• Sonuç bulunamadı

1.3. Bazı Gelişmiş Ülkelerde Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Hizmetleri

1.3.4. Japonya

Japonya’da körler ve sağırlar için ilk özel eğitim okulu 1878 yılında Kyoto şehrinde, ilk zihinsel özürlüler sınıfı ise 1890 yılında Matsumoto şehrinde açılmıştır.

1930’lu yıllarda özürlülerle ilgili olarak açılan okullar ve sınıfların sayısı hızla artmış, ancak büyük yerleşim merkezlerinde açılan bu eğitim birimleri II. Dünya Savaşı sırasındaki bombalamalardan zarar görmüş ve nitekim 100 den fazla okul bu bombalamalar sonucu yıkılmıştır. Bu gelişme üzerine özel eğitim veren okullar kırsal kesimlerde açılmaya başlamış ve yine II. Dünya Savaşı sonrasında eğitimin yeniden yapılanması çalışmaları kapsamında özürlülere yönelik eğitimde de yeni bir yapılanma başlamıştır.

78 Seyyar, a.g., s.56.

79ÖZİDA, 1. Özürlüler…, s.354.

80Japonya’da özel eğitimle ilgili bilgiler büyük ölçüde; Halil Köşeler, Japonya’da Özürlüler, www.engelsizerişim.com/yazilar isimli çalışma ve ÖZİDA, Dünyada Sosyal Rehabilitasyon Uygulamaları, www.ozida.gov.tr isimli kaynaktan alınarak hazırlanmıştır. E.t. 05 Kasım 2008.

1947 yılında Japon Anayasasında yapılan değişikliklerden sonra Japonya’da özürlülerin ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması ilkesi benimsenmiştir. Nitekim, Anayasa’da yapılan bu değişikliklerden sonra yöne 1947 yılında çıkarılan “Eğitim Kanunuyla” özel eğitim alanında önemli bir atılım yapan Japonya’da altı yıllık ilkokul ve üç yıllık ortaokul eğitimini zorunlu eğitim olarak kabul edilmiştir. Bu düzenlemeden sonraki yıllarda özel eğitim veren okulların sayısı da hızla artmıştır. Japonya’da kaynaştırma eğitim uygulamasına geçiş ancak 1979 yılında gerçekleşmiş fakat başlangıçta bu uygulama özürlü öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığı iddiası ile eleştirilmiştir. Bu eleştirilen kaynaştırma eğitimi ile ilgili çalışmaların gelişmesini yavaşlatmıştır. BM tarafından 1981 yılının “Özürlüler Yılı” olarak ilan edilmesi ve özürlülere yönelik 10 yıllık hedefler belirlenmesi Japonya’da özürlülere yönelik çalışmaları hızlandıran bir başka gelişme olmuştur. 1993 yılında özel eğitim yasasında yapılan değişiklikler sonucunda özürlü okullarında özel donanımlı çalışma odaları açılmış, 2003 yılında bu kapsamda eğitim alan özürlülerin sayısı 33.652’ye kadar yükselmiştir.

Sağlık Bakanlığı tarafından 2001 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Japonya’da altı milyon özürlünün bulunduğu tespit edilmiştir. Bunlar arasında görme, işitme, bedensel ve zihinsel özürlülerin Japon nüfusuna oranı %3,4’tür. Yine istatistikler, Japonya’da 70 körler okulu bulunduğunu ve ülkede toplam 370 bin kayıtlı görme özürlünün bulunduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, okul çağındaki görme özürlülerin sayısı giderek azalmaktadır.

Japonya engellilerin eğitimlerinin yanı sıra istihdamlarına yönelik çeşitli çalışmalar yapmıştır. 1960’yılında yapılan ilk yasal düzenlemeyi 1976 ve 1987 yıllarında yapılan düzenlemeler takip etmiş ve işyerlerine %1–2 arasında özürlü çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir. Bazı işyerlerinin özürlü çalıştırma yükümlülüğünü yerine getirmeyip para cezası ödemeyi tercih ettikleri görülmüştür. Özürlülerin daha çok küçük ve orta ölçekli işletmelerde iş bulabildikleri ve düşük ücretli işlerde çalıştıkları görülmüştür.

Özürlüler içinde görme özürlüler ayrı bir yere sahiptir. Bir özürlülük şekli olarak körlüğün daha çok ileri yaştaki insanlar arasında görülmesi genel akademik derslerin

yanı sıra bu kesimdeki insanların istihdamına yönelik olarak masaj ve akupunktur eğitimine büyük ağırlık verilmektedir. Japonya’da masaj ve akupunktur on yedinci yüzyıldan beri görme özürlüler için önemli ve yaygın bir istihdam alanı olarak değerlendirilmiştir. Nitekim, orta öğretim düzeyindeki körler okullarına ilaveten bir üniversite, beş rehabilitasyon merkezi ve üç özel merkez tarafından da görme özürlülere masaj ve akupunktur eğitimi verilmektedir. Bu eğitimin süresi en az üç yıldır. Bugün gelinen nokta da Japonya’da yaklaşık otuz bin civarında görme özürlünün devlet ve özel hastanelerin yanı sıra kendileri serbest meslek sahibi olarak masaj ve akupunktur işleri yapmaktadır. Japonya’da görme özürlüler için hizmet veren ve daha çok ders kitapları dışında kitapları içeren 100 adet Braille ve konuşan kütüphane vardır.

Başbakanlığa bağlı Özürlüler İdaresinin 1993 yılında Özel Eğitim Yasasında yapılan değişikliklerden sonra yaptığı uzun vadeli çalışma programı kapsamında özürlülerin sosyal çevresindeki engellerin kaldırılması, binalarda özürlülerin kullanımını kolaylaştırıcı imar düzenlemelerin yapılması, özürlülerin eğitsel ve kültürel ihtiyaçlarının karışlanmasının yanı sıra mesleki eğitim çalışmalarına hız kazandırılması söz konusu olmuştur.

Özürlülere yönelik kapsamlı çalışmalardan biri de Japon Hükümeti 1995 yılında tarafından hazırlanan “7 yıllık bir özürlüler eylem planı” ve bu plan kapsamında sürdürülen çalışmalar olmuştur. Bu plan doğrultusunda 2002 yılına kadar özürlülerin toplumla bütünleşmelerini sağlamak için bir dizi çalışma başlatılmıştır. Normalleştirme Stratejisi Eylem Planı kapsamında bedensel engeliler için ve zihinsel engelliler için sosyal aktivitelere katılım sağlamak hedeflenmiş refah evleri ve ev ziyaretleri yapılmış evde sosyalleşmeye yönelik eğitim programları uygulanmış ve engelli kişilere günlük yaşam becerileri kazandırma eğitimleri verilmiştir. 2002 yılı sonuna gelindiğinde eylem planının başarılı olduğu ve özürlülere yönelik eğitim programlarında ciddi başarılar sağlandığı dikkat çekmiştir.

Japonya’da sosyal refah sisteminde Konfiçyusçülük ve Budizm temeldir ve Japonya’da toplumun özürlülere bakış açısında acıma duygusu hala yaygındır. Japon toplumunda gönüllü çalışma geleneği fazla yaygın olmaması özürlülerle ilgili yeni

projelerin uygulanmasını zorlaştırmaktadır81. Ancak son zamanlarda bu konuda bazı olumlu gelişmeler olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır.

ABD, İngiltere, Almanya ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerin ÖZER hizmetlerin gelişimi birlikte değerlendirildiği zaman ilk olarak her ülkenin kendine özgü bir eğitim sistemine sahip olduğu dikkat çekmektedir. Nitekim, ABD ve İngiltere’de engelli bebeklere erken müdahale stratejisine öncelik verilmiş ve beş aşamalı bir özel eğitimle değerlendirme ve öğretim sistemi oluşturulmuştur. Almanya ise özel eğitim sisteminde normalizasyon ilkesiyle engelli çocuğun yaşantısında kendi kendine yaşamasını sağlayacak becerileri kazandırma amacı öne çıkmaktadır. Japonya uygulamasının dikkat çeken özelliği, özel eğitim sisteminde görme yetersizliği olan bireylerin sayısı çokluğuna bağlı olarak bu tür engellilerin istihdamına yönelik masaj ve akupunktur derslerine ÖZER hizmetleri içinde önem ve öncelik vermiştir.

Şüphesiz, ABD, İngiltere, Almanya ve Japonya gibi ülkelerin ÖZER hizmetlerinde ortak ve benzer noktalar da bulunmaktadır. Bu dört ülkenin ÖZER hizmetlerinin temelinde özel eğitime ihtiyaç olan bireyin entegrasyonunun (kaynaştırma-uyumlaştırma) sağlanması yatmaktadır. Aynı zamanda, bu ülkelerde istihdama yönelik mesleki eğitimi de ağırlık verilmektedir. Bu ortak noktalar arasında en önemlisi bütün bu ülkelerde ÖZER hizmetlerinin tüm engelli gruplara ücretsiz olarak verilmesidir.

2. TÜRKİYE’DE ENGELLİLİK VE ÖZEL EĞİTİM VE