantajı daha uygundur. Jenerik(eşdeğer) farmasötik ürünler, kaliteden ödün vermeksizin sağlık harcamalarında tasarruf sağlamanın en etkili yollarından biridir92. Örneğin “vigrande” isimli ilacın ruhsatlandırılması işleminin iptal edilmesi talebiyle orijinal ilaç sahibi tarafından açılan davayı reddetmiş, jenerik ilaçların orijinal ilaçla aynı etken maddesinin bulunmasının önemli olduğunu, özellikle jenerik ilaçların maddi açıdan daha avantajı olduğu gerekçesiyle ruhsatlandırılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını ifade etmiştir93.

89 Sağlık Bakanlığı’nın hastalara jenerik ilaç değil, orijinal ilaç tavsiye edilmesine yönelik eleştiri

için bkz. HAKERİ, Hakan, “Sağlık Bakanlığı’nın Eşdeğer İlaca İlişkin Genelgesi Hukuka Aykırı”, http://www.tiphukuku.org.tr/article.php?article_id=5, 2.1.2012. 90 http://ilacpatentleri.com/index.php?page=25, 27.12.2011. 91 http://ilacpatentleri.com/index.php?page=25, 27.12.2011. 92 http://ilacpatentleri.com/index.php?page=26, 27.12.2011. 93 D10D., 1.5.2007, E. 2005/ 1075, K. 2007/ 2308.

33

Bu çerçevede, artan maliyetler nedeniyle, gelecekte jenerik(eşdeğer) ilaç kullanımı sağlık sistemleri için çok daha önemli bir hale gelecektir. Bu nedenle, daha düşük maliyetli olan jenerik(eşdeğer) ilaçlara erişimin sağlanması önem taşımaktadır. Erişilebilir ilaç için üç önemli nokta vardır. Bunlardan bir tanesi etkili denetim sisteminin ortaya konması, ikincisi, reçeteleme ve dağıtım uygulamalarının etkin olarak sağlanması ve son olarak da dengeli bir patent sisteminin kurulmasıdır. Bunlar düşük maliyetli ilaçlara erişimin sağlanmasına temel oluşturmaktadır94.