• Sonuç bulunamadı

F- MUCİZE’NİN NÜBÜVVET’E DELİL OLMASI

I. BÖLÜM

4- Irmağın Kana Bulanması

Firavun, Hz. Musa’nın göstermiş olduğu mucizeleri gördüğü halde yine de inkarına devam ediyor ve Hz. Musa’nın da çok bilgili bir sihirbaz olduğunu (A’raf 7/109) iddia ediyordu. Firavun ve taraftarlarının Hz. Musa’nın göstermiş olduğu mucizeler karşısında daha yumuşamış olmaları gerekirken, daha da katılaşıyorlardı

Hz. Musa’ya “Ne tür mucize getirirsen getir biz asla sana inanacak değiliz” (A’raf 7/132) diyorlardı. Kendileri bir iyilik ile karşılaştıkları zaman bunu hak ettiklerini iddia ediyorlardı. Bir kötülüğe uğradıkları zaman ise bunu Hz. Musa ve ona inananların uğursuzluklarına bağlıyorlardı. Allah-u Teala, dengesizce davranan bu kavme çeşitli musibetler vermiş, onları yıllarca süren kuraklık ve kıtlık ile cezalandırmıştır107. Gönderilmiş olan her bir musibet sonuçları bakımından bir öncekinden daha büyük olmasına rağmen, onlar takınmış oldukları bu olumsuz tavırlarından asla vazgeçmiyorlardı108. Firavun, kavmine Ey kavmim, Mısır’ın hakimiyeti, bu ülke şu köşkümün altından akıp giden ırmaklar benim değil mi. Bunu siz de görüyorsunuz. Yoksa ben şu zavallıdan, meramını bile anlatmaktan aciz olan şu

105 N. Mehmed Solmaz, İ. Lütfi Çakan, a.g.e., s.193. 106 A’raf , 7/133-135; Zuhruf, 43/48-50

107 A’raf, 7/130 – 131; Kaf, 50/13-14. 108 H. İbrahim bulut, a.g.m., s.137.

adamdan daha üstün değil miyim. Eğer Musa iddia ettiği gibi peygamber olsaydı onun üzerine altından bilezikler atılmalıydı ve kendisiyle birlikte, onu tasdik eden melekler gelmeliydi dedi. Firavun kendisinin varlıklı bir hükümdar, Musa’nın ise zayıf kimsesiz bir adam olduğunu ileri sürerek kendisinin Musa’dan daha hayırlı olduğunu iddia ediyordu. Ayrıca onun dilindeki tutukluğu dile getirerek peygamberliğe layık olmadığını açıklıyordu. Firavunun kavmi de bunu onaylıyordu.109

Firavun ve Mısır halkının inançsızlıkları ve peygamberlerine uygunsuz yakıştırmalar yapmaları nedeniyle Rab, Hz. Musa’ya asasını ırmağın sularına vurmasını söyledi. Hz. Musa, Rabbin buyruğu üzerine asa’sını ırmağın sularına vurdu. Bütün sular kana dönüştü. Balıklar kan içerisinde öldüler. Mısırlılar içecek su bulamaz hale geldiler. Mısır’ın her yerinde kan vardı. Evlerdeki sular dahi kan olmuştu (Çıkış 7/16-21). Mısır halkı artık güçsüz kalmıştı.. Dayanamaz hale geldiklerinde Hz. Musa’ya geldiler ve sürekli tekrar ettikleri gibi ondan yardım istediler. Musa bu musibetin kalkması için Rabbine dua etti. Onun duası kabul oldu ve Allah, Mısır üzerinden bu felaketi de kaldırdı alışkanlık haline getirdikleri gibi yine iman edeceklerini söyleyerek yardım istemişler, fakat musibetten kurtulunca sözlerini unutmuşlardı.110

5– Kızıldeniz’in İkiye Ayrılması

Firavun ve kavmi başlarına gelen bütün bu felaketlerden ders almamışlardı. Hz. Musa’ya ve ona inanlara eziyet etmeye devam ediyorlardı. Firavun Hz. Musa’nın isteği üzerine İsrail oğullarını serbest bıraktığı takdirde ülkedeki iş gücünü kaybedeceğini düşünüyordu. İsrail oğulları Mısır’da Firavun’un emrinde çalışıyorlardı. Yapılmakta olan işler yarım kalacağından ülke zarara uğrayacaktı. Ayrıca Mısır’dan ayrılan İsrail oğulları, Mısır’ın kuzeyinde bulunan düşmanlarıyla işbirliğine girişirlerse Mısır, güç durumunda kalabilirdi.111 Bu ve benzeri nedenlerden Firavun, İsrail oğullarının Mısır’dan çıkmalarına müsaade etmiyordu.

Firavun’un İsrail oğullarına yaptığı zulme daha fazla tahammül edemeyen Hz. Musa, inananları yok etme suçu işleyen bu milletten kendilerini kurtarması için Rabbine dua etti.Allah-u Teala, Hz. Musa’ ya inana kimselerle birlikte geceleyin Mısır’ ı terk etmelerini bildirdi. Böylece Hz. Musa ve kavmi Firavun’un zulmünden

109 Ahmet Tekin, a.g.e., s.494. 110 Ömer Öngüt, a.g.e., s.78.

kurtulacaklardı.112 Bunun üzerine hazırlıklara başladılar ve geceleyin yola çıktılar. Sabah olduğunda Mısır’da inananlardan hiç kimse kalmamıştı. Hz. Musa ve inananların Mısır’dan çıktıklarını öğrenen Firavun hemen ordusunu topladı.113 Güneş doğmak üzere iken onların peşlerine düştüler (Şuara 26/60). Firavun ve ordusu İsrail oğullarına yaklaşırken, onların geldiğini gördüler ve korkuya kapılarak bağrışmaya başladılar. İsrail oğullarının önlerinde deniz, arkalarında Firavun ve askerleri vardı. Üstelik oldukça kalabalıklardı. 114 Hz. Musa’ya inananlar yakalanma endişesi içerisinde iken Hz. Musa, Rabbim benimle beraberdir. O, bana çıkış yolu gösterecektir (Şuara 26/61- 62) diyerek onları sakinleştirmeye çalıştırıyordu. Firavun ve ordusu yaklaşarak aralarında çok az bir mesafe kaldığı sırada Allah-u Teala Hz. Musa’ya “Asan ile denize vur” dedi. Hz. Musa asasını denize uzatınca deniz suları ikiye bölündü (Şuara 26/63) İsrail oğulları kuru toprak üzerinde denizi geçtiler. Sular sağlarında ve sollarında onlara duvar olmuştur. Mısırlılar arkalarından onları takip ediyorlardı. İsrail oğulları karaya geçip kurtuldukları sırada Firavun ve ordusunun tamamı iki taraflı suların ortasında bulunuyorlardı. O sırada Rab Musa’ya “elini denize uzat” dedi. Hz. Musa elini denize uzatınca sular eski haline döndü. 115 Firavun tam boğulmak üzere iken, “inandım, hakikatte İsrail oğullarının iman ettiği Allah’tan başka ilahi yokmuş. Ben Müslümanlardanım” (Yunus 10/90) dedi. Ancak boğulmaktan kurtulamadı. Firavun ve kavmi inkarlarındaki inatları yüzünden helak olmuşlardı.116. Hz. Musa’ya ve inananlara yapmış oldukları zulümlerin cezasını böylece ödemişlerdi. İnananlar, Allah’ın yardımına mazhar olarak kurtulmuşlardı. Hz. Musa ve kavmi, Mısır’a göre daha emniyetli olan topraklara ayak basmışlardı. Firavun tehlikesi ortadan kalkmıştı. Ancak Hz. Musa bundan sonra İsrail oğullarının sapkınlıkları ile mücadele edecektir.117

İsrail oğulları, Mısır’da ve Kızıldeniz’i geçme esnasında Hz. Musa’nın pek çok mucizesine şahit olmuşlar ve ona inandıklarını dile getirmişlerdi. Buna rağmen denizi geçtikten sonra orada puta tapan bir kavim gördüler ve Hz. Musa’dan kendilerine böyle bir put yapmasını istediler. Çünkü İsrail oğulları Mısırda kaldıkları zaman puta

112 Duhan, 44/22-23 ; Bakara, 2/50 ; A’raf, 7/1412 ; Yunus ,10/90 ; Şuara, 26/65 113 Maurıce Bucaille, a.g.e. , s.351. ; Ömer Öngüt , a.g. e. , s.79. ; Çıkış, 14/5-9 114 E. Behnan Şapolyo, a.g.e., s.169 ; Çıkış, 14/10.

115 N. Mehmed Solmaz, İ. Lütfi Çakan, a.g.e., s.197 ; Çıkış, 14/21-28.

116 A’raf, 7/136-137 ; Enfal ,8/54 ; İsra ,17/1036; Ta-ha ,20/77-79; Neml, 27/14 ; Kasas, 28/40 ; Zuhruf, 43/48-50; Kaf, 50/13-14 ; Kamer, 54/41-42.

tapıyorlardı. Putperestlik onların ruhlarına yerleşmişti118. Musa onlara, Allah’ın varlığını, birliğini, ibadete layık olan tek Tanrı olduğunu anlamamakta ısrar eden, tutarsız ve cahil bir kavim olduklarını söyleyerek, kendilerine lütufta bulunan ve alemlere üstün kılan Allah’tan başka Tanrı mı arayayım.119 diyerek onların bu taleplerini geri çevirmişti. İsrail oğulları yaptıkları davranışın yanlış olduğunu anlamış ve tövbe etmişlerdi.