• Sonuç bulunamadı

Duruşmaya Gelinmemesi ve Giderlerin Ödenmemesi Halinde

B. Duruşmalı İnceleme Sonucunda Verilebilecek Kararlar

1. Duruşmaya Gelinmemesi ve Giderlerin Ödenmemesi Halinde

Düzenlenen duruşma hazırlık tutanağında; duruşma gün ve saati, duruşmanın hangi çerçevede gerçekleştirileceği, celbi istenilen dosya, bilgi ve belgelerin temini için yapılacak yazışmalar, taraflara düşen yükümlülükler var ise ne olduğu (örneğin bilirkişi incelemesi yapılacak ise yatırılması gerekli bilirkişi ve tebligat giderinin ne kadar olduğu belirtilerek giderin avans olarak yatırılması için verilen kesin süre) belirtilmelidir. Duruşma hazırlık tutanağının taraflara gönderilen ihtarlı duruşma davetiyesine eklenmesi gereklidir.

Bölge adliye mahkemesinin HMK’nun ve Tebligat Kanunu’nun hükümleri çerçevesinde usulüne uygun olarak tarafları duruşmaya davet etmesi gerekmektedir.

HMK’nun 358. maddesi gereğince taraflara gönderilecek davetiyede duruşma gün ve saatinin açıkça gösterilerek “duruşmaya gelinmemesi halinde tahkikatın yokluklarında yapılarak karar verileceği” belirtilmeli ve istinafa başvuran tarafa gönderilecek davetiyede ayrıca “yapılacak tahkikat ile ilgili bölge adliye mahkemesi tarafından belirlenen gideri duruşma gününe kadar avans olarak yatırması gerektiği, belirlenen gider yatırılmadığı takdirde dosyanın mevcut durumuna göre karar verileceği, öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesinin mümkün olmaması halinde istinaf başvurusunun reddine karar verileceği” yazılmalıdır.

Taraflara gönderilen davetiyenin Tebligat Kanunu hükümleri gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi, HMK’nun 144. maddesindeki düzenlemenin istinaf aşamasında da uygulanarak davetiyenin tebliği ile duruşma tarihinin arasında “iki haftadan az” sürenin

151

olmaması gerekmektedir. HMK’nun 144. maddesi gereğince bu sürenin “…mahkemece re’sen veya iki taraftan birinin talebi üzerine…” uzatılması veya kısaltılması mümkündür369.

Bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan duruşmaya gelinmemesi durumunda ilk derece mahkemesi aşamasında yapılan yargılamadaki gibi dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmemektedir. Mazeretsiz olarak duruşmaya gelinmediği veya tahkikatla ilgili giderlerin verilen süre içerisinde yatırılmadığı durumda, mümkün olduğu takdirde mevcut dosya durumuna göre karar verilecektir. Ancak HMK’nun 358. maddesine göre “…öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hallerde başvuru reddedilir”.

Bölge adliye mahkemesi tarafından taraflara gönderilen davetiyede HMK’nun 358.

maddesinde belirtilen ihtarın yer almaması, eksik yer alması veya davetiyelerin Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak taraflara tebliğ edilmemesi ya da davetiyelerin tebliğ tarihi ile duruşma tarihi arasında (mahkeme tarafından verilmiş aksine bir karar olmadıkça) iki haftadan az sürenin bulunması durumunda, HMK’nun 358. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen yaptırım uygulanmamalıdır370. Ayrıca bu eksiklikler bozma sebebi de oluşturacaktır371.

369 Zira HMK’nun 356. maddesindeki “…duruşma günü taraflara tebliğ edilir” hükmü ve HMK’nun 360.

maddesindeki “… aksine hüküm bulunmayan hallerde ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü bölge adliye mahkemesinde de uygulanır” hükmü göz önünde bulundurulduğunda, HMK’nun 144. maddesinin bölge adliye mahkemesi tarafından tahkikat aşamasında (duruşmalarda izlenecek prosedürde) uygulanması gerektiği kanaatindeyim.

370 Bu durumda HMK’nun 358. maddesinde belirtilen ihtarın eksiksiz olarak yer aldığı davetiyenin yeniden gönderilmesi ve davetiyenin Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilmesinin sağlanması gerektiği kanaatindeyim.

371 Çiftçi, s. 563-567.

152

HMK’nun 358. maddesinin ikinci fıkrası maddesi gereğince, istinafa başvuran taraf veya vekili “…kabul edilebilir bir mazerete dayanarak duruşmaya gelemediğini bildirdiği…”

ve bu mazeret bölge adliye mahkemesi tarafından kabul edildiği takdirde, yeni bir duruşma günü belirlenerek tarafa veya vekiline bildirilir. İstinafa başvuran tarafa gönderilen ilk davetiyede HMK’nun 358. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususular tam olarak yer almışsa mazeretin kabul edilmesi üzerine tarafa gönderilecek davetiyede yeniden aynı hususlara yer verilmesine gerek yoktur; duruşma gün ve saatinin belirtilmesi yeterli olmaktadır.

Mazeret konusunda ilk derece yargılamasında uygulanan birtakım kurallar istinaf aşamasında da uygulanacaktır. Her iki mahkemede de mazeretin kabul edilebilmesi için yeni tayin edilecek duruşma gününün tarafa bildirilmesi için gönderilecek davetiye giderinin avans olarak mahkeme veznesine yatırılması gereklidir. Davetiyenin tebliği için gerekli gider bulunmadığı takdirde başka şart aranmadan mazeretin reddedilmesi gereklidir. Ancak mazeret bildiren tarafından daha önce dosyaya yatırılmış gider avansı bulunduğu takdirde mazeretin reddine karar verilmeyerek davetiye giderinin buradan karşılanması gerekmektedir372.

Genişletici bir yorum yapılarak, istinaf yoluna başvurmayan tarafın veya vekilinin de mazeret dilekçesi göndermeye hakkı olduğu sonucuna ulaşılmasının doğru olduğu belirtilmiştir. Zira istinaf yoluna başvurmayan tarafın da duruşmada bulunma, kendini ifade etme ve tahkikat aşamasında yapılan işlemlere itiraz etme gibi bazı hakları bulunmaktadır. Bu nedenle istinaf yoluna başvurmayan tarafın davetiye gideri ile birlikte mazeret göndermesi durumunda mahkemenin bu konuda olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapması ve

372 Çiftçi, s. 402-403, 567-569; Kuru, B., Medeni Usul Hukuku, s. 435.

153

mazeretin kabulüne karar verilmesi halinde yeni duruşma gününün tebliğ edilmesi gerekmektedir373.

HMK’nun 120. maddesine göre ilk derece mahkemesinde dava açan taraf davasını açarken “…Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır”. İlk derece mahkemesinde dava sonuçlandığında artan gider avansı var ise kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde tarafa iadesine karar verilir. Davacı istinaf yoluna başvurduğunda artan gider avansının bölge adliye mahkemesine intikal ettirilmesi ve böylece artan gider avansının davacı tarafından bölge adliye mahkemesinde de kullanılmasına olanak tanınması uygun olur374. İlk derece mahkemesinden bölge adliye mahkemesine intikal eden gider avansının bulunması halinde, mazeretin kabul edilmesi üzerine tarafa gönderilecek davetiye giderinin buradan karşılanması mümkündür. Ancak istinaf incelemesi için önem arz eden gider avansı, HMK’nun 358.

maddesinin birinci fıkrası gereğince istinafa başvuran tarafından ilk duruşma gününe kadar yatırılması gerekli olan avanstır. Süresi içerisinde belirlenen avans yatırıldığı takdirde mazeretin kabul edilmesi üzerine tarafa gönderilecek davetiye gideri buradan karşılanacaktır.

Süresi içerisinde belirlenen avans yatırılmamışsa veya ilk derece mahkemesinden bölge adliye mahkemesine intikal eden gider avansı bulunmuyorsa mazeret dilekçesine davetiye giderinin eklenmesi gerekmektedir. Davetiye tebliği için gereken giderin yatırılmış olması mazeretin kabulü için gerekli ise de mahkeme mazereti kabul etmek zorunda değildir; yani bu konuda serbesttir.

İstinaf yoluna başvuran tarafın mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamasının veya mazeretinin reddedilmesinin yaptırımı, duruşmaya ve tahkikata yokluğunda devam edilmesi,

373 Kurtoğlu, s. 159; Albayrak, İstinaf Uygulaması, s. 203; Çiftçi, s. 571-572.

374 Çiftçi, s. 568-569.

154

dosyanın mevcut durumuna göre karar verilmesi, bunun mümkün olmadığı durumlarda başvurunun reddine karar verilmesidir. Duruşmada karar verilmediği takdirde yeni duruşma gün ve saatinin bildirilmesine gerek yoktur. İstinaf yoluna başvuran taraf veya vekili ilk duruşmaya katılmasa bile sonraki duruşmalara katılabilir ancak yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez375.

İstinaf yoluna başvuran taraf mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı takdirde istinaf başvurusu hemen reddedilmeyecek, tahkikata başvuran tarafın yokluğunda devam edilebildiği kadar devam edilecek ve dosya karar verilebilecek olgunluğa gelmişse dosyanın mevcut durumuna göre karar verilecektir (HMK m. 358/3). Örneğin, istinaf yoluna başvuran taraf bölge adliye mahkemesi tarafından belirlenen avansı süresinde yatırmasına rağmen duruşmalara katılmamışsa, bölge adliye mahkemesi yatırılan avansı kullanarak gerekli tahkikatı yapıp dosya hakkında karar verebilecektir. Ancak istinaf yoluna başvuran tarafın duruşmalara katılmaması nedeniyle tahkikat yapılamıyorsa istinaf başvurusu reddedilecektir.

Bu durumda istinaf yoluna başvuran tarafın ihtar edilmesine rağmen davasını takip etmeyerek üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeni ile başvuru reddedildiğinden istinaf başvurusunda bulunan tarafın savunma hakkının kısıtlanmasından bahsedilemez376.

HMK’nun 358. maddesinin birinci fıkrası gereğince; bölge adliye mahkemesi tarafından duruşma hazırlık tutanağında belirlenen, tahkikatın yapılabilmesi için gerekli olan giderin ilk duruşmaya kadar istinaf yoluna başvuran tarafından avans olarak yatırılması gereklidir. Bölge adliye mahkemesi bu giderleri istinaf dilekçesindeki taleplere göre, örneğin bilirkişi raporu alınması talebi var ise bilirkişi ücreti ve davetiye gideri veya tanık dinlenmesi talebi var ise tanıklık ücreti ve davetiye gideri gibi, belirleyecektir.

375 Çiftçi, s. 570.

376 Çiftçi, s. 572-573.

155

Tarafların her ikisinin de istinafa başvurması halinde, bölge adliye mahkemesinin, tahkikat için yatırılması gereken avansın taraflarca hangi oranda karşılanacağını duruşma hazırlık tutanağında belirlemesi gerekmektedir377.

Bölge adliye mahkemesi tarafından belirlenen giderlerin yatırılması için verilen süre Kanun tarafından belirlenen bir süre olduğu için kesindir. Bu nedenle ilk duruşmaya kadar belirlenen gider yatırılmadığı veya eksik yatırıldığı takdirde sonradan yatırılması veya tamamlanması mümkün değildir378. Ancak belirlenen avans tutarının ve adil yargılanma hakkının bir gereği olarak yatırılmamasının sonuçlarının açık olarak usulüne uygun düzenlenen ve tebliğ edilen davetiyede gösterilmesi gerekmektedir. Daha önce de değinildiği üzere; HMK’nun 144. maddesinin birinci fıkrası kıyasen uygulanmalı ve duruşma davetiyesinin tebliği ile duruşma tarihinin arasında, aksi yönde mahkemece karar verilmemişse, en az iki haftalık süre bulunmalıdır. Söz konusu süre daha az olduğu takdirde, bölge adliye mahkemesi tarafından belirlenen giderin yatırılmamasının HMK’nun 358.

maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen hukuki sonuçları doğurmaması ve istinaf başvurusunda bulunan tarafın herhangi bir hak kaybına uğramaması gerekmektedir. Bu durumda HMK’nun 120. maddesinin ikinci fıkrası kıyasen uygulanarak bölge adliye mahkemesi tarafından belirlenen giderlerin yatırılması konusunda duruşmada iki haftalık kesin sürenin verilmesi, kesin sürede giderin yatırılmamasının sonuçlarının usulüne uygun olarak ihtar edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Benzer şekilde, bölge adliye mahkemesi tarafından belirlenen giderlerin yeterli olmadığı tahkikat sırasında anlaşıldığı takdirde ihtiyaç duyulan giderlerin sonradan tamamlanması mümkündür. Bu durumda HMK’nun 120.

maddesinin ikinci fıkrası kıyasen uygulanarak ihtiyaç duyulan giderlerin yatırılması

377 Kıyak, E., İstinaf, s. 69-81.

378 Şartları oluştuğu takdirde HMK’nun 95 vd. maddelerinde düzenlenen eski hale getirme yoluna başvurmak mümkündür.

156

konusunda duruşmada iki haftalık kesin sürenin verilmesi, kesin sürede giderin yatırılmamasının sonuçlarının usulüne uygun olarak ihtar edilmesi gerektiği belirtilmiştir379. Bölge adliye mahkemesi tarafından yatırılması gerekli olan gider, avans olarak yatırıldığı için kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde istinaf yoluna başvuran tarafa iadesine karar verilecektir.

HMK’nun 358. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince verilen istinaf başvurusunun reddi kararı, istinafa başvuru şartlarının ya da ilk derece mahkemesi kararının içeriğinin incelenmesi sonucunda verilen bir karar değildir. Yani bu kararın verilmesinde, ilk derece mahkemesindeki yargılamanın ve kararın etkisi yoktur. Zira ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama ve verilen kararın içeriği incelenemeden istinaf başvurusunun reddine karar verilmektedir. Bu karar, istinafa başvuran tarafın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği için bölge adliye mahkemesinin tahkikatı yürütememesi nedeniyle verdiği bir karardır380.

İlk derece mahkemesi kararının her iki tarafça istinaf edilmesi halinde her iki taraf da istinaf başvurusunda bulunan taraf durumunda olacağından yukarıda yapılan açıklamalar iki taraf için de geçerli olup uygulanacaktır. Bu durumda bölge adliye mahkemesi her iki tarafın istinaf başvurusu hakkında birlikte karar verecektir.