• Sonuç bulunamadı

Kayalı’nın (2008) araştırmasına göre öğretimde yakından uzağa ilkesinin dikkate alınması öğrencilerin başarı ve tutumları üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Öğretmenlerin özellikle gezi-gözlem yöntemi ve haritaları kullanmaları konuların öğrenciler tarafından kolaylıkla ve kalıcı öğrenmesinde etkili olmuştur. Bu çalışmanın amacı ilköğretim okulları 7. sınıf Sosyal Bilgiler dersi Marmara ve Ege Bölgeleri konularının öğrenme ve öğretilmesinde yakından uzağa ilkesi ve öğrenci başarısı üzerinde etkili olan diğer faktörleri belirlemektir. Bu çalışmanın sonucunda öğrencilerin içinde bulundukları bölgeyi daha iyi öğrendikleri, bu konuların öğreniminde öğrencilerin derse çalışma biçimlerinin, derse yönelik tutumlarının, öğretmenlerin bölgeler konusunu işlerken kullandıkları yöntem ve teknikler ile araç ve materyallerin öğrenci başarısı üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir.

Kızılçaoğlu (2003) tarafından yapılan araştırmanın amacı, Sosyal Bilgiler 6. sınıf Türkiye'miz Ünitesi Yurdumuzdaki Kırsal Yerleşmeler konusuna ilişkin müfredat programda yer alan hedefleri gözlem gezisi yöntemi ile öğrencilere kazandırmaktır. Araştırmada belirlenen hedeflerin öğrencilere kazandırılmasında yakın çevrede planlı bir şekilde kısa süreli bir coğrafi gezinin düzenlenmesi tavsiye edilmektedir. Çünkü bu gezi öğrencilerin; konu hakkında ilk elden deneyim kazanmasına, yaratıcı düşüncelerinin ve dünya ile okul arasındaki ilişkiyi kurma becerisinin gelişmesine, gözlem yapma, veri toplama sureti ile sonuca ulaşarak yorum yapma yeteneklerinin gelişmesine katkıda bulunacaktır. Bu ve buna benzer geziler aracılığı ile coğrafyanın temelini oluşturan çevre ile insan arasında ilişki kurma düşüncesinin öğrencilerde kökleşmesi sağlanabilir. Araştırmacı bu amaç doğrultusunda; îlköğretim kurumu II. kademe öğrencilerine yönelik yakın çevredeki bir kırsal yerleşmeye düzenlenecek

gözlem gezisinde gerçekleştirilecek etkinlikler ile sosyal bilgiler öğretmenlerine rehberlik edecek bir gezi planı önerisi oluşturmuştur.

Korkmaz’ın (2006) “Volkan Topoğrafyası Konularının Öğretiminde Gezi- Gözlem Yönteminin Öğrenci Başarısına Etkisi” konulu araştırması, gezi gözlem yönteminin, volkan topoğrafyası konularının öğretiminde, öğrencilerin başarı düzeylerini üzerindeki etkisini belirlemeye çalışmıştır. Araştırmanın örneklemini Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Coğrafya Öğretmenliği Anabilim Dalı ikinci sınıf öğrencileri oluşturmaktadır ve ölçme aracı olarak araştırmacının hazırladığı başarı testi kullanılmıştır. Ön test-son test kontrol gruplu deneysel desenin kullanıldığı araştırmada gezi gözlem yönteminin kullanıldığı deney grubu başarı puanı ortalamalarının kontrol grubuna göre daha yüksek gerçekleştiği ve bu farkın anlamlı olduğu bulunmuştur.

Gökkaya ve Yeşilbursa’nın (2009) “Sosyal Bilgiler Öğretiminde Tarihi Yerlerin Kullanımının Akademik Başarıya Etkisi” adlı çalışmasında ilköğretim 6.sınıf sosyal bilgiler dersinde “Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu” ünitesinin geleneksel yöntemle işlenişiyle, tarihî yerleri kullanarak yapılan öğretime göre işlenişi arasında, öğrencilerin akademik başarılarını etkileme ve bilgilerin kalıcılığını sağlama bakımından anlamlı bir fark olup olmadığını saptanmaya çalışılmıştır. Ön test-son test-kalıcılık testi karşılaştırmalı deneysel yöntemin uygulandığı araştırma, 2004–2005 eğitim – öğretim yılı bahar döneminde Bursa ili, İnegöl ilçesinde yürütülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin akademik başarılarını ve öğrenilenlerin kalıcılığını sağlama açısından, daha çok duyu organına hitap eden, öğrenci merkezli öğretimi temel alan tarihî yerlerle öğretim yönteminin, geleneksel öğretim yöntemine oranla daha başarılı olduğu anlaşılmıştır.

Çulha (2006) “Tarihsel Mekânlarda Keşfederek Öğrenme Yoluyla Sosyal Bilgiler Öğretimine Yönelik Öğrenci Görüşleri” konusundaki araştırmasının amacı; tarihsel mekânlarda keşfederek öğrenme yoluyla gerçekleştirilen sosyal bilgiler derslerinde öğrencilerin, nasıl bir süreç yaşadıklarını, neler hissettiklerini, bilgiyi nasıl işlediklerini ortaya koyacak görüşlerini belirlemektir. Araştırmada ana veri toplama tekniği olarak mülakatın yanında bütüncül çoklu durum deseni kullanılmıştır. Araştırmanın sonunda öğrencilerin, sosyal bilgiler dersindeki akademik başarıları ne olursa olsun, tarihsel mekân ve müzedeki etkinliklere istekli olarak katıldıkları gözlenmiştir. Tarihsel mekânlarda duyu organlarını kullanarak bilgiyi yapılandırdıkları, kız öğrencilerle erkek öğrencilerin farklı etkinliklerden hoşlandıkları ortaya çıkmıştır.

Tarihi mekânlara yapılan gezilerle tarihsel mekânlarda kanıtlar yoluyla küçük sosyal bilimciler gibi çalışan öğrencilerin sosyal tarihle tanışmalarını sağlamıştır.

Kayağ’ın (2009) “Sosyal Bilgiler Dersinin Etkililiği Açısından Materyal Kullanımı Ve Gezi Gözlem Metodunun Uygulanması” konusundaki çalışmasında İlköğretim Sosyal Bilgiler dersi öğretiminde öğretmenlerin materyal kullanımı ve gezi gözlem tekniğine ilişkin görüşleri araştırılmıştır. Betimsel tarama modelinde gerçekleştirilen araştırmada, cinsiyet, kıdem yılı, eğitim düzeyi, birinci ve ikinci kademe öğretmeni olup olmama değişkenlerinde anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Çalışma sonucunda öğretmen görüşlerine göre materyal kullanımı ve gezi gözlem tekniğinin uygulanmasında karşılaşılan güçlükler doğrultusunda önerilerde bulunulmuştur.

Yıldırım’ın (2012) “İlköğretim II. Kademe Sosyal Bilgiler Derslerinde Gezi Gözlem Yönteminin Uygulanma Durumunun İncelenmesi” konusunda yaptığı araştırmada, İlköğretim II. Kademe Sosyal Bilgiler derslerinde gezi-gözlem yönteminin uygulanma durumunun incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Kütahya’da görev yapan 143 kadrolu Sosyal Bilgiler öğretmeni oluşturmuştur. Veriler betimsel tarama modeli kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonucunda Sosyal Bilgiler derslerinde gezi-gözlem yöntemine yeterince yer verilmediği tespit edilmiş. Bu yöntemi kullanan öğretmenlerin çoğunluğunun yöntemi bahar aylarında ve öğrencilerin motivasyonunu artırmak amacıyla ve öğretim programından bağımsız olarak kullandığı belirlenmiştir. Gezi sonrası ders içi etkinliklerde ise çoğunlukla anlatım yöntemi tercih edilmektedir.

Gezi-gözlem metodunun Coğrafya öğretiminde öğrenci başarısı üzerindeki etkisini incelemek amacıyla, Özay (2003) İstanbul ili Kadıköy, Ümraniye ve Pendik ilçelerindeki liselerdeki öğrencilere, yöneticilere ve Coğrafya öğretmenlerine yönelik tarama modelindeki çalışmanın sonuçları şöyle özetlenebilir. Gezi-gözlem metodu öğretmenler ve yöneticiler tarafından etkili metotlar arasında sayılmasına rağmen çok az kullanılmaktadır. Metodun kullanılmama nedenlerinden önde geleni fazla maddiyat gerektirmesidir. İkinci sırada ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın söz konusu metodu desteklememesi gösterilmektedir. Gezi-gözlem metodu yakın mesafeli geziler şeklinde uygulanmaktadır. Öğretmenler yapılan gezi sonrasında değerlendirme bölümünde öğrencilerine herhangi bir etkinlik yaptırmadıklarını belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin gezi-gözlem metodu hakkındaki bilgi ve becerileri yetersizdir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu okullarında uygulanan gezi-gözlem metoduna katıldıklarını belirtmiş ve bu metotla yapılan öğretimin bilgilerin kalıcılığı açısından kendilerine fayda sağladığını belirtmişlerdir.

Kwok Chan Lai tarafından 1999 yılında yayımlanan; Freedom to Learn: A Study of the Experiences of Secondary School Teachers and Students in a Geography Field Trip adlı makale Hong Kong okullarında 10’uncu sınıf öğrencilerinin yaptığı coğrafi alan gezisini konu alan nitel bir araştırmadır. Araştırma öğretmen ve öğrencilerin deneyimsel bir etkinlik olarak arazi çalışması hakkındaki görüşlerinden faydalanmak şeklinde tasarlanmıştır. Örnekleme alınan öğrenci ve öğretmenlerin görüşlerini belirlemek için arazi çalışması öncesi ve sonrasında öğrenci ve öğretmenlerine açık uçlu sorular yöneltilmiştir. Sonuç olarak arazi çalışmaları kısa süreli tutulmalı, aksi takdirde öğrencilerin dikkatleri çabucak başka noktalara kayabilmektedir. Yine arazi çalışmalarının sık bir şekilde sınıf içi etkinliklere tercih edilmeleri doğru değildir.

Fisher’ın (2001) “The Demise Of Fieldwork As An Integral Part Of Science Education In UK Schools: A Victim Of Cultural Change And Political Pressure?” adlı tarama araştırması şeklindeki çalışması, öğretmen görüşlerine doğrultusunda ve literatürden elde edilen bilgiler ışığında Birleşik Krallık okullarında arazi çalışmalarının giderek az kullanılmasının sebeplerini belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırmaya göre arazi çalışmalarının öğretim ortamında kullanılması azalmaktadır ve bu durum öğrencilerin böyle bir deneyimden giderek daha az faydalanmasına sebep olmaktadır. Öğretmenler bu araştırmalarda arazi çalışmalarının giderek daha az kullanılmasında kalabalık öğrenci gruplarının, planlama ve zaman probleminin, sorumluluk almadan kaçınmanın, kaynak yetersizliğinin, yardımcı insan kaynağı yetersizliğinin, okulun arazi çalışmalarında sorumluluk almaktan kaçınmasının, bürokratik engellerin, çocuk yaştaki öğrencilere rehberlik edecek uzman rehber yetersizliğinin etkili olduğunu belirtmektedirler.

Mazman (2007) tarafından yapılan araştırma, Tokat ilindeki görev yapan Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin gezi-gözlem metodunu kullanma durumu ve sıklığını belirlemek, aynı zamandan gezi-gözlem metodunun kullanılmasında karşılaşılan problemleri incelemek amacını taşımaktadır. Betimsel tarama modelinde yapılan araştırmada elde edilen temel bulgu, Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin gezi-gözlem metodunun öğrencilerin derslerdeki başarılarını artıracağı yönünde faydalı bir metot olarak görmeleridir. Çalışmanın en önemli bulgularından biri de Sosyal Bilgiler

öğretmenlerinin büyük çoğunluğunun gezi-gözlem metodunu kullandığını belirtmesine rağmen, uygulamayla ilgili bilgilerinin yeterli olmadığı sonucudur.

Koca, Ocak ve Koca (2008) tarafından yapılan “İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Etkinliklerinin Öğrenci Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi” konulu çalışmanın amacı ilköğretim öğrencilerinin yeni öğretim programıyla öğretim ortamında uygulanmaya başlanan etkinliklerin öğrenci görüşlerine göre değerlendirilmesini yapmaktır. Araştırma ile elde edilen sonuçlar şöyle özetlenebilir. Öğrenciler, Sosyal Bilgiler dersi ile ilgili inceleme gezilerine büyük ilgi duymakta ve bu tür etkinlikleri gerçekleştirmek konusunda yüksek motivasyona sahip oldukları görülmektedir. Ancak bu yüksek motivasyon ve ilginin kaynağında inceleme gezilerinin yeterli sıklıkta yapılmamasının etkisinden de söz edilebilir. Öğrenciler etkinlikler için ayrılan sürenin yeterli olmadığını düşünmektedirler. Evlerinde internet olmayan öğrencilerin görüşleri ile internet kullanma imkânına sahip öğrencilerin görüşleri arasında anlamlı bir fark vardır. Bu fark internet kullanma imkânı olmayan öğrenciler lehine gerçekleşmiştir. Bu durum teknoloji kullanımına olan merak duygusunun kişisel bilgisayara veya internet bağlantısına sahip olmayan öğrencilerde daha yüksek olmasına bağlanabilir.

Spicer ve Stratford (2001) “Student perceptions of a virtual field trip to replace a real field trip” adlı makalesinde biyoloji bölümü lisans öğrencilerinin gerçek alan gezileri yerine kullanılan sanal alan gezileri hakkındaki görüşlerini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmada örneklemi Playmouth Üniversitesi biyoloji bölümünde öğrenim gören 50 ikinci sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Sanal alan gezisi olarak araştırmacı tarafından hazırlanan kıyı zoolojisi konusu seçilmiştir. Öğrenciler hazırlanan sanal alan gezisini 2 ya da 3 saat boyunca uygulamış daha sonra olumlu ve olumsuz ifadelerden oluşan beşli likert tipinde hazırlanan anonim bir ölçeği cevaplamışlardır. Ayrıca ölçeğin kapsamadığı konularda öğrencilere düşüncelerini ifade etme imkânı da verilmiştir. Bu çalışmadan altı hafta sonra örneklem grubuyla gerçek arazi çalışması yapılmış ve ölçeği tekrar cevaplamaları istenmiştir. Ölçeğin birinci ve ikinci uygulanmasından elde edilen sonuçlar arasında anlamlı farklılıklar olup olmadığı istatistiksel analizlerle belirlenmeye çalışılmıştır.

Tuthill ve Klemm (2002) tarafından yapılan “Virtual Field Trips: Alternatives To Actual Field Trips” adlı çalışmada sanal alan gezilerinin eğitim ortamında kullanılmasının kazanımları ve gerçek bir arazi çalışmasının katkılarını ne düzeyde gerçekleştirildiğini belirlenmeye çalışılmıştır. Literatür çalışması şeklinde

gerçekleştirilen araştırmada ayrıca farklı sanal alan gezilerinin özellikleri ve karşılaştırılması da yapılmaktadır. Araştırmada ulaşılan sonuçlar şöyle sıralanabilir. Sanal alan gezileri pek çok türe sahiptir ve teknolojik gelişmelerle eğitimdeki katkısını gelecekte daha da arttırabilir. Gerçek arazi çalışmalarının zaman, mekân ve güvenlik kaynaklı sorunların çözülmesinde sanal alan gezileri etkilidir. İnteraktif öğrenme ortamları oluşturmakta sanal alan gezilerinin önemli avantajları vardır. Özellikle engelli öğrencilerin arazi çalışması deneyimi yaşamasını sağlayabilmesi önemli bir kazanımdır. Bununla birlikte yüksek maliyet, özel donanım gerektirme, gerçek arazi çalışması deneyimi yaşama konularında sanal alan gezilerinin önemli sınırlılıkları vardır.

Çalışkan (2011) tarafından yapılan “Yer ve Çevre Bilimleri Eğitiminde Sanal Arazi Gezileri” adlı çalışmanın amacı yüksek öğretim düzeyinde yer ve çevre bilimleri eğitiminde kullanılan sanal arazi gezilerinin tarihsel geri planını ve gelişimini araştırmaktır. Ayrıca yer ve çevre bilimleri eğitiminde öğrenci merkezli, anlamlı ve daha derin bir öğrenme ortamı sağlamada sanal gerçekliğin potansiyeli ve sınırlılıklarının da tartışıldığı literatür taraması şeklindeki çalışmanın sonuçları şöyle özetlenebilir. Sanal arazi gezilerinin öğrencilerin izleyiciden katılımcıya doğru dönüştüğü bir yapıda tasarlanması gerekmektedir. Öğrenciler kendi sanal alan gezilerini hazırlayabilmelidir. Geleneksel arazi gezileri sınırlılıkları devam ettiği sürece sanal gerçekliğin geliştirilmesi daha önemli olmakta ve uygulama alanını geliştirmektedir. Ülkemizde sanal gezi düzenlediğini belirten çok sayıda web sayfası bulunmaktadır fakat bunlar sanal gezilerinin eğitimsel amaçlarını geliştirmekten uzak basit yazılımlardır. Sanal gezi kavramının gerçek karşılık bulacağı yer ve çevre bilimleri lisans ve lisansüstü programlarında bu tip faaliyetlerin gerçekleştirildiğine dair herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.

Bellan ve Scheurman’ın (1998) “Actual and virtual reality: making the most of field trips” adlı araştırması gerçek arazi çalışmaları ve sanal alan gezilerinin öğretim ortamındaki uygulanmasının faydaları ve sınırlılıklarının belirlenmesini amaçlamaktadır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre; literatürde sanal alan gezileri gerçek bir arazi çalışmasının zaman ve mekân bağımsızlığını sağlayarak fiziksel güvenlik, maliyet, öğrencilerin ders dikkatinin kolayca dağılması gibi temel sınırlılıklarını ortadan kaldırılabileceği belirlenmiştir. Bununla birlikte araştırmada öğretmen kontrolü olmadan yapılan sanal alan gezilerinin tamamıyla bu sınırlılıkları gidermediği tespit edilmiştir. Bu tür sanal gezilerinin gerçek arazi çalışmasının sınırlılıklarında olduğu gibi

donanım gerektirmesi nedeniyle maliyetin yükselebileceği, öğrencinin sanal ortamda kolayca kaybolabileceği ve ders dışı işlerle uğraşabileceği, yanlış ve istenmeyen içerikle karşılaşabileceği önemli sınırlılıklarının da bulunduğu belirlenmiştir.

Hofstein ve Rosenfeld (1996) “Bridging the Gap Between Formal And Informal Science Learning” adlı araştırması fen öğretiminin formal ve informal ortamlarda uygulanabilirliğinin literatürdeki bilgilerden faydalanarak belirlemeyi amaçlamıştır. Bilgi teknolojilerinin günümüzdeki önemine değinilen araştırmada teknoloji kullanımının arazi çalışmalarının sınırlılıklarını gidermekteki yerinin ve özelliklerinin tartışıldığı araştırmada kısaca şu sonuçlara ulaşılmıştır. Bilgisayar ve internet ağları kullanılarak ilk elden bilgi edinmek ve fiziksel olarak gidilemeyen yerlere ulaşmak sanal alan gezileri ile mümkündür. Böylelikle sanal alan gezileri arazi çalışmalarının hem alternatifi olabilir hem de çok uzak yerlerden bilgi edinilebilmesini sağlayabilir. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki hiçbir arazi çalışması alternatifi, tam olarak arazi çalışmalarının özelliklerini yansıtamadığı gibi bu alternatiflerin de sınırlılıkları bulunmaktadır.

Şengün ve Turan’ın (2004) “Coğrafya Eğitiminde Bilgisayar Destekli Ders Sunumunun Öğrenmedeki Rolünün Öğrenci Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi” adlı araştırması, coğrafya eğitiminde bilgisayar destekli ders sunumunun öğrenmedeki rolünün öğrenci görüşlerine göre değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma, Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ve Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü lisans öğrencilerinden toplam 140 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Ders sunumunda, bilgisayar, datashow, Microsoft PowerPoint, Windows Media Player, ACDSee Programları, resimler, şekiller, ses ve çeşitli animasyonlar kullanılmıştır. Araştırma sonuçları olarak; coğrafya öğretiminde bilgisayar destekli ders sunumunun öğrenmeye etkisi, dersin daha çekici, anlaşılır ve kalıcı olma hali öğrenciler tarafından daha fazla olumlu olarak görülmüştür. Bilgisayar destekli ders sunusu hazırlamayı öğrenciler, bölüm öğretim elemanlarını ve kendilerini orta düzeyde yeterli görmektedirler.

Bulun, Gülnar ve Güran (2004) tarafından yapılan “Eğitimde Mobil Teknolojiler” adlı çalışma mobil teknolojilerin eğitim hedeflerinin kazanılmasındaki rolünü belirlemeye çalışmaktadır. Literatür taraması şeklinde yapılan çalışmada mobil telefon, el bilgisayarı, tablet pc’ler ve notebooklar ile bu araçların kullanılmasını sağlayan erişim teknolojilerinin özelliklerinin değerlendirilmiştir. Araştırmada şu

sonuçlara ulaşılmıştır. Eğitimde mobil cihazların kullanımı, uzaktan eğitimde hedeflenen asıl amaçları sağlamak için gerekli stratejik teknolojilerden biridir. Ancak birçok konuda yapıldığı gibi burada da “eğitim” odaklı olmaktan, “teknoloji” odaklı olmaya doğru bir kayma meydana gelirse, beklenen fayda gerçekleşmeyeceği gibi, tam aksi bir neticeyle karşılaşmak olasıdır. Bu nedenle teknolojinin bir amaç değil sadece araç olduğu gerçeği unutulmadan planlar bu anlayışa göre yapılmalıdır. Mobil erişimli cihazların eğitimde kullanılmasının çeşitli yararlarının zamanla görüleceği düşünülmektedir.

Eşgi (2006) tarafından yapılan “Web Temelli Öğretimde Basılı Materyal Ve Yüz Yüze Öğretimin Öğrenci Başarısına Etkisi” adlı araştırma web temelli öğretime destek olarak hazırlanan basılı materyal ve yüz yüze öğretim boyutlarının öğrenci başarısına etkisini belirlemek için yapılmıştır. Çalışmada ECDL (European Computer Driving Licence) kelime işlemci modülü, buna destek olarak hazırlanan basılı materyal ve yüz yüze öğretim boyutları kullanılmıştır. Araştırmada üç çalışma grubu bulunmaktadır. Bunlardan birinci gruba sadece web sitesi, ikinci gruba web sitesinin yanı sıra basılı materyal, üçüncü gruba web sitesi, basılı materyal ve yüz yüze öğretim desteği sunulmuştur. Uygulamalar sırasında öğrencilere başarı testi, ön test ve son test olarak iki kez verilmiştir. Araştırma sonucunda üçüncü grup en başarılı grup, ikinci grup en başarılı ikinci grup olmuştur. Araştırmada ideal bir web temelli öğretim uygulamasında basılı materyal ve yüz yüze öğretim boyutlarının da işe koşulması gerektiği önerilmektedir.

Esen (2007) tarafından yapılan “İlköğretim Matematik Öğretimine Yönelik Tasarlanan Web Destekli Bir Öğretim Materyali Hakkındaki Öğretmen Görüşleri” konusundaki çalışma ilköğretim 7. sınıf "Rasyonel Sayılar" ünitesine yönelik olarak hazırlanan web destekli öğretim materyalini, ilköğretim matematik öğretmenlerinin görüşlerine sunarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada yöntem olarak Tarama Modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Eskişehir il merkezinde görev yapan 126 ilköğretim matematik öğretmeni oluşturmaktadır. İlköğretim matematik öğretmenlerinden araştırmacı tarafından hazırlanan internet sayfasını inceleyerek veri toplama aracını doldurmaları istenmiştir. Araştırma sonucunda, araştırmacı tarafından hazırlanan web materyalinin biçimsel ve öğretimsel yönden yeterli ve derslerde kullanılabilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada aynı

zamanda Web destekli materyallerin eğitimde bir amaç değil bir araç olarak görülmesi gerektiği ve bu tür etkinliklerin öğretmen rehberliğinde yapılması önerilmektedir.

Arslan (2008) tarafından “Web Destekli Öğretimin Ve Öğretimsel Materyal Kullanımının Öğrencilerin Matematik Kaygısına, Tutumuna Ve Başarısına Etkisi” konusundaki çalışmada deneysel desen kullanılmıştır. Araştırma Web destekli öğretimin ve öğretimsel materyal kullanımınınöğrencilerin akademik başarısı, derse olan tutumları

ve kaygı düzeylerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırma sonucunda web destekli

öğretimin öğrencilerin kaygı ve başarısı üzerinde anlamlı ve kalıcı etkisinin olduğu, derse olan tutumlarında ise olumlu düzeyde gelişmenin bulunduğu fakat bu gelişimin kalıcı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Sidaway'in (2002) “Photography as Geographical Fieldwork” adlı çalışması fotoğrafların arazi çalışması olarak kullanımı üzerine yüksek öğretim düzeyinde mevcut literatürü derlemeyi amaçlamıştır. Bu araştırmaya göre alternatif bir arazi çalışması olarak fotoğraflar yalnızca teorik dersin sonunda gösterilen bir materyal değildir. Araştırma bulgularına göre fotoğraflar arazi çalışmasının bazı sınırlılıklarını giderebilir. Bunun için fotoğraflar eğer arazi çalışması alternatifi olarak kullanılacaksa bir proje çalışmasının parçası olmalıdır. Proje temelli arazi çalışmasından elde edilen verilerin fotoğraflanması ve gerekli görüldüğü zamanlarda kullanılması, bu şekilde oluşturulmuş