• Sonuç bulunamadı

3. ARAŞTIRMA YAPILAN AİLE İRŞAT ve REHBERLİK BÜROLARINA

1.2. Ailede Ekonomik Problemler

Aile içi ilişkilerde çatışmalara yol açan en önemli nedenlerden birisi de ekonomik problemler olarak karşımıza çıkmaktadır. Aile içi problemlerin %15.19’unun (n=96) ekonomik problemlere dayandığı görülmektedir. Birbirine bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik sorunlar, aile birliğinin önündeki en önemli engeller arasındadır.

48

Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davranışı, (6. Baskı), Remzi Kitabevi, İstanbul, 2005, s. 55.

49 Ali Çankırılı, Sorunlarıyla Çözümleriyle Ergenlik Çağı, Zafer Yayınları, İstanbul, 2013, s. 32.

50 Hayati Hökeletli, “Ergenlik Çağı Davranışlarında Din Eğitiminin Etkisi” Uludağ Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi, 1986, Yıl 1, S. 1, c. 1, s. 33.

101

Ailede ekonomik problemlere dayalı olarak gelişen sorulara baktığımızda, bu konuda pek çok problem alanı bulunduğunu görmekteyiz. Bu problem alanlarından biri, ekonomik anlamda “para” ve “paranın tasarrufu”dur. Öyle ki bazı ailelerde çalışan kadınların bankamatik kartları dahi eşlerinin elinde veya tasarrufunda bulunmaktadır. Erkeğin kadını paradan uzak tutan bu davranma biçimini, toplum hayatında geleneksel tavır alışların her şeye rağmen varlığını sürdürmekte olduğu şeklinde değerlendirebiliriz. Çalışmayan kadının parayla ilişkisinin ise, tamamen sorunlu olduğu, yine gelen sorularda kendini çok net ortaya koymaktadır.

Ekranlarda gösterime giren film ve dizilerin büyük çoğunluğunda, aşırı konfor ve tüketicilik göze çarpmaktadır. Oyuncuların parayı nasıl kazandıklarından ziyade, nasıl harcadıkları, nasıl zevk ve eğlence peşinde koştukları ekrana getirilmektedir. Aynı şekilde reklam edilen hemen her ürün, mutluluğa ulaşmak için zorunlu olarak sahip olunması gereken bir araç imajıyla sunulmaktadır. Doğal olarak sürekli aynı sahnelerle karşı karşıya gelen aile üyeleri mutluluk arayışlarında, çoğu zaman maddi imkanlarıyla uyuşmayan bir konfor özentisi içine düşebilmektedir.51

Ailelerde bu gibi hadiselerden dolayı yaşanan olumsuzluklar bürolara gelen sorularda ortaya çıkmaktadır.

Soru: Eşim eve para bırakmıyor. Sürekli istemek de benim zoruma gidiyor. Benimde kendime göre ihtiyaçlarım oluyor. Ama eşim bunlara duyarsız. Şunu alsak iyi olur desem ‘ne gerek var’ deyip geçiyor. Biraz daha ısrar edince kavga başlıyor, bağırıp çağırıyor. “Ben ne alırsam onunla yetinmesini bil” diyor. Huzursuzluğumuz diz boyu. Ne yapmam lazım?52

Cevap: Aile reisinin maddi imkanları doğrultusunda ailesine harcama yapması dini bir vecibedir. Temel gıda, giyim, eğitim gibi gerekli olan asgari masrafları karşılaması gerekir. İsrafa giden hususlarda ise tartışmamak gerekir.

Diğer taraftan ailede yaşanan ekonomik problemlerden biri de ihtiyaçların belirlenmesi, yapılacak harcamaların yeri, miktarı ve konusudur. Evin mutfak ihtiyacı veya önemli günlerde -doğum, evlilik, vs. gibi- âdet üzere verilmesi gereken hediyeler konusunda, eşler arası farklı algılayış ve davranma biçimleri bulunmaktadır. Özellikle çalışmayan hanımlar bu gibi sorunları daha yoğun yaşamaktadır. Hanımların belirtilen

51 Bahadır, a.g.m., s. 111.

52 AİRB Kişisel Karteks, No: 590, İzmir, Mayıs, 2003.

102

durumda bulduğu çözüm ise genellikle eşin cebinden para almak veya mutfak için verilen miktarı ihtiyaçlardan kısarak biriktirmek şeklinde olmaktadır. Hanımlar yaptıkları bu yanlış davranışlarını; ‘erkeklerin kadınların harcamalarına akıllarının ermediği, hediyeleşmeden, çocukların ihtiyaçlarından anlamadıkları ve sosyal hayatlarını ancak bu şekilde idame ettirdikleri’ şeklinde gerekçelendirmektedir. Bu durumda kadın çaresizlik içinde kendine yardımcı olacak birimleri arama ihtiyacı duymaktadır. AİRB’lere bu konuda gelen soru örnekleri oldukça fazladır.

Soru: Annem babamın cebinden para alıyor. Neden böyle yaptığını sorduğumda, ‘baban bizim ihtiyaçlarımızı anlamaya yanaşmıyor’ diyor. Bu doğru mu?53

Cevap: Annenizin yaptığı asla doğru bir davranış değildir. Alınması gereken bir ihtiyaç varsa babanıza söylemesi gerekir. Birlikte karar vermek her zaman güzeldir.

Soru: Ben hiç düğüne, gelin görmeye gidemem. Bebek görmeye gitmem, birkaç kişiyle bir araya gelip oturmaya gitmem, ben tek başıma ot gibi yaşayan bir kişiyim. Hep bu adam yüzünden, çok cimri beş kuruş vermez. Ne alırsa onu yeriz, almazsa aç dururuz. Artık insanlar da gelmemeye başladı. Niye gelsinler ki, ben yıllarca bir gün yanlarında olamamışım. Bu nasıl bir hayat bilir misiniz? Yaşıyoruz işte buna yaşamak denirse, ama bu adamdan alacağım varsa hepsini alacağım, hakkımı helal etmiyorum. Geçen gün kafama takıldı, benim kocama hakkımı helal etmemem günah mı, helal etsem yaptıkları yanına kâr mı kalacak? Bana açıklar mısınız?54

Cevap: Dinimizde “kul hakkı” dediğimiz, birbirimizin üzerindeki hakların önemi malumdur. Karı-koca hakkı da kul hakları içinde en önemli haklardan birisidir. Ne yazık ki, başkalarının haklarına dikkat ederken, en az önemsediğimiz haklar, eşlerin birbiri üzerindeki haklarıdır. Erkek evin zaruri ihtiyaçlarını karşılamıyorsa, zulmediyorsa karısına, çocuklarına, asık yüzlüyse, kalplerini kırıyorsa, onları sevgisizlikle cezalandırıyorsa hesabını elbette verecektir. Kadın da kocasına saygısızlık ediyorsa, sesini yükseltiyorsa, asi tavırlar içindeyse o da onun hesabını verecektir. Ama bu dünyada helalleşmek en güzel olanıdır. Siz eşinize hakkınızı helal ederseniz Allah da sizleri lütfü ile kazançlı çıkaracaktır. Yani siz kazanacaksınız.

53 AİRB Kişisel Karteks, No: 04, Afyonkarahisar, Temmuz, 2010. 54 AİRB Kişisel Karteks, No: 305, Aydın, Eylül, 2010.

103

Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak her ne kadar eşler arası yaşanan bu sıkıntıların nedeni ekonomi olsa da asıl neden, kocanın cimriliği ve düşüncesizliğidir. Bunu aşmak isteyen kadınların, erkeğin cebinden para almak şeklinde geliştirdiği çözüm, insanın kendi benliğini ezen, rencide eden ilkel bir davranma biçimidir. Bunun farkında olan kadınların sürekli acı çektiğine, çaresizlik içerisinde bürolardaki görevlilerden yardım istediğine şahit olmaktayız.

Bütün bu problemlerin çözüm yolu, eşlerin karşılıklı oturup konuşarak duygularını birbirleriyle paylaşmalarıdır. Evlilikte parayı olumlu duyguların yani sevginin sağlıklı bir dışa vurumu olarak kullanmak elimizdedir. Parayı ailemizin mutluluğu için dengeli harcamak, ortaklaşa yaşantımızı daha fazla güzelleştirmek ve rahatlatmak için kullanmak gerekir. Önemli olan eşler arasındaki saygı, sevgi, güven ve anlayıştır. Bu olgulara sahip bir yuva, sağlam temellere dayanacaktır.

Ekonomik problemlerin ailelerde ortaya çıkardığı sarsıntı, ancak beraber el ele verilince halledilebilecek olmasına karşın bazen eşlerden birisi kolay olanı tercih ederek ailesini terk edebilmektedir. Nitekim bürolara gelen sorularda bu gibi durumların yaşandığı açığa çıkmaktadır.

Soru: Biz çok fakir bir aileydik ama idare ediyorduk yine de. Fakat bir hafta önce eşim, beni ve 3 çocuğumu borç içinde bırakarak bizi terk etti. Son zamanlarda bana, ben size bakamıyorum, başımı alıp gideceğim diyordu. Ben de bana ve çocuklara acımasını söylüyordum, böyle bir şey yapmaması için yalvarıyordum. Sonunda bunu da yaptı bize. Şimdi ben bu çocuklarla ne yapabilirim, bana kim yardım eder?55

Cevap: Eşiniz sizi terk etse de bizi koruyup gözeten Allah sizi terk etmez. O size bir çıkış kapısı verir. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Maddi konuda Valiliğimizden ve diğer yardım kuruluşlarından yardım alabilirsiniz. Sizler güçlü olmalısınız, şu an hem anne hem baba olarak çocuklarınızı yetiştireceksiniz.

Görüldüğü üzere, günümüz ailelerinde yaşanan geçimsizliklerin önemli bir kısmı ekonomik problemlere dayandırılmaktadır. Yapılan araştırmalar, evlilik uyumunda gelirin miktarı ile idaresi konusunda eşlerin fikir birliğine varmaları ve ortak bir anlayış oluşturmaları, evlilik uyum puan ortalamalarını artırdığını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca kadının eve harcanan paranın idaresine katılımının olduğu, kararlarda büyük oranda yer

55 AİRB Kişisel Karteks, No: 1418, İzmir, Kasım, 2009.

104

aldığı ailelerde, eşlerin daha iyi ilişki kurdukları ve mutluluk düzeylerinin arttığı belirlenmiştir.56

Bu başlık altında gelen sorulara verilen cevaplara baktığımızda ise görevlilerin, danışan kişilerin sıkıntılarını hafifletmek için “dua edin”, “sabredin” gibi ifadeleri sıkça kullandıkları görülmektedir. Ayrıca benzer içerikli birtakım sorulara farklı illerdeki görevlilerin farklı cevaplar verdikleri hatta aynı ildeki görevlilerin bile ayrı çözüm önerileri getirdikleri tespit edilmiştir. Mesela, “kocasının haberi yokken, kadın kocasının cebinden para alabilir mi?” tarzındaki bir soruya “alması uygun değildir”, asli ihtiyaçlarını karşılayacak kadar alabilir, karı koca arasında böyle bir davranış asla olmamalıdır, çünkü evlilik güvene dayanmalıdır, çocuklara kötü örnek olur” gibi cevaplar verilmiştir. Tüm bunlar aynı soru karşısında görevlilerin söylem birliğine sahip olmadığını gösterirken bir görevlinin bu anlamdaki bir soruya “biz kadınlar paranın tasarrufunu bilemiyoruz, her istediğimizi almaya çalışırız. Bu yüzden erkekler kadınların eline para vermemekte haklıdır” şeklinde verdiği bir cevap düşündürücüdür.