• Sonuç bulunamadı

İkiz Açıklar Yaklaşımına Getirilen Eleştiriler

2. BÜTÇE AÇIĞI VE CARİ İŞLEMLER İLİŞKİSİNE YÖNELİK TEORİK VE

2.2. İkiz Açıklar Yaklaşımına Getirilen Eleştiriler

İkiz açıklar anlayışına getirilmiş olan eleştiriler maddeler şeklinde şöyle sıralanabilir. a. Amerika Birleşik Devletleri’nde R. Regan hükümeti döneminde, 1981 yılında, cari işlemler ile bütçe açıkları ciddi tehditler olarak devam etmiştir. Belirtilen bu iki açığın nedenleri; sanayisi gelişmiş diğer ülkelere nazaran ABD’de daha büyük çapta gerçekleşen savunma harcamaları, tasarruflarda azalma ve faiz oranlarındaki artış olmuştur. Liberal görüşler bütçedeki açıkların ödemeler dengesinde ciddi oranda açıkların oluşmasına sebep olmasından dolayı, gelir vergisi politikasının da önemli olduğunu ifade etmektedir. Bu politikalar, ABD’de bireylerin yaşam standartları üzerinde düşüşe neden olmakta ve dünyadaki diğer ülkelere de olan borçlarının artmasına yol açmaktadır.

Bu dönem süresince ekonomik yapıdaki bilgilerin ikiz açıklar hipotezi üzerindeki katkısı şu şekilde devam etmiştir:

1. 1980 ile 1989 yılları arasında bütçedeki açıklar ABD’ye büyük oranda yabancı sermayenin yatırım ve finansal açıdan transfer edilmesine yol açtığı, cari işlemlerdeki açıklarla beraber anlaşılmaktadır.

2. 1990’lı yıllardan sonra cari işlemler ile federal bütçenin iki ayrı yönde gerçekleştıniği gözlemlenmektedir: cari işlemlerdeki açıklar çok yüksek oranda değer kaybı yaşarken federal bütçelerdeki açıklar ise yüksek seviyede fazlalar verdiği görülmüştür.

3. 1998 yılında cari işlemlerdeki açıkların 300 milyar doları aştığı görülürken federal bütçenin de 450 milyar dolar civarı fazla verdiği belirtilmektedir. Federal bütçedeki fazla ABD’deki büyümeyle devam ettiği için ödemeler dengesinde gerçekleşen açığın da benzer biçimde devam ettiği anlaşılmaktadır. Böylece bütçe ile cari işlemlerde gerçekleşen hareketlenmeler ters yönde izlenmeye başlanmıştır (Alkswani 2000, 6).

b. Bazı iktisatçılar ikiz açıklar hipotezindeki teorik geçerliliğin reel çevrede sağlandığını ileri sürerek bu hipotezin geçerliliğine şüphe ile yaklaşmaya başlamıştır. İktisatçılardan bir kısmı bütçedeki açıklar ile faiz oranları arasında, bütçedeki açıklar

ile faiz oranlarının birinden diğerine doğru sistematik bir biçimde bağın olmadığını göstermektedirler. Örnek verilecek olursa Norveç’te gerçekleşen bütçe açıklarının cari hesaplar dengeye geldiğinde bile ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Polzo (1992), 1972-1990 dönemlerinde 7 sanayileşmiş ülkenin verilerini kullanılarak yaptığı çalışmasında, ikiz açıklar hipotezi açısından bu ülkeler arasındaki sonuçların ciddi derecede farklılık gösterdiğini saptamıştır.

c. Ortaya konulan diğer çalışmalar, bu iki açıktaki her bir bileşen için belirlenmiş olan tanımlamaların eksik olması nedeniyle kabul edilemeyen bir analizin yapıldığını göstermektedir. Kamusal harcamalarda yaşanan artışların bütçede bir açığa yol açtığı, ancak açıkların ekonominin performansı üzerindeki etkisinin cari işlemler açığına veya yatırılmalardan dolayı ortaya çıkıp çıkmamasına göre değişiklik arz ettiği ileri sürülmektedir. Ayrıca, ekonomik yapının performansı üzerinde ithalatta yaşanan artışın etkileri bir tarafa bırakıldığında cari işlemler açığında meydana gelen artış ithalatın yatırım ve tüketim ürünleri cinsine göre değişiklik arz etmektedir. Böylece bütçedeki açıklar içerisinden yatırım harcamalarının çıkarılması ve cari işlemlerdeki açıklardan sermaye mallarının ithalatının çıkarılması, belirtilen bu iki açığa da azaltıcı yönde etki ederek bu iki açık arasında ortaya çıkan ilişkinin yapısı üzerinde de değişikliğe yol açacaktır.

d. İkiz açıklar hipotezinin ihmal ettiği iki değişken bulunmaktadır. Belirtilen bu iki değişken fiyat seviyesi ile para arzıdır.

Para arzının sabit olduğu varsayımı ile denge koşulu (I=S), yurt içindeki yatırımların yurt içindeki tasarruflara eşit olması biçiminde gerçekleşmektedir. Ancak kredi oluşturmada finansal sitemin gelişebilmesi için bu sistemde para arzında artış olması, yatırımdaki seviyenin tasarrufun üstünde gerçekleşmesine neden olabilir (S<I). Para arzında meydana gelen artış ithalattaki talebin artmasına neden olacak olan nominal gelirde de artışa sebep olabilir. Bu nedenle cari işlemlerdeki açıklarda da artışların yaşanması kaçınılmaz olabilir. Aynı zamanda fiyatlar genel seviyesinde de artmaya yol açmakta, sonuçta da ithal ürünlerin fiyatlarında düşüşe ve ihraç edilen ürünlerin fiyatlarında da artışa neden olabilmektedir. Böyle ithalatta azalma ihracatta da artış yaşanacak, bu sebeple ödemeler dengesi ile cari işlemlerdeki açıklar ciddi oranda artabilecektir.

e. Çok sayıda iktisatçının bütçede yaşanan fazlanın ticarette gerçekleşecek açıkları azaltacağına inanmalarından dolayı ikiz açık görüşlerine de inandıkları anlaşılabilir.

Bu görüş doğrultusunda bütçedeki açıkların bağımsız ve etkin bir değişken özelliğine sahip olduğu anlaşılabilir. Hükümetin borç edinmediği ve bütçede de dengenin var olduğu (BD=0, bütçede açıkların yaşanmadığı) görüşü altında ticarette oluşan açıklar yatırımları azaltarak, tasarrufları da arttırarak veya her iki durumunda gerçekleştirilmesi halinde azalma sağlanabilir. Bununla beraber yatırımlar ekonomik büyüme ile gelir seviyesinde ve ithalatta en önemli belirleyici konumda olduğundan böyle bir yaklaşımın doğru olması kabul edilemez.

f. Bir kısım iktisatçılar cari işlemler açığına yönelik bütçe açıkları arasında doğrudan bir ilişkinin var olduğunu ispat edebilmek için ikiz kriz hipotezi yöntemini kullanmaya çalışmaktadırlar. ABD’de bazı iktisatçılar da bütçedeki açıkları azaltmak amacı ile cari işlemler hesabındaki açıklardan uzak durulabilirliği kanısına varmaktadırlar. Ancak bunların haricinde bazı iktisatçılar ise cari işlemlerdeki açıkların sorunlar doğurmayacağını düşünmektedirler. ABD’de cari işlemlerdeki açıkların 100 yıldır devam ettiği görülmekte ve ABD vatandaşlarının sermaye ürünleri ithalatında bulunabilmek için dünyadaki diğer ülkelerden de borçlanmaktadırlar. Yatırım gereği için borçlanma dünyadaki tasarrufların kullanılması şeklinde gerçekleşebilmektedir. Bu nedenle cari işlemlerdeki açıkların sebeplerinin ayırt edilmesi gerekmektedir. Para arzının genişleme politikasından veya sermaye ürünleri ithalatından kaynaklanması veya kaynaklanmamasının farkına varılmalıdır.

g. Ekonomide gerçekleşen resesyonlar ya da patlamalar sırasında hasıla düzeyi düşer veya artar ve bütçedeki denge kötüye gidebilir yada iyi bir hal alabilir. Bu çerçevede gerçekleşen patlamalarda ulusal tasarruflar ile özel tasarruflardaki bir farklılaşma daha keskin bir biçimde yatırımlar üzerinde bir düşmeye yol açarak hasıla düzeyinde de azalmaya yol açabilir ve cari hesapların da iyileşmesine katkı sağlayabilir. Dolayısı ile patlamalar esnasında “ikiz farklılaşma” dan daha çok “ikiz açıkları”n beklenilmesi doğru bir tavır olamayabilir. Gerçek anlamda konjüktürel dalgalanmaların değişik seviyelerinde cari işlemlerdeki açıklar ve bütçe dengesi arasındaki zıt yönlü hareketlerin birçoğu hasılanın devrevi hareketleri ile açıklanmaya çalışılabilir (Roubini 2003, 3).

2.3. Bütçe Açığı ve Cari İşlemler Arasındaki İlişkiye Yönelik Ampirik