• Sonuç bulunamadı

Cari İşlemler Açığının Ortaya Çıkma Nedenleri

3. BÜTÇE AÇIĞI VE CARİ İŞLEMLERE YÖNELİK TEORİK VE KAVRAMSAL

3.1. Cari İşlemler Açığının Kavramsal Çerçevesi

3.1.1. Cari İşlemler Açığının Ortaya Çıkma Nedenleri

Cari işlemler açığının iki temel nedeni vardır. Bunlar; ulusal yatırımda meydana gelen bir artış ve ulusal tasarruflarda azalmadır.

3.1.1.1. Yurt İçindeki Yatırımlarda Bir Artışın Meydana Gelmesi

Yurt içindeki yatırımlarda artışın meydana gelmesi, diğer bir ifade ile yatırımda ciddi bir artışın oluşmasının bir takım sebepleri olabilir; ülkedeki yeni doğal kaynakların ülkede bulunması, üretime elverişli yeni ürünlerin teknolojik açıdan keşfi, sermaye ve ticarette özgürleştirme politikaları benzeri yapısal reformlar, enflasyonda gerçekleşen düşüş, sermaye ve gelir üzerinde tahribat yaratacak etkiye sahip vergi indirimleri ile bütçede meydana gelecek açıklarda bir azalış benzeri makroekonomik istikrar politikaları, ileriki dönemde yüksek oranda ekonomik büyüme ve yeni yapılacak olan yatırımlarda ciddi bir karlılık beklentisinin oluşmasına neden olabilir (Roubini; Backus 2003 18). Böylece ülkenin özel ve kamu tasarrufları toplamına eşit olan ulusal çaptaki tasarruflar karlı görülen yatırım projelerinin finansmanında eksik kalmakta ve netice itibari ile cari işlemler hesabında gerçekleşen bir açık meydana gelebilmektedir.

Yapılmak istenen yatırımların ulusal tasarrufları aşan kısmının finansmanı amacıyla ülkedeki yabancı tasarruflara başvurulması optimal bir seçimin göstergesidir. İfade etmek gerekirse uluslararası ticarette yer alan, uzun dönemde belli olan net döviz girdisi sağlayabilen alanlara yapılmakta olan yatırımlar ya da özel sektöre ait yatırımlar kısa vadede cari işlemlerde bir açık doğurabilirken uzun ve orta vadede yeni sermaye ile üretilen mallar belli bir süre sonra ülkedeki ihracatta artış meydana getirmektedir. Bu dış ticaret fazlası, dış borç anapara ve faizlerin geri ödemeleri için gerekli olan cari fazlada bir artış ortaya çıkararak cari açığın sürdürülmesine katkı sağlamaktadır. Gerçekleşen bu durum sonucunda ülke borçsuz bir şekilde büyüme gösterebilir. Dolayısı ile cari işlemlerde açık vermek ve bu açıkla bağlantılı bir dış borç birikiminin oluşması endişe oluşturmamalıdır.

Özetlenecek olursa; kamusal harcamaların sabit olduğu ve borçlanmada herhangi bir kısıtlamanın gerçekleşmediği durumda, cari vergilemede bir azalma, hedeflenen ulusal tasarruf düzeyi üzerinde etkileme göstermeyecektir. Çünkü şimdiki bir vergi indirimi gelecekle bir vergi artışına dönüşecektir. Yurt dışı borçlanmalarında uyulması gereken iki önemli durum bulunmaktadır. Belirtilen ilk uyarı; yurt dışından yapılmış olan borçlanmanın dış piyasalara satılabilecek biçimde yeni malların üretilmesi için değil de, uluslararası ticarette yer edinemeyen alanlara yapılması durumudur (Vyshnyak 2000,3).

Örnek vermek gerekirse; 1990’lı yıllarda Asya’daki birçok ülke konut ve ticari binalar benzeri dış ticarete konu olmayan bir sektörde aşırı ve yeni yatırımların finansmanını sağlamak amacıyla cari işlemlerinde açık vermişlerdir. Cari işlemlerdeki bir açığın artmakta olan tüketim nedeni ile ortaya çıkması halinde esas sermaye ile kuruluşlarda bir değişiklik meydana gelmezse, ülkenin ileriki zamanda borçlarını ödeyebilme kapasitesi düşecektir. Böylece uzun vadede ülke içindeki cari hesapta bir fazla meydana getirilememekte ve borçları ödeyebilme yeteneği kısıtlanmaktadır. Dolayısıyla uluslararası ticarette yer almayan alanlardaki ciddi yatırımların karşılanabilmesi için cari işlemlerde açık verilmesi tehlikeli görülmekte, bu durumların düzeltilmesi için tedbirler alınması gerekmektedir.

Yapılan ikinci uyarı ise hem uluslararası ticarete konu olabilen hem de konu olamayan sektör firmaları için geçerli olmaktadır. Yatırımların finanse edilebilmesi

borçlanılan fonlardaki maliyetini karşılayabilmesi halinde optimal olur. Aksi taktirde gereğinden fazla borç alan ve bunları yanlış projelere yatıran bir firma neticede zarar edebilir. Yapılan yatırımların önemli bir kısmı kötüleştiği taktirde finansal anlamda kriz gerçekleşebilir (Roubini; Backus 2003, 19).

3.1.1.2. Ulusal Tasarruflarda Yaşanan Azalış

Cari işlemlerde ortaya çıkan açık, milli yatırımda ciddi bir artış olması haricinde ulusal tasarruflarda yaşanan bir azalma sonucundan da meydana gelebilmektedir. Ulusal tasarruflarda yaşanan azalışın özel tasarruflarda gerçekleşen azalma ve kamu tasarruflarındaki yaşanan azalma olmak üzere iki nedeni bulunmaktadır.

Bütçede yaşanan açıklar devamlı olarak meydana geliyorsa, yapılan aşırı harcamalar yapısal vergilerdeki hasılatın eksikliği sebebi ile karşılanmadığı taktirde oluşan bu açıkların giderilmesi çok zor bir şekilde gerçekleşmektedir.

Hane halkının ileriki zamanlarda yüksek bir şekilde hedeflenen gelir beklentisi nedeni ile cari gelirleri ciddi bir şekilde artmasa da ekonomik reform ya da istikrar programı tüketimde meydana gelebilecek bir patlamaya (özellikle dayanıklı ürünlerin alımlarında) neden olabilir. Böylece gelir (GSMH) zamanla artış gösterirken bugün yapılan cari tüketim (C) hızla yükselme gösterebilir. Gerçekleşen bu tüketim fazlalığı özel tasarruflarda bir düşmeye sebep olurken, ortaya çıkacak olan cari işlem açıkları yurtdışından gelen sermaye girişi yolu ile finanse edilmektedir. Ortaya çıkan dış borç birikimi ileriki zamanlarda gelirde bir artış gerçekleştirirse bireyler borçlarını geri ödeyebildikleri süre zarfında sıkıntı meydana gelmeyebilir (Roubini; Backus 2003, 22). Bu nedenle bütçedeki açıkların sebep olduğu cari işlemler açığı yapısal olduğunda tehlikeli görülürken, milli tasarruflarda bir azalmanın yarattığı cari işlemler açığı geçici olduğu zaman daha az kaygıya sebep olmaktadır.

1994 yılında Meksika’da yaşanan krizde, özel tasarruf oranlarında meydana gelen düşüş ve özel tüketimde yaşanan artış etkili olmuştur. Bu krizde, geleceğe yönelik büyüme ve sürekli gelir artışı beklentileri ile beraber, yurt içi piyasalardaki serbestleşmeden kaynaklanan ve tüketimin üzerinde var olan kısıtlamaların gevşetilmesine benzeyen iki faktör etkili olmaktadır. Belirtilen bu koşullar altında

özel tasarruf oranlarında yaşanan azalma, hızlı ve sürdürülemeyecek bir cari işlemler açığına yol açmaktadır.