• Sonuç bulunamadı

Isparta İstiklal Mahkemesi’nin Antalya Faaliyetleri

Mütareke sonrasında Anadolu’nun işgal edilmeye başlanması ile birlikte işgal güçlerine karşı milli bir direniş de verilmeye başlanmıştır. Çünkü o dönemde ülke genelinde otorite sarsılmış, İstanbul Hükümeti görevini yerine getiremez hale gelmiştir. Taşra örgütleri unutulmuş, bölge idareleri belirsizlik içine girmiştir. Anadolu halkı ve yöneticiler arasında ilgi ve bağ kaybolmuş, sivil idare acizlik içerisine girmiş, ekonomik hayat yıkılmış devlete olan güven sarsılmaya başlamıştır733.

Anadolu’da hal böyle iken Millî Mücadele’yi gerçekleştirmek, yeniden tam bağımsız olmak için Mustafa Kemal önderliğinde mücadeleye girişilmiştir. Otoriteyi yeniden tesis etmek için 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM açılmıştır. Meclis açıldıktan sonra ilk olarak ülke genelinde yaşanan asayişsizlik ve otorite boşluğunu ortadan kaldırmak için çalışmalar yapmıştır. Bu bağlamda meclisin açılmasından sonra üzerinde durulan en önemli konu uzun tartışmalardan sonra kabul edilen Hıyanet-i Vataniye Kanunu734 ve kabulüdür. Hıyanet-i

731Cumhurbaşkanlığı Arşivi; A: III-10-a-2, D: 43, F: 29-2. 732Cumhurbaşkanlığı Arşivi; A: III-10-a-2, D:43, F: 29-1.

733 Nutuk, C.I. s. 1; Sebahattin Selek, Anadolu İhtilali, İstanbul, 1966, s. 12.

73429 Nisan 1920 tarihli Hıyanet-i Vataniye Kanunu 14 maddeden oluşmaktadır. Kanun, 1-M. Makamı muallâyi

hilâfet ve saltanatı ve memaliki mahrusa-i şahaneyi yedi canipten tahlis ve taarruzatı def maksadına matuf olarak teşekkül eden Büyük Millet Meclisinin meşruiyetine isyanı mutazam kavlen veya fiilen veya tahriren muhalefet veya ifsadatta bulunan kesan, haini vatan addolunur. 2-M. Bilfiil Hiyanet-i Vataniye’de bulunanlar şaiben idam olunur. Feranzimethal olanlar ile müteşebbisleri Kanunu cezanın kırk beşinci ve kırkaltıncı maddesi mucibince tecziye edilirler. 3-M. Yaiz ve hitabet suretiyle alenen veya ezmene-i muhtelif ede eşhası muhtelifeyi sırren ve kavlen hiyaneti vataniye cürmüne tahrik ve teşvik edenlerle işbu tahrik ve teşviki suver ve vesaiti muhtelife ile tahriren ve tersimen irtikâp eyliyenler muvakkat küreğe konurlar. Tahrikat ve teşvikat sebebiyle madde-i fesat meydana çıkarsa muharrik ve müşevvikler idam olunurlar.4-M. Hiyanet-i vataniye maznunlarının mercii muhakemesi ikan cürüm edilen mahaldeki bidayet ceza mahkemesidir. Ahvali müstacele ve fevkalâdede maznunun derdest edildiği mahal mahkemesi de icrayi muhakeme ve itayi karara salâhiyettardır.5-M. Hiyanet-i vataniye maznunlarının muhakemesi bidayet ceza mahkemelerinden verilecek gayri muvakkat tevkif müzekkeresi üzerine her halde mevkufen icra edilir.6-M. Zabıtai adliye memurlarının

Vataniye Kanunu Meclis’te görüşülerek 29 Nisan 1920 tarihinde 14 madde olarak kabul edilmiştir735. Olağanüstü durumun gereklerine göre çıkartılmaya çalışılan bu kanun memlekette birliğin sağlanmasında önemli bir etken olacağı düşüncesi ile çıkarılmıştır. Kanunun kabulü ile TBMM meşruluğunu belirleyip ulusun yüksek çıkarlarına karşı yapılacak davranışları mahkemeler yoluyla cezalandırmayı düşünmüştür736.

TBMM’nin olağanüstü tehlike ortamı içinde ihtilal kanunu olarak çıkardığı Hıyanet-i Vataniye kanunu savaşın gerekçelerine çare olmadığı gibi kanunu uygulayacak mahkemelerin yokluğu da büyük eksiklik olmuştur. O dönemde kanun kapsamına giren askeri suçlara harp divanı ve bidayet mahkemeleri bakmaktadır. Bu bağlamda kanunun çıkarılma sebebine göre işleyiş kazanması Hıyanet-i Vataniye kanunundan istenilen verimin alınabilmesi hızlı çalışan çabuk karar verip uygulayabilen mahkemelerin kurulmasına bağlıdır. Hıyanet-i Vataniye kanunun kabulünden sonra uygulanması, mevcut mahkemelere bırakılmış ve dört aylık uygulama denemesi yapılmıştır. Bu uygulamanın sonucu normal mahkemelerin, harp divanlarının bu görevleri yerine getiremedikleri görülmüştür737. Bu arada Millî Müdafaa Vekili Fevzi Paşa (Çakmak) imzasını taşıyan olağanüstü ihtiyaçtan dolayı savaş zamanı uygulanmak üzere firariler hakkında hükümet önergesi verilmiş önergede, orduda kaçak olaylarının arttığı bu durumun hükümeti ve bağımsızlığı tehlikeye düşürecek bir hal aldığı belirtilerek asker kaçaklarını önleyebilmek için acilen sert tedbirlerin alınması zamanın geldiği savunulmuştur. Ordudan firari olaylarının artmasına sebep olan etkenlere de değinilen tanzim edecekleri tahkikatı iptidaiye evrakı daire-i istintaka tevdi olunmaksızın mahallin en büyük mülkiye memuruna ita olunur ve onun tarafından dahi müddei umumiler vasıtasıyle yirmi dört saat zarfında mahkemeye verilir.7-M. Hiyanet-i vataniye maznunlarına ait muhakemat, bir sebebi mücbir olmadıkça âzami yirmi günde hükme raptolunacaktır. Bu müddeti bilâsebebi mücbir tecavüz ettiren mahallî zabıtası ile mahkeme heyeti Kanunu cezanın yüz ikinci maddesi zeyli mucibince cürmünün derecesine göre tecziye edilmek üzere mafevki mahkemesince muhakemesi bilicra âzami yirmi gün zarfında hükme raptedilecektir.8- M. işbu kanuna tevfikan mehâkimden sâdır olacak mukarrer at katî olup Büyük Millet Meclisince tasdik mahallerinde infaz olunur. Tasdik edilmediği takdirde Meclisçe ittihaz edilecek karara tevfiki muamele olunur.9-M. işbu ceraimin emri muhakemesi için mahkemelerce istenilen şahsa, celp ve davete hacet kalmaksızın bilâ hüküm ihzar müzekkeresi tastır kılınır. 10-M. isyana iştirak etmeyen eşhas hakkında ligarezin isnadatta bulunanlar isnat ettikleri cürmün cezasiyle mücazat olunurlar.11-M. Haklarında gıyaben hüküm sâdır olan eşhas, derdestlerinde işbu kanuna tevfikan yeniden ve vicahen muhakemeleri icra olunur.12-M. İşbu kanun her mahallin idare âmiri tarafından nahiye ve kaza, liva ve vilâyat merkezlerine ve köy heyeti ihtiyariyeleri, müçtemian celb edilerek ifnam ve sureti tebliği muntazaman heyeti mezkûre âzalarının imzalarını havi zabıt varakaları tutularak idare meclislerince hıfzedilmekle beraber kavaninin neşir ve ilânı hakkındaki kanuna tevfikan ayrıca neşir muamelesi dahi yapılacaktır.13-M. İşbu kanunun icrayi ahkâmına Büyük Millet Meclisi memurdur.14-M. İşbu kanun her mahalde tarihi tebliğ ve ilânından kırk sekiz saat sonra mer'i şerk olunacaktır. şeklindedir. Bkz. Http: //www. tbmm. gov.tr/ tutanaklar/ KANUNLAR_KARARLAR/ kanuntbmmc001/ kanuntbmmc001/ kanuntbmmc 00100002.pdf. (E.T. 25.11.2013)

735 Yaşar Özüçetin ve H. Mehmet Dağıstan, “Hıyanet-i Vataniye Kanunun Müzakereleri ve Kabulü”, Tarihin

Peşinde,Y. 2011, S. 5, s.270.-273.

736 Ergün Aybars, İstiklal Mahkemeleri, Ankara, 2008, s. 38. 737 Aybars, a.g.e., s. 44.

önergede sık sık cezaların affedilmesinin ve asker kaçaklarına uygulanan hapis, pranga cezalarının azlığının askerden firar etme düşüncesinde olanlara cesaret verdiği, bundan dolayı cezaların daha caydırıcı hale getirilmesi gerektiği savunulmuştur738. Bu önergede yer verilen

tespitler doğrultusunda eksik görülen yerleri tamamlamak için 11 Eylül 1920 tarihinde yirmi bir numaralı karar ile “Firariler Hakkında Kanun”739 çıkarılarak yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunla ülke genelinde meydana gelen firari olaylarını en aza indirmek için Millî Mücadelenin kazanılmasında da çok önemli bir yeri olan İstiklal Mahkemelerinin kurulmasının önü açılmıştır. Diğer taraftan Dr. Tevfik Rüştü Bey de çetelerin yarattığı tehlike ve kaçaklar konusunda çare olmak üzere Mustafa Kemal’e “İhtilal Mahkemeleri” kurulmasını teklif etmiştir. Mustafa Kemal de Meclis’te bu konuda çalışmalar yapılmasını istemiştir. Nihayetinde TBMM’de çıkarılan kanunu uygulayıcı geniş yetkili mahkemelerin oluşturulmasına ve adının da “İstiklal Mahkemeleri” olmasına karar verilmiştir. Ayrıca, İstiklal Mahkemeleri başlangıçta yalnız asker kaçakları (Ordudan firar) suçlarına bakmak için kurulmuşlardır. Zaman içinde yetkileri vatan hainliği, memleketin maddî-manevî kuvvetlerini kırmaya çalışmak, casusluk, yolsuzluk, ayaklanma, eşkıyalık, saldırı, bozgunculuk gibi suçlara da bakacak şekilde genişletilmiştir740. Böylece, Millî Mücadele döneminde mahkemelerin bakamayacağı dava konusu kalmamıştır.

İstiklal Mahkemelerinin kurulması ve görevlerinin belirlenmesinden sonra ülke genelinde nerelerde mahkemelerin kurulacağı saptanmıştır. Buna göre TBMM’de sekiz bölgede İstiklal Mahkemesi kurulması kararı alınmıştır. Bu bölgeler: Ankara, Eskişehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamonu, Pozantı, Diyarbakır’dır. Her biri Meclis vekillerinden oluşturulmuş bir reis ve 3 azadan (Konya ve Diyarbakır İstiklal Mahkemeleri 2’şer azalı) heyetlerden kurulu mahkemeler görevlerine başlamışlar, yüzlerce dosya inceleyip karara bağlamışlardır741. Bu mahkemelerin üyeleri mecliste seçimle belirlenmişlerdir.

İstiklal Mahkemeleri olağanüstü tehlike karşısında yasama organının kendi içinden seçtiği üyelerden kurulu olağanüstü mahkemelere olağanüstü yetkiler verilmesi sonucu kurulan ihtilal mahkemeleridir. İstiklal mahkemelerinin kuruluşundaki amaç düzenli ordunun kurulmasını sağlamak için asker kaçakları sorununu çözmektir. İstiklal mahkemeleri kuruluşlarından kısa bir süre sonra yetkileri vatana ihanet, yolsuzluk soygun saldırı, casusluk, bozgunculuk, ayaklanma gibi suçları da kapsama alanına almıştır. TBMM adına çalışan

738 Aybars, a.g.e., s. 47.

739“Firariler Hakkında Kanun” http://www.tbmm.gov.tr/ tutanaklar/ KANUNLAR_KARARLAR/

kanuntbmmc001/ kanuntbmmc001/ kanuntbmmc00100021.pdf. (E.T. 25.11.2013)

740 İhsan Ezherli, Türkiye Büyük Millet Meclisi (1920-1986), Ankara, 1986, s. 61. 741 Aybars, a.g.e., s. 54.

İstiklal mahkemelerinin kararları kesin ve temyizi yoktur. Kararların uygulanmasından asker- sivil bütün görevliler sorumludur. Mahkemeler verdikleri kararlardan dolayı sorumlu değillerdir. Önceleri üç üyeden kurulu olan mahkemelerin üye sayısı sonraları dörde çıkmış ve ilk başta yokken sonradan savcılar da mahkemelerde görev almışlardır. İstiklal mahkemeleri kararlar verirken dil, din farkı gözetmeksizin herkese eşit davranmışlardır. Duruşmalar halk önünde yapılmış, kararlar halkın önünde okunmuş, her mahkeme kendi bölgesinden sorumlu olmuş ve kendi bölgesinde karar vermiştir742.

Millî Mücadele döneminde kurulan İstiklal Mahkemelerinden biri de Isparta İstiklal Mahkemesidir. Bu mahkeme; Biga mebusu Hamit Bey743 reisliğinde yine Biga Mebusu Hamdi Bey744, Eskişehir mebusu Hüsrev Sami Bey745, Maraş mebusu Tahsin Beylerden746 oluşmuştur747. Üyeler meclis üyeleri tarafından seçilerek belirlenmişlerdir. Yapılan oylamada;

Tablo 3.1 Isparta İstiklal Mahkemesi Üyeleri ve Aldıkları Oylar.

Üye İsmi Seçim Bölgesi Aldığı Rey Görevi

Hamit Bey Biga 76 Reis

Hamdi Bey Biga 41 Aza

Hüsrev Sami Bey Eskişehir 73 Aza

Tahsin Bey Maraş 49 Aza

Kaynak: İhsan Ezherli, Türkiye Büyük Millet Meclisi (1920-1986), Ankara, 1986, s. 65.

742 Aybars, a.g.e., s. 16.

743 Hamit Bey (Hamdi Hamit Karaosmanoğlu): 1886 Yılında Isparta’da doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Hukuk

Fakültesinden mezun olmuştur. Ülkenin çeşitli yerlerinde Hakim ve Savcılık görevlerinde bulunmuş, 23 Nisan 1920 tarihinde açılan TBMM’ye I. Dönem Biga Vekili seçilmiştir. Bu dönemde Isparta istiklal Mahkemesi Başkanlığı yapmıştır. Evli ve iki çocuk babası olan Hamit Bey 10 Ağustos 1961 tarihinde ölmüştür. Bkz,TBMM Arşivi, Milletvekili Özlük Fonu.

744 Hamdi Bey (Ahmet Hamdi Dumrul): 1879 yılında Ayvacık’ta doğmuştur. Fatih-Tophane Medresesinde

eğitim almış ticaretle uğraşmıştır. Ayvacık, Ezine ve Bayamiç Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Şubelerinin kurucuları arasında yer almış 23 Nisan 1920 tarihinde açılan TBMM’ye 41. Yaşında I. Dönem Biga Vekili seçilmiştir. Isparta istiklal Mahkemesi üyesi olarak da görev yapmıştır. Evli ve bir çocuk babası olan Hamdi Bey 3 Kasım 1947 tarihine ölmüştür. Bkz,TBMM Arşivi, Milletvekili Özlük Fonu.

745 Hüsrev Sami Bey (Kızıldoğan)(Sami Aydoğmuş): 1884’te Gümülcine’de doğmuştur. 1904’te Harbiye’yi

bitirmiştir. Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarında görev almıştır. Sivas Kongresine Eskişehir üyesi olarak katılmıştır. Heyeti Temsiliye üyesidir. 23 Nisan 1920 tarihinde açılan TBMM’ye I. Dönem Eskişehir Vekili seçilmiştir. Isparta İstiklal Mahkemesi Üyesi olarak görev yapmıştır. Evli ve iki çocuk babası olan Hüsrev Bey 3 Mart 1942 tarihinde ölmüştür. Bkz, TBMM Arşivi, Milletvekili Özlük Fonu.

746 Tahsin Bey (Mehmet Tahsin Hüdayioğlu): 1880 tarihinde Maraş’ta doğmuştur. Maraş Belediyesi Meclisi

İdari Üyeliğinde bulundu. Osmanlı Mebuslar Meclisi IV. Dönem Maraş Vekilidir. 23 Nisan 1920 tarihinde açılan TBMM’ye I. Dönem Maraş Vekili seçilmiştir. Evli ve altı çocuk babası olan Tahsin Bey 6 Mayıs 1947 tarihinde ölmüştür. Bkz, TBMM Arşivi, Milletvekili Özlük Fonu.

Yukarıdaki tablo oluşmuştur748. Isparta İstiklal Mahkemesi’nin görev bölgesi; Isparta, Burdur, Antalya, Denizli, Aydın ve Menteşe sancakları olmuştur. Isparta İstiklal Mahkemesi 9 Ekim 1920 tarihinde kurulmuş 21 Ekim 1920 tarihinde Isparta’da görevine başlamıştır. 22 Şubat 1921 tarihinde çalışmalarına son verip 25 Mart 1921 tarihinde Ankara’ya geri dönmüştür749.

Isparta İstiklal Mahkemesi görev alanı içerisinde yer alan Antalya’da da görev yapmıştır. Teke Mutasarrıflığından TBMM Başkanlığı’na gönderilen 5 Kasım 1920 tarihli telgrafta Isparta İstiklal Mahkemesi Reisi Hamit Bey, “Antalya ve havalisi kumandanlığının gösterdiği

lüzum üzerine heyetimiz Antalya’ya azimetle ifa-yı vazifeye mübaşeret eylemiştir.”750 şeklinde bilgi verilmiştir. İstiklal Mahkemesi, Antalya İtalyan işgali altında olmasına rağmen Antalya’da görevini sürdürmüştür751. Dolayısıyla Isparta İstiklal Mahkemesi Antalya ve havalisinde meydana gelen asayiş ve firarilerle ilgili olaylar için Antalya’da görev yapmıştır. TBMM Reisi tarafından Dâhiliye Vekâlet’ine gönderilen yazıda Antalya’da görev yapan İstiklal Mahkemesi heyetinden Antalya’daki genel durum hakkında bilgi alındığı bilgide Antalya Livası dâhilinde askeri firarilerin çok olduğu, bu firarilerin halka çok büyük zarar verdikleri buna mukabil Antalya’daki mülki amir ve jandarma komutanının esaslı tedbirler alacakları yerde masalarını bırakmayarak olaylara karşı sorumsuz ve ilgisiz kaldıkları ve bu durumun derhal gözden geçirilmesi istenmiştir752.

Isparta İstiklal Mahkemesi 8 Kasım 1920 tarihinden 28 Aralık 1920 tarihine kadar Antalya’da çalışmalarını sürdürmüştür. Isparta İstiklal Mahkemesi heyeti Antalya’daki çalışmaları hakkında Mustafa Kemal’i bilgilendirmiştir. 4 Mayıs 1921 tarihli TBMM Reisi Mustafa Kemal’i bilgilendirme yazısında, Antalya’da bulunan heyetin 34 meseleye baktığı bu meselelerden 24’ünün asker firarilerinin durumları ve faaliyetleri ile ilgili olduğu, bunun sonucu olarak bölgede insanların çok rahatsız oldukları anlatılmıştır. İstiklal mahkemesinin incelediği dosyaların ise özellikle bölgede hane yakmak, para ve eşya gasp etmek, yol kesmek şeklinde işlenen suç unsurları olduğu bilgisi verilmiştir753.

Hamit Bey 26 Aralık 1920 tarihinde TBMM’ye yazdığı yazıda İstiklal mahkemesi heyetinin Antalya’daki faaliyetlerini tamamlayarak Burdur yolu ile Isparta’ya döneceğini

748 Ezherli, a.g.e., s. 65. 749 Aybars, a.g.e., s. 80.

750Cumhurbaşkanlığı Arşivi; A: III-10-a-2, D: 43, F: 18 751 Aybars, a.g.e., s. 82.

752Cumhurbaşkanlığı Arşivi; A: III-10-a-2, D: 43, F: 310. 753Cumhurbaşkanlığı Arşivi; A: III-10-a-2, D: 43, F: 210-1

bildirmiştir754. Çalışmalarında; gasp, eşkıyayı himaye, firar, firara sebebiyet, firara teşvik, fuhuşa dehalet, hırsızlık, hükümete muhalefet, isyan, rüşvet, sahtekarlık, silah alıp satmak, görevi terk ve suistimal, rüşvet, yalan ve yol kesme gibi suç dosyalarını incelemiştir. İstiklal Mahkemesi heyeti Antalya’daki işlerini tamamladığından 29 Aralık 1920 tarihinde Isparta’ya hareket etmiş755 ve. 6 Ocak 1921 tarihinde Isparta’ya ulaşmıştır756.

Isparta İstiklal Mahkemesi tüm sorumluluk alanında 555 dava dosyasını görüşerek karara bağlamıştır. Bu çalışmalar sonucunda 7 kişiye idam cezası, 6 kişiye gıyabi idam cezası, 20 kişiye kürek cezası, 265 kişiye çeşitli türde cezalar verilmiş, 248 kişi hakkında da adem-i mesuliyet ve beraat kararı verilmiştir757. Ancak bunun ne kadarlık kısmının Antalya ile ilgili olduğuna dair bir bilgiye ulaşılamamıştır.

TBMM 17 Şubat 1921 tarihinde İstiklal Mahkemeleri hakkında “…kurulduğu günden

itibaren fevkalade hizmeti görülmüş olan fakat şimdilik ihtiyaç kalmadığı ve eğer atiyen ihtiyac-ı mahsus bulunduğu zaman yine Meclis-i Ali’nin karar ve tensibi ile lüzum görülen mahalde İstiklal mahkemesi teşkili her zaman mümkün olacağına binaen…” karar vermiş ve “…Ankara İstiklal Mahkemesinden mâadâ bi-l-umûm İstiklal Mahkemelerinin şimdilik faaliyetine nihayet verilmiş ve heyetler meclise davet edilmiştir…”758mahkemelerin

kapatıldığı bildirilmiştir. Bu kararla Ankara İstiklal Mahkemesi hariç bütün İstiklal Mahkemeleri kapatılmıştır. Karar doğrultusunda Isparta İstiklal Mahkemesi de 25 Mart 1921 tarihinde kaldırılmıştır759.