• Sonuç bulunamadı

CMK’ya Göre Koruma Tedbirleri ve Şüphe Türler

TÜRK HUKUKUNDA TUTUKLAMA VE ŞÜPHE İLİŞKİSİ 1 Genel Olarak: Türkiye’de Tutuklama Sorunu

2.2. CMK’ya Göre Koruma Tedbirleri ve Şüphe Türler

Ceza yargılaması şüphe ile başlar, esas olarak ceza yargılamasının temeli şüphedir denilebilir. Ancak hukuk devleti ilkesinin en belirleyici özelliği ise şüphenin somut delillerle tarif edilebilir olmasıdır. Ceza yargılaması sırasında farklı işlemler için farklı şüphe dereceleri aranır281. Şüphe dereceleri ya da

basamakları yanılma paylarına göre ya da eldeki delillere göre282 basit, makul,

yeterli veya kuvvetli olarak sınıflandırılabilir283. Ancak aşağıda da anlatılacağı gibi herhangi bir şüphe derecesi için Adli Arama ve Önleme Yönetmeliği dışında ceza mevzuatımızda yapılmış belirli bir tanım yoktur.

Ceza yargılaması basit şüphe ile başlar.

Basit Şüphe: Basit şüphe iddia makamının ihbar veya başkaca bir yöntemle elde ettiği bir habere dayalı olarak suç soruşturmasına başlaması için yeterli olan belirtiyi anlatmak için kullanılmaktadır. Bu tür şüphe, ceza muhakemesi açısından yoğunluğu itibarıyla en hafif şüphe çeşididir ve “başlangıç şüphesi” terimiyle de tanımlanmaktadır. Basit şüphe söz konusu olduğunda iddia makamının elde ettiği bilginin bir suçun işlendiğine dair somut olayların varlığı vardır ve bu da iddia makamını soruşturma başlatmaya yönelik olan ilk tetikleyici unsurdur284. Burada belirleyici olan, iddia makamının harekete geçebilmesi için tahmin ya da sezgilere

281 Sınar, s.175.

282 Bahri Öztürk/Durmuş Tezcan/Mustafa Ruhan Erdem/Özge Sırma Gezer/Yasemin F. Saygılar Kırıt/Özdem Özaydın/Esra Alan Akcan/Efser Erden Tütüncü, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 10. Baskı, 2016, s. 29.

283 Gültekin, s.122.

dayanmaması somut olayların varlığını aramasının gerekli olmasıdır285. Basit

şüphe, “fiilin kriminalistik biliminin verilerine göre, bir suç oluşturduğu veya soruşturulması gerektiği konusundaki ilk izlenimi” ifade etmektedir286. Başka bir

deyişle, basit şüphenin varlığından bahsedebilmek için bir takım delillerin varlığı gerekmekle beraber, bu delillerin “belirti” (emare) niteliğinde olması yeterlidir287.

Nitekim CMK’da da basit şüphe terimi “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hal” sözleriyle tanımlanmaktadır (Md. 160). Bu düzenleme çerçevesinde tahmine dayalı olan ve asgari bir belirtiye sahip olmayan iddia ve ihbarlara dayalı olarak soruşturma süreci başlatılmamaktadır. Basit şüphe somut ve fiili bir takım olgu ve bulgulara dayanmak zorundadır. Bu tür asgari bir şüphenin aranması, soruşturma makamlarının keyfi davranışlarının önüne geçmek içindir288.

Basit şüphenin ortaya çıkması çeşitli şekillerde gerçekleşebilir. Örneğin önleyici kolluk faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi esnasında, başka bir suça dair gerçekleştirilen soruşturma ya da kovuşturma faaliyetleri sırasında, basın yayın organlarında çıkan haberlerin takip edilmesiyle ve ihbar veya şikâyet yoluyla edinilen bilgiler sayesinde basit şüphenin varlığına ulaşılabilir 289.

Makul Şüphe: Makul kelimesi “akla uygun”, “mantıklı”, “belirli”, “aşırı olmayan”, “uygun” ve “elverişli” gibi ifadelerle tanımlanmaktadır290. Dolayısıyla

makul şüphenin akla ve mantığa uygun olan şüphe şeklinde tanımlanması mümkündür. Öte yandan “makul şüphe” kavramının bir şüphe türü olarak diğer şüphe çeşitlerinde olduğu gibi tüketici bir tanımını yapmak güçtür. Aynı şekilde CMK’da da makul şüphenin ne olduğuna dair bir tanımlama bulunmamaktadır. CMK 116. Maddesinin lafzından anlaşılabildiği kadarıyla makul şüphe kolluk kuvvetlerinin, şüpheli ya da sanık için yakalama aramasıyla, delil etme araması 285 Nur Centel/Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Basım Yayım, 15. Baskı, İstanbul, 2018, s.91. 286 Sınar, s.176. 287 Yayla, s. 118. 288 Yenisey/Nuhoğlu, s.569. 289 Yayla, s. 119. 290http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5c769b75e1bfb6.628 25712, erişim tarihi 18.02.2019.

faaliyetini gerçekleştirmek için sahip olması gereken şüphedir. Bu açıdan düşünüldüğünde makul şüphe kavramını, basit şüpheyi de aşan hayatın olağan akışına göre, somut olay ve bulgular ışığında suç işlendiğine dair duyulan bir şüphe olarak tanımlamak gerekir. AİHM kararları ışığında da, makul şüphe, üçüncü kişilerin objektif bir gözle baktığında edinebileceği emare, bilgi ve bulguların varlığına işaret etmektedir291.

Ancak Adli Arama ve Önleme Yönetmeliği 6. Maddeye göre makul şüphe,“hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyulan şüphedir. Makul şüphe, aramanın yapılacağı zaman, yer ve ilgili kişinin veya onunla birlikte olanların davranış tutum ve biçimleri, kolluk memurunun taşındığından şüphe ettiği eşyanın niteliği gibi sebepler göz önünde tutularak belirlenir. Makul şüphede, ihbar veya şikâyeti destekleyen emarelerin var olması gerekir. Belirtilen konularda şüphenin somut olgulara dayanması şarttır. Arama sonunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olgular mevcut bulunmalıdır” denilerek tanımlanmaktadır. Buna göre makul şüphe kriterinde “üçüncü kişilerin objektif gözü” yerini “kolluk memurunun değerlendirmesi”ne bırakmıştır292.

Şüphenin makul olması, şüphe konusu olası suçun doğruluğunun somut işaret ya da olgulara dayanması olmakla beraber, tam olarak soruşturma aşamasına geçilmesi için yeterli olmaması anlamına gelmektedir. Bu nedenle makul şüphe soruşturma makamlarının soruşturma açabilmeleri için ihtiyaç duydukları arama ve delil toplama gibi faaliyetleri gerçekleştirmelerini meşru kılan bir şüphe türüdür.

Kolluk görevlileri başta olmak üzere soruşturma makamlarının edindikleri şüphenin basit şüphenin de ilerisinde bir makul şüphe olduğu konusunda ikna olmaları gerekmektedir. Aksi durum, yani şüphenin yoğunluğunun yanlış olarak saptanması arama işleminin hukuka aykırı olmasına dolayısıyla bu süreçte elde edilen delillerin de hukuka uygunluğuna dair sorunlara yol açacaktır.

291 AİHM Fox, Campbell ve Hartley/İngiltere Başvurusu No. 12244/86, 12445/86, 12443/86, karar

tarihi 30.08.1990, para. 32,

https://hudoc.echr.coe.int/eng#{%22fulltext%22:[%22fox%20campbell%22],%22languageisocode %22:[%22ENG%22],%22documentcollectionid2%22:[%22GRANDCHAMBER%22,%22CHAM BER%22],%22itemid%22:[%22001-57721%22]}, erişim tarihi 28.05.2020.

Yeterli Şüphe: Yeterli şüphe iddia makamının olası bir suç olayıyla ilgili olarak gerçekleştirdiği araştırma sonucunda elde ettiği deliller ışığında, failin mahkûm olması olasılığının beraat etmesi olasılığına göre daha yüksek olmasının ortaya konulmasıdır. Bir şüphenin yeterli hale gelebilmesi için önemli olan ölçüt, iddia makamının sistematik bir delil toplama sürecini içeren bir araştırma gerçekleştirmesidir293. Bu araştırma çerçevesinde de kamu davası açılabilmesi için

gerekli olan delillerin yeterli şüphe oluşturması gerekmektedir (CMK 170/2). İddianame oluşturulabilmesi için gereken şüphe derecesinde sanığın mahkum olma ihtimali beraat olasılığından yüksektir294.

Yeterli şüpheye ulaşmış olan savcı edinmiş olduğu delillere dayanmak suretiyle, şüphelinin suçluluğunun ispat edilerek ceza alacağına dair bir beklenti içinde olacaktır. İddia makamının, kamu davasının açılıp açılmayacağı kararını verirken tıpkı bir yargıç gibi elindeki bilgi ve bulguların şüpheliyi mahkûm etmeye yetecek bir şekilde akıl mantık ve hukuk kuralları çerçevesinde uygunluğunu denetlemesi gerekmektedir295.

Diğer tüm şüphe türlerinde olduğu gibi yeterli şüphe kavramı da soyut ve belirsiz bir kavram olmakla beraber, CMK uyarınca yeterli şüpheye ulaşılıp ulaşılmadığına dair kimi unsurları bir iddianamenin kabul edilebilmesi için gerekli olan hususları dikkate alarak anlatmak mümkündür. Bu bağlamda iddia makamının yeterli şüpheye ulaştığının varsayılabilmesi için mevcut ve ulaşılabilir delilleri toplamış olması (CMK 170), toplamış olduğu delilleri suç konusu olayla ilişkilendirmesi, deliller ile şüpheli arasında somut bir ilişkinin varlığını saptaması gerekmektedir. Aksi keyfi bir davranıştır296. Bu şüpheye orta yoğunlukta şüphe

demek de mümkündür297.

293 Yenisey/Nuhoğlu’na göre yeterli şüphede mahkumiyet açışından aranacak oran %51’dir. 294 Centel/Zafer, s. 94.

295 Yayla, s. 125

296 Yenisey/Nuhoğlu, s.569. 297 Yenisey/Nuhoğlu, s.569.

Kuvvetli Şüphe: Ceza muhakemesi tedbirleri açısından tedbire uygulanacak müdahalenin türü nedeniyle daha ağır olduğu en güçlü şüphe türüdür. Vicdani kanaatin oluşması gerekmez ancak vicdani kanaatten bir önceki aşama da denilebilecek bu şüphe türü başta tutukluluk olmak üzere kimi tedbirlerin alınması için şarttır. Üçüncü taraf bir gözlemciyi ikna edecek yeterli sayıda bilgi ve belgenin olması halidir. Kuvvetli şüphe mutlaka somut olgulara dayanmalıdır298. CMK,

gözlem altına alma (maddde 74/1), taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma (madde 128/1), şirket yönetimi için kayyım tayini (madde 133/1), iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması (madde 135/1), gizli soruşturmacı görevlendirilmesi (madde 139/1) ve teknik araçlarla izlemeyi kapsayan tedbirler için kuvvetli şüphe koşulunu düzenlemiştir.