• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: BİR SOSYAL HAREKET OLARAK EN-NAHDA HAREKETİ

3.2. Tunus'ta İslami Hareketler

3.2.4. İlerici İslamcılar

70'li yılların sonunda Cemaat-i İslamiye Hareketinden kopan bazı İslamcılar bu akımı oluşturmuşlardır. Bazı kesimler bu akımı Sol İslam olarak tarif etseler de onlar kendilerini böyle tanımlamazlar:

"Bizim Sol İslam'dan geldiğimizi söylüyorlar. Fakat biz, kendimizi böyle tanımlamıyoruz. Biz İslam'a bağlı gençlerdik. Fakat şunu kabul ediyoruz ki İslam'a bağlılığın çeşitli yolları var" (S.C.)

Bu ekolü o dönem Cemaat-i İslamiye'den ayrılan Ahmide Neyfer ve Selahattin Curşi temsil eder. İkisinin şahsi hayatlarına En-Nahda Hareketinin önemli tipleri konusunda değinilecektir. Hareketten ayrılmadan önce Marife Dergisinin önemli yazarları arasında yer almaktadırlar. Fakat o dönem İhvancılığa ve dolayısıyla

10 Her ne kadar Mısır'daki İhvan-ı Müslimin Hareketi, birçok konuda radikal bir hareket olarak anlatılagelse de, son tahlilde özellikle devrim sonrası süreçte, siyasal yapıya eklemlenme çabalarını demokratik ve ılımlı hareketler olarak tanımlayabiliriz. Bazı konulardaki radikal duruşlar, zaten harekete olumsuz durumlar olarak geri gelmiştir. Milli Görüş Hareketi'nin ise daha farklı siyasi tecrübesi söz konusudur.

90

En-Nahda'nın genel tavrına karşı eleştirel tutum takınmaları onların dergiden ayrılmalarına sebep olmuştur. Fakat Curşi, bunun bir istifa olmadığını belirtir:

"Biz şahsi olarak dergiden istifa etmedik. Fakat o zaman liderlik görevini üstlenenlerden bazıları tarafından böyle bir karar alındı. Dergide yazdığım bazı yazıların cemaatsel ilişkileri bozduğuna dair görüşler vardı. Tabi bu karar bir kriz döneminin sonucuydu. O dönem sorduğumuz bazı sorular hareket içerisindeki çoğunluğun canını sıkıyor, onları tedirgin ediyordu. Bu vaziyet sadece beni değil benim gibi düşünen herkesi dergiden ve hareketten azledilmesine ve uzaklaştırılmasına sebep oldu. Bu hareket içindeki ilk ayrılıktır ve bu ayrılık sonucu yeni bir yol inşa edildi ve adına "İlerici İslamcılar" denildi" (S.C.).

Aslında genel itibariyle Ilımlı İslamcılarla fikri düzeyde pek farkları yoktur. Sadece fikri ve örgütsel bazda İhvan'ın model alınmasını reddediyorlardı. Daha modern bir İslami yapılanma peşindeydiler. Curşi bu durumu şöyle açıklar:

"Aslında ilk dönemlerde herhangi bir fikri ayrılığı söz konusu değildi. Kuvvetli irtibatlar söz konusu idi. İlk ayrılık İhvan-ı Müslimin hareketine verilen değerle alakalıydı. Bazıları İhvanın bir model olarak alınmasını ve hareketin ona göre şekillenmesini isterken bazıları da İhvan'ın bizler için bir model olamayacağını savunuyordu. Baktık ki önemli bir kesim uç noktada İhvancı söylem geliştiriyor, onları eleştirmeye, Tunus'ta yeni bir fikri hattın oluşması için çabalamaya başladık. Hem fikri olarak hem de örgütsel olarak" (S.C.).

İlerici İslamcıların dünya üzerinde başka bir örneğine pek rastlanılmaz ama bu onların herhangi bir fikirden etkilenmedikleri anlamına gelmez. İlerici İslamcıların fikri arka planı, asrın gerekliliğine uygun bir şekilde İslam'ın tüm toplumsal kurumların işleyişi baz alınarak yorumlanması üzerine inşa edilmiştir. Bu yüzden böyle düşünen birçok düşünür, bu hareketin fikirsel babaları olarak kabul edilebilir:

"İlk bu yola süluk ettiğimizde önümüzde bir model yoktu. O dönem için dinde yenilenme isteğinde bulunan kesimler vardı. Fakat bir model olarak biz biraz daha İran'da Ali Şeriati'nin kitaplarından etkilendik. Bir de Mısır'da Hasan Hanefi ve "Çağdaş Müslüman" adlı dergide bize hitap eden sesler vardı. Ama tam anlamıyla hazır bir modelimiz yoktu" (S.C.).

91

"İlerici İslamcılar bir örgüt değil. Üyeleri farklı farklı örgütlerde yer alabilir" (S.C.). Dolayısıyla herhangi bir siyasi parti kurma eğilimi göstermez. Herhangi bir dernek veya cemiyetle organik bağları yoktur. Sadece çeşitli dergilerde ve gazetelerde neşrettikleri makalelerle fikirlerini beyan etmektedirler. Bu fikirlerin genel yapısını da Curşi şöyle açıklar:

"Muhafazakar fikri benimser. Bu hareketin inandığı şey Arap-İslam medeniyetini değişmeyeceği gerçeğidir. Fakat geleneksel fikirleri ve yapıları aşmamız gerekiyor. Bu açıdan üç durumu önemsedik. Geleneksellikten kendimizi kurtarıp mümkün olduğunca özgür düşünme durumu. Ümmete, fakirlere, yeni sosyal hareketlere hizmet eden bir İslami bakış aşısı tesis etme durumu. Üçüncüsü ise başkalarına ve fikirlerine karşı açık olma durumu. Bu anlamda hoşgörü dairemizi genişlettik. Hatta batıya kadar uzattık. Batının sömürgesi veya emperyalizmini değil insan hakları gibi değerleri üzerine yoğunlaşmayı gerekli gördük. Batı'nın birçok yönü olduğu fikrine ulaştık. Onunla irtibatı tamamen koparmanın imkanı yok" (S.C.).

Akılcı yolu tercih eden ve 70'lerde Cemaat-ı İslam hareketi altında birçok cami ve üniversitede dersler veren ve başını Selahaddin Curşi, Ahmide Neyfer ve Ziyad Kirşan'ın çektiği İlerici İslamcılar, Gannuşi ve Muru'nun İtticah-ı İslam Hareketi'ni oluşturmasından sonra bu yolu reddederek, akılcı, fikri ve kültürel derslerin verilmesiyle oluşturulan geleneği devam ettirmek istediler. Ilımlı selefi olarak tabir edilen bu hareket Sol İslam söylemlerine dayanır. Rasyonaliteye ve akılcılığa, metin yoğunlaşmalarından daha fazla önem verir. Yenilikçi İslamcılığı benimseyerek imani ve fıkhi konular üzerine yoğunlaştı. Ve zaruretin, asli emirleri iptal ettiğine dair cevazlar veren birçok söylemden hareket etti. "İlerici İslamcıların Bakışına Giriş: Neden İslam? Ve Onu Nasıl Anlarız?" adlı eserde hareket, özellikle eğitim ve kültür meselesine yoğunlaşan ve onun siyasetten daha önemli olduğuna inanan bir hareket olarak belirtilmektedir. Selahaddin Curşi, toplumsal uyanışın gerçekleşmesi ve geleneksel topluma dönüşün esası olarak kültürel devrimi önceliyordu. Ahmide Neyfer ise siyasetin önemli olduğunu fakat, merkezde dini fikir okumalarının olması gerektiğini söylüyordu. Genel itibariyle bu hareket, İslami ve kültürel yenilenmeyi, fakat hiçbir tahrifata uğramamış bir şekilde Kur'an ve Sünnet

92

ışığında yol edinir. Seçilmişlere oldukça önem veren bu hareket, onları hayatın yönünün değişmesinde esas olarak kabul ederler (Ebu Zekeriya, 2003: 79-80).

Benzer Belgeler