• Sonuç bulunamadı

Üçüncü Ordu Müfettişliği, Haziran 1926’da yapılan tedip harekatında asilerin çoğunlukla İran’a kaçmış olmaları nedeni ile istenilen kesin sonuç elde edilemediği için bu bölgede her an hükümete aleyhtar olan asilere karşı yeni bir tedip harekatını lüzumlu görmüş ve bu konudaki düşüncelerini 25 Ağustos 1927’de Genelkurmay Başkanlığına özetle şöyle arz etmişti: “Ağrı Dağı asilerinin tedibatı için bir taarruz

hareketi hazırlanmaktadır. Şimdiye kadar alının bilgilere ve yapılan keşiflere göre, burada en çok 300 çadır vardır. Bu miktara göre, eli silah tutan asi miktarının 800 kadar olduğu kabul edilmektedir. Harekatın sürat ve güvenle yapılabilmesi için 9’ncu Kolordu, Kars’taki 29’ncu Alay ile 9’ncu Tümen Komutanlığının da Ağrı Bölgesine alınmasına lüzum göstermekte ve bu husus Ordu Müfettişliğince de uygun görülmektedir. İranlıların Ağrı asilerini teşvik ettiğine dair bazı haberler olduğu için asilerin tedip sırasında, geçen sene meydana gelen 1’nci Ağrı ayaklanması’nda olduğu gibi yine İran’a kaçmaları muhakkak olduğundan, bu hususun lehte temini bakımından İran Hükümetiyle gerekli siyasi ilişkilerin sağlanmasına lüzum vardır”.

Ordu Müfettişliğinin görüşünü onayan Genelkurmay Başkanlığı, tedip harekatına 9’ncu Kolordunun memur idilmiş olmasını ve harekatın, bu Kolordudan 9’ncu ve 12’nci Tümenlerce yapılmasını uygun bulmuş ve 27 Ağustos’ta 9’ncu Tümen Komutanı ile 29’ncu Alayın Ağrı bölgesine alınmasını emretmişti.

Bu çerçevede 9’ ncu Kolordu Komutanlığı 8 Eylül 1927’de harekatın yapılışına dair verdiği emirde, 14 Eylül 1927’den itibaren Gomik Kışlağı ve Serdarbulak civarındaki asilere taarruz edilecekti. Bu emre göre harekatını düzenlemiş bulunan 12’nci Tümen 14 Eylül sabahı başlayacak olan taarruza şu suretle katılmış olacaktı:

Tugay Komutanı, Albay İlyas Müfrezesi (Tugay karargahı, 34’ncü Alay, 5’nci Dağ Bataryası, beş emir atlısı, bir pırıldak, kılavuzlar): 12/13 Eylül gecesi Beyazıt’tan Karabulak’a gelerek 13 Eylül akşamına kadar burada kalacak ve 13/14 Eylül gecesi Örtülü kuzeyinden hareketle Mozurgan tepesini tutacak ve 14 Eylül

sabahı fecirle beraber sol yanını Ağrının geçilemeyecek kadar arızalı olan kısmına dayayarak, iki kolu halinde Örtülü’nün kuzeyinden taarruz edecekti.

Tugay Müfrezesi ile 9’ncu Tümen kıtaları arasında irtibat sağlamak sureti ile yapılacak taarruzun hedefi, asileri Şıhlı suyu üzerine atarak yok etmekti.

Güney Müfrezesi ( Tümen kararğahı ileri kademesi, 36’ncı Alayın 3’ncü Taburu, 6’ncı Batarya, Estersuvar Bölüğü, Muhabere Müfrezesi, iki pırıldak, beş kılavuz): 3’ncü Tabur Komutanı emrinde olarak 13 Eylül 1927’de Beyazıt’tan hareketle Şıhlı-Bulakbaşı arasındaki Şıhlı suyu cephesini 13/14 Eylül gecesi kapamış olacaktı.

Şıhlı Grubu ( 36’ncı Alay 3’ncü Taburdan bir piyade bölüğü ile iki ağır makineli tüfek) : Şıhlı köprüsü güneyinde Şıhlı Gölü (dahil) ile Kanikork (hariç) arası.

Karaburun Grubu ( 36’ncı Alay 3’ncü Taburdan bir piyade bölüğü ile iki ağır makineli tüfek): Kanikork (dahil) ile Aşağı Demirkapı – Tabyan (hariç) hattı arası. Bu grup civarında topçu da bulunacak ve bölük imkan nispetinde dağıtılmayarak Kutsi civarında tümen ihtiyatı olarak kullanılmak üzere toplu tutulacak.

Hallaç Grubu ( 36’ncı Alay 3’ncü Taburdan bir piyade bölüğü ile iki ağır makineli tüfek ve Estersuvar Bölüğü): Demirkapı ( dahil) ile Biço( dahil)arası.

Teğmen Selim Grubu ( bu civardaki hudut karakol erleri, bir miktar milis ve bir pırıldak): Biço (hariç) ile Bulakbaşı (dahil) arası.

Beyazıt Mevki Kıtaları ( 36’ncı Alaydan bir bölük, bir ağır makineli tüfek bölüğü- iki tüfek noksan- hudut bölüğü, mahalli jandarma ve bir kısım milis) … Beyazıt’ta bırakılmıştı. Tümen Karargahı Kutsi’de bulunmakta idi.

Bu arada, 9’ncu Tümenin harekat emrine göre durumu şu şekilde idi: Ağrının güneyindeki asilerin, İran’a kaçmalarını engellemek amacıyla Ahuri üzerinden hareketle Serdarbulak istikametini tutacaklardı.94

94 Reşat Hallı, a.g.e., s.213- vd.

3.2.2. Tedip Harekatı ve Sonucu

8 Eylül 1927’de 9’ncu Kolordu Komutanlığı tarafından verilen harekat emri doğrultusunda 9’ncu ve 12’nci Tümen 14 Eylül 1927’de yukarıda belirtilen harekat planı çerçevesinde tedip harekatına başlamıştır.

13 Eylül 1927’de alınan uçak keşif raporlarında, asilerin büyük kısmı Demirkapı civarında gösterilmekle beraber Gevgeve ve Biçare civarlarında da oldukça çok miktarda asilere ait çadırlar olduğu bildirilmiş yine 14 Eylül 1927 öğleden sonra, 9’ncu Tümen uçağının Serdarbulak’a attığı ve 12’nci Tümenin uçak raporlarına göre, asilerin kamilen Demirkapı civarından doğuya doğru kaçmakta oldukları bildirilmiş, bu nedenle asilerin İran’a kaçmalarını engellemek maksadıyla bu bölgelerdeki tedip harekatına ağırlık verilmiştir.

İki Tümenin harekat planı çerçevesinde; Karabulak, Şıhlı Suyu, Demirkapı, Örtülü, Hamzakent, Celal, Karaburun, Kanikork, Botil Ağı, Çiftlik, Cebekent, Zorova, Tavile, Tabyan, Biço. Kozlu, Karnıyarık, Gevgeve Bulakbaşı, Serdarbulak, Biçare ile K. Ağrı ve B. Ağrı Dağını içine alan alanda yapılan tedip harekatında asiler büyük kayba uğratılmış; fakat özellikle Kozlu yoluyla asilerin İran’a kaçmaları engellenememiştir. Tedip harekatına katılan birliklerin asi karşısındaki büyük başarılarına rağmen, maalesef 16 Eylül’de 9’ncu Tümene bağlı olan 29’ncu Alay asilerce baskına uğratılmış ve bölükleri dağıtılmıştır. Alay uğradığı baskında, hayvanlarının tamamını, beş makineli tüfeğini ve beş subayını asilere kaptırmıştır. Daha sonraki günlerde asiler üzerine her taraftan yapılan şiddetli taarruzlar neticesinde 120 den fazla asi öldürülmüş, bu miktarın iki katına yakın yaralı verdirilmiş ve asilerin bu bölgede devlete her zaman sadık kalan halktan çaldıkları 5000’e yakın hayvanda ele geçirilmişti. Bu sırada 29’ncu Alay baskına uğradığında esir düşen beş er kaçarak Alaya katılmışlar. Asilerin eline geçen hayvanların bir kısmı kurtarılmış, kayıp er sayısı da 17’e düşmüştür. Harekatta 17’nci Alay 2’nci Bölük Teğmeni Hüseyin ile dört er yaralı, iki er de şehit olmuştu.12’nci Tümenin harekatı ise bir şehit, iki yaralı hariç olmak üzere başarı ile sona ermiş. Bütün harekat, ağır ve hafif makineli tüfeklerin desteğinde piyadenin süngü kullanması

şeklinde olmuştur.95 Ayaklanmanın ele başlarından İhsan Nuri, Ağrı Dağı İsyanı adlı kitabında bu ayaklanmaya Sakan (lı) aşiretinin İran’da kalan kesiminin de katıldığını yazmakta, buradan da anlaşılacağı üzere İran’daki Kürt aşiretleri daha önceki ayaklanmalarda olduğu gibi bu ayaklanmada da yer almışlardır96.

Sonuç olarak, tedip harekatını değerlendirdiğimizde: 9’ncu Kolordu Komutanlığı’na bağlı iki tümen tarafından yapılan bu tedip harekatında, Tümen Komutanlarının emrindeki kıtaların etkin bir şekilde sevk ve idare edilememesi, 1926’daki Ağrı harekatında görülen hatalardan ders çıkarılmaması, arazinin pek arızalı ve Eylül ayına rastladığından susuz oluşu, 29’ncu Alay Müfrezesini 16 Eylül’de uğradığı baskın yüzünden tedip harekatı tam anlamıyla gerçekleştirilememiş İran dahiline kaçan asiler aynı bölgede yer yer ve zaman zaman çapulculuk hareketlerine devam etmişlerdir. Kış mevsiminin gelmesi ve devamlı kar yağışı sebebiyle yeni bir tenkil harekatı yapılamamış ve mahalli çatışmalara sebep olan eşkıyalık hareketleri devam etmiştir.

9. Kolordu Komutanlığı Kürtlerin bu sırada Ağrı’da sözüm ona bir “Kürt Cumhuriyeti” kurma hayali içinde olup Kürt Bayrağı çekmek, şuna buna belge vermek hareketiyle bir organlaşma siyaseti eğiliminde olduklarını saptamıştır ki Batı kaynakları 1927-1931 yılları arasında Ağrı Dağında bir Kürt Cumhuriyeti kurulduğundan söz eder. Kışlalı “1928’de İhsan Nuri iyi eğitilmiş, iyi

silahlandırılmış disiplinli binlerce adamıyla İbrahim Haso Telli’nin başkanlığında bir Kürt Devleti kurmuştur, ‘Ağrı Cumhuriyeti” böyle doğmuştur demektedir.”97 3.2.3. Karaköse (Ağrı) Takip Bölgesi Komutanlığının Kurulması

Eylül 1928 başlarında, 1’nci Genel Müfettiş İbrahim Tali Bey’in, Ağrı Dağı bölgesinde gittikçe önemini arttıran bir Kürt – Ermeni birleşmesi siyasetinin belirtileri dolaysıyla gereken tedbirlerin alınmış olmasına rağmen takip bölgeleri meydana getirilmesi hakkında öneride bulunmuştur. Aynı zamanda 9’ncu Kolordu

95 Reşat Hallı, a.g.e., s.215 – vd. 96 İhsan Nuri, a.g.e., s.25

97 Mehmet Ali Kışlalı, Güneydoğu Düşük Yoğunluklu Çatışma,Ümit Yayıncılık, Ankara, 1996,

Komutanı Sedat Paşa; sadece bu günkü duruma bakmayıp, Kürt haydutluğuna karşı devam etmek üzere alınması gereken bir takım tedbirler ortaya koymuştur:

Haydutluğa uğrayan bölgede ve aynı zamanda haydutların sığındıkları Ağrı Dağı havalisine karşı iyi bir istihbarat ve kontr-propagandaya ihtiyaç vardır. Bunun için de Ağrı (dahi) – Balıklı Gölü – Ahtalar Gediği – Hasan - …, hattının güneyinde görev yapacak ve merkezi Karaköse’de bulunacak haber alma örgütü meydana getirmek gerekirdi ve bu örgüt, Kürtlerin durumu ve haydutların hareketlerine dair çabuk bilgi edinecek, propaganda ve özellikle silah kaçakçılığının önüne geçecek ve alınan haberleri merkeze ulaştıracak kişiler ve gereçlerden kurulmuş olmalıydı. Bölge halkı çoğunlukla Kürt olup haydutlara karşı olsalar da bazen milliyet nedeni, bazen de korktukları için yataklık etmekten kendilerini alıkoyamamaktadır.

Kıtalar bu günkü yerlerinde bırakılsalar dahi bunların büyük bir kısmı transit yolunun korunmasına angaje edileceği içindir ki, büyük birliklerin varlığından beklenen yarar sınırlanmış olacaktı. Bu itibarla hem transit yollarının korunmasında kullanılmak ve hem de gereğinde asiler üzerine saldırılacak kuvvetlerin eşliğine verilmek üzere, Kolordu emrinde makineli tüfek ve hatta küçük çaplı topla donatılmış hiç olmazsa altı adet zırhlı otomobil bulunması, ayrıca, eşkıya harekatına vaktinde ve zinde kuvvet gönderebilmek için da altı adet her biri 10-12 kişi taşıyabilecek kamyonete ihtiyaç vardır.

Diğer önemli bir hususta, Kürt haydutluğu ve siyasi teşebbüsleri, İran ve Ermenistan’dan beslendiği sürece müzmin bir halde kalacağı içindir ki, yapılacak siyasi teşebbüslerle bunun önlenmesi gerekirdi.

Takip Komutanlığı kurulması uygun olmakla beraber bu Komutanlığa haydutlara yataklık eden veya başka suretlerle yardım eden köylerin tahrip veya yakılması yetkisi de verilmeli idi. Bu konularda fikir birliğine varıldıktan sonra Genelkurmay Başkanlığının 20 Eylül 1928 tarihli emirleri ile bir “ Karaköse Takip Bölgesi Komutanlığı” kurulmalı ve Komutanlığına, 1’nci Süvari Tümen Komutan Vekili atanmalı idi.

Bu görüşlerin Genelkurmayda birleşmesi üzerine Karaköse Takip Bölgesi Komutanlığı, 1 Ekim 1928’den itibaren görev yapmak üzere teşkil edildi ve Kolordunun önerisi üzerine Komutanlığına da, 9’ncu Tümen Komutanlığına da Albay Galip atandı.

Takip Müfrezesinin kurulması ve mevsimin kışa girmesi dolayısıyla bölgede kısmi bir sükun hasıl oldu ise de, Ağrı bölgesinde yer yer devam eden haydutluk hareketlerinin önünü almak mümkün olamadı98.