• Sonuç bulunamadı

İşgal Yıllarında Antalya’da Yaşanan Asayiş Olayları

İtalya Antalya’yı işgal ederken öne sürdüğü en önemli gerekçe bölgede asayişin olmadığı iddiası olmuştur. Sözde şehirde yaşanan asayişsizlikleri ortadan kaldırmak için Antalya işgal edilmiş bu gerekçeye dayalı olarak 1919 yılı nisan ayı başlarından itibaren şehre çok sayıda asker ve mühimmat çıkarılmıştır. Öne sürülen gerekçelerle ilgili olarak Antalya’ya İtalya’nın asker çıkarmasını gerektirecek bir hususun olmadığı, bunun işgal ve istila anlamına geldiği 2. Ordu Müfettişliği tarafından beyan edilmiştir681. Gerçekten de şehir işgal edilmeden önce 675 Dayar, a.g.t. s. 107. 676 Erten, a.g.e, s. 58. 677 Sarı, a.g.t., s. 56. 678Erten, a.g.e., s. 58. 679Erten, a.g.e., s. 58. 680 Gönüllü, Cumhuriyet Döneminde…, s. 164. 681ATASE, ISH. K. 191, G. 119, V.1.

bölgede huzuru bozabilecek asayiş olayı yaşanmadığı anlaşılmaktadır. İtalya’nın iddiasının tersine, Antalya’nın işgal edilmesi ile birlikte şehir ve çevresinde asayişsizlik artmış ve silahlı eşkıya çeteleri türemiştir682. Bu bağlamda 1919 yılı temmuz ayı başlarında Denizli ve Antalya civarlarında otorite boşluğu yaşandığından dolayı eşkıyanın türediğine dikkat çekilmiştir683. 1920 yılı başında Antalya’dan Burdur’a giden bir İtalya subayı, Antalya ve çevresindeki olaylara atfen, “Antalya’da umumi idare-i arıza vardır”684 şeklinde beyanda bulunmuştur. Bölgede işgal sonrası oluşan otorite boşluğu ve eşkıya faaliyetlerinin artması İtalya’nın politikası sonucu ortaya çıktığı bir gerçektir. Zira İtalya bölgedeki asayiş olaylarını işgal gerekçesi olarak kullanmaya çalışmış, hukuki düzen ve nizamı bozan çetelerin faaliyetlerine göz yummuştur685. Bu durumun sonucu olarak ortaya çıkan olayları da bahane edip bölgede asayiş bozuktur teziyle askeri varlığını arttırmış, işgal sahasını genişletmek için Burdur’a kuvvet sevk etmiştir686.

Antalya işgal edilmeden önce şehirde küçük çaplı münferit olaylar meydana gelmiştir. Bu hadiseler hemen her yerleşim yerinde yaşanabilecek olaylardır. Yaşanan bu küçük hadiseler İtalyanlar tarafından bölgede asayişin olmadığı şeklinde yorumlanmıştır. Bu hadiselerden biri de Antalya’dan Burdur’a giden postanın durdurarak beraberinde götürdüğü 194.891 kuruş paranın gasp edilmesidir. Olayın hemen ardından gaspı gerçekleştiren kişileri yakalayabilmek için Antalya ve Isparta’dan kolluk güçleri görevlendirilmiştir687. Bu olayı Antalya hapishanesinden firar eden meşhur eşkıyalardan Balıklı Ayşe’nin Osman’ın gerçekleştirdiği tespit edilmiş, eşkıya ve yanındakiler Korkuteli Kaymakamlığı’nın gayretleri ile 16 Nisan 1919 tarihinde ölü ele geçirilmişlerdir688.

Antalya’nın işgalinin ardından şehirde asayiş olaylarına bakıldığında özellikle 1919 yılı mart ayından 1920 ortalarına kadar asayiş olaylarının bölgede artış gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu olaylar genellikle otorite boşluğunun ortaya çıkması ve ekonomik sebeplerden dolayı gerçekleşen olaylardır. 17 Nisan 1919 Tarihinde Antalya’nın Çirkin Oba köyünden Ali Çoban’ın evi bir grup eşkıya tarafından basılıp mevcut parası gasp edilmiştir. Bu olayı gerçekleştirenlerin yedi kişiden ibaret oldukları tespit edilmiş ve yapılan tahkikat neticesinde

682ATASE, ISH. K. 460, G. 159, V.1. 683ATASE, İSH, K. 460 G. 159, V. 2. 684TİTE, K.18, G.39, B.39, 001.

685 Kadir Şeker, “Milli Mücadele Döneminde Burdur’da Sosyal Hayat”,SDÜ. Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi,

S. 22, Isparta, Aralık 2010, s. 66; Köstüklü, a.g.e., s. 24.

686 Köstüklü, Milli Mücadele’de…, s. 19. 687BOA. DH. EUM. AYŞ. 4/46-1.

Antalyalı Kör Süleyman, mübaşir Abdi Arapoğlu Abdullah 30 Nisan 1919 tarihinde yakalanıp, adlî mercilere sevk edilmişleridir689.

İşgal yıllarında Antalya-Isparta-Burdur civarlarında eşkıyalık yapan çeteler türemiştir. Bu çetelerden birisi de Bucaklı Karaosmanoğlu Mehmet, Seydiköylü Fevzi ve Kestel Karyesinden Ali’nin oluşturduğu çetedir. Çete mensupları askerler tarafından takip altına alınarak öldürülmüşlerdir690. Bölgede faaliyet gösteren bir başka çete ise Kaz Ahmet çetesidir. Çetenin gücü bünyesinde asker kaçakları, hapishane firarilerini barındırması ve yabancı güçlerden destek almasından kaynaklanmaktadır. 24 Nisan 1919 tarihinde bu çete bölgede asayişi bozmasından dolayı hükümet güçleri tarafından takip edilmiş Bademağacı Kasabası’nın Yuva Köyü civarlarında çıkan çatışmada çeteden Akbaş Mehmet ölü ele

geçirilmiştir. Çeteden Abduş isimli şahıs ise canlı olarak yakalanmıştır691. Çete lideri Kaz Ahmet ve Yakalı Hüsnü kaçmışlardır. Daha sonra çetenin kaçanlarını takip eden askerler geri kalanları Kızılkaya Kasabası civarlarında kıstırmışlardır. Çıkan çatışmada asker firarilerinden Leylek köyünden Hacıalioğlu Kadir, Kemer köyünden İbrahim oğlu Mehmet silahsız olarak, yakalanmışlardır. Askerler takiplerini sürdürmüşler 14 Ağustos 1919 tarihinde Yakalı Hüsnü bir Alman mavzeri, elli mermisiyle eskiden bu yana eşkıyalık yapan Dede Yusuf ve Kaz Ahmet Korkuteli kazası yakınlarında ölü ele geçirilmişlerdir692.

Antalya’nın Çıvgalar köyünden Osman Bey’in kızı Ayşe’ye 25 Nisan 1919 tarihinde tecavüz edilmiştir. Tecavüz eden kişinin aynı köyden olan Ali oğlu Mehmet olduğu tespit edilip yakalanmış ve adlî mercilere sevk edilmiştir693.

1 Mayıs 1919 tarihinde Alanya’nın Süleymanlı Köyünden Pareklioğlu Hüseyin’in kızını kaçırmak isteyen Mustafa oğlu Mehmet girdiği silahlı çatışmada öldürülmüştür694.

12 Mayıs 1919 günü Korkuteli’nin Kiremitli mahallesinde Korkuteli Dereköy’den Kel Ramazan Oğlu ile Sülekler Köyünden Halil Oğlu Ömer Sultan Aleaddin Mahallesinden Ömer Hafız oğlu Mehmet, Kiriş Ömer oğlu Mehmet, Kiremitli mahallesinden Bozkırlı Mehmet Çavuş oğlu Mustafa ve Sülekler köyünden Osmanoğlu Ramazan, Çeregözzâde Yusuf Ağa’nın evini basmış ancak Yusuf Ağa tarafından atılan dört el silah atılması üzerine kaçmışlardır.

689BOA, DH. EUM. AYŞ. 5. ŞB.. 1-67. 690 BOA, DH. EUM. AYŞ. 17/81-V.8-

Burdur’un Bucak İlçesine bağlı bir köydür.

691 BOA, DH. EUM, AYŞ, 6/58, 28-1. 692BOA, DH. EUM. AYŞ. 11/5. V.1. 693BOA. DH.EU. AYŞ. 14-98. 694 BOA, DH. EUM. AYŞ. 4-4.

Olayın faillerinin hepsi sabıkalı olup ayak takımındandırlar. Bu olayı gerçekleştirenler takibe alınmışlardır695. Yine Korkuteli’nin Güzle mevkiinde ikamet eden Saçıkaralı Aşiretinden Hacı Mustafa Oğlu Emin evinde bulunduğu bir sırada gece yarısı dört eşkıya tarafından evine zorla girilmiş Mustafa Oğlu Emin’in eşi Ayşe Hanım’a işkence yapıp 60 adet Osmanlı altını, 250 kuruş parasını gasp etmişlerdir696.

19 Mayıs 1919 tarihinde Çirkin Oba köyünden dört silahlı eşkıya Ayşe isimli hanımın evini basıp Ayşe Hanımı feci şekilde öldürmüşler parasını da gasp etmişlerdir. Yine Antalya’nın Kızılkaya nahiyesinde 7 Temmuz 1919 tarihinde daha önce affa uğrayan Bucaklı Koca Osman Oğlu Mehmet, Halil, Seydiköylü Fevzi ve Kestel köyünden Ali tekrar faaliyetlere başladıklarından dördü de ölü ele geçirilmişlerdir697.

30 Haziran 1919 gecesi Kasap Kör İbrahim’in 100 lirası çalınmış ve hakkını aramak için yaptığı müracaat hükümetçe reddedilmiştir. Bunun üzerine Kör İbrahim İtalyanlara şikâyette bulunmuş ve bu hadise İtalyanların Burdur’da devriye gezmelerine sebep olmuştur698.

Antalya’nın Korkuteli kazası yakınlarında 1 Temmuz 1919 tarihinde 3 Rum kaybolmuştur. Bu olay İtalyanlar tarafından Korkuteli ve civarında güvenlik olmayıp asayişsizliğin hüküm sürdüğü şeklinde yorumlanmıştır. Yaşanan olay da işgalde bahane olarak kullanılmıştır. Ancak, Konya Valisi Cemal Bey’in merkeze çekmiş olduğu telgraftan bu işin de İtalyan kurmacası olduğu anlaşılmıştır699.

Antalya, Isparta ve Burdur çevrelerinde eşkıyalık yapan meşhur Bucaklı Kocabayrakoğlu Mehmet ile üç arkadaşı da Antalya’nın Kızılkaya Nahiyesi’nin Uğurlu Köyü’nde 7 Temmuz 1919 tarihinde girişilen çatışmada ölü ele geçirilmişlerdir700.

İtalyanlar Antalya’yı işgallerinin ardından bölgeyi tanımak ve işgallerini genişletmek için şehir ve çevresine devriye gezintileri yapmışlardır. 17 Temmuz 1919 tarihli gezinti sırasında İtalyan asker ve subayları dinlenmek için Bademağacı Kasabası’nın Oğuzlar köyü civarlarında mola vermişlerdir. O güne kadar hiç otomobil görmeyen çevrede yaşayan halk, İtalyan otomobilini daha yakından görmek için toplanınca halkı dağıtmayı başaramayan

695Ahmet Halaçoğlu, “İşgal Yıllarında Antalya’da Eşkiyalık Faaliyetleri”,Son Bin Yılda Antalya

Sempozyumu Kitabı, 18,19 Aralık 2003. Antalya, s. 207.

696 BOA, DH, EUM, AYŞ, 4/4. 697 Halaçoğlu, a.g.m., s. 207. 698 Köstüklü, a.g.e., s. 19.

699BOA, DH-EUM. AYŞ. 636-42.1. 700BOA, DH, EUM AYŞ 14/98;

İtalyan askeri havaya iki el ateş etmiş ve olayda iki kişi yaralanmıştır 701. Yaralananlardan biri olan Mustafa Oğlu Ahmet’tir. Mustafa oğlu Ahmet kaldırıldığı hastanede ölmüştür702. 17 Temmuz 1919 tarihinde İtalyan askerlerinin ahali üzerine ateş açması sonucu yaralanan Mustafa oğlu Ahmet ile ilgili olarak; 27 Temmuz 1919 tarih ve 514 numaralı bir yazıda İtalyan askeri tarafından cürüm edilenlerden Mustafa Oğlu Ahmet’in vefat ettiği bildirilmiştir703. Konya vilayetinin olayı Dâhiliye Nezareti’ne bildirmesi üzerine, İtalyan temsilciliğinin dikkatinin çekilmesine karar verilmiştir704.

26 Temmuz 1919 tarihinde Antalya-Burdur arasında arabaları durdurarak soyan Antalya’nın Bademağacı Kasabası’nın Oğuzlar (Boğazköy) köyünü basan bölgedeki eşkıyalar köy çavuşu İsmail oğlu İsmail’i öldürmüştür. Bu eşkıyaların Bademağacı Kasabası’ndan çete reisi Ak Mehmet ile arkadaşı Murat oğlu Ali, Ömer oğlu Hasan, Mehmet oğlu Mehmet olduğu tespit edilmiştir. Yapılan takip neticesinde ellerinde bulunan Rus ve İtalyan yapımı tüfeklerle 11 Eylül 1919 tarihinde yakalanmışlardır705.

Antalya’nın Mellü Nahiyesi civarlarında dolaşmakta olan takip müfrezesine 1 Ağustos 1919 tarihinde ateş açılmıştır. Ateş açan Mellü Nahiye’sinin Kocaliler köyünden Osman Oğlu Mehmet ölü ele geçirilmiş, arkadaşı Durali ise canlı yakalanmıştır706. 6 Ağustos 1919 tarihinde Manavgat’ın Şeyhler Köyünün muhtarı Ahmet Ağa’nın evi silahlı kişilerce basılıp evde bulunan eşya ve paraya el konmuştur. Olayı gerçekleştiren iki kişi yakalanmıştır. 10 Ağustos 1919 tarihinde Korkuteli ilçesi ve çevresinde eşkıyalık faaliyetlerinde bulunan Golos adlı eşkıya öldürülmüştür. 15 Ağustos’ta Elmalı’dan Antalya’ya malzeme taşıyan posta arabasına Elmalı Beli yakınlarında kimliği belirlenemeyen kişilerce silahla ateş edilmiş, postayı koruyan jandarmanın karşı koymasıyla saldıranlar kaçmışlardır. 20 Ağustos 1919 tarihinde Korkuteli’nin Kargın Köyünde bekaret bozmaktan dolayı firarda olan ve eşkıyalığa başlayan Tevfik ve yoldan geçenleri durdurup soyan dört kişi Korkuteli’nin Barutlu Kuyu civarında yakalanmıştır707.

Korkuteli kazasının Kargın köyünde 20 Ağustos 1919 tarihinde bekâret bozmaktan dolayı firarda olan ve eşkıyalığa başlayan Korkuteli kazasının bir köyünden olan Tevfik ile

701BOA, DH, KMS, D. 52-3./ 74. V. 1. 702BOA, DH, KMS, D. 52-3./ 74.V.2-3. 703 BOA, DH. KMS. 52-3/ 74-1. 704BOA, DH, KMS, D. 52-3, 74-5. 705BOA, DH. EUM. AYŞ. 21/31. V.1 706BOA, DH, EUM, AYŞ 17/48-5 707BOA, DH. EUM. AYŞ. 20/ 65. V. 6.

Antalya’nın Korkuteli şoseleri üzerinde Barutlu Kuyu isimli mevkide yolcuları soyan dört meçhul şahıstan Kargın köylü Ali Molla yakalanmıştır708.

Korkuteli civarında yoldan geçenlere taarruz edip onları soyan hapishane firarilerinden Çaykenarı köyünden Garip Osman ve Ali ile altı adamı 21 Kasım 1919 tarihinde yakalanarak adliyeye teslim edilmiştir709.

Bölgede işgal yıllarında yaşanan ve İtalyanlarca gerçekleştirilen bir başka önemli olay Mustafa Haşmet’in öldürülmesi olayıdır. 21 Şubat 1920 tarihinde meydana gelen olay şu şeklide gerçekleşmiştir: Antalya’da bulunan Korkuteli eşrafından Haşmetzâde Mustafa Efendi misafir gittiği evden akşam saatlerinde evine dönerken İtalya devriyelerine takılmıştır. İtalya askerleri tarafından üzeri aranmış, Mustafa Haşmet’in devriyelere karşı direnişi üzerine Haşmet, devriyeler tarafından iki el ateş edilerek öldürülmüştür710. Olay sonrası Antalya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından şiddetle protesto edilen İtalya, temsilcileri ve kumandanları aracılığıyla üzüntülerini dile getirmiş, ölen şahsın ailesine 5 bin lira vereceklerini bildirmiştir. Cenaze namazına İtalyan komutanın da katılmasına rağmen halk tarafından İtalya aleyhine gösteriler yapılmış, halkın bir taşkınlık yapılmasından çekinen İtalya, nizamiye kapılarına tel örgü çekmiştir711. Mustafa Haşmet’in şehit edilmesi Antalya ve çevresinde çabuk yayılmış ve büyük bir infial yaratmıştır. Antalya halkı toplanarak hadiseyi protesto etmiştir. Bunun üzerine İtalyan askerleri Antalya’da birkaç gün süreyle devriye gezmeye ara vermişlerdir”712.

İtalya’nın işgaline karşı şehirde halk zaman zaman fevri hareketler de bulunmuştur. Bu bağlamda halktan İtalya askerilerine karşı farklı tepkilerin gösterildiğini söylemek mümkündür. Örneğin, Toraman Mehmet ile İtalya askerleri arasında münakaşa çıkmış, İtalya askerleri tarafından Toraman Mehmet tutuklanarak hapishaneye götürülmüştür. Toraman Mehmet 24 saatten fazla hapishanede tutulunca Antalya mutasarrıflığı gerekçesiz yapılan bu uygulamanın sona ermesi için İtalya’nın mümessiline müracaat etmiş, fakat sonuç alamamıştır713.

Görüldüğü gibi bölgede asayiş olaylarının Millî Mücadele döneminde arttığını söylemek mümkündür. Çünkü işgalle birlikte bölgede boşluk yaşanmış bu durum bir taraftan bölgeyi

708BOA, DH,EUM, AYŞ, 20/65-6. 709BOA, DH, EUM, AYŞ, 26/63.

710TİTE, K.317, G.30, B.30,-001; BOA, DH.KMS. 52/5-55.V.1. 711 Çelebi, Milli Mücadele Döneminde…, s. 205.

712 Alçıtepe, a.g.e., s. 88.

asker kaçaklarının, çete ve eşkıyaların sığınak yeri haline getirirken aynı zamanda bölgede eşkıyalığın gücünü de artırmıştır714. Millî Mücadele yıllarında İtalya’nın işgal ettiği bölgelerde eşkıyalık hareketlerinin daha ziyade Antalya-Burdur-Isparta üçgeninde olduğu görülmektedir. Bu çevre asker ve hapishane firarilerinin oluşturmuş olduğu eşkıya çetelerinin yuvası haline gelmiştir. Millî Mücadele’ye tanıklık etmiş önemli isimlerden Halide Edip (Adıvar) de Antalya ve civarındaki eşkıyalık olaylarından bahsetmektedir. Halide Edip, Antalya’dan Burdur yolluyla Isparta’ya giderken Kırkgöz Hanı civarında kafilenin durduğu sırada birçok eşkıya hikâyeleri dinlediğini anlatmaktadır. Yolculuk esnasında Çubuk Beli’nden geçerken eşkıyalara rastladığını, ancak saldırı olmadığından herhangi bir çatışmaya girilmeden yola devam edildiğini yazmıştır715.

Millî Mücadele döneminde bölgedeki asayiş olaylarını değerlendirirken efelerin faaliyetlerine de bakmak gerekir. Şüphesiz Millî Mücadele döneminde düzenli ordu kuruluncaya kadar Anadolu’nun diğer bölgelerinde olduğu gibi Antalya ve çevresinde de efelerin faaliyetleri pek önemli rol oynamıştır. Özellikle Demirci Mehmet Efe’nin Antalya ve çevresinin Millî Mücadelesi dönemindeki yardım ve asayişi sağlamadaki önemi yadsınamaz bir gerçektir. Albay Şefik Bey’in de belirttiğine göre o dönemde Denizli, Muğla, Burdur, Isparta, Antalya’nın ilçelerindeki hükümet kuvvetlerinin nüfuzu oldukça azalmıştır. Bazı merkezlerde mahallî Millî heyetlerin emrindeki milis askerleri, asayiş ve emniyet işlerinde hükümet kuvvetlerine yardımcı olmuşlardır. Bölgede asayişi bozan eşkıyaların yok edilmesinde, mahallî kuvvetler yeterli olmayınca hangi vilayetten olursa olsun, bu gibi eşkıya çetelerini takip ederek teslim olmalarını sağlamak için Demirci Mehmet Efe vasıtasıyla onun gönderdiği zeybek müfrezelerden yardım ve destek alınmıştır716.

Yunan ve İtalyan işgalinden korkan halk bir de çeteler yüzünden rahatsız olmaya başlamıştır. Bölgede o dönemde asayişi tehdit eden birçok efe ve gurup türemiştir. Bunlar: Karazor Efe, Golluca Efe, Gırtıl Ali, Emdirmenin Deli Hasan, Alakerim’in Yusuf, Mustafa Efe, Karakocanın Mehmet, Selenti’li Çakıcı Efelerdir. Bu efeler o dönemde halk üzerinde

baskı kurmuşlar ve keyfi idare uygulamaya çalışmışlardır717.

714 Şimşek, a.g.m., s. 235.

715 Halide Edip Adıvar, Türk’ün Ateşle İmtihanı, (7. Bas.) İstanbul, 1983, s.214-215. 716 Aker, a.g.e., s. 307.

Gazipaşa’nın eski adıdır.

Bölgede faaliyet gösteren efelerin başında Demirci Mehmet Efe718 ve askerleri gelmektedir. Demirci Mehmet Efe ve çetesi TBMM açıldıktan sonra düzenli ordunun kurulmasına kadar bölgede önemli rol oynamıştır. Meydan gelen münferit asayiş olayları ile çıkan ayaklanmaların bastırılmasında önemli rol oynamıştır. 2 Ekim 1920 tarihinde Konya’nın Alibey Hüyüğü köyünde Delibaş Mehmet adındaki bir asinin topladığı çoğu asker kaçaklarından oluşan yaklaşık beş yüz kişi ile gerçekleştirdiği ayaklanma Konya’da başlayıp Bozkır, Beyşehir Seydişehir üzerinden Antalya’nın ilçelerine yayılmaya başlamıştır. İsyan bir taraftan Antalya’nın Akseki, İbradı, Manavgat ilçelerinde yayılırken diğer taraftan Isparta’da, Eğirdir’de, Sütçüler’de de etkisini göstermeye başlamıştır. İsyan gün geçtikçe etkisini arttırıp yayılmaya devam edince TBMM yeni önlemler alma ihtiyacını duymuş ve Batı Cephesi’nden bir miktar muharip gücü isyanı bastırmak için Refet Bey önderliğinde bölgeye göndermiştir. Ayrıca, bölgedeki isyanın bastırılması için TBMM Hükümeti Demirci Mehmet Efe’yi de görevlendirmiştir. Bölgenin asayiş ve güvenliğinden sorumlu 57. Tümen Kumandanı Albay Mehmet Şefik Bey ve Demirci Mehmet Efe güçleri Eğirdir’de birleştirerek 12 Ekim 1920 Salı günü Isparta’dan Eğirdir’e geçmişlerdir. Eğirdir’de isyan çıkaran, isyancılarla işbirliği içine giren Hacı İsmail Ağa, Hacı Abdullah, Kuş Hoca, Hafız Sabri Efendileri hükümet önünde ağaçlara asarak idam etmişlerdir719. İsyana karşı oluşturulan muharip birlikte yüz yirmi kızan ile bir nizamiye bölüğü toplam beş yüz elli iki kişi vardır. Bu birliklerde iki makineli tüfek, bir top ve uzun namlulu silahlar vardı. İsyan bastırma ordusunda Albay Şefik Bey, Yüzbaşı Arap Nuri, Jandarma Teğmen İbrahim Bey, Ödemişli Kara Erkek Mehmet Efe, Ödemişli Tıklaç Mustafa Efe, Sökeli Ali Efe, Burhaniyeli Kara Ali, Zurnacı Ali Efe, Çallı Hüseyin Çavuş ve müfrezeleri yer almışlardır720.

Şefik Bey ve Demirci Mehmet Efe’nin bölgeye geldiğini duyan isyancılar daha yukarılara, Sütçüler taraflarına çekilmeye başlamışlardır. İsyancılar isyanı bastırmak için görevlendirilen

718 Demirci Mehmet Efe: 1880 yılında Aydın’ın Nazilli İlçesinin Pirlibey köyünde doğmuştur. Babası Süleyman

annesi Ayşe hanımdır. Babası Demirci ustası olduğundan kendisine “Demirci” lakabı verilmiştir. Bir süre medrese eğitimi almış okumayı öğrenmiş fakat, yazmayı öğrenememiştir. Askerlik görevini İzmir’de yapmıştır. Askerliği esnasında Ermeni yüzbaşı Mıgırdıç’tan dayak yiyince askerlikten firar etmiş ve dağa çıkmıştır. Önce Ödemiş’te Gökdeli çetesine girmiş sonra bu çeteden ayrılarak kendi çetesini kurmuş ve kısa sürede adını duyurmuştur. Acımasız, korkusuz ve kurnaz biri olarak tanınmıştır. Yunanlılar İzmir’e asker çıkarıp bölgede vahşete girişince Yunanlılara karşı çetesi ile mücadeleye başlamıştır. TBMM açıldıktan sonra ise meclisin emrine girmiş, düzenli orduya geçilince asker olmayı kabul etmediğinden çetesi lağvedilmiştir. Çetesi dağıtılan Demirci Mehmet Efe bir süre Bozdoğan’a yerleşmiş, buradan Nazilliye geçmiştir. Nazilli’de barınamayınca Bakırköy’e gitmiş ve bir süre sonra tekrar doğduğu yere Nazilli’ye geri dönmüş, 5 Ekim 1959 tarihinde vefat etmiştir. Bkz. Sıtkı Altınel, Güneybatı Anadolu’da Kuvay-ı Milliye Hareketi, TC. Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara, 1993. s. 210; Recep Bozkurt, Ulusal Kurtuluş Savaşında Eğirdir, Eğirdir/ Isparta, 2007. s. 106.; Apak, İstiklal Savaşında…, s. 102-103.

719 Bozkurt, a.g.e., s. 101.

ordu ile takibe alınmıştır. Sütçüler civarlarındaki isyancılar etkisiz hale getirildikten sonra Antalya’nın ilçelerine geçilmiştir. İbradı’da çıkan ayaklanma 2 Ekim tarihinde başlamıştır. 12 Ekim 1920 tarihinde İbradı’ya giren Albay Şefik ve Demirci Mehmet Efe, bölgede silah arama ve tarama işi yapmışlardır. Demirci Mehmet Efe buraya düzenlediği sefer için 5 bin lira sefer masrafı ceza kesmiştir. Ayrıca üç kişiyi de kazada idam etmek suretiyle cezalandırmıştır. 16 Ekim 1920 tarihinde de isyanın Akseki’ye sıçramış olmasından dolayı Akseki’ye geçmişler ve buranın önde gelenlerinden altı kişiyi yine idam ederek cezalandırmışlardır. Buraya da on bin lira sefer masrafı ceza verilmiştir. Akseki’den 18 Ekim 1920 tarihinde Manavgat’a geçilmiş ve burada da olaylara karıştığı öne sürülen üç kişi idamla cezalandırılmıştır721.

Bölgede Demirci Mehmet Efe’den sonra en güçlü efe Alanya taraflarında faaliyet gösteren Karazor Efe’dir. Karazor Efe, 1920 ortalarından itibaren bölgede birçok başıbozuk eylem yapmış, Ekim 1920 başlarında Alanya Hükümet Binası’nı basmıştır. Bu olayda beraberindeki on sekiz efe ile birlikte altmışa yakın kişiyle Alanya Hükümet Binası’nı 3-4 Ekim 1920 tarihinde işgal etmiştir. Kazada okullar kapatılmış, halka baskı yapılmış, askerlik şubesinin kasası kırılarak yüz elli üç bin lira altı yüz yedi kuruşa el konulmuştur722. Amacı padişah yanlısı bir idare kurmaktır. Karazor Efe ve arkadaşları tarafından Hükümet Binası işgal edilerek Golluca Efe idaresindeki bir ekip kaza kaymakamı da dâhil olmak üzere bütün kaza idarecilerini hükümet konağının altındaki nezarethaneye atmışlardır. Karazor Efe daha sonra toplanan halka kendisini ilçe kaymakamı ve hak halife reisi ilan etmiş723, keyfiyetine dayalı bir idare kurmuş ve yönetmeye başlamıştır. Halk ve kazanın ileri gelenleri bu durumdan rahatsız olmuşlardır. Nihayet isyana karşı oluşturulan ordunun İbradı, Akseki, Serik civarlarında isyanları bastırarak geldiği duyulmuştur. Bundan tedirgin olan Karazor Efe Alanya’da kurduğu idareyi terk etmiştir724.

Böylece Demirci Mehmet Efe’nin de desteği ile bölgede çıkan isyanlar bastırılmış ve asayiş yeniden temin edilmiştir. Bu isyanın bastırılmasında efeler ve çeteler güvenlik ve asayişte büyük roller üslenmişler, hükümet güçleri ile millet ve memleketin hizmetinde