• Sonuç bulunamadı

İletişimin sosyal medya aracılığıyla gerçekleşemeye başlamasıyla birlikte özellikle kişiler arası iletişimin niteliklerinde bir takım değişiklerin yaşanmakta olduğunu gözlenmektedir. En başta iletişim artık bir takım somut veriler üzerinden nitelenmektedir. Bu verilerin dışında kalan özellikler tanınmamakta, değerlendirmelerde özellikle sosyal medya uzmanları tarafından kategorilendirilmemektedir. İletişim artık aracılanmış bir niteliğe bürünmüştür. En basitinden sözler ve yazı da bir teknolojidir ve iletişim kurmamıza aracılık ederler ancak konuşmak insanın doğuştan gelen bir becerisinin zamanla kabiliyete dönüştürülmesi, ehlileştirilmesi iken yazı da bizim kişiler arası iletişim de kullandığımız bir iletişim aracı değildir. Yine televizyon aracılanmış bir iletişim aracı olsa da kitleseldir ve bir merkezden insanlara doğru yapılır. Ancak artık internet aracılığıyla birbirine bağlanmış teknolojilerle, akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletlerle veya bunlara bağlı aparatlarla yapılan aracılanmış kişilerarası iletişim yeni bir olgudur ve iletişimin niteliğini çoktan değiştirmeye başlamıştır. İletişim verimliliği ön plana alan değerlendirmelere maruz bırakılan içeriklerle kurulmaktadır. Bu durumda iletişim ölçülebilir, hesaplanabilir, öngörülebilir olmaya indirgenmektedir (Göker, 2015: 394).

Dijital iletişim araçlarının odağında olan kişilerarası iletişimin rasyonel bir nitelik kazanmaktadır. Esasında rasyonelleşme de toplumsal aktörlerin kişisel olmayan ilişkiler bağlamında dünya üzerinde daha fazla denetim kurma çabasıdır. Bu amaçla ele alınan bütün süreçler parçalara ayrılır, denetlenir ve kontrol edilir. Rasyonelleşme amaçları doğrultusunda kendi araçlarını icat eder ve insanı da rasyonelleşmiş araçların “demir kafes”ine mahkum eder (Marshall, 2005: 11).

Gelişen teknoloji ve maddi koşullar kendi şartlarına uygun bilişsel bir yapı talep ederler. Form zaman içerisinde bilinç üzerinde etkisini gösterir. Yeni teknolojiler de en başta ilgimizi kendileri üzerine çekerler ve düşündüğümüz şeyleri, düşünme biçimimizi, düşünme araçlarımızı ve tabii ki beynimizin fiziksel yapısını değiştirmektedir. Teknoloji bir bakıma insana uyarlanmaktan çok insanı kendisine uyduran bir doğaya sahiptir. Nitekim Postman’a göre de teknoloji kültüre göre biçimlenmez, teknoloji kültürün kendisidir (Postman, 2012: 31). Bu bağlamda modern toplumla teknoloji arasında dinamik ve kaotik ilişki söz konusudur. Teknolojinin üretiminin hızlandığı Sanayi Devrimi sonrası, şehirleşmenin bireyi feodal ve ataerkil aile yapısından koparak bireysel bir hayata taşıdığı, yeni bir değerler sisteminin oluştuğu düzende teknoloji son derece belirleyici olmuştur ve olmaya bugün de devam etmektedir. Teknolojileri insan aklı üretmekte ve sonrasında ortaya çıkan kültürden insan aklı yeninden şekillenmektedir. Bugün teknolojinin gelmiş olduğu nokta itibariyle iletişim

aracılanmış biçimde gerçekleşmektedir, bu da hem bireysel hem toplumsal düzeyde ilişkileri yeniden biçimlendirmekte, biçimlenen ilişkilerden yeni bireyin doğumu söz konusu olmaktadır (Williams, 2003: 17).

Teknolojinin belirlenimciliği bağlamında dijital kültürün iletişim araçlarının kültürün ve bireyin inşasındaki rolünü ele aldığımızda bireyin gündelik ilişkilerinden, kimlik inşa sürecine, kamusal ilişkilerin dönüşümüne, bireyin kamusal alandaki varoluşunun yeniden tanımlanmasına, toplumsal hareketlerin ortaya çıkışı, yapısı, değişim noktasında ısrarı ve talepleri gibi pek çok noktaya izlerini görülmektedir. Bu değişikliklerin sonuçlarına değil ama iletişim süreçlerinin kendisine Weber’in ortaya koyduğu rasyonelleşme olgusunun iletişim süreçlerinde belirdiğini görürüz. Bu değişim ana taşıyıcısı, lokomotifi ise bireysel aracılanmış dijital iletişim süreçlerinin temeli olan akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve bu gibi cihazları bir araya getiren internet teknolojisidir. İnternetin kendisi bazen global ağ ya da sadece ağ olarak da kullanılmaktadır. Dolayısıyla internet şeklen kendisine bağlandığınızda sizi kendi ağının bir parçası yaparak +1 genişler ve sizi de diğer ağ üzerindekilerle bir araya getirir. Böylece ilişkisel anlamda bir ağ toplumu (Castells, 2013: 21) ortaya çıkar ve bu da yeni kurallar, yeni kurumlar, yeni kültür ve yeni birey demektir. Castells’in deyimiyle ağ toplumu bireyi temel almaktadır. Yerleşik, egemen iktidar ilişkilerini hem yeni bireysel hem de kitlesel ilişkiler üreterek altüst eder. Bu bağlamda iletişim bireyin pek çok kişiyle aynı anda iletişim kurmasını sağlayarak kitlesel bir nitelik gösterirken aynı zaman iletişimi oluşturanlar tek tek bireylerden oluştuğu için aynı zamanda kişiseldir. Bütün bu dönüşen iletişim teknolojisi en başta kitle iletişim araçlarının birey ve toplum üzerindeki etkisini sarsmaktadır. Birey temelli, odağında bireyin olduğu, medyada yayılan iletişimin üreticisinin birey olduğu, kurumsal medya yapısının en başta ekonomi politik bağlamda olmayacak olduğu yeni bir iletişim şekli söz konusudur. Birey doğrudan kültürel, siyasal, ekonomik, toplumsal süreçlere kendisi olarak katılabilmekte, var olabilmekte, anlam üretimine daha dolaysız katkı sağlayabilmektedir. Toplumsal kurumlar, bağlar, gelenekler, kültür de değişmek, kendisini bu yeni duruma göre adapte etmek zorunda kalmaktadır.

Dijital iletişimin bireysel alana kadar inmesini sağlayan sosyal medya uygulamalarının üzerinden dolayımlanan yeni iletişim şeklimizin bir takım özellikleri geçen zamanda belirmiştir. Bunlar dijitallik, etkileşimlilik, hipermetinsellik, multimedya özellikleri ve kullanıcıların içerik üretiminin merkezinde olmasıdır (Binark, 2014: 16). Daha detaylı bir bakışla sosyal medya ile birlikte teknolojik aygıtlarla aracılanan bireysel iletişimin anlık, müşterek, mobil, etkileşimsel ve diyaloga dönük, amatör, yatay, öngörülemez, tepkisel,

gündelik, bireysel, melez, alternatif, kolektif, özgürlükçü, paylaşımcı nitelikler kazanmıştır (Şener, 2013: 6).

Dijital kültürün getirilerinden biri olan sosyal medya sayesinde aracılanan kişiler arası iletişim, insanların gündelik yaşamlarında fiziksel ve zamansal sınırlamalara takılmadan iletişim kurabilmelerinin yolunu açmıştır. Paylaşıma ve etkileşime dayalı bu yeni iletişim biçimi insanların sosyalliklerini kendi şartları içerisinde arttırırken geleneksel sosyalleşme biçimlerini de erozyona uğratmaktadır. Bu bağlamda sosyal medya üzerinden gerçekleşen dijital sosyalleşmelerin zaman ve mekandan kopmuş yeni bir tür bireyselliği inşa ettiği, bunun da sosyalleşme manasında bir yanılsamayı getirdiği, bir sosyalleşmenin yaşanmayıp bireyin yalnızlaştığı değerlendirmeleri yapılmaktadır. Bu tartışmaları tetikleyen husus, kişilerin aracılanmış iletişim araçları üzerinden iletişim kurmaları, bu günümüzde sosyal medya üzerinden gerçekleşmektedir, bu türden bir iletişimin de tahmin edileceği üzere yüz yüze iletişimi giderek daraltmasıdır (Göker, 2015: 401).

Dijital kültürde, internet ve bilgisayar türevli mobil aygıtlar üzerinden gerçekleşen iletişim, kendi zamanının ruhunu yansıtan bir takım yönelimler göstermektedir. İletişim artık sadece anlaşmamızı sağlayacak yöntem olmanın dışına niceliksel niteliklere bürünmüştür. İletişimin sosyal medya fenomeni üzerinde somutlaşması ona verimliliği olan bir nesne gözüyle bakılmasına neden olmaktadır. İletişimin temeli olan mesaj artık bir üründür ve üretilebilir ve paylaşılabilir bir nitelikle donatılmıştır. Mesaj üretimi tasarlanabilir ve planlanabilirdir. Üretilen veya hazır hale getirilen mesaj ise diğerleri tarafından paylaşılarak tüketilen ve tüketilirken aynı zamanda başkalarının tüketimi için üretilmiş olan müşterek ve dönüşümlü bir süreç halinde imal edilmekte veya tüketilmektedir. Dijital iletişimin doğası gereği çok hızlı olması, hızlı akan bir nehre benzemesi nedeniyle verimliliği yüksek bir mesaj tasarlamanın temeli onu basit tutmaktır. En fazla beğeni ve paylaşımı yakalamak isteyen mesaj basit, sade ve kısa olmak zorundadır. Basitlik ve sadelik hem mesajı tasarlayan hem de mesajı alacak olan hedef kitle açısından, çift yönlü bir öneme haizdir. Böylelikle iletişim mesajın söz konusu karaktere bürünebilme yeteneğine bağlı olarak verimliliği gerçekleştirmiş olmaktadır. Bu anlamda 140 karakterle sınırlanmış bir Twitter’ın bugünün iletişim ortamında revaçta olması teknolojiye göre şekillenen iletişim alışkanlıklarının aktığı mecrayı göstermesi bakımından oldukça manidardır (Göker, 2015: 403).

İletiler sadece yazılı olarak değil pek çok farklı biçimde hazırlanabilir ve gönderilebilir, sınırı insan aklı ve teknolojinin geldiği son nokta belirlemektedir. Bugün hala pek çok başta sosyal medya uygulamaları olmak üzere yazılımcılar, sosyal medyada kullanılabilecek içerik üzerinde kafa yormaktadır. Bu durum dijital kültürün iletişim olanaklarının multimedya ve

metinlerarası bir özellik göstermesine imkan vermekte, farklı içerikler dijital ortamın esnekliği sayesinde bir arada olurken kullanıcıların bunların üzerinde hızlıca geçiş yapmalarını sağlamaktadır. Görüntüden görüntüye, yazıdan yazıya veya yazıdan görüntüye hızlı geçişler yapmak kullanıcının tercihine kalmıştır.

Verimlilik kaygısı taşıyan iletişim aynı zamanda öngörülebilir bir iletişim olmak zorundadır çünkü verimliliği sağlamak adına bir takım stratejiler güdülür ve planlamalar yapılır. Verimli olmak zorunda olan işini şansa bırakan değil bir takım hesaplar yapılarak süreci işletilendir. Bu bakımdan sosyal medya merkezli iletişim hesaplanabilir bir nitelik taşır. Gönderilen mesajın karşı taraftan kabul edilmesi demek beğenilmesi, paylaşılması veya yorumda bulunulması demektir. Böylelikle hedeflenen kitlenin özelliklerine uygun mesaj tasarlanmış ve gönderilmiş olunur. Etkileşimde bulunma sahanlığı hayati derece önemli bir konudur. Takipçilerinizin sayısı artık itibar görmenizin ön koşuludur. Takipçi sayısını arttırmak ise uygun mesajları tasarlamakla, beğeni kazanmakla, insanlarda iletiye yorum yapma isteği uyandırmak, paylaşımlarınızla yarattığınız ortama katılımda bulunma isteğiyle mümkündür. Twitter özelinde konuşacak olursak takip ettiğiniz kişi sayısı, takipçi sayınız, attığınız tweet sayısı, tweetlerinizin beğenilme ve retweet edilme sayısı, tweetlerinize cevap yazılma sayısı, tweetlerinizin ulaştığı kullanıcı sayısı, profilinizle ve tweetlerinizle etkileşimde bulunulma sayıları sizin kullanıcı olarak değerinizin niceliksel olarak ifadesidir.

Sosyal medya uygulamalarında ister metin ister video olsun, iletilerde süre ya da metin kısıtlaması söz konusu olabilmektedir. Twitter metin tabanlıdır ve karakter sınırlaması vardır, Instagram fotoğraf ve görüntü, Vine görüntü içeriklerinin yayınladığı platformlardır ve sınırlamaları vardır. Sınırlamalar kullanıcıları daha hesaplı davranmaya, bir birim mesajda maksimum içeriği sunmaya çalışmaktadırlar. Sınırlılığın aynı zamanda, “zaman akışı”nda hız anlamına geldiğini de akılda tutmak gerekmektedir. Kısa mesajlar, pek çok mesajın kurgulanmasını ve etkileşim sayısının çoğalmasını sağlamaktadır. Kullanıcılar ağlarda daha fazla vakit geçirmekte, sınırlı teknik altyapı olabildiğince fazla kullanıcı için açık ve geniş tutulabilmektedir. Bu durumda insanlar kısa mesajları almaya, yaymaya, üretmeye yatkın hale gelmekte, basitlik ve kolaylık adeta trend olmaktadır. Söz konusu trendin en bariz örneği ise Onedio tarzı haber sitelerinin ortaya çıkmasıdır. Ortalama bir insanın haber alma, bilgilenme açlığını karşılayan bu tür haberler siteleri gündemdeki olayları ya da insanların her zaman merak duyduğu konuları maddeler halinde sunarlar. Bu haber siteleri “15 maddede Türkiye’nin dış politikası” başlığında olduğu gibi bir durum ya da olayla ilgili bilgi verilmekte ancak bilginin kapsayıcı olmasını ve insanlarda olgun bir kanaati oluşturmasını sağlayamamaktadır. Köşe yazarları hemen her konuda parçalara ayırarak olayları analiz etme eğilimi göstermeye

başlamıştır. Köklü haber mecraları da internet ortamında söz konusu maddelere bölünmüş habercilik anlayışına yar açmaktadır. Ayrıca fotoğraflarla birlikte verilen kısa yazıların eşlik ettiği foto haberleri de söz konusu çerçevede değerlendirmek gerekmektedir. Medyanın rolü onun kamusal tartışmaya yaptığı katkıda saklıdır. Haber içerikleri doğru olduğu kadar tam da olmalıdır. Dijital iletişim araçlarının işleyişi bilincimizi bir defa şekillendirdikten sonra talep ettiği kısa ve basit içerik artık tıklanma kaygısı taşıyan dijital haber mecralarının çalışma prensiplerini belirlemektedir. Daha fazla görüntülenen, daha fazla tık alan, daha fazla paylaşılan habercilik ve bilgilenme çağı; daha basit, daha kısa, içeriğinden ve bağlamından daha fazla ödün vermiş bir mesaj ticareti olarak seyrini sürdürmektedir.