• Sonuç bulunamadı

İklim Değişikliği İle Uyumlu Sürdürülebilir Planlama Yaklaşımındaki

5. SONUÇLAR

5.1 İklim Değişikliği İle Uyumlu Sürdürülebilir Planlama Yaklaşımındaki

Mevcut eğilimlerden faydalanılarak geliştirilen senaryolar yardımıyla gelecekteki fiziksel, sosyo-ekonomik ve yönetimsel hassasiyetlerin belirlenmesi, kentlerin iklim değişikliği gibi dinamiklere karşı daha dayanıklı ve sürdürülebilir olmaları açısından önemlidir. Özellikle gelişmekte olan ülke metropollerinde artan nüfus ve kentleşme, iklim değişikliğine uyum ve etkilerinin azaltılmasında önemli bir role sahip olan doğal AKAÖ’yü tehdit ederek, doğal kaynaklar ve ekosistemler üzerindeki hassasiyetleri arttırmaktadır. İklim değişikliğinin ve beklenen etkileri, kentleşmenin yarattığı ve yaratabileceği hassasiyetleri daha da arttırıcı niteliktedir. İklim değişikliğine yönelik geliştirilen plan ve programların stratejik nitelikli olması, mevcut mekansal planların ise iklim değişikliği konusunu yeterince ele almaması nedeniyle; iklim değişikliği konusunun mekansal planlama ile entegre edildiği bir yaklaşımın kentlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından gerekli olduğu görülmektedir. Hassasiyetlerin tanımlanması ve bu hassasiyetlerin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması için mekansal planlama önemli bir araçtır. İklim değişikliği ile uyumlu sürdürülebilir mekansal planlama yaklaşımı; sürdürülebilir planlama ile iklim değişikliğine uyum ve etkilerinin azaltılmasına yönelik geliştirilen stratejilerin birlikte değerlendirilmesi ile geliştirilebilir (Şekil 5.1).

Şekil 5.1 : İklim değişikliği ile uyumlu sürdürülebilir mekansal planlama

yaklaşımının genel çerçevesi.

İklim değişikliği ile uyumlu sürdürülebilir mekansal planlama yaklaşımı;

IPCC ve UN’nin geliştirdiği iklim değişikliğine yönelik stratejilerine, zaman içinde değişen ekonomik, sosyal ve çevresel koşullardan etkilenen mekansal planlama yaklaşımları entegre edilerek ve tez kapsamında İstanbul için geliştirilen analizlerden elde edilen bulguların sonuçlarına dayanılarak geliştirilmeye çalışılmıştır.

Önerilen yaklaşımın temel bileşenleri genel hatlarıyla aşağıda belirtilmektedir (Şekil 5.2).

Kontrollü büyüme: Kentsel yayılma, ısı adası etkisine katkı sağlayarak

iklim değişikliğinin etkilerini arttırmaktadır. Isı adası etkisine yönelik yapılan çalışmalarda edinilen sonuçlara göre; 500m. yarıçaplı (Şile, Kumköy, Bahçeşehir gibi) bir kentsel yayılma sıcaklık artışını fazla etkilemezken, 1km.

yarıçaplı (Florya, Kartal, Göztepe gibi) bir yayılmanın ısı adası etkisini arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır (Bkz. Bölüm 4.4.2).

Planlamada dinamik sürecin etkinleştirilmesi: İklim değişikliği ve AKAÖ

senaryolarının sürece dahil edilmesi, gelecekte kentte ve doğal çevrede oluşabilecek hassasiyetlerin belirlenmesinde ve sürdürülebilir kentleşme için gerekli stratejilerin geliştirilmesinde fayda sağlayacaktır.

Açık/yapılaşmış alan oranlarının dengelenmesi: Isı adası etkisine yönelik

yapılan analizlerde yapılaşma (dikey ve yatay), ısı adası etkisini arttırmaktadır. Yeşil alanlar ise bu artışı dengelemektedir (Şile gibi kırsal nitelikli yerleşimlerde yapılan değerlendirmelerde yapılaşma oranının %20’nin altında olduğu yerlerdeki ısı adası etkisi %20’nin üstünde olan yerlere göre daha az görülmektedir). Orman alanlarında ölçülen sıcaklıkların yapılaşmış yerlerdeki sıcaklıklara göre 3C0’kadar daha az olduğu görülmektedir. Buna dayanılarak doğal alanların yapılaşması sonucunda, yapılaşan yerlerde ölçülen sıcaklıkların artacağı öngörülebilir.

Çevre politikalarının ön plana çıkması: Aktör görüşlerine göre, çevresel

açıdan geliştirilmesi gereken politikaların İstanbul’da ön plana çıkması gerektiği görülmektedir.

Bilimsel faaliyetler, çok disiplinli yaklaşım: Çalışmaların üniversite ve

araştırma kurumlarınca desteklenmesi, diğer kurum, kuruluşlar ve disiplinlerle paylaşımı önemlidir.

Yereli ve bölgeseli içeren bütüncül yaklaşım (çok katmanlı/ölçekli yaklaşım): İstanbul’un bütününü kapsayan, bölgesel, mekansal, çok ölçekli

bakış açısı; sürdürülebilir kentsel stratejilerin geliştirilmesi açısından önemlidir.

Çeşitlilik (Biyoçeşitlilik): Doğal AKAÖ’yü özellikle su yüzeyleri, havzalar,

orman alanlarını ve içerdiği ekosistemi korumaya yönelik yaklaşımlar; çevre odaklı politikaları desteklemekte ve iklim değişikliğine uyumun sağlanmasına katkı sağlamaktadır.

Şekil 5.2: İklim değişikliği ile uyumlu sürdürülebilir mekansal planlama bileşenleri.

Belirtilen özellikler; hem iklim değişikliğine yönelik geliştirilen küresel stratejilerin çok boyutlu ve sektörel özelliklerini, hem de mekansal planlamanın bütüncül ve AKAÖ’ye odaklanan fiziksel, ekonomik, sosyal ve yönetimsel konularını içermektedir.

İklim değişikliği ile uyumlu sürdürülebilir planlama yaklaşımı temel olarak dört aşamadan oluşmaktadır (Şekil 5.3). Bu aşamalar;

1. Veri toplama ve değerlendirme, 2. Önceliklerin belirlenmesi 3. Yönetim

4. Uygulama/izleme olarak belirlenmiştir.

İlk aşama verinin toplanması, senaryoların geliştirilmesi, paydaşların görüşü dikkate alınarak iklim değişikliğine uyum konusunda İstanbul için önemli olan AKAÖ’lerin ve bu AKAÖ’lerin hassasiyetlerini ölçmek için kullanılacak göstergelerin belirlenmesidir.

İkinci aşama; mekansal analizler ve senaryolar doğrultusunda ortaya çıkan AKAÖ hassasiyetlerinin, iklim değişikliğine uyum ve etkilerin azaltılmasında faydalı olabilecek AKAÖ’nün belirlenmesi, paydaşların tüm süreçte etkin rol almaları sağlanarak, iklim değişikliğine hassas AKAÖ ile iklim değişikliğine uyum ve etkilerinin azaltılması konusunda öncelikli AKAÖ’nün tanımlanmasıdır.

Şekil 5.3 : İklim değişikliği ile uyumlu sürdürülebilir planlama yaklaşımının temel

aşamaları.

Üçüncü aşama; yapılan değerlendirmelerin planlama ile entegrasyonu, bunun için gerekli kurumsal ve yasal altyapının ve yönetime yönelik araçların geliştirilmesidir. Bu aşamada yine öncelikli stratejiler ve araçlar, paydaşlardan alınan görüşler doğrultusunda elde edilmelidir.

Son olarak uygulama/izleme süreci, senaryolarda öngörülmemiş değişikliklere ve yeni gelişebilecek durumlara karşı sürece gerektiğinde müdahele edilmesi ile esnek uygulama ve izlemenin sağlanmasıdır. Paydaşlar, gerekli değişikliklerin tespiti, önceliklerin tanımlanması, uygun strateji ve araçların geliştirilmesinde etkili olarak yer almalıdır.