• Sonuç bulunamadı

Aktörlerin Görüşü ile Hassas AKAÖ’nün Belirlenmesi

4. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM ÇERÇEVESİNDEN İSTANBUL’A

4.5 Aktörlerin Görüşü ile Hassas AKAÖ’nün Belirlenmesi

İklim değişikliği karşısında hassas AKAÖ’yü belirleyebilmek için yalnızca haritalama, senaryo analizi ve göstergelerle AKAÖ’yü tanımlamak; ilgili tarafların bu konudaki eğilimlerini değerlendirme sürecine katmadığından, akılcı değerlendirmede yetersiz kalmaktadır.

AKAÖ ve ES (Koschke ve diğ, 2012), arazi kullanımı ve yer seçimi kararları (Dai ve diğ, 2001) gibi konularda önceliklerin belirlenmesi için çeşitli çalışmalarda analitik hiyerarşi süreci kullanılmıştır. Analitik hiyerarşi süreci; “alternatif kararların (hem kalitatif, hem kantitatif) hangisinin daha önemli ve/veya öncelikli olduğunu belirlemek ve önem sırasına göre sıralayabilmek için ikili ilişkileri tanımlayan çok kriterli karar verme analiz yöntemi” olarak tanımlanmaktadır (Saaty, 2004).

İstanbul’da iklim değişikliği ve kentleşmeye hassas AKAÖ’nün belirlenmesine yönelik aktör görüşü için; TÜBİTAK 110K350 “Kentsel Dayanıklılık ve Ekosistem Servisleri İçin Sürdürülebilir Kent Planlama” Projesi çerçevesinde yapılan ‘Katılımlı Planlama Araçlarının Tanımlanması ve Geliştirilmesine Yönelik Çalıştay”da uygulanan anket çalışmasından faydalanılmıştır. Çalıştayda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve alt birimleri (İSKİ, BİMTAŞ), çeşitli ilçe belediyeleri (Adalar, Avcılar, Kadıköy, Kartal, Gaziosmanpaşa, Bakırköy, Ümraniye belediyeleri), İstabul Kalkınma Ajansı, Bakanlık temsilcilikleri (Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Orman ve Su İşleri, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlıkları), STK’lar (Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası, İstanbul Ticaret Odası, ÇEKÜL) ve REC olmak üzere toplam 39 katılımcı yer almış, 34 tanesi yapılan anket çalışmasına katılmıştır. Bu çalıştay ile İstanbul’da hassas AKAÖ ve ES’lerin belirlenmesi, iklim değişikliği ile uyumlu kentleşme stratejileri ile uygulama araçlarının tanımlanması hedeflenmiştir. Tez kapsamında, çalıştayda sorulan anket sorularından; AKAÖ, iklim değişikliği ve

ve diğ., 2014)’nda detaylı şekilde ele alınmıştır. Sorularda iklim değişikliği ve kentleşme ile ilgili olarak öne çıkan konuların anlamlılığını belirlemek için ANOVA uygulanmıştır.

 İklim değişikliği etkilerinden hangileri ne derecede önemlidir?

Katılımcılar iklim değişikliği etkilerinden en önemli olanları sırasıyla “sel-taşkın”, “kuraklık” ve “sıcaklık artışı” olarak belirtmişlerdir. En son sıralarda ise “ani hava olayları” ve “deniz seviyesinde artış” konuları yer almaktadır. Bu etkilerin; doğal çevre, ekonomik ve sosyal yapı’da yaratabilecekleri hassasiyetler ayrı ayrı incelendiğinde, doğal çevre açısından en önemli etkinin “sel ve taşkın”; ekonomik yapı açısından en önemli etkinin “kuraklık”; sosyal yapı açısından ise yine “sel ve taşkın” olduğu görülmüştür. “Ani gelişen hava olayları” ve “deniz seviyesindeki yükselme” etkileri ise önem derecesine göre en son sırada değerlendirilen değişkenler olmuştur

 İklim değişikliği etkilerinden hangileri İstanbul’un sürdürülebilir

kentleşmesi için daha önceliklidir?

İstanbul’un sürdürülebilir kentleşmesi için en önemli iklim değişikliği etkileri sırasıyla “sel-taşkın”, “kuraklık” ve “sıcaklık artışı” olarak belirtilmiştir. Bu etkilerin doğal çevre, ekonomik ve sosyal yapı’da yaratabilecekleri hassasiyetler ayrı ayrı incelendiğinde, doğal çevre açısından en önemli etkinin “sel ve taşkın”; ekonomik yapı açısından en önemli etkinin “kuraklık”; sosyal yapı açısından ise “sel ve taşkın” olduğu belirtilmiştir. “Ani gelişen hava olayları” ve “deniz seviyesindeki yükselme” etkileri ise önem derecesine göre en son sırada yer almıştır.

 İklim değişikliğinin İstanbul’daki olası etkileri hangi ES’leri olumsuz

etkileyebilir?

İklim değişikliğinin ES’ler üzerindeki etkilerine yönelik oluşturulan bu soru her ne kadar doğrudan AKAÖ’ye yönelik olmasa da, AKAÖ ve ES’ler arasındaki ilişki (Albayrak, 2012; Groot ve diğ.,2010; MEA, 2005; UNSCD, 2007; Koschke ve diğ., 2012), sonuçların irdelenebilmesini sağlamaktadır. Buna göre, iklim değişikliğinden en olumsuz yönde etkilenmesi beklenen ES’ler sırasıyla “tatlı su”, “su-erozyon kontrolü” ve “gıda servisleri”dir. “Tatlı su” servisinin kuraklıktan, “su ve erozyon kontrolü” servisinin “sel-taşkın” olaylarından ve “gıda”nın ise yine kuraklıktan birinci derecede etkileneceği sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında, iklim

değişikliğinin en az etkileyeceği ES’ler sırasıyla; “genetik kaynak”, “hava kalitesi” ve “biyolojik hammadde” olarak belirtilmiştir. Bu ES’lere iklim değişikliğine bağlı değişkenlerden “ani hava olayları” ile “deniz seviyesi yükselme”sinin en az etki edeceği ifade edilmiştir.

İklim değişikliğine hassas AKAÖ ve ES’lere yönelik değerlendirmeler çerçevesinde; “tatlı su”, “su ve erozyon kontrolü” ve “gıda” servislerinin iklim değişikliğinin etkilerine karşı birinci derecede hassas oldukları sonucuna varılmıştır. Buna bağlı olarak “su havzası”, “su yüzeyleri” ve “orman alanları”, “tarım” ve “mera” alanlarının iklim değişikliğine karşı birinci derecede hassas olacağı sonucuna varılabilir

 İklim değişikliği etkilerinin azaltılmasında hangi AKAÖ etkilidir?

Bu soruda AKAÖ sınıflarından sırasıyla “orman”, “su havzaları” ve “tarım alanları”ndan hangisinin iklim değişikliği etkilerinin azaltılmasında ne derecede etkili olduğu/olacağı değerlendirilmiştir.

Doğal, ekonomik ve sosyal açıdan AKAÖ’nün iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasındaki rolüne bakıldığında sırasıyla “orman alanları” ve “su havzası” hepsinde öncelikli olarak önem kazanmaktadır. “Tarım alanları” doğal yapı ve ekonomik açıdan üçüncü sırada yer alırken, sosyal açıdan ise “kentsel yeşil alanlar” üçüncü derecede önem kazanmaktadır. Doğal yapı grubunda dördüncü sırada “kentsel yeşil alanlar” gelmekte, “maki” ve “sahil alanları” bunu takip etmektedir. Ekonomik yapı açısından dördüncü sırada “kentsel yeşil alanlar” yer almakta, bunu “kıyı ve sahil alanları” ile “makilik alanlar” takip etmektedir. Sosyal yapı açısından ise dördüncü sırada “tarım alanları”, beşinci sırada “kıyı ve sahiller”, altıncı sırada ise “makilik alanlar” yer almaktadır. Tarım alanları, her ne kadar yanlış tarım uygulamaları ile sera gazı emisyonuna katkı sağlasa da, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bunun nedenleri aktörlerin, tarım uygulamalarını genelde “organik tarım” olarak kabul etmesi ve tarım artıklarının biyoyakıt olarak kullanılarak emisyonların azaltılmasına katkı sağlayacağını düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.

 Kentleşme sonucunda gerçekleşen AKAÖ’deki değişim, iklim değişikliğini

ne ölçüde olumsuz etkileyebilir?

Bu sorunun yanıtları değerlendirildiğinde AKAÖ değişiminin iklim değişikliğini %92,5’luk bir oranla olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir. Bu soru ayrıca iklim değişikliği ve kentleşme dinamiklerinin bir arada değerlendirilmesinin önemini de vurgulayarak, tez konusunu da desteklemektedir.

 Hızlı/Plansız Kentleşme, İstanbul’da iklim değişikliğini ne ölçüde olumsuz

etkiler?

Hızlı ve plansız kentleşmenin İstanbul’daki iklim değişikliğini %90 oranla olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir.

 İstanbul’da iklim değişikliğine uyum ve etkilerinin azaltılması konusunda

geliştirilmesi gerekli genel politikalarda sürdürülebilirlik bileşenlerinden hangileri, ne ölçüde önemlidir?

En çok ihtiyaç duyulan politikalar öncelikli olarak çevresel politikalar olarak değerlendirilmiş ve ardından ekonomik ve sosyal politikaların önem taşıdığı vurgulanmıştır.

İklim değişikliğine hassas ve iklim değişikliğine uyum ve etkilerinin azaltılmasında önemli AKAÖ ve ES’lere yönelik değerlendirme Çizelge 4.8’de verilmektedir. Bu değerlendirme iklim değişikliği ve kentleşmeye karşı hassas AKAÖ’nün belirlenmesine yönelik yapılan çalışmaya da girdi sağlayacaktır.

Bu anket çalışması sonuçlarına bakılarak aşağıdaki değerlendirmeler yapılabilir.  Yapılan anketlerde, iklim değişikliği ve kentleşmenin, doğal AKAÖ’yü

olumsuz yönde etkileyeceğine dair görüş birliğine varılmıştır.

 Kentleşme politikalarının mevcut AKAÖ’yü korumak ve geliştirmek üzerine kurgulanması gerektiği görülmektedir.

 Ayrıca hızlı ve plansız kentleşmeyi engellemeye yönelik politikalar da İstanbul için öncelikli olarak değerlendirilmelidir.

 Çevresel açıdan geliştirilmesi gereken politikaların İstanbul’da ön plana çıkması gerekmektedir.

 İstanbul’da iklim değişikliğinin en önemli etkilerinin “sel ve taşkın”, “kuraklık” ve “sıcaklık artışı” olduğu, bu etkilerin aynı zamanda İstanbul’un sürdürülebilir kentleşmesini de engelleyebileceği düşünülmektedir.

 İstanbul’da iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasında ilk sırada “orman”, “su havzası” dolayısı ile su yüzeyleri; ikinci sırada “tarım alanları”, “kentsel yeşil alanlar”; üçüncü sırada ise “kıyı, sahiller” ve “makilik alanlar” yer almaktadır. Bu alanların korunmasının, iklim değişikliğine uyum açısından önem taşıdığı sonucuna varılmıştır. Her ne kadar makilik alanlar son sıralarda yer alsa da, ekosisteme sağladıkları katkı (Wessel ve diğ., 2004; Fagundez, 2012) göz önüne alındığında ikinci sıralarda yer alması gerektiği düşünülmektedir (Çizelge 4.8).

 İklim değişikliğine hassas ES’lere yönelik değerlendirmeler çerçevesinde; “su yüzeyleri”, “orman”; “tarım ve “mera” alanlarının iklim değişikliğine karşı birinci derecede hassas oldukları sonucuna varılabilir. İkinci derecede hassas AKAÖ ise “makilik alanlar”, “kıyı ve sahiller” ve “kentsel yeşil alanlar” olarak belirlenmiştir.

Çizelge 4.8 : İklim değişikliğine hassas ve iklim değişikliğine uyum ve etkilerinin

azaltılmasında önemli AKAÖ’lere yönelik aktör görüşlerinin genel değerlendirmesi.

AKAÖ

Aktörlerin Görüşü Değerlendirme

İklim değişikliğine uyumda

azaltılmasında önemli AKAÖ İklim değişikliğine hassas ES’ler çerçevesinden hassas AKAÖ’ler

Su havzaları Çok önemli Çok hassas

Orman alanları Çok önemli Çok hassas

Tarım ve mera alanları Önemli Çok hassas

Makilik alanlar Önemli Hassas

Kentsel yeşil alanlar Önemli Hassas

Kıyı ve sahil alanları Az önemli Hassas

Aktör görüşlerinden elde edilen bu sonuçlar, sürdürülebilirlik göstergeleri ile beraber değerlendirilerek; iklim değişikliğine hassas ve iklim değişikliğine uyumda öneme