• Sonuç bulunamadı

MOBİL HAYAT ve BİLEŞENLERİ

2. MOBİL İLETİŞİM

2.2. Mobil İletişim Teknolojilerindeki Gelişmeler

2.2.2. İkinci Nesil Sistemler

Birinci nesil sistemlere ilave edilen Sayısal teknolojiler, mobil iletişimde ikinci nesil sistemlerin oluşmasını sağlamıştır. İkinci nesil sistemler, birinci nesilde olduğu gibi, farklı ülkelerde farklı standartlar altında uygulanmakta ve ses haricinde, sınırlı bant genişliği ile veri transferine imkan tanımaktadır (Aydın, 2007: 26).

İkinci nesil sistemler, TDMA (Time Division Multiple Access), CDMA (Code Division Multiple Access) ve GSM (Global System for Mobile Comunications) olarak sıralanmaktadır. TDMA ve CDMA, kullanıcıların hücresel şebekeye aynı anda erişimini sağlayan bir erişim tekniğidir (Bolatoğlu, 1998: 9). İkinci nesil sistemlerde en fazla kullanılan teknoloji ise, GSM teknolojisidir.

İkinci nesil sistemlerde en yaygın kullanılan teknoloji GSM teknolojisidir. Buna rağmen, ikinci nesil sistemle yeterli veri ve görüntü iletiminin gerçekleşmemesi, 2,5G ve 3G sistemlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır (Özdemir, 2009).

İkinci nesil sistemlerden üçüncü nesil sistemlere geçerken ikinci nesil sistemlere uygulanan bir takım ilaveler 2,5G diye adlandırılan sistemlerin de piyasa da yer almasını sağlamıştır. 2.5G, ikinci kuşakta yer alan GSM sisteminin GPRS ve HSCSD teknolojileriyle geliştirilmiş sürümü olarak ifade edilebilir (telpa.com.tr,2011).

GPRS, GSM ağları için geliştirilmiş olan paket temelli veri taşıyıcı bir servistir. GPRS yüksek hızlarda kablosuz internet ve diğer veri iletişimine olanak sağlar. GPRS teknolojisi, kullanıcıya yüksek hızlı erişimin yanı sıra, gerçekleştirilen veri alışveriş miktarına göre ücretlendirilen ucuz iletişim olanağı da sağlar. Bu yönüyle GPRS, “sürekli bağlantı halinde” olma imkanının gerçekleşmesi yolunda atılmış çok önemli bir adımdır (www.bilisimterimleri.com, 2011).

İkinci nesil Mobil iletişim teknolojilerinden en çok kullanılan sistem olan GSM, bir çok ülkede kullanımda olan sayısal hücresel bir yayın ağıdır. Sayısal Hücresel Haberleşme denilen bu sistemde geçmiş tüm haberleşme teknikleri birleştirilmiştir.

İkini nesil sistemde kullanıcı ne zaman haberleşmek isterse tam istediği anda ve istediği gizlilikte haberleşme hakkını kullanmaktadır (Alkaya, 2007: 10).

GSM, dünyanın en yaygın mobil iletişim teknolojisidir. Haziran 2001 tarihi itibariyle 171 ülkede, 400 şebeke ile hizmet veren GSM, dünya genelinde tüm mobil abonelerin yaklaşık %65’i tarafından kullanılmakla birlikte ülkemizde de kullanılmaktadır. (Aydın, 2007: 27).

1980’li yılların başında, tüm Avrupa’yı kapsayacak bir mobil şebekesi kurma çalışmaları sonucunda ETSI tarafından standartlaştırılan GSM, 1990’dan itibaren hızla yayılmış ve bugünkü lider konumunu kazanmıştır. GSM Avrupa ülkeleri haricinde, Asya-Pasifik, Amerika ve Afrika’da da mevcuttur. Hali hazırda Türkiye’de de mobil iletişim için GSM teknolojisi kullanılmaktadır.

Mobil iletişim Türkiye’de kullanılmaya başlandıktan sonra oldukça yoğun bir ilgi ile karşılaşmıştır. Türkiye’de 2008-2011 yılları arasındaki sabit ve mobil konuşma trafiği incelendiğinde yıllar itibariyle mobil konuşma trafiğinin sabit konuşma trafiğini geçtiği görülmektedir.

Grafik 1.3. Toplam Yıllık Arama Trafiği Miktarları

Kaynak: www.btk.gov.tr, 2010

Grafik incelendiğinde, yıllar içerisinde mobil trafik hacminde bir artış olduğu görülmektedir. Toplam trafiğin dağılımına bakıldığında yıllar itibarıyla mobil arama trafik miktarı artarken sabit arama trafik miktarının düştüğü görülmektedir. 2011 yılında, bir önceki yıla göre toplam trafik miktarı %13 artarak 168,9 milyar dakikayı geçerken bu trafiğin yaklaşık %87’sini mobil trafik oluşturmuştur (www.btk.gov.tr, 2012).

Bir diğer mobil iletişim teknolojisi ise, GSM sisteminin bir parçası olan ve Türkçe’si kısa mesaj servisi olan SMS sistemidir. SMS, GSM şebekeleri üzerinden mobil telefon aracılığıyla yazı mesajı yollanması ve alınması işleminin kısa adıdır.

80’lerin sonunda tasarlanan ve 90’ların başında gelişen mesajlaşmanın, 2000’li yılların sonuna kadar gerçek potansiyelinin farkına varılmamıştır. Şimdi, milyonlarca insan, birbirleri ile mesajlaşmaya devam etmektedir ve pazarlamacılar da bu hareketin içinde olmak istemektedir (Haig, 2002: 6).

SMS işlemi, 140 bayt genişliğinde veri paketlerinin iletilmesi ile gerçekleşmektedir. Bir pakete 160 karakter sığdırılabilmektedir. Yazı mesajları yerine operatör logoları, melodiler ya da yapılandırma amaçlı mesajlar da gönderilebilmektedir (Alkaya, 2007: 12).

SMS (Short Message Service), yani kısa mesaj servisi, bir mobil cihazdan diğerine kısa text mesajı gönderilebilme imkanı sağlayan ilk genel teknolojidir. SMS sistemi, renklerden, grafiklerden, sesten, videodan yoksun ve her mesaj için sadece 160 karakterle sınırlıdır. Fakat tüm bu eksikliklerine rağmen, mesajlaşma, geniş bir popülariteye kavuşmuştur. SMS’ler, karakter limitinin üstesinden gelen mesaj odaklı bir jenerasyona ilham kaynağı olmuştur. Sesli konuşmaya nazaran eski kullanıcılar arasında bile popüler olan mesajlaşma, aynı zamanda daha uygun maliyetlidir (Haig, 2002:7).

İkinci nesil sistemler ile ortaya çıkan SMS teknolojisi, sistemdeki boş sinyalleşme kapasitesinden faydalanmak için geliştirilmiştir ve başlangıçta bu kadar çok kullanılacak bir uygulama olarak tahmin edilmemesine rağmen GSM teknolojisi içinde özellikle genç kullanıcılar tarafından en fazla rağbet gören uygulama olmuştur (Şen, 2006: 2).

SMS teknolojisinin bir ileri adımını, MMS teknolojisi oluşturmuştur. MMS yani “multimedya mesajlaşma servisi”, GSM şebekeleri üzerinden mobil cihazlarla grafik, animasyon, fotoğraf, melodi, ses kaydı ve yazı içeren mesajların birlikte iletilmesi işlemine verilen addır (Alkaya, 2007: 15). MMS teknolojisi, yeni nesil cep telefonlarında kullanımı giderek artmaya başlayan bir iletişim teknolojisi haline gelmiştir.

Türkiye’de gerçekleşen SMS kullanımında 2010 yılı dördüncü çeyrek verilerine göre, toplam 35 milyon SMS gönderildiği belirlenmiştir. MMS kullanımı ise belirli bir seviyede seyretmiştir.

2012 üçüncü çeyreğe gelindiğinde ise hem SMS hem da MMS kullanımında gözle görülür bir artış olduğu gözlenmiştir. Bu durum, aşağıdaki grafikte özetlenmiştir.

Grafik 1.4. SMS ve MMS kullanımı

Kaynak: www.btk.gov.tr, 2012

2012 yılı üçüncü üç aylık dönemde kullanılan SMS sayısı yaklaşık %10,5 oranında artarak 46.166 milyon civarında gerçekleşirken 2011 yılında işletmecilerin başlattığı kampanyalar ile hızlı bir yükseliş yaşayan MMS sayısı bir önceki döneme kıyasla %7 oranında artarak 78,3 milyona yükselmiştir.

SMS ve MMS sayılarındaki bu göstergeler, SMS ve MMS unsurlarının yoğun bir şekilde kullandıklarını göstermektedir. Kullanıcıların bu denli yoğun bir trafik oluşturması, pazarlama stratejilerinde SMS ve MMS reklamlarını kullanmayı düşünen firmalar için de bir gösterge niteliği taşımaktadır. Firmalar, bu verilerden yararlanarak hangi tüketicilere ne şekilde ulaşabileceklerini belirleyebilirler. Hemen her kesin en az bir cep telefonuna sahip olması ve mobil iletişimde mesaj servislerinin bu denli yoğun kullanılması, bankacılıktan turizme, çeşitli markalardan süpermarketlere bir çok sektörde reklamların mobil olarak da iletilebilmesi durumunu gündeme getirmektedir. Bu uygulamaları kullanacak olan firmalar, tüketicilerine doğru zamanda doğru mesajı ulaştırarak tutundurma faaliyetlerini çeşitlendirip geliştirebilirler.

Mobil iletişimde SMS, hala en sık kullanılan iletişim yöntemi durumundadır. Yapılan bir çalışmada, çeşitlenen iletişim kanallarının ve mobil internet kullanımının yaygınlaşmasının SMS’in popülaritesini etkilemediği, Türkiye’deki SMS kullanımının yurtdışında SMS kullanımı açısından dünya ortalamasının üzerinde yer aldığı belirtilmektedir. Yurt dışında cep telefonu kullanan kişilerin % 70’i kısa mesaj servisini günde en az bir kez kullanmaktadır (www.reklam.com.tr, 2011).

Birçok analist, mobil e-mail ve sosyal network mesajlaşmalarının, kısa mesajın yerini aldığı görüşünde olsa da SMS gönderim sıklığının hala birçok ülkede yoğun olduğu ortaya çıkmaktadır. Özellikle Çin, Hindistan ve İngiltere’de kullanıcıların günlük SMS gönderiminin diğer ülkelerin önüne geçtiği gözlemlenmiştir. Çin ve Hindistan’da kullanıcıların %80’inden fazlası günde en az bir SMS alıp gönderirken, bu oran İngiltere’de %70’e varmakta Türkiye’de ise %56 olarak görülmektedir. Türkiye’deki kullanıcıların mobil ortamda e-posta ve sosyal ağları kullanım sıklıklarına bakıldığında ise yine en sık kullanılan iletişim platformunun SMS olduğu gözlemlenmiştir (www.mobilsiad.org.tr, 2012).

2012 yılında yapılan bir araştırmada da, elde edilen verilere göre; Türkiye’deki cep telefonu kullanıcısı olan aktif internet kullanıcıları telefonlarını en çok SMS göndermek amacıyla kullanmaktadır.

Grafik 1.5: Cep Telefonu Kullanım Amaçları

Kaynak: smgconnected.com 2012

Grafikte de görüldüğü gibi, Türkiye’de tüketicilerin cep telefonu kullanım amaçları incelendiğinde, hem erkekler hem de kadınların en fazla kullandığı uygulamanın SMS uygulaması olduğu görülmektedir. Dolayısıyla tutundurma faaliyetlerinde SMS uygulamaları doğru kullanıldığında, tüketicilere ulaşmada en etkin yol olabilir.

GSM’den sonra ikinci büyük şebekeye sahip olan CDMA teknolojisi, jenerik bir isim olarak CDMA tabanlı bütün teknolojiler için kullanılmaktadır. CDMA’in en yaygın olduğu iki ülke Güney Kore ve ABD’dir Aynı anda birçok kullanıcının, enterferans oluşturmadan aynı radyo frekansını paylaştıkları bu teknoloji, Amerikalı Qualcomm firması tarafından geliştirilmiştir.

İkinci nesil teknolojilerin sonuncusu ise, TDMA’dır. TDMA, Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilen ilk sayısal standarttır ve 1992 yılında TIA tarafından kabul edilmiştir. Bir yıl sonra ticari olarak faaliyete geçen TDMA teknolojisini kullanan abone sayısı dünya genelinde Mayıs 2001’de 77 milyonu geçmiştir (Aydın, 2007: 30).