• Sonuç bulunamadı

Islahat Döneminde Yetki Genişliği

C) BOZULMA VE ISLAHAT DÖNEMİNDE YETKİ GENİŞLİĞİ

2) Islahat Döneminde Yetki Genişliği

Devletin içine düşmüş olduğu bu çöküş, bazı padişahların, sadrazamların ve

dönemin önde gelen aydınlarının dikkatini çekmiş304 ve özellikle idâre teşkilatı da içine alan çok geniş çaplı ıslahatlar yapılmış ve bazı tedbirler alınmıştır305. Osmanlı devletinin siyasi ve idâri yapısındaki bu bozulmanın sebepleri ve ıslahat hakkında yazılan eserlerden en önemlilerinden biri Koçi Bey’in IV. Sultan Murad’la Sultan

İbrahim’e verdiği tasarıdır (layiha)306. Koçi Bey’e göre bozulmanın baş sebebi, padişahın mevcudiyetinin rağmına hareket eden, idârecilerdir307. O’na göre; problem bu olduğundan yapılması gereken de bu kötü idâreciler tarafından bozulan sistemi eski haline getirmek için yapılacak ıslahat, bozulmanın önüne geçebilir308. Islahat çalışmalarına bu nazarla yani eskiye dönüşün çözüm olacağı düşüncesiyle309 tam tekmil III. Selim’in tahta çıkması ile başlamış, II. Mahmud ile daha da hız verilerek devam edilmiştir310.

Çalışma konumuzun sınırları nedeniyle bu yapılan ıslahatlara ayrıntılı bir

şekilde değinemeyeceğimizden dolayı, bu dönemde taşra idâresi için ve dolayısıyla

304

KARAGÖZ, Mehmet, “Osmanlı Devletinde Islahat Hareketleri ve Batı Medeniyetine Giriş Gayretleri (1700-1839)”, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi., S.6, s.175.

305

ORTAYLI,“Osmanlı İdare..”, s. 8; ONAR, age., 690; SENCER, agm., s.38; DAVISON, age., s.30. 306

Eski idâre teşkilatımız ve müesseslerimiz hakkında çok esaslı ve önemli bilgiyi içeren bu tasarılar, idâre hukuku tarihimizin ehemmiyetli kaynağını teşkil eder. (ONAR, age., 690; OKANDAN, age., s.43; YALÇINDAĞ, agm., s. 39; SENCER, agm., s.38; YAŞAMIŞ, agm, s.2.) Bu tasarılar veya diğer önemli tasarılar ise; Ali Ayni, katip çelebi, defterdar sarı Mehmet paşa’nın layihalarıdır. (DAVISON, age., s.31.) Bu şekilde hazırlanan layihaların sayısı 22 tanedir. Layihalar da aşağı yukarı ortak birçok konuların tespit edilmiş olduğunu görmek mümkündür. (KARAGÖZ, agm., s. 188.)

307

Koçibey kanuni döneminden itibaren başlayan bozulmayı 5 sebebe bağlamaktadır. Bunlardan en önemlisi padişahın divanı toplama geleneğini bırakıp yüksek vazife salahiyetlerin yetenekli, liyakatli olanlara değil de bildik ve yakınlara verilmesidir. (SENCER, agm., s.39.)

308

KOÇİ Bey, age., s. ; ONAR, age., 690; SENCER, agm., s.38. 309

İdari yapıda gözlemlenen bu bozulmanın geçmişe dönerek çözümlemek isteyen bu anlayış, 18. Yy. sonlarına kadar sorunlarına çözüm arayan Osmanlı’nın düşüncesine egemen olmuştur. (SENCER, agm., s.39.)

310

yetki genişliğinin uygulaması için ne gibi ıslahatlar yapıldığına bakacağız.. Öncelikle ıslahat döneminin ilk mimarlarından III. Selimin idâri alandaki ıslahatlarında en çok taşra yönetimi üzerinde durulduğu görülüyor311. Taşrada merkezi idârenin vermiş olduğu geniş yetkileri -yukarıda da ifade edildiği gibi- müfrit (aşırı) (tevsii mezuniyet) bir şekilde kullanan ehil olmayan yöneticilere karşı bir kanunname hazırlatarak312 taşra idârecilerinin seçiminde daha dikkatli olunmasını, ehil olmayanların, kendini derebeyi gibi görenlerin, bu görevlere getirilmemesini emreden III. Selim313 bu göreve atananların görev sürelerini de sınırlayarak en az 3 en fazla beş yıl görevde kalabileceklerini emretmiştir, eğer göreve getirilen kişi halk tarafından beğenilir, hoşnut kalınır ise görev süreleri uzatılabilecekti314. Görüldüğü gibi III. Selim döneminde taşra üzerinde yapılmak istenen ıslahatlar, yetki genişliğinin aşırı uygulanmasının altında yatan sebepleri ortadan kaldırıp, merkeziyeti taşra üzerinde güçlendirmek yani yetki genişliğinin makul uygulamasına geri dönmeye yöneliktir.

Fakat her ne kadar III. Selim döneminde yönetim usulune ilişkin kısaca belirtilen şekli ile ıslahat hareketlerine girişilmiş315 olsa da bu girişimler idâri yapıda bir değişiklik meydana getirememiştir316. III. Selim’in idâri yapıda (diğer sosyal kurumlarda da olduğu gibi) yapmaya çalıştığı bu ıslahatlar, halefi II. Mahmud tarafından daha sıkı bir politika ile yürütülmeye çalışılmıştır317.

311

YALÇINDAĞ, agm., s. 44. 312

III. Selim sadece idârî alanda değil daha birçok alanda kanunnameler tanzim ettirmiştir. (KARAL, Enver Ziya, Selim III’ ün Hat-tı Hümayunları, ANKARA 1999, s.119-120.)

313 Ahmed Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, C. 5, İstanbul 1303, s.289. 314

KARAL, age., s. 119. 315

III. Selim’in tahta çıktıktan sonra yapmaya çalıştığı ve bir nebzede olsa başarabildiği ıslahatların başında tekrardan meşveret kültürü meydana getirmesidir. Osmanlı Klasik Dönemine hakim divan anlayışı kısmi de olsa tekrardan III. Selim sayesinde hayat bulmuştur. (YALÇINDAĞ, agm., s. 43.)

316

ONAR, age., 693. 317

II. Mahmud farklı alanlarda318 yapmış olduğu ıslahatlarda oldukça başarı sağlamış bir hükümdardır319. Yapmış olduğu ve yapmaya çalıştığı ıslahatlar başkent idâresi ile sınırlı kalmamış özellikle yapısal bir değişim içerisinde olan taşradaki idârî yapıyı dolayısıyla yetki genişliği uygulamasını da olması gereken şekline getirmeye çalışmıştır320.

Taşra idaresinin daha doğru ifadesi ile idari yapının düzeltilmesi adına II. Mahmud’un taşrada yapmaya çalıştığı ıslahat çalışmalarında karşılaştığı en büyük sorun, ayanın merkezi idâre ile olan rekabetidir321. Bu sebeple, en önemli önceliği taşrada büyük güç kazanmış olan bu toprak aristokrasisi ile uğraşmak olmuştur322. Yanına kapıkulları ve ulama’nın da desteğini alan II. Mahmud, ayanları tek tek tavsiye etmeye başlamıştır323. Daha sonra taşradaki idârecilerin hususiyetlerini değiştirerek, onları merkeze sıkıca bağlamak adına tedbirler almıştır. Bunun içinde taşrada görev yapacak kişilerin güvenilir ve sadakat sahibi olmalarına dikkat

318

II. Mahmud’un yapmış olduğu en hayırlı iş (Vakayı Hayriye) isyan ve serkeşlik içerisinde bulunan asker kanadının gücünü kırarak yapmıştır. Bir diğer önemli yenilik, bugünkü bakanlık sisteminin temelini atmış olmasıdır. O zamana kadar sadrazam ve vezirlerde toplanmış olan bazı yetkiler bu yeni sitemle nazırlara yani bakanlara dağıtılmıştır. Bununla beraber artık bürokrasi sınıfında da memurların atanması ve derecelendirilmesi belli esaslara bağlanmıştır. (UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı – KARAL, Enver Ziya,

Osmanlı Tarihi, C.V, Ankara 1986, s.153) Ayrıca II. Mahmud selefi III. Selim’in meşveret usulünü

geliştirerek çeşitli kurumlar meydana getirdi. Bunlardan en önemlileri Dar-ı Şurayı Askeri, Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye, Meclis-i Sanayi ve Ticarettir. ayrıca Osmanlı devlet fonksiyonları arasında sayılmayan nüfus sayımı, posta işleri, karantina gibi alanlarda da bu dönem II. Mahmud tarafından çalışmalar yapılmıştır. (YALÇINDAĞ, agm., s. 46.)

319

YALÇINDAĞ, agm., s. 45.

320 SENCER, agm., s.40; YALÇINDAĞ, agm., s. 45. 321

KARATEPE, Şükrü, agm., s.721; SENCER, agm., s.43. 322

Burada izlenen strateji; eğer bir yerde bir ayan ölmüş ise onun yerine yakınlarından biri tayin edilmedi. Ölen ayanların yakınındaki etkili kişiler uzak bölgelerde görevlendirilerek birlikte hareket etmeleri önlendi. Ayanların bir kısıma öldürüldü bir kısmı da uzak yerlere sürgün edildi. (KARATEPE, agm., s.721, SENCER, agm., s.43.)

323

edilmiş324 ve bu atanan görevlilerin maaşı yerel kaynaklardan değil, merkezden ödenerek taşra yönetimi merkeze bağlanmıştır325.

Taşra idâresinde yapılan bu ıslahatlar sayesinde II. Mahmud “taşralarda ortaya çıkmış ve kuvvetlenmiş olan derebeyleri ile de mücadele ederek onların taşradaki nüfuzlarını tamamen kırmış ve hatta çıktığı zaman mevcut olan geniş ve müfrit tevsii mezuniyet (aşırı yetki genişliği uygulamasını) ve derebeylik yerine tam bir merkeziyet tesis etmiştir”326. Kısaca özetleyecek olursak II. Mahmud’un taşrada yapmış olduğu bu ıslahatlarla, kuvvetli bir merkeziyetçilik anlayışı ile taşradaki aşırı mahalli güçleri ortadan kaldırılarak merkeze bağlı, aşırı yetki genişliğine sahip olduğunu düşünmeyen ve olamayan, kendini derebeyi hissetmeyenlerin yönettiği bir taşra yönetimi ortaya çıkmıştır327.