• Sonuç bulunamadı

Gökten Kudret Helvası Ve Bıldırcın Yağması

F- MUCİZE’NİN NÜBÜVVET’E DELİL OLMASI

I. BÖLÜM

7- Gökten Kudret Helvası Ve Bıldırcın Yağması

Allah-u Teala, Hz. Musa vasıtası ile İsrail oğullarını Mısır’dan, Firavunun zulmünden kurtarmıştır. Onlara, ataları İsrail’den kendilerine miras olarak kalan Arz-ı Mukaddes’e ulaştıracağını vaat etmişti. Ancak bugünkü Filistin’in bulunduğu yerler, o zaman Amalika’lıların işgali altındaydı. İsrail oğulları, onları oradan çıkarmak için savaşmakla emr olunmuşlardı. Ancak onlar kendilerine vaat edilen bu topraklara

118 H. İbrahim Bulut, a.g.e., s.137-138. 119 Ahmet Tekin, a,.g.e., s.168. 120 A’raf, 7/160. ; Bakara, 2/60.

girmekten kaçındılar.121 Hz. Musa, onlara Allah’ın takdir ettiği Arz-ı mukaddes’e girmelerini, arkalarına dönmemelerini, zira zarara uğrayanlardan ve kaybedenlerden olacaklarını söyledi. Onlar ise orada zorba bir kavim olduğunu, onlar orada bulundukça oraya asla girmeyeceklerini söylediler ve Hz. Musa’ya “Sen ve Rabbin gidin savaşın biz burada otururuz” dediler (Maide 5/20-24).

Allah-u Teala’nın türlü lütuflarına mazhar olan bu kavim asla memnun olmuyor, Hz. Musa’ya güçlük çıkarmaktan geri durmuyorlardı. Hz. Musa’nın yakınlarından iki kişi onlara şehrin kapısından girmelerini, girdikleri taktirde mutlaka galip geleceklerini söyledikleri halde onlar girmekten kaçındılar (Maide 5/23). Onların bu inatçı tavırları üzerine Hz. Musa Rabbine bu günahkar kavim ile kendilerinin arasını ayırması için dua etti (Maide 5/25). Böylece orası onlara kırk yıl haram kılındı (Maide 5/26). Arz-ı Mukaddes’in kapısına kadar geldikleri halde ilahi emri yerine getirmekten kaçındıkları için Tih Çölü’ne düştüler. Kırk yıl boyunca bu çölde kalacaklardı122. Tih çölünde yolculuk ederken, İsrail oğullarının yiyecekleri tükenmişti. Onlar Hz. Musa’dan karınlarını doyurmak için yiyecek getirmesini istemişlerdi. Bunun üzerine Allah-u Teala onlara kudret helvası ile bıldırcın göndermişti123. Ancak onlar bir süre sonra bu yiyeceklerden de bıkmışlardı. Hz. Musa’dan başka yiyecekler getirmesini istemişlerdi. Bu davranışlarıyla aşırıya kaçan bu insanlar kendilerine zulmediyorlardı (A’raf 7/160).

Hz. Musa, Allah-u Teala’nın emri ile Sina dağına çıktı. Kavminden ayrılıp dağa çıkmadan önce kardeşi Harun’u kendi yerine vekil tayin ederek İsrail oğullarını ona emaret etmiştir. Doğru yoldan sapmamaları için onları uyardıktan sonra (A’raf 8/142) yanlarından ayrılmıştı. Hz. Musa, dağa çıkınca bulut dağı kapladı ve Rabbin görkemi dağ üzerine indi. Hz. Musa burada kırk gün kaldı. Kendisine kavminin uyması gereken inanç esasları “on emir” halinde burada verilmiştir.124

Hz. Musa’nın Sina Dağında geri dönüşü biraz uzayınca halk, Harun’un çevresinde toplanarak kendileri için yol gösterecek ilahlar yapmasını istediler. Hz. Musa’nın kendilerini bırakıp gitmesinden dolayı Harun’a sitem ettiler. İsrail oğullarının bu talebi aslında onların Mısırlılardan ne kadar etkilendiklerini göstermektedir. Uzun

121 Ömer Öngüt, a.g.e., s.80. ; Ahmed Çelebi, a.g.e. , s.50. 122 Ömer Öngüt, a.g.e., s.82.

123 Bakara, 2/57 ;A’raf ,7/160 ; Ta-ha ,20/80 ; Bkz. Çölde Sayım, 11/13-18. 124 Ekrem Sarıkçıoğlu, a.g.e., s.254. ; A’raf ,7/142 ; Çıkış ,24/15-16.

yıllar putperest Mısırlılarla birlikte yaşayan İsrail oğulları onların inançlarından, geleneklerinden etkilenmişler, onlar gibi yaşamaya başlamışlardı. Hz. Musa’nın en büyük mucizelerine dahi bizzat şahit olmalarına rağmen yine de fırsat buldukları zamanlarda hep eski inanç ve davranışlarına geri dönüyorlardı.125 İsrail oğulları, üzerlerinde taşıdıkları altın ve süs eşyalarını toplayarak Samiri adındaki bir adama buzağı heykeli yaptırdılar ve onu kendilerine ilah edindiler. Allah’ı bırakıp ona tapmaya başladılar.126 Hz. Musa, döndüğünde kavminin Allah’ı bırakıp buzağıya taptığını görünce çok üzüldü ve onlara aradan bu kadar kısa bir süre geçmişken nasıl olurda verdiğiniz sözden dönersiniz. Allah’ın size vaadini ne çabuk unuttunuz (Ta-ha 20/86) dedi. Kardeşine “Ey Harun bunların sapıttığını görünce, seni benim yolumdan gitmekten alıkoyan nedir” (A’raf 7/150) diye çıkıştı. Hz. Musa’nın takınmış olduğu tavrı gören İsrail oğulları hatalarını anladılar ve yaptıklarına pişman olduklarını, “Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa, biz mutlaka ziyana uğrayanlardan olacağız” (A’raf 7/169) şeklinde ifade ettiler. Hz. Musa, Allah’a bağlılıklarını ve yaptıkları günahlardan pişman olduklarını göstermek için kavminden yetmiş kişiyi Tur dağına gitmek için seçmişti127. oraya vardıklarında Hz. Musa, Rabbiyle konuşmuştu. Fakat yanında bulunanlardan bazıları, O’nun Rabbiyle konuştuğunu inkar etmişlerdi.128 Ona “Ey Musa! Allah’ı açıktan görmedikçe, sana asla inanmayacağız” dediler129. Böylesine inkarcı bir tavır sergilemeleri üzerine onları şiddetli bir sarsıntı yakalamıştı. Baygın bir şekilde yere düşmüşlerdi. Hz. Musa, Rabbine yalvararak içlerindeki beyinsizlerin yüzünden kendilerini helak etmemesini istedi. Böylesine günahkar ve isyancı da olsalar Allah-u Teala, peygamberinin duasını kabul etti. Onlar da tekrar hayata döndürüldüler (A’raf 7/155).

İsrail oğulları Firavunun esaretinden çıktıktan sonra, kendilerine vaat edilen topraklara ulaşmak için ömürlerinin çoğunu çöllerde geçirmişlerdi. Filistin’e geldikleri zaman ise oradaki milletten çekinerek, onların zorbalıklarını da bahane ederek oraya girmemişlerdi. Bu davranışlarının cezası olarak kırk yıl boyunca çölde yaşamaya mahkum olmuşlardı. Çeşitli zorluklarda kaldıkları zamanlarda, her seferin de Allah-u

125 H. İbrahim Bulut, a.g.m. , s.138.

126Ahmed Çelebi, a.g.e. , s.49. ; M. Fatih Kesler , Kuran’da Yahudiler ve Hıristiyanlar ,Ankara 1993, s.29 A’raf ,7/148 ; Ta-ha, 20/88.

127 Ahmet Tekin, a.g.e. , s.170. 128 H. İbrahim Bulut, a.g.e., s.139. 129 Bakara, 2/55 ; Nisa, 4/453.

Teala, onlara peygamberlerinin eliyle mucizeler bahşetmiştir. Türlü nimetlerle mükafatlandırılmışlardı. Ancak onlar her seferinde isyan etmişlerdi. Başlarına bir musibet geldiğinde tövbe ediyorlardı, refaha çıktıklarında ise gene eski hallerine dönüyorlardı. Hz. Musa’dan türlü isteklerde bulunuyorlardı. Hz. Musa onların isteklerini Allah’ın izni ile gerçekleştiriyordu. Ancak İsrail oğullarının Allah’ı görmek istemeleri onların inkarlarında hadlerini aştıklarını göstermekteydi. Zira onlar bu istekleriyle imkansız bir şeyi dile getirmişlerdi. Bunu da Hz. Musa’nın doğruluğuna delil göstermişlerdi. Bu davranışlarıyla çok büyük bir günah işlediklerinden şiddetli bir yer sarsıntısıyla sarsılmışlardı130. Yok olma durumunda iken yine Hz. Musa’nın duası

ile kurtulmuşlardı. Yahudilerin bu kadar çok mucizeyi gördükten sonra mükemmel bir imana sahip olmaları gerekirdi. Ancak onların kalpleri bir türlü tatmin olmadı. Zira İsrail oğulları Hz. Musa’ya gerçekten iman ettikleri için onun yanında değillerdi. Kendilerini Firavun’un zulmünden kurtardığı için onunla birlikteydiler. İman, İsrail oğullarının yüreklerinde değildi. Onlar zor durumda kurtuluş amacıyla iman edip sonra hemen sapık hallerine geri dönüyorlardı. Allah-u Teala, İsrail oğullarının kendisini görmek istemesinden sonra onları “fasık bir kavim” olarak anmıştır. Zira bu çok büyük bir isyan idi131.