• Sonuç bulunamadı

İnsan yaratılışından itibaren danışmana ihtiyaç duyan bir varlıktır. İslam toplumlarına göre ilk insan Hz. Adem’e Allah’ın tüm isimleri öğretmesi ve meleklerinin

105 Bkz. http://www.pastoraat.nu/Curriculum.html. (06.09.2012)

31

karşısına insanı bu donanımıyla çıkarması insanoğlunun ilk danışmanlık tecrübesidir.106

Hz. Adem’in işlediği ilk hatadan duyduğu pişmanlık dolayısıyla tövbe edişinde de yaratıcısının danışmanlığı söz konusudur.107

Bütün bunlar insanoğlunun yaratılışından ve dünya tecrübesine ilk başlayışından itibaren danışma ihtiyacıyla karşı karşıya kaldığını göstermektedir.108

Dini danışmanlık kavram ve kurum olarak her ne kadar Batı kültürüne ait ise de bu kavramın içerdiği anlam İslam kültüründe de mevcuttur. Çünkü dini danışmanlık kavramının asıl kaynağını, insanların doğru yol üzere olmaları maksadıyla Allah’ın Hz. Adem’den Hz. Peygamber’e kadar gönderdiği elçililerin yaptıkları tebliğ ve irşat görevi oluşturmaktadır. Dolayısıyla irşat ve tebliğ müessesesi, İslam geleneğinde yerleşmiş dini danışmanlık sistemleridir, denilebilir.

İslam dini gerek bireysel gerek toplumsal meselelerde danışmaya önem vermektedir. Kişisel sorunlarda olduğu kadar, kişiler arası sorunlarda da istişarenin önemine vurgu yaparak109 ailevi problemlerde110 ya da işle ilgili meselelerinde111 danışmayı tavsiye etmektedir. Çünkü İslam, bireysel çaba ve bireysel yarar amaçlı bir yaşantı yerine, toplumsal yardımlaşma ve dayanışma temelli bir yaşantıyı ön görmektedir.

Kur’an-ı Kerim, Allah’ın insanlarla iletişimini sağlayan elimizdeki son belgedir. Bu belgenin birçok yerinde vurgulandığı gibi, Hz. Peygamber’in peygamberlik faaliyetlerinin önemli bir kısmı kendisine gelen vahyin tebliği şeklindedir.112

Ancak Peygamberin Allah’ın insanlarla iletişimini sağlamaktan başka vahyin dışında ama vahye dayalı olarak yaptığı danışmanlık ve rehberlik faaliyetleri de vardır. Burada Hz. Peygamber, insanların ahlâk ve ahiret kaynaklı sorularıyla ilgilenerek dini danışmanlık ve rehberlik görevini yerine getirirken onların dinle bağlantılı ama aslında dünyevi olan problemleriyle de ilgilenmektedir.113

106 Bakara, 2/31. 107 Bakara, 2/37. 108 Altaş, a.g.m., s. 329.

109 “…işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar…”Şûra, 42/38.

110 “…Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek

isterlerse, onlara günah yoktur… Bakara, 2/233.

111 “…Onlarla müşavere et…”, Ali İmran, 3/159. 112 Maide, 5/67; Müddesir, 74/1,2; A’la, 87/9,10 113 Altaş, a.g.m., s. 334-335.

32

Kur’an’da anlatılan Hz. Peygamber’in danışmanlık faaliyetleri içinde en çarpıcı olanı Abese Suresi’nde geçen hadisedir.114 Hz. Peygamber’in danışmanlık

faaliyetleriyle ilgili olarak Kur’an’da değinilen bir diğer husus da Mücadele Suresi’nde yer almaktadır. Eşiyle aralarında geçen problemin çözümü için rivayetlerde adının Havle veya Huveyle olduğu bildirilen115

ensardan bir kadın, Hz. Peygamber’den yardım istemiştir. Hz. Peygamber problemi, dönemin geleneğine göre çözmeye çalışmış ama kadının ayrılmasına neden olarak onu sıkıntıya sokmuştur. Kocasından boşanmak zorunda kalan ve küçük çocukları olan bu kadın, Hz. Peygamber’den lehine bir hüküm istemiştir. Bundan sonra problemin çözümü, ancak vahyin gelişiyle gerçekleşti. Ayetlerde Peygamberle mücadele eden bu kadının sözünün Allah tarafından işitildiği ve kocasının söylediği sözlerin karşılığı ödeyeceği bedel mukabili bu yuvanın devamının mümkün olacağı belirtilmiştir.116

Kendisine iyilik ve kötülük yapabilme kabiliyeti birlikte verilen insanın iyiliğe yöneltilebilmesi için rehberlik ve danışmanlığa ihtiyaç duyulmaktadır. Genel olarak eğitimin, özelde de din eğitiminin insanın iyiye yöneltilmesinde rehberlik ve danışmanlık görevi yaptığı belirten Beyza Bilgin, bu disiplinlerin görevinin aynı irşat görevinde olduğu gibi insana yardım etmek ve onun tam ve iyi bir insan olmasını sağlamak olduğunu vurgular. Bilgin, bu görevin başarılabilmesi için de özel bir bakış açısının gerekli olduğunu; bu bakış açısını veren dünya görüşü olmadan tüm eğitim faaliyetlerinin temelsiz kalacağını belirtir.117

Uygulamada da hem eğitim faaliyetlerinin hem de danışma ve rehberliğin, temelleri dünya görüşü ve inanılan değerler tarafından oluşturulmaktadır.

Grup danışması şeklinde değerlendirebileceğimiz Hz. Peygamber’in mescitte yürüttüğü sohbetler zaman içinde kurumsallaşarak vaaz müessesini oluşturmuştur. Vaaz, anlam olarak düşünüldüğünde, toplumu din konusunda aydınlatmak için yapılan

114 Bu surede Hz. Peygamber, yanlış bir metodu danışmanlık ve rehberlik faaliyetlerinde kullandığı için

uyarılmıştır. Gittiği yoldan başka bir yol tanımadığını söyleyenlere karşı Hz. Peygamber ısrarla İslam’ı anlatmaya devam ederken gözleri görmeyen bir adam gelir ve kendisinden İslam’ı anlatmasını ister. Hz. Peygamber, bu sırada daha sonra ilgileneceğini düşündüğü adamın gelişinden hoşlanmamıştır. Önemli kabul ettiği insanlarla konuşmaya devam eder. Ama Allah’tan gelen uyarı dikkat çekicidir: “Onun halini sana kim bildirdi. Belki o temizlenecek yahut öğüt alacak da öğüt ona

fayda verecekti”, Bkz. Abese, 80/3-4.

115

Süleyman Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tersiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul, 1991, s. 305.

116 Mücadele, 58/1-4.

117 Beyza Bilgin, “İrşatta Evrensel Sorumluluk”, 1. Din Şurası Tebliğ ve Müzakereleri, DİB Yayınları,

Ankara, 1995, c.1, s. 171.

33

dini öğüt, rehber, kılavuz, yol gösterici gibi118 anlamlara gelmektedir. Bu anlamları

çerçevesinde vaazın, dini alanda bir yol gösterme, danışmanlık ve kılavuzluk etme faaliyeti olduğu açıktır. “Din Görevlisinin Mesleğini Temsil Gücü” isimli çalışmasında vaaz ve hutbelerin, halkın dini hayatının sürdürülmesinde kendini gösteren ihtiyaçların karşılanmasında rehberlik etmek olduğunu ifade eden Ramazan Buyrukçu, rehberlik çalışmalarında yer alan din görevlilerinin üstlendiği sorumluluklarının önemine işaret eder. Buyrukçu’nun vaaz ve hutbede de kişinin belli alanlardaki istek ve ihtiyaçlarının karşılanması, bu alanlar ile ilgili yeteneklerinin geliştirilmesi için rehberlik yapacak din görevlisine büyük görevler düştüğünü ifade etmesi,119

vaaz ve hutbe faaliyetlerinin de bir rehberlik ve danışmanlık hizmeti olarak kabul edilebileceğini, bunları Hz. Peygamber’in grupla danışma faaliyetlerinin zaman içinde kurumsallaşmış şekilleri olarak düşünmenin mümkün olduğunu göstermektedir.

Netice olarak, her ne kadar dini danışmanlık Batı kültürüne ait bir kavram ve kurum olmasına rağmen, taşıdığı anlam itibariyle İslam kültüründeki irşat ve tebliğ kavramları içerisinde yer almaktadır. Ancak İslam kültüründe ve çalışmamızın konusunu teşkil eden Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarında sunulan danışmanlık hizmetleri ile Batı’da uygulanmakta olan ve Hıristiyan kültüründeki pastoral danışma uygulamaları aynı değildir. Çünkü Hıristiyan geleneğindeki dini danışma ve rehberliğin birincil amacı, psikolojik iyileşmedir ve bunu sağlarken Hıristiyan geleneğindeki dua, takdis ve ritüeller gibi dini bilgi ve yöntemlerden yararlanılmaktadır. Çünkü kişi çoğunlukla günahlarının sebep olduğu pişmanlık ve üzüntü hali ile din adamına başvurmakta ve onun telkinleri sonrası psikolojik rahatlığa ulaşmaktadır. Ayrıca iki dinin, din adamına yüklediği rol ve yetkiler de birbirinden tamamen farklıdır. Bununla birlikte yüklenen anlam ve uygulama itibariyle de yapılan faaliyet değişiklik arz etmektedir. Hıristiyan din adamı ile danışan kişi arasındaki “günah çıkarma” faaliyeti İslam’da yeri ve kabulü olmayan bir uygulamadır. Aksine, İslam’ın öngördüğü din görevlisi diğer dindar insanlardan ayrıcalıklı bir birey olmayıp, dini ve dine dair anlatım tekniklerini iyi bilen, topluma örnek olması gereken, dine, dini kurumlara ve inananlara hizmet veren kişidir. Temel görevi ise öğrenmek, öğretmek ve örnek olmaktır.

118 Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 674.

119 Geniş bilgi için bkz. Buyrukçu, a.g.e., s. 160-176. Ayrıca bkz. Cemal Tosun, “İlahiyat Fakültelerinde

Vaizlik Eğitimi”, AÜİFD, Ankara, 1997, c. 36, s. 185-187. 34

Dini danışmanlığın tanımında belirtilen özelliklerin (iyileştirme, destekleme, yönlendirme, arabuluculuk/uzlaştırıcılık ve eğitmek/geliştirmek) bir kısmı il müftülükleri bünyesinde açılmış olan Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarında da uygulanmaktadır. Bürolarda daha çok bilgilendirme, arabuluculuk/uzlaştırıcılık ve yönlendirme yapılmaktadır. Bununla birlikte bürolarda dini danışma ve rehberlik hizmeti ifa edilirken Kur’an ve sünnette yer alan bireyin bilme ihtiyacı,120 yardım ihtiyacı121

ve moral (manevi takviye) ihtiyacını122 gidermeye yönelik çalışmalar yapıldığını da söyleyebiliriz.

120 Nitekim bu husus Kurân-ı Kerim’de “Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından

çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.” Şeklinde belirtilmiştir. Bkz. Nahl,

16/78.

121 Maide, 5/2; Tirmizi, Birr, 19. 122 Duha, 93/1-3.

35