• Sonuç bulunamadı

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı

2. SENATO FAALİYETLERİ

2.1. İÇ POLİTİKADAKİ GÖRÜŞLERİ

2.1.1. EKONOMİ KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ

2.1.1.9. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Türk milletini hür ve medeni bir ortamda, demokrasi ve karma ekonomi düzeni içinde adalete ve tam çalışma esasına bağlı olarak herkes için insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesine ulaştırmayı gaye edinmiştir. Plan, Türkiye’de bir yandan fert başına geliri hızla ve devamlı olarak artırmayı hedef alırken, öte yandan çeşitli gelir grupları ve bölgeler arasında dengeli gelişmeyi sağlamak, çok sayıda vatandaşa iş imkânları yaratmak, kalkınmanın nimet ve

90C.S.T.D., C. 21, 7 Temmuz 1964, T. 3, B. 83, s. 212-215.

91C.S.T.D., C. 21, 7 Temmuz 1964, T. 3, B. 83, s. 215-216.

92 TBMM Albümü 1920-2010, C. 2, s. VIII.

93C.S.T.D., C. 20, 14 Mayıs 1964, T. 3, B. 73, s. 707-708.

94 TBMM Kanunlar Dergisi, C. 47, s. 1056-1057. (Ek. 16)

külfetlerinin fırsat eşitliğine, sosyal adalet ilkesine göre paylaşılarak iktisadi ve sosyal düzende olumlu bir gelişme elde etmek amaçlarına göre hazırlanmıştır.95

İkinci Beş Yıllık Planı’nın temel gelişme hedefi, gayrisafi milli hasılayı 1967 -1972 yılları arasında yüzde 40,3 artırmaktır. Aynı zamanda ekonomik sosyal yapıyı, hızlı bir gelişme temposunu 1972 yılı ötesinde de devam ettirebilecek bir üretim gücüne eriştirmeyi hedef olarak almıştır. Ekonominin yılda ortalama % 7 oranında gelişmesini öngörürken, bu gelişmenin sağlanabilmesi ve devam ettirilebilmesi için köklü bir yapısal değişimin meydana getirilmesini de hedeflenmiştir. Ekonominin genel yapısı tarımsal bir karakterden sanayi sektörünün hâkim olduğu bir düzene geçerken tarımsal üretimin hava şartlarına aşırı bağlılığının azaltılması da hedef olarak alınmıştır.

Toplumun hayat standardının yükseltilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, Türk toplumunun uzun vadeli amacı, ekonominin hedef olarak alınan kalkınma hızını dış yardımlara başvurmadan kendi kaynakları ile devam ettirebilir bir yapıya kavuşturulmasıdır.96

Çetin, milletçe de benimsenen plan fikrinin İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda daha iyi tatbik edileceğini, daha iyi neticeler alınacağını belirtmiştir. Plan stratejisinde memleket menfaatleri bakımından çok ideal hedefler ele alındığını, sanayinin muayyen bölgelere yığılmasına mani olacağını, geri kalmış bölgelere intikal ettirileceğini aktarmıştır. Birinci Beş Yıllık Plan’da da güzel hedeflerin yer aldığını ama tedbirler yeterli olmadığından birçoğunun gerçekleşmediğini söylemiştir. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Plan’ında tedbirler üzerinde durulması gerektiği düşüncesindedir.

Planın başarıya ulaşması konusunda herkesin gayret içinde olduğunu, ülkenin kalkınma davasında avantaj ve dezavantajlarının tespit edilmesi gerektiğini böylece planın tahakkuk imkânının kolayca belirleneceğini ifade etmiştir. Dezavantajlarımızın;

finansman kaynaklarının eksikliği, sermayenin yetersizliği, idari bozukluk, kültür anarşisi olduğu görüşündedir. Bugün ülkeyi idare edenlerin Atatürk devrinde yaşamış insanlar olduğunu, fakat gerçek manada Türk felsefesi, Türk dünya görüşünün yaratılamadığını savunmuştur. Kemalizm diye bir felsefenin yaratılmak istendiğini, ama Atatürk’ü iyi anlayamadığımız için; Kemalizm, Milliyetçilik, Atatürkçülük ile ilgisi olmayanların dahi Atatürk’ü ileri sürerek birbirine zıt fikirleri ortaya attıklarının görüldüğünü, kültür ve fikir anarşisi içinde olunduğu düşüncesindedir. Ona göre AP

95 İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, DPT Yayınları, Ankara, 1967, s. 2.

96 İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, s. 2.

Hükümetlerinin çözmesi gereken en büyük problem budur ve planın muvaffakiyeti de buna bağlıdır. Müşterek fikirleri tek bir bayrak altında toplayan bir dünya görüşüne, müşterek gaye ve felsefeye ihtiyacımız olduğunu söylemiştir.97

Dünyanın her yerinden Amerika’ya yerleşenlerin Amerikalılık potası içinde eridiğini, Amerikan varlığına, iç ve dış siyasetine hizmet etmeye kendini mecbur hissettiğini belirtmiştir. Ama bizim gibi eski kültürü olan, dünyanın en kudretli devletlerini kurmuş olan milletin, yabancıyı kendi potasında eritemediğini, asırlardır bir arada yaşayan evlatları arasında dahi ayrılıklar sokulmak istendiğini bunda da başarılı olunduğu fikrindedir. Kalkınmanın maddi imkânlarının temininin yeterli olmadığını, AP iktidarının ülkede milli görüş yaratmaya, her türlü fikirleri bir potada eriterek vatanın saadetinde birleştiren bir kültür ortamı yaratmaya mecbur olduğunu söylemiştir. Onun düşüncesine göre toplumu kalkınma çabasına büyük aşkla hizmet ettirmek mümkün değildir. Bu memlekette bütün hürriyetlerin, hakların tek bir sınırının olduğunu, onun da Türk Milletinin bekası ve istiklali olduğunu ifade etmiştir. Türk Milletinin istiklaline, varlığına zararlı fikirlerin; fikir hürriyeti veya demokratik nizam icabıdır diye karşılandığı gün, maddi kalkınma gerçekleşse bile memleketin elden gitmesi gibi bir manzara ile karşılaşılabileceğini belirtmiştir.98

Ülkemizin dezavantajlarından birinin teknik kifayetsizlik olduğunu, dış yardımlara muhtaç olunduğunu, ama birçok avantajlara da sahip olduğumuzu açıklamıştır. Dünyanın en iyi, en fedakâr halkına sahip olduğumuzu, bu halk ile dünyada başarılamayacak hiçbir güçlüğün olmadığı fikrindedir. Ona göre sahip olduğumuz avantajlardan biri de ülkemizin yer altı ve yerüstü kaynaklarıdır. Planlı ve şuurlu bir yetiştirme ve sahip olunan eğitim imkânı ile teknik sahada kısa zamanda neticeler alınabileceğine inanmaktadır. Sanayi alanında dikkatli olunursa en modern müesseselerin kurulabileceğini, gelişmiş ülkelerle de aramızdaki farkın kapatılmasının mümkün olacağını söylemiştir. Uçağın Türkler tarafından icat edilmediğini, ama onu satın alacak paranın bulunduğu zaman en mükemmel hava yolları teşkilatını kurmanın ve beynelmilel çapta bir işletme yapmanın mümkün olduğu fikrini savunmuştur.99

Dünyanın iktisadi tecrübelerinin Türk milletinin elinin altında olduğunu, ülkede herhangi bir sebeple birbirimizi kıskanacak, memleketi birbirine düşürecek mücadeleye

97C.S.T.D., C. 41, 18 Haziran 1967, T. 6, B. 72, s. 124-126.

98C.S.T.D., C. 41, 18 Haziran 1967, T. 6, B. 72, s. 124-126.

99C.S.T.D., C. 41, 18 Haziran 1967, T. 6, B. 72, s. 124-126.

yer olmadığını, telaşa ve anarşi havası yaratmaya lüzum olmadığı düşüncesindedir.

Türk milletinin mümessili olanların Türk münevveri ve Türk mütefekkirlerinin samimi ve vakurâne fikirlerini beyan etmekle, diğer milletlerin tecrübelerini etüt etmekle en doğru yolun bulunacağına inanmaktadır. Dünyanın ekonomik bir değişim içinde olduğunu, ekonomik akımların parçalanmalar içinde olduğunu, dünyada insanları tatmin eden mükemmel bir nizamın bulunmadığını açıklamıştır. Atalarımızın tecrübelerinden yararlanarak en iyi iktisadi sistemi bulabileceğimiz fikrindedir. Ülkenin manasız bir atmosfer içine düşürülmezse, iç ve dış tehlikelerden korunabilirse, Türk Milletine uygun mükemmel bir iktisadi sistemin bulunacağı, sosyal adaletin gerçekleşeceğine olan inancını dile getirmiştir. Basiretli hükümetlerin, büyük müşkülatları ve mukavemetleri olmayan bu cemiyette en güzel iktisadi ortamın yaratılabileceği görüşündedir. Planda geri kalmış bölgelere sanayi ve ticaretin götürülmesinin güzel olduğunu, fakat planda prensip halinde ortaya atılması lazım gelen usul ve çarelerden bahsedilmediğini söylemiştir.100

İkinci Beş yıllık Kalkınma Planı 18.07.1967 tarih ve 933 no ile kabul edilmiştir.101