• Sonuç bulunamadı

Ayaklanmaya sebep olan olay: Mayıs 1926 başlarında Yusuf Taşo ve avenesinden müteşekkil eşkıya Beyazıt’ın Muson Bucağına bağlı Kalecik Köyünden bir miktar hayvan çalarak Ağrı Dağına götürmesiyle başlamıştır88. Bundaki maksatları kendilerini takibe gelecek olan jandarma müfrezesini bu bölgeye çekerek jandarmalarla yapacakları müsademeyle ayaklanmayı başlatmaktı89. Bu olay Cumhuriyet tarihimizde Ağrı Ayaklanmaları denilen bir seri olayın başlamasına sebep olmuştur. Devletin eşkıyanın tedip ve tenkili için aldığı tedbirler, siyasi Kürtçülere olaya siyasi bir mahiyet vererek genel bir ayaklanma başlatmak hususunda fırsat vermiştir90.

Birinci Ağrı ayaklanmasında ayaklanma bölgesine baktığımızda, genellikle Şıhlısuyu ve gölünün kuzeyi – Çengel geçidi doğusu – Eski Korhan – Ahuri kuzeyi – İran sınırı ile çevrelenmiştir91.

Ayaklanmaya katılan asi kuvvetleri ise: Şıpkanlı, Haydaranlı, Milanlı, Hasenli, Zerkanlı, Cibranlı ve Mokorlu aşiretleri ile-İran aşiretlerinden olan Kızılbaş ve Sakanlı – aşiretlerinden meydana gelmekte idi. Yusuf Taşo’nun başlattığı bu birinci ayaklanmanın başında İbrahim Haso Telli bulunmaktaydı92.

Ayaklanmanın bastırılması ise şu şekilde cereyan etmiştir: Görünürde çapulculuk niteliğinde olan bu hareketin tedibine Beyazıt’a gelmiş bulunan 28. Alay memur edilmişti. 16 Mayıs 1926’da Beyazıt’tan hareket eden alay, ilkin asilerin yanıltmak maksadı ile doğuya doğru ilerlemiş ve Zarova ile Aşağı Demirkapı arasında bir gösteriş hareketi yaparak asileri bu bölgeye çekmişti. Aynı günün

88Reşat Hallı, a.g.e. s. 168

89 Vedat Şadillili, Türkiye’de Kürtçülük Hareketleri ve İsyanları 1, Koz Yayınları, Ankara, 1980, s. 129 90 Abdülhaluk M. Çay, a.g.e., s. 341

91 Reşat Hallı, a.g.e., s.166

akşamı saat 08.00’den itibaren de uzun bir gece yürüyüşü ile Şıhlı üzerinden Hamzakent bölgesine gelmiş ve buradan Ağrı Dağına çıkarak, asilerin bulunduğu bölgeye hakim tepelere varmıştı.

Alay, 17 Mayıs 1926 saat 09.00’da karşısında bulunan asilere taarruza başlamış, fakat tam bu sırada Yukarı Demirkapı bölgesinde bulunan asi kuvvet de yetişerek alayın taarruz ettiği gruba katılmıştı. Muharebenin devamı sırasında alay, sol yandan (Serdarbulak ve Gevgeye istikametinden) gelen İran’ın Sakanlı ve Kızılbaş aşiretlerinden mürekkep kuvvetli bir asi grubunun yan ve geriden açtığı ateşe maruz kalmıştı. Bu güç durum içinde altı saat kadar süren çarpışmadan sonra alay saat 15.00’ ten itibaren çekilmeye başlamış ve gece yarısına doğru perişan bir halde Beyazıt’a gelmişti. Alayın gerçekte birkaç avuç asi karşısında başarısızlığının sebepleri şunlardı:

Alay Komutanı kendiliğinden, hareketten önce Beyazıt Hudut Subayı aracılığı ile İran Hudut Subayına, yakında Ağrı Dağında bir hareket yapılacağını ve İran’ın bundan kuşkulanmamasını bildirdiği için, gereken baskın sağlanamadı.

Beyazıt Valiliği, asilerin başı olan Bro Haso Telli’ye; Ağrı Dağındaki asilerin teslim olmaları ve boşu boşuna kan dökülmemesi mealinde yazdığı mektuba asi lider, alay Beyazıt’a çekildiği ve kendisine üç gün mühlet verildiği takdirde avenesiyle birlikte teslim olacağını bildirdiği halde, Alay Komutanı bu mektuba, yarın taarruz edileceği cevabını vermiştir. Bu hal, muharebeyi zorunlu kılmakla beraber asilerin direnmelerine ve sonunda alayı perişan olmasına sebep oldu.

Diğer bir hata da; Alay Komutanı Ağrı Dağındaki köylülerden birkaç Kürdü güvenilir zannederek karargahında bulundurmuş ve hatta bunlarla birkaç kez Bro Haso Telli’ye haber göndermiş ve bunların kılavuzluğundan faydalanmıştı. Oysa, bunlar asilere casusluk ettikleri için, alay bu feci akıbete uğramış oldu

Neticede, geri çekilmede dahi intizam sağlanamadı ve bütün harekat ast komutanların şahsi teşebbüsleri ile yapılmış oldu. Tabiidir ki, affedilemez bu hatalar dolaysıyla feci bir başarısızlığa sebebiyet veren Alay Komutanı derhal görevinden alındı ve Harp Divanına verilmek üzere Sarıkamış’a gönderildi.

Bu harekatta iki top, bir çok hayvan, eşya ve gereç asilerin eline geçmişti. Vaki olan olayları ve durumun nezaketini dikkate alan 3. Ordu Müfettişliği Ağrı bölgesindeki ayaklanma hareketlerinin sonunu almak maksadı ile yeni bir tedip

harekatı planlamış ve bu planını 13 Haziran 1926’ da Genelkurmay Başkanlığına da arz etmişti.

3. Ordu Müfettişliğinin kesin tedip harekatı hakkındaki planı özetle şöyle idi: Ağrı Ayaklanmasının esaslı bir surette tedibine 16 Haziran 1926’da başlanacaktır. Hazırlık buna göre yapılmakta idi.

Harekat için ayrılan kuvvetler şunlar idi:

Harekata; 17. Alayın 1. ve 2. Taburları, 34. Alayın 1.ve 2. Taburları, altı top, Kolordu Süvari Alayı ve Beyazıt Jandarmaları ile Beyazıt Hudut Bölüğü, Iğdır Hudut Taburunun bir piyade bölüğü ve makineli tüfekleri katılacaktı

28. Alayın 1. ve 2. Taburları da oldukça toparlanış olmaları, subay ve erlerin evvelki başarısızlığın acısını çıkarmak isteğinde bulunmaları dolayısıyla bunlar da harekata katılacaklardı.

Asilerin durumu ise şöyle idi:

200 kişilik bir grup, Poti Ağıl ve Demirkapı bölgesinde. 100 kişilik bir grup, Serdarbulak bölgesinde,

400 kişilik bir grup, Küçük Ağrı Dağı bölgesinde 50 kişilik bir grup, Bulakbaşı bölgesinde

400 kişilik bir grup, Dere (Şıhlısuyu) doğusunda

Bu şekilde hazırlıkları tamamlayan ordu 16 Haziranda harekete geçmiş, Ordunun 16-17-18 Haziran’da yaptığı tedip hareketi sonucunda yerlerinde tutunamayacaklarını anlayan asiler, kesin savunmadan vazgeçerek çekilmekte olan sürülerini ve eşyalarını himaye için ordunun takibinden kurtularak dahilde elde tuttukları yerleri bırakıp ordunu Yukarı Demirkapı doğrultusunda önemli bir faaliyet gösterememesini fırsat bilerek Yukarı Demirkapı civarından İran’a kaçmışlardır. Bu arada 17 Mayıs harekatında asilerin eline geçen silahlar, teçhizat ve malzemeler geri alınmıştır 93.

93 Reşat Hallı, a.g.e., s. 168 – vd.

3.2. İKİNCİ AĞRI DAĞI AYAKLANMASI (13 – 20 EYLÜL 1927)