• Sonuç bulunamadı

B- SARFTA KUR’ÂN VE KIRÂATLERİYLE İSTİŞHÂDA

II- İSİM VE KISIMLÂRI

a- İSM-İ FÂİL ِ ِ'אَ-ْ)ا ُ ْYِا

1- Sayı isimlerinden türemiş olan ismi fâillerin sayıya muzâf olarak da kullanılabileceğine: ﴾ َِْBْwا َ/ِ#אَw ﴿ ve ﴾ ْ ُ(ُِCاَر َ ُ< Uِإ ٍqَwَ,َw ىَ ْHَ# ِْ ُن ُכَI אَ﴿

âyetleriyle;298

2- Müennese âit olan kâ’id [ ٌِQאَ!]ismi fâilinin, tenis alâmeti almaksı-zın kullanıldığına ve çoğulunun kavâ’id [ ُ ِ'ا ََ!] şeklinde olduğuna: ﴾ ُ ِ'ا ََْ)ا َو

ًא8א َכِ# َن ُ@ ْ?َI َU /ِ$,)ا ِءא َ`ِّB)ا َِ ﴿ âyetiyle;299

3- Müenneslere âit vasıflardan, muf’ilun [ ٌ ِ ْ-ُ] veznindeki ismi fâiller

294 el-Muğnî, II, 521. Âyetler için bkz. el-Kehf Sûresi, 18/28; en-Nûr Sûresi, 24/63; en-Nisâ’ Sûresi, 4/83; el-Ahkâf Sûresi, 46/15; es-Sâffât Sûresi, 37/8.

295 el-Cumel, s. 144. Âyetler için bkz. Lokmân Sûresi, 31/13; el-Mutaffifîn Sûresi, 83/3.

296 el-Muktazab, c. IV, vr. 310 b. Âyet için bkz. el-Feth Sûresi, 48/27.

297 el-Munsif I, 91 v.d. Âyetler ve kırâat için bkz. el-Bakara Sûresi, 2/275; el-A'râf Sûresi, 7/117;

İthâf, s. 271.

298 el-Mufassal, s. 216; el-Burhân, IV, 117. Âyetler için bkz. et-Tevbe Sûresi, 9/ 40; el-Mucâdele Sûresi, 48/7.

299 Mekâyis, V, 108. Âyet için bkz. en-Nûr Sûresi, 24/60. Bu kelimeden "oturan bayanlar" anla-mı kastedilince, tâ’lı olarak kullanılır.

[ة] ‘sız kullanıldıkları halde, bunlardan vasıf değil de, fiil mânâsı kaste-dilince tâ [ة] alabileceklerine: ﴾ ْ% َ َرَأ א  َ' ٍqَ ِْ?ُ lُכ ُ َ< ْ&َ$﴿ âyetiyle;300

4- Arap dilinin özelliklerinden olarak, ismi fâilin ismi mef’ûl mânâ-sında kullanılmasının câiz olduğuna: ﴾ٍqَ ِاَر ٍq َ> ِ' /ِ ﴿ âyetiyle istişhâd edilmiştir.301

b- MASTAR İSMİ

ِر َ ْ: َْ)ا ُ ْYِا

Mastarların bazen fiillerinin harflerinden noksan olarak (yani: ismu’l-masdar olarak) gelebileceğine: ﴾א$אَMَ# ِضْرَRْا َِ ْ ُכََMْ#َأ ُ \^َا ﴿ ve ﴾ً,ِْMَ$ ِXَْ)ِإ َْMَ$َو ﴿ âyetleriyle istişhâd edilmiştir.302

c- MEKÂN İSMİ

ِنא َכ َ)ْا ُ ْYِا

1- el-Metli’ [ ُ‚ِ ْ{ َْ)َا] kelimesinin orta harfi kesreli olduğu zaman mekân ismi, fethalı olduğunda ise mimli mastar kabul edildiğine: ﴾[ ِ‚ِ ْ{َ] ِ‚ِـَ ْ{َ . َ8

ِ? ْHَ-ْ)ا﴿ âyetindeki iki farklı kırâat ile;303

2- Sülasi mücerredin ikinci babındaki fiilin mekân isminin, mef’ilun [ ٌ ِ ْ-َ] vezninde olduğuna: l?َ- َْ)ا َْIَأ kırâatiyle304 istişhâd edilmiştir.

d- İSİMLERİN ÇOĞUL ŞEKİLLERİ

ُ‚ ْ َHْ)َا

1- İsmi tafdillerin de cemi müzekker sâlim şekliyle çoğullarının yapı-labileceğine: ًUא َ ْ'َأ َIِ? َ` ْ َRْאِC kırâatiyle;305

2- Bazen izâfet dışında da cemi müzekker sâlimlerdeki nûn [ن]'ların düştüğüne, َةَ :)ا / ِِ ُْ)ا َو kırâatiyle;306

3- Cemi kesretin, cemi kıllet yerinde kullanılabileceğine: ﴾ٍءو ُ?ُ! َqَwَ,َw ﴿ âyetiyle;307

300 Edebu’l-kâtib, s. 229. Âyet için bkz. el-Haccc Sûresi, 22/2.

301 Te’vîl, s. 296; Fikhu l-luğa, s. 330. Âyet için bkz. el-Hâkka Sûresi, 69/21.

302 el-Cumel , s. 358. Âyetler için bkz. Nûh Sûresi, 71/16; el-Muzzemmil Sûresi, 73/8.

303 el-Cumel, s. 359. Âyet ve kırâat için bkz. el-Kadr Sûresi, 96/5; İthâf, s. 545.

304 Cemhera, I, 86; Edebu’l-kâtib, s. 445. Âyet ve kırâat için bkz. el-Kıyâme Sûresi, 75/10; İthâf, s.

527.Bunun aslı mefrirun (ٌٌرِ?ْ-َ) şeklinde olup, idğam edilmiştir.

305 el-Kitâb, II, 212; el-Mufassal , s. 195. Âyet için bkz. el-Kehf Sûresi, 18/103.

306 el-Munsif, I, 67. Âyet ve kırâat için bkz. el-Haccc Sûresi, 22/35; Kurtubî, XII, 59.

307 el-Mufassal, s. 215. Âyet için bkz. el-Bakara Sûresi, 2/228.

4- Sâk [ ٌقא َY] kelimesinin çoğulunun suûk [ ٌق ُT ُY] şeklinde olabileceği-ne: ِXِ! ُT ُY .َ َ' ى ََ ْYאَ şeklindeki İbnu Kesir kırâatiyle ;308

5- Cemi lâfzıyla vârid olan bazı müfred isimlerin de, cemi müzekker sâlim gibi i’rab edilebileceğine: ﴾ َنlِّ ِ' אَ َكاَرْدَأ אَ َو َِِّّ ِ' /ِ-َ) ِراَ?ْCَRْا َبאَِכ َنِإ ,َכ ﴿ âyetiyle;309

6- el-Fülk [ ُכُْ-ْ)َا] kelimesinin tekiliyle çoğul şeklinin aynı olduğuna:

﴾ ِن ُ" ْ> َْ)ا ِכُْ-ْ)ا /ِ ﴿ ve ﴾ ِ? ْ"َMْ)ا /ِ يِ? ْHَ$ /ِ)ا ِכُْ-ْ)اَو ﴿ âyetleriyle;310

7- el-Bûr [ ُرُMْ)َا] kelimesinin de müfrediyle çoğul şeklinin aynı olduğu-na: ﴾ًارُC ًא َْ! ْ ُْBُכ َو ﴿ âyetiyle;311

8- et-Tâğût [ ُت ُ_א {)َا] kelimesinin müfret, müennes bir kelime olup, çoğulunun da aynı lâfızla geldiğine: ﴾א َ<و ُُM َْI ْنَأ َت ُ_א {)ا اُMَBَ ْ@ا َI ِ&)اَو ﴿ ve

﴾ ْ ُ(َ# ُ@ِ? ْhُI ُت ُ_א {)ا ُ ُ<ُؤאَِ) ْوَأ اوُ?َ-َכ َI ِ&)اَو ﴿ âyetleriyle;312

9- Arapça’da bazen müfret bir kelimeden çoğul mânâsı kastedilebile-ceğine: ﴾ًא` ْ-َ# ُXْBِ ٍء ْ/ َ ْ َ' ْ ُכَ) َْM ِg ْنِŒَ﴿ âyetiyle313 istişhâd edilmiştir.

e- SIFAT-I MÜŞEBBEHE

ُq َ(M َ> ُْ)ا ُqَ- ِّ:)َا

1- Sıfat-ı müşebbehenin vezinlerinden birinin de, fu’ul [ ُُ] şeklinde olduğuna: ﴾ ٍ? ُכُ# ٍء ْ/ َ .َ)ِإ﴿ âyetiyle;314

2- Sıfat-ı müşebbehenin bir vezninin de fu’al [ َُ] olduğuna: ﴾ ُ% ْכَ ْ<َأ

ًاَMُ) ًUאَ ﴿ âyetiyle315;

3- Sıfat-ı müşebbehe sübut ifâde ettiğinden dolayı, kendisinden hudus kastedilince, fâilun [ ٌ ِ'אَ] vezninde gelmesi gerektiğine: ﴾ِXِC ٌŽِQא َ َو

َك ُر ْ َŠ ﴿ âyetiyle316 istişhâd edilmiştir.

308 el-Munsif, III, 52. Âyet ve kırâat için bkz. el-Feth Sûresi, 48/29; İthâf, s. 487 v.d.

309 el-Kâmil, II, 109. Âyet için bkz. el-Mutaffifîn Sûresi, 83/18, 19.

310 el-Kitâb, II, II, 181; Edebu’l-kâtib, s. 502; Cemhera, III, 157. Âyet için bkz. Yâsîn Sûresi, 36/41;

el-Bakara Sûresi, 2/164; Yûnus Sûresi, 10/22.

311 Cemhera, I, 277; Mekâyis, I, 316. Âyet için bkz. el-Furkân Sûresi, 25/18.

312 el-Kitâb, II, 22; Edebu’l-kâtib, s. 502. Âyetler için bkz. ez-Zumer, 39/17; el-Bakara, 2/257.

313 el-Kitâb, I, 108. Âyet için bkz. en-Nisâ’ Sûresi, 4/4.

314 A.g.e., II, 315. Âyet için bkz. el-Kamer Sûresi, 54/6.

315 el-Kitâb, II, 315. Âyet için bkz. el-Beled Sûresi, 90/6.

316 el-Mufassal, s. 230. Âyet için bkz. Hûd Sûresi, 11/12.

f- MÜZEKKER VE MÜENNESİ

ORTAK OLAN İSİMLER

ُXُPِ#ْfَ$ َو ُه ُ? ِכ ْ&َ$ ي ِوא َ`ُI אَ

1- Aslı meyyit [%َِّ] olan meyt [%َْ] kelimesinin müzekker ve müen-nesi ortak olduğuna: ﴾ًאَْ ًة ََْC ِXِC אَBَْ ْ8َأَو ﴿ âyetiyle;317

2- Fe’îlun [ ٌ َِ] vezninin mef’ûlun [ ٌل ُْ-َ] mânâsında olduğu zaman, tezkir ve te’nisinin ortak olduğu gibi, bazen fâ’ilun [ ٌ ِ'אَ] mânâsında oldu-ğunda da, müzekker ve müennesinin ortak olduğuna: ﴾ َِ ٌ˜Iِ?َ! ِ \^ا َq َ ْ8َر نِإ

َِB ِ` ْ" ُْ)ا﴿ âyetiyle;318

3- Şibhu’l-cem’ kelimelerin müzekkerlik ve müenneslikte ortak olduklarına: ﴾ٍqَI ِوא َ ٍ ْhَ# ُزא َH ْ'َأ ْ ُ(#َfَכ ﴿ ve ﴾ ٍ? َِْBُ ٍ ْhَ# ُزא َH ْ'َأ ْ ُ(#َfَכ ﴿ âyetleriyle319 istişhâd edilmiştir.

g- MASTAR

ُر َ ْ: َْ)َا

1- Mastarlara tenis tâ [ة]’sı bitiştiği gibi tenis elifi [ َى]'nin de bitişebi-leceğine: ﴾ َ َِ)אَْ)ا ِّبَر ِ  ِ^ ُ ْ َ"ْ)ا ِنَأ ْ ُ(Iَ ْ'َد ُ? ِ آَو ﴿ âyetiyle;320

2- Mastarların sonuna mübalağa için bir tâ [ة] getirilerek, bunun fe’âlun [ ٌلא ََ] vezninde fe’âletun [ٌqَ)א ََ] şeklini aldığına: ﴾/ِC َAَْ)﴿, ﴾ِم َْ! אَI َلאَ!

ٌq َ<אَ- َY﴿ ve ﴾ٌqَ)َ, َ /ِC َAَْ) ﴿ âyetleriyle;321

3- Ayne’l-fiili illetli olan if’âl [لא َِْإ] babının mastarında düşürülen harften ivaz (bedel ) olarak, sona bir tâ [ة] getirildiği gibi, getirilmemesinin de bazen câiz olduğuna: ﴾ِة َכ})ا ِءאَIِإ َو ِةَ :)ا ِمאَ!ِإَو ِ \^ا ِ? ْכِذ ْ َ' ٌ‚َْC َUَو ٌةَرא َHِ$ ْ ِ(ِ(ُْ$ َU﴿ âyetiyle;322

4- Bazı Arap lehçelerinde, tef’îl [ ِ ْ-َ$] babının mastarının fi’âl [ ٌلא َِ]

vezninde geldiğine: ﴾ًאCا & ِכ אَBِ$אَIšِC اُC &َכ َو ﴿ âyetiyle;323

5- Bazı sülasi mastarların ismi mef’ûl vezninde gelebileceğine: ﴾ ُ ُכِّIَfِC

ُنُ ْ- َْ)ا ﴿ âyetiyle;324

317 el-Kitâb, II, 211. Âyet için bkz. Kâf Sûresi (50/11.

318 el-Mufassal, s. 200. Âyet için bkz. el-A'râf Sûresi, 7/56.

319 A.g.e., s. 201. Âyetler için bkz. el-Hâkka Sûresi, 69/7; el-Kamer Sûresi, 54/20.

320 el-Kitâb, II, 228. Âyet için bkz. Yûnus Sûresi, 10/10.

321 el-Kâmil, I, 167. Âyet için bkz. el-A'râf Sûresi, 7/67.

322 el-Kitâb, II, 244; el-Mufassal, s. 223. Âyet için bkz. en-Nûr Sûresi, 24/37.

323 el-Mufassal, s. 219. Âyet için bkz. en-Nebe’ Sûresi, 78/28.

324 A.g.e., s. 220; el-Muzhir, I, 337 v.d. Âyet için bkz. el-Kalem Sûresi, 68/6.

6- Mastarların ismi fâil mânâsında kullanılabileceğine: ﴾ ْ ُכُؤאَ َeَM ْŠَأ ْنِإ

ًار ْ َ_﴿ âyetiyle;325

7- Bazen sözün geniş mânâsıyla (sa’atu’l-kelâm) zaman zarfı olarak kullanıldığına: ﴾ ِم ُHlB)ا َرאَCْدِإ َو ﴿ âyetiyle326 istişhâd edilmiştir.

h- MİMLİ MASTAR

l/ ِ ِْ)ا ُر َ ْ: َْ)َا

1- Muzârisinde ayne’l-fi’li kesreli olan sülasi fiillerin ism-i zaman ve ism-i mekânı mef’ilun [ ٌ ِ ْ-َ] vezninde olduğu halde, mimli mastarının mef’alun [ ٌ َْ-َ] vezninde geldiğine: ﴾ l?َ- َْ)ا َْIَأ ﴿ ve ﴾ًאא ََ َرאَ(B)ا אَBَْ َ@ َو ﴿ âyet-leriyle;327

2- Muzâriinin ayne’l-fi’li kesreli olan sülasi fiillerin bazen mimli mastar-larının kâide dışı olarak mef’ilun [ ٌ ِ ْ-َ] vezninde geldiğine: ﴾ ْ ُכُ ِ@ْ?َ ْ ُכِّCَر .َ)ِإ ﴿ ve ﴾ ِ™ ِ" َْ)ا /ِ َءא َ`ِّB)ا اُ)ِ}َ ْ'אَ ًىذَأ َ ُ< ُْ! ِ™ ِ" َْ)ا ِ َ' َכَ#ُ)َf ْ`َI﴿ âyetleriyle328 istişhâd edilmiştir.