• Sonuç bulunamadı

İstinaf Başvurusunun Süresi İçerisinde Yapılmadığı Durumda

Türk hukukunda da hukuk sistemlerinin çoğunda olduğu gibi kanun yoluna başvurmak için çeşitli süreler belirlenmiştir140. HMK’nun 345. maddesi gereğince “İstinaf yoluna Beys, Kostas, Das Rechtsmittel der Berufung -Die Hellenische Erfahrung- İstinaf Mahkemeleri Uluslararası Toplantı 7-8 Mart 2003, 1. B., s.59) kanun koyucu, belirli durumlarda temyiz yolunun ortadan kaldırılmasını uygun bulmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Beyannamesinin 6. maddesinin birinci fıkrası ve Yunanistan Anayasası’nın 20. maddesinin birinci fıkrası bu tür bir uygulamaya engel teşkil etmemektedir.

140 Deliduman, Seyithan, Hukuk Yargısında Temyiz Süresi, İBD, 2006/80/4, s. 1537. Fransız hukukunda; istinafa başvuru süresi (özel düzenlemeler dışında) çekişmesiz yargıda on beş gün, çekişmeli yargıda bir ay (Konuralp, H., Kanun Yolları, s. 28; Vigneau, s. 75), İsviçre ve Avusturya hukuklarında istinafa başvuru süresi otuz gündür

60

başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır”141. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7. maddesinin üçüncü fıkrasında “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır…” ve 7. maddesinin dördüncü fıkrasında “…Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar…” şeklinde düzenlemeler mevcuttur. Bu itibarla iş mahkemelerinde de kararın tebliğ edilmesinden itibaren iki hafta içerisinde istinafa başvurmak mümkündür.

2004 sayılı İİK’nun 363. maddesinin birinci fıkrası gereğince “…icra mahkemesinin…verdiği kararlara karşı…istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gündür”. İflas davası sonucunda ticaret mahkemesi tarafından verilen nihai kararlara, iflasın kaldırılması hakkında verilen karara, iflasın kapanması hakkında verilen karara, iflasına karar verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddi kararına142, konkordato hakkında verilen karara143, konkordatonun kısmen

(Alangoya/ Yıldırım/ Deren Yıldırım, s.526). Alman Hukukunda istinafa başvuru süresi bir ay olup bu süre hükmün tebliği ile başlamaktadır. Ancak istinaf yoluna başvurma süresi en geç hükmün tefhiminden itibaren beş ay sonra bitmektedir [Yıldırım, M. Kamil, Alman Medeni Usul Kanunu, AD, 2000/2, s. 1, http://www.yayin.adalet.gov.tr/adaletdergisi/02.sayi/7kamil.pdf (Erişim Tarihi 03/05/2018)]. Hollanda hukukunda ise istinafa başvurma süresi kararın verildiği tarihten itibaren üç ay, istisnai olarak geçici hüküm davalarında dört haftadır (Davids, s.95).

141 Bu konuda ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. Ersöz, s. 82; Kıvanç Kulbay, Duygu, Hukuk Yargılamasında İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Süresi, KBD, 2017/1/1, s. 76.

142 İİK’nun 293. maddesi gereğince “…Kesin mühlet talebinin değerlendirilmesi sonucunda, hakkında iflâs kararı verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilirse, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı bu kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. …”.

61

feshi talebi üzerine verilecek karara ve icra mahkemesince verilen fevkalade mühlet ile ilgili karşı kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinafa başvurulması mümkündür (İİK m.

164, 182, 254, 293, 308/a, 308/e, 320).

İstinafa başvuru süresinin tefhim ile başlaması beraberinde sorunlar getirmektedir. İlk derece mahkemelerinde genellikle kısa karar tefhim edilmekte, gerekçeli karar sonradan yazılmaktadır. Bu durumda taraf gerekçesini bilmediği bir karara karşı istinaf başvurusunda bulunmak zorunda kalmaktadır. Uygulamada yer alan “süre tutum dilekçesinin” ise yasal dayanağı bulunmamaktadır144. HMK’nun 355. maddesindeki istinaf incelemesinin “…istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı…” hükmü göz önünde bulundurulduğunda, gerekçesini öğrenemeden istinaf yoluna başvurmak zorunda kalan taraf için sağlıklı vakıa denetimi yapılmasının pek mümkün olmayacağı ve beraberinde istinaf başvurusunun başvuran lehine sonuçlanma ihtimalinin düşük olacağı sonucuna varılabilir. Bu durumun da adil yargılanma hakkını zedeleyeceği söylenebilir145. Bu nedenle, tefhimden anlaşılması gerekenin sadece kısa kararın tefhimi değil, gerekçeli ve tam kararın tefhimi olması gerektiği, ancak duruşmada karar gerekçesi ile birlikte açıklandıysa sürenin bu andan itibaren başlaması gerektiği, sadece kısa karar tefhim edildiyse sürenin kararın tüm

143 İİK’nun 308/a maddesi gereğince “…Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar için tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir…”.

144 HGK’nun 01.10.2003 tarih ve13-581/527 sayılı kararında da hukuk yargılamasında süre tutum müessesesinin mevcut olmadığı belirtilmiştir. Süre tutum dilekçesi verilmesinin hukuk yargılamasına aykırı olduğu ve kanuni temellerinin bulunmadığı yönündeki görüş için bkz. Özekes, Muhammet, Hukuk Yargılamasında Süre Tutum Müessesesi Yoktur, Saim Üstündağ’a Armağan, Ankara 2009, s. 381-396.

145 Namlı, Mert, İş Uyuşmazlıkları ve İstinaf, Sicil İş Hukuku Dergisi 2016/36, s. 128.

62

unsurlarıyla birlikte tebliğinden itibaren başlaması gerektiği belirterek bu yönde düzenlemenin yapılmasının yerinde bir tercih olacağına işaret edilmiştir146.

HMK’nun 94. maddesi gereğince “Kanunun belirlediği süreler kesindir…”. Bu nedenle, tarafların anlaşmasıyla bu süre azaltılıp artırılamaz. Hak düşürücü süre niteliğinde olan bu kesin süre içerisinde işlemi yapmayan tarafın, süre bittikten sonra o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. İstinafa başvuru süresi de Kanun’da açık olarak belirlenmiş olan kesin sürelerdendir. İstinaf başvurusunun süresinde yapılmaması halinde tarafın istinaf yoluna başvurma hakkı ortadan kalkar ve ilk derece mahkemesi kararı şekli anlamda kesinleşir147. Ancak süresi içerisinde istinaf yoluna başvurmayan tarafın cevap dilekçesiyle katılma yolu ile istinaf yoluna başvurması mümkündür. Geçerli ve mevcut bir asıl istinaf başvurusunun bulunması halinde katılma yolu ile istinafa başvurulabilir148. HMK’nun 348. maddesi gereğince “İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir…”. İstinafa başvuru süresi bazı mahkemelerde değişiklik gösterse de katılma yolu ile istinafa başvuru süresi her mahkemede aynı olup istinaf dilekçesinin tebliğinden itibaren iki haftadır. Katılma yoluyla istinafa başvurmak için süre söz konusu olmakla birlikte

146 Özekes/ Pekcanıtez/ Akkan/ Taş Korkmaz, s. 2219-2222; Akkaya, s. 159. Bu konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 2013/7114 başvuru no.lu ve 20/01/2016 tarihli ile 2014/12045 başvuru no.lu 17/11/2016 tarihli kararları bulunmaktadır (www.kararlaryeni.anayasa.gov.tr).

147 Kurt Konca, Nesibe/ Damar, Ceren, İş Yargısında İstinaf Kanun Yolu, TBBD, 2016/125, s. 209; Ersöz, s.

76; Sarı, Mehmet, Kanun Yoluna Başvurunun Süre Yönünden Reddi Halinde Kesinleşme Sorunu, THD, 2009/4/38, s. 93-99.

148 Ersöz, s. 85.

63

hukuki menfaat, değer konusunda bir sınır ya da bölge adliye mahkemesinin izin vermesi gibi koşullar bulunmamaktadır149.

Katılma yoluyla istinafın kanun yolu olarak nitelendirilemeyeceği; zira katılma yolu ile istinaf başvurusunun kaderinin asıl istinaf başvurusuna bağlı olduğu belirtilmiştir.

HMK’nun 348. maddesinin ikinci fıkrası gereğince “İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir”150. Asıl istinaf başvurusu süresinden sonra yapılmışsa ya da usulüne uygun yapılmamışsa asıl istinaf başvurusu geçerli olmayacağı için ona bağlı olan katılma yoluyla istinaf başvurusu da geçerli olmayacaktır151. Yani asıl istinaf başvurusunda bulunan tarafın başvurusu hakkında esasa girilip inceleme yapılmadan, katılma yoluyla istinafa başvuran tarafın başvurusu hakkında bir inceleme yapılamayacaktır152. Ancak asıl istinaf başvurusunda bulunan tarafın talebi esası girilip reddedilse dahi artık esastan inceleme aşamasına geçilmiş olduğu için katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunan tarafın talebi de esastan incelenecektir153.

İstinafa başvuru süresinin kaçırılmış olmasına rağmen istinaf yoluna başvurabilmenin bir diğer yolu ise, HMK’nun 95 ilâ 101. maddeleri arasında düzenlenen “eski hale getirme”

müessesesidir. İstinaf yoluna başvurma süresinin elde olmayan nedenlerle kaçırılması halinde

149 Akkaya, s. 177.

150 Alangoya/ Yıldırım/ Deren Yıldırım, s. 530-531; Akyol Aslan, Leyla, Medeni Usul Hukukunda Davadan Feragat, 1. B., Ankara 2011, s.265-266; Özekes, Kanun Yolu İncelemesi, s. 3106; Ruhi, s. 9.

151 Kurtoğlu, s. 81-82.

152 Parlar/ Sekmen, s. 858.

153 Arslan/ Yılmaz/ Taşpınar Ayvaz/ Hanağası, s. 596; Karslı, s. 798; Memişoğlu, s. 87; Görgün/ Börü/

Toraman/ Kodakoğlu, s. 668-669.

64

tarafların şartları varsa eski hale getirmeden yararlanarak hükmü istinaf etmeleri mümkündür154.

İstinaf başvurusunun süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı istinaf başvurusunun kabul edilebilirliği ile ilgilidir. Aslında kesin olmayan bir karar süresinden sonra istinaf edildiğinde, HMK’nun 346. maddesi gereğince kararı veren mahkemenin bir değerlendirme yaparak istinaf dilekçesinin reddine karar vermesi gerekmektedir. İstinaf dilekçesinin reddi kararının tebliğinden itibaren bir hafta içinde taraf gerekli giderleri yatırarak ret kararını istinaf edebilir.

Bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesince verilen istinaf dilekçesinin reddi kararının yerinde olup olmadığı incelenir. Yapılan inceleme sonunda; istinaf dilekçesinin reddi kararının doğru bulunması durumunda “istinaf başvurusunun reddine” karar verilir.

Ancak söz konusu karar doğru bulunmadığı takdirde ilk istinaf dilekçesi dikkate alınarak inceleme yapılır155.

İlk derece mahkemesinin kesin olmayan bir kararının süresinden sonra istinaf edilmesi halinde, bu mahkeme tarafından “istinaf dilekçesinin reddine” karar verilmeden dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ise bölge adliye mahkemesi tarafından “istinaf dilekçesinin reddine” karar verilir.