• Sonuç bulunamadı

İngiltere Hukuku

KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA TUTUKLAMA NEDENLERİ

3. Anglo-Amerikan Hukuku 1 ABD Hukuku

3.2 İngiltere Hukuku

İngiltere ve Galler'deki ceza adalet sistemi, ortak hukuk (common-law) sisteminin ilk örneğini teşkil etmektedir190. 1875'ten 1970'e kadar, İngiltere ile

Galler'de ceza mahkemeleri herhangi bir değişiklik göstermeden yapılarını

186 USA Patriot Act madde 206-215 arası. 187 USA Patriot Act madde 411-428 arası.

188 Faruk Turhan/Muharrem Aksu, 11 Eylül Sonrası ABD’de Özgürlük ve Güvenlik Dengesi Açısından Terörü Önleme, Süleyman Demirel Üniversitesi, cilt 1, sayı 1, 2011, s. 77, para. 1. 189 Uluslararası Af Örgütü insan hakları konusundaki ağır ihlaller nedeniyle söz konusu üssün kapatılması için ABD Hükümetine çok sayıda çağrı yapmıştır. https://www.amnesty.org/en/latest/news/2019/01/usa-17-years-later-guantanamo-prison-remains- a-threat-to-human-rights/, erişim tarihi 28.05.2020.

190 İngiliz yasalarının yanı sıra İskoçya ve Kuzey İrlanda'daki yasaların da kefalet sistemine tabi olduğunu belirtmek gerekmektedir. M. Rozell, “Chapter 28: United Kingdom”, Pre-trial Detention in the European Union An Analysis of Minimum Standards in Pre-trial Detention and the Grounds for Regular Review in the Member States of the EU içinde,A.M. van Kalmthout M.M. Knapen C. Morgenstern (eds.), WLP, 2009, ss. 933-992.

sürdürmüşlerdir. Ancak yetmişlerin ardından bir değişim dönemi başlamıştır. İngiliz ceza muhakemesi hukuku sisteminde ilk derece ceza mahkemeleri Sulh Mahkemeleri (Magistrates’ Courts) ve Kraliyet Mahkemesi (Crown Court) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Neredeyse tüm ceza davaları, Sulh Mahkemeleri'nde başlar. Sulh mahkemeleri, trafik suçları gibi hafif suçlar (summary offences) ve hırsızlık ve soygun gibi, “her iki şekilde” kovuşturulması gereken (either-way offences) şeklinde adlandırılan görece daha ağır suçların yargılanmasında görevlidir191.

İngiliz hukukunda polise verilen görev ve yetkileri (The Police and Criminal Evidence Act 1984 -Polis ve Ceza Kanıtı Kanunu [PACE]) düzenlemektedir. PACE birinci bölümünde “durdurma ve arama” başlığı altında (madde 3.) polisin ancak makul sebeplerin varlığı (reasonable grounds) halinde durdurma ve arama yapabileceği düzenlenmiştir192. Yine PACE “tutuklama”yı

düzenleyen üçüncü bölümünde tutuklama için makul sebeplerin varlığı gerektiği düzenlenmiştir193.

Suç şüphesiyle yakalanan kişiler mümkün olan en kısa sürede bir karakola götürülmelidir (The Police and Criminal Evidence Act 1984 -Polis ve Ceza Kanıtı Kanunu [PACE] Md. 30/1). Bir kişinin yakalanmasından sonra, ilk gözaltı kararı, söz konusu suç soruşturmasıyla ilgisi olmayan ve “gözaltı memuru” (custody

191 Rozell, s.933; İngiliz ceza hukuku sisteminde suçlar ağırlıklarına ve yargılanma usullerine göre üçe ayrılmaktadır. Bunlardan en hafif nitelikte olanlar (summary offences), hızlı ve dikkatsiz araç kullanma, 5000 sterlin altında zarara yol açan mala zarar verme suçları, kamu düzeni bozma gibi eylemleri kapsamaktadır. Bu tür suçlara tek hakimli Sulh Mahkemeleri bakar. Bu tür suçlar için verilen ceza azami 6 ay hapis cezasını ve/veya 5000 sterlin para cezasını geçemez. Birden fazla suçtan hüküm giyilmesi durumunda ise, sınır 12 aya kadar yükseltilebilir. (Gary Slapper ve David Kelly, The English Legal System, Psychology Press, Londra, 2004.)Hırsızlık, basit(silahsız) ev soygunu, uyuşturucu kullanma ve sağlama gibi görece daha ağır suçlar ise ikinci gruba girmektedir. Bu tür suçlara “her iki şekilde” (either way) suç denilmesinin nedeni hem sulh mahkemesinde hem de kraliyet mahkemesinde yargılanabilir olmasından kaynaklanmaktadır. En ağır suçların bulunduğu suçlar ise sadece Kraliyet Mahkemesi tarafından jüri önünde yargılanabilen suçları kapsamaktadır. (indictable-only) Bu tür suçlara, kasten öldürme, silahlı soygun, şantaj gibi suçlar örnek olarak gösterilebilir. (Bryan Gibson ve Paul Cavadino,Introduction to the Criminal Justice Process, Waterside Press, Winchester, 2002, s. 24-26; Winston Gordon, Philip Cuddy ve Andy Wesson Introduction to Road Traffic Offences, Waterside Press, Winchester, 1998, s.17).

192 http://www.legislation.gov.uk/ukpga/1984/60/part/I#commentary-c18971681 erişim tarihi 24.05.2020.

193 http://www.legislation.gov.uk/ukpga/1984/60/part/III#commentary-c18949441 erişim tarihi 24.05.2020.

officer) olarak adlandırılan ve yine polis olan bir görevli tarafından istenebilir. (PACE 1984, Md 34 ve 36). Bu kişinin görevi suç şüphelisinin PACE'de ve Uygulama Kurallarında belirtilen kurallara uygun olarak davranılmasını sağlamaktır. Uygulama Kuralları beş ayrı kılavuzdan (Code) oluşur ve C Kılavuzu bunlar arasında en önemlisidir. Tam adı, Polis Memurlarının İnsanları Gözaltına Alma, Tedavi Etme ve Soruşturmalarına İlişkin Uygulama Kılavuzudur, ancak genellikle “Kılavuz (Code)” olarak adlandırılır. Bir sanığın gözaltına alınması, ilk olarak 24 saatle sınırlıdır. Bundan başka bu ilk gözaltı işleminin yapılabilmesi için de gözaltı memurunun bir suçla ilgili yeterli delillerin toplanabilmesi için gözaltı işleminin gerekli olduğu kararı vermesi gerekmektedir. (PACE 1984, md.37). Bir sanık bir suç için gözaltına alındığında, 24 saatlik süre; ilk gözaltı kararını alan görevliye göre daha kıdemli olan bir polis memuru tarafından 12 saat daha uzatılabilir. Toplam 36 saatlik gözaltı süresinin ardından, Sulh Mahkemesi, daha fazla gözaltına alınma emri çıkarmadıkça, gözaltına alınan kişinin serbest bırakılması gerekmektedir. Sulh mahkemesinin gözaltı uzatma süresi ise toplamda 96 saati geçmeyecek bir şekilde 36’şar saatlik süreler için gerçekleştirilebilir194.

Bu sürenin sonunda gözaltına alınan kişinin herhangi bir suçla suçlanması gerekmektedir. Suçlama işlemi gerçekleştikten sonra şüpheli işlemiş olduğu suçun niteliğine bakılmaksızın Sulh Mahkemesi önüne çıkartılır. Genellikle ilk duruşmada davanın esasına girilmez ve yeni bir duruşma tarihi belirlenir. Bu duruşma tarihi gerek iddia gerekse savunma makamının iddia ve savunmalarını hazırlamak için gereken yeterli süreyi de kapsamaktadır. Ayrıca, şüphelinin tutuklu mu tutuksuz mu yargılanacağı da bu ilk duruşmada kararlaştırılmaktadır195.

İngiliz ceza muhakemesi sisteminde her ne kadar trafik suçları gibi hafif suçlarda ilk duruşmada tutuksuz yargılama kararı verilse de şüphelinin tutuklu yargılanıp yargılanmayacağı hususu, yargılama konusu suçun ağırlığıyla

194Rozell, s.944

195 İngiliz hukukunda tutuklu yargılama “remand in custody” terimi ile açıklanmaktadır. Rozell, s.945.

ilişkilendirilmemektedir. Bu noktada İngiliz hukukunda tutuksuz yargılanmada kefalet sisteminin (bail) geçerli olduğunu hatırlatmak gerekmektedir. Kefalet sistemi ise sanığın tutuksuz yargılanması esası üzerine kurulmuştur. Gerçekten de 1976 Tarihli Kefalet Kanunu (Bail Act) uyarınca bireylerin tutuksuz yargılanması lehine kanuni bir karineden bahsetmek mümkündür (presumptive right in favour of bail)196. Kısaca bu düzenleme uyarınca, sanık veya şüphelinin kefaletle serbest

bırakılması asıl kural, tutuklu yargılanması ise istisnadır. Dolayısıyla, sanığın aksi yönde bir gereklilik ve mecburiyet olması halleri dışında, tutuksuz yargılanması gerekmektedir.

Kefaletle serbest bırakılma talebinin reddedilmesine-yani sanığın tutuklu yargılanması kararının verilmesine ilişkin düzenlemeler de yine Kefalet Kanununda yer almaktadır. Bu çerçevede ilk olarak konusu hapis cezası ile cezalandırılan suçlarla, (imprisonable offences) hapis cezası olmayan (non- imprisonable offences ) suçlar arasındaki ayrıma dikkat çekmek gerekmektedir.

Tahmin edilebileceği gibi hapis cezalarına konu olmayan suçların yargılanması esnasında sanık kefaletle serbest bırakılma hakkından geniş ölçüde yararlanmaktadır. Bu tür suçlarda tutuklu yargılanma oldukça nadir karşılaşılan bir uygulamadır197.

Hapis cezası gerektiren suçlarda ise mahkeme kimi koşulların varlığı halinde kefaletle serbest bırakılma talebini reddedebilir. Sanığın serbest bırakılması halinde; mahkemenin hazır bulunma talebine uymama (abscond), suç

196 Öte yandan bu kefaletle serbest bırakılma lehine olan bu karine, sanığın otomatik olarak tutuksuz yargılanacağı anlamına gelmemektedir. Her halükarda sanığın kefaletle serbest bırakılarak tutuksuz yargılanabilmesi için mahkeme kararı gerekmektedir. (Peter Hungerford-Welch, Robert McPeake, Nikki Walsh ve Simone Start, Criminal Litigation & Sentencing, Oxford University Press, Londra, 23. Baskı, 2013, s. 54.) Sanığın karine gereği sahip olduğu kefaletle serbest bırakma hakkını reddetmesi halinde mahkemenin bunu gerekçelendirmesi gerektiğine kuşku yoktur. Uygulamada kefaletle serbest bırakılma talebinin reddedilmesi ancak savcı tarafından bu hususta bir itirazda bulunulması halinde söz konusudur. Bu bağlamda serbest bırakılma taleplerinin reddedilmesine yönelik itirazlarda sıklıkla kullanılan gerekçeler, atılı suçun ağırlığı, sanığın başka suçlardan sabıkalı olması, sanığın tanık ve savcıyı tanıması ve bu nedenle tanık ve savcıyı etkileme olasılığı olarak sayılabilir. (John Sprack A Practical Approach to Criminal Procedure, Oxford University Press, Oxford, 30. Baskı, 2011 s.112)

işleme, tanıklara müdahale etme ya da davanın gidişatını engelleme gibi fiilleri işleyeceğine dair bir inancın oluşabilmesi için kuvvetli gerekçelerin (substantial grounds) bulunması, kefalet talebinin reddedilmesi sebeplerinin başında gelmektedir198.

Bu sebeplere bağlı olarak kefaletle serbest bırakılma talebinin incelenmesi esnasında, hakimin dikkate alması gereken bir takım hususlar vardır. Buna göre atılı suçun ağırlığı, sanığın geçmiş davranışları, karakteri, önceden kefaletle serbest bırakılmışsa kefaletin koşullarına uyup uymadığı, çalıştığı iş, üyesi olduğu kurum ve kuruluşlar gibi toplumsal bağları mahkeme tarafından dikkate alınan hususlar arasında yer almaktadır. Bundan başka, sanığın suçu işlemiş olduğuna dair

delillerin kuvvetli oluşu da kefaletle serbest bırakılma talebinin reddedilmesi

nedenleri arasında sayılmaktadır199.

Kasten öldürme, tecavüz ve şantaj gibi ağır suçlar açısından bu suçun işlendiği zamanda sanığın (başka bir dava-soruşturmayla ilgili olarak) kefaletle serbest bırakılma hakkından yararlanıyor olması da tutuklu yargılamaya gerekçe gösterilen durumlar arasında sayılmaktadır. Ayrıca sanığın kendi güvenliği açısından tutuklu yargılanması gerekiyorsa mahkeme kefalet talebini reddedebilmektedir. Başka bir suçtan hüküm giymiş olan bir sanığın ve hapis cezasının infaz edilmesi söz konusu ise, doğal olarak kefaletle serbest bırakılması talebi reddedilecektir. Son olarak

198 Mahkeme sanığın kefaletle serbest bırakılması talebine olumlu yanıt verebilmek için bir "kefil" (surety) koşulu öne sürebilir. Kefil sanığın tanıdığı bir arkadaş, akraba veya bir işveren olabilmektedir. Kefil, sanığın kefaletle serbest bırakılması halinde bir sonraki duruşmaya katılacağı hususunda sanığa kefil olma işlevi görür ve bu amaçla mahkemeye mahkemenin belirlediği bir miktar para yatırır. Sanığın öngörülen şekilde bir sonraki duruşmaya katılmaması durumunda kefilin mahkemeye yatırdığı paraya el konulacaktır. Aynı şekilde, mahkeme sanıktan da mahkemeye bir teminat yatırmasını isteyebilir ( security). Bu teminat para veya başkaca bir değerli bir şey olabilir. Bu teminat sanık tarafından mahkemeye yatırılır ve sanığın bir sonraki duruşmaya katılmaması halinde kısmen ya da tamamen bu teminata el konulabilir. Mahkemenin bu tür bir teminat koşulu istemesi durumunda yatırılacak teminatın miktarını belirlerken, sanığın sahip olduğu malvarlığını dikkate alarak belirlemelidir. (Hungerford-Welch vd, 2013, s.68; Martin Hannibal ve Lisa MountfordCriminal Litigation Handbook Oxford University Press, 2007, s.14)

kanunda belirtilen türlerdeki uyuşturucu türlerini kullandığına dair test sonuçlarına dayalı delillerin bulunması halinde sanık kefaletle serbest bırakılmayacaktır200.

Kefaletle serbest bırakılma talebinin reddedilmesine yol açan etkenlerden bir tanesi de sanığın geçmişte başka suçlardan hüküm giymiş olmasıdır. Dolayısıyla, şüphelinin önceden işlediği suçlardan dolayı sabıkalı olması, İngiliz hukukunda yargılamanın tutuklu olarak gerçekleştirilmesine yol açan yaygın nedenler arasında sayılabilmektedir201.

Kimi ağır suçlarda kefalet lehine karine tersine dönmektedir. Bu istisna 1994 tarihli Ceza Muhakemesi ve Kamu Düzeni Kanunu (Criminal Justice and Public Order Act) tarafından getirilmektedir. Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, tecavüz veya 2003 Cinsel Suçlar Kanununda listelenen ciddi cinsel suçlardan birisiyle suçlanan sanıkların tutuklu yargılanması esastır. Bu durumda kefaletle serbest bırakılma talebinin yargıç tarafından kabul edilebilmesi için bu talebi “haklı gösterecek istisnai koşulların” varlığı gerekmektedir. Görüldüğü gibi anılan suçlarla yargılanan sanıkların tutuklu yargılanması genel kural olup, kefaletle serbest bırakılabilmeleri için yargıcın bu talebi haklı gösterecek istisnai koşulların varlığına ikna olması gerekmektedir. Başkaca bir deyişle, bu durumda tutuksuz yargılanma söz konusu koşulların varlığıyla birlikte yargıcın takdirini de gerektirmektedir. Aslında 1994 tarihli Ceza Muhakemesi ve Kamu Düzeni Kanununun 25. Maddesinin ilk haline göre söz konusu suçlarla yargılanan kişilerin mutlaka tutuksuz yargılanacağı yani kefaletle serbest bırakılamayacağı düzenlenmekteydi. Bu ilk düzenleme AİHM tarafından AİHS md. 5(3)’e aykırı bulunmuş202, AİHM’in kararı sonrasında ise, 25. Maddede değişiklik yapılmak

suretiyle, anılan suçlarla yargılanan kişilerin kefaletle serbest bırakılmasını 200 Rozell, s.947

201 Rozell, s.947

202AİHM Caballero/Birleşik Krallık Başvurusu No. 32819/96, karar tarihi 08.02.2000; AİHM, Caballero kararını takip ettiği bir başka kararında da ilgili yasayla getirilen kefaletle serbest bırakılma yasağının AİHS 5. Maddede düzenlendiği şekliyle ancak kişi özgürlüğünün yargı kararıyla sınırlanabileceğine dair kurala aykırı bulmuştur. S.B.C./Birleşik Krallık Başvurusu No 39360/98, karar tarihi 19.09.2001, https://hudoc.echr.coe.int/eng#{%22itemid%22:[% 22001-58458%22]}, erişim tarihi 28.05.2020.

yasaklayan düzenleme değiştirilmiş, yerine tutuksuz yargılanmayı “haklı kılan istisnai koşulların varlığı” halinde sanığın mahkeme kararıyla tutuksuz yargılanabilmesinin önü açılmıştır203.

4. Kıta Avrupası Hukuku