• Sonuç bulunamadı

Dışişleri Bakanlığı İstihbarat Birimince Hazırlanan “I. Muhalifler II.

Hoybun Nizamnamesi” adlı broşürde Hoybun’un Nizamnamesi verilmiştir. Burada

sadeleştirilmiş şekliyle bu nizamnameyi aktarıyoruz: 81 AMAÇ

1. 5 Ekim 1927 günü toplanan I. Kürt Kongresi’nin kararıyla,Hoybun isminde milli bir Kürt Cemiyeti kurulmuştur.

2. Cemiyetin amacı, Türkiye’nin egemenliği altında bulunan Kürt ve Kürdistan’ın kurtulması ve kendi milli hudutlarının ayrılması.

3. Bu gayeye varmak için cemiyet bütün Kürtleri etrafında toplayacak ve karşılıklı çıkarlar doğrultusunda her türlü unsurla ilişkiye geçecektir.

79 Rohat Alakom, Hoybun Cemiyeti Üzerine Notlar, Toplumsal Tarih Dergisi, Kasım 1998, sayı. 59,

s.58

80 Taşnak – Hoybun, a.g.e., s.66

81 Dışişleri Bakanlığı İstihbaratı, I. Muhalifler – II. Hoybun Nizamnamesi, Dışişleri Bakanlığı

CEMİYET GİRİŞ ŞARTLARI

4. Kürt milli andını ve bu nizamnamenin maddelerini ve çalışmayı kabul eden her Kürt, Hoybun Cemiyeti’ne üye olabilir. Her üye cemiyete girdiğinde giriş parası verecek ve aylık aidat ödeyecektir.

5. Cemiyete katılacak her kişi yemin edecek ve yetkili bir kurul tarafından kabul olunacaktır. Doğrudan doğruya örgüt işlerinden sorumlular cemiyete kabul edecekleri kimselere aşağıdaki yemin örneğini belge şeklinde yazdırarak imza ettirirler.

“Cemiyetin yetkili şahıslarının veya kurullarının vereceği bütün emirleri

nerede ve ne zaman olursa olsun, hatta hayatım pahasına itirazsız aynen ve harfiyen uygulayacağıma, şimdiye kadar dahil olduğum cemiyetlerden ve şahsi faaliyetlerimden tamamen feragat edeceğime, milli gayenin oluşması uğruna Hoybun Cemiyeti’nin sorumluluğunu taşıyacağıma, elimde bulunan ve bulunacak olan bütün araçları ve örgütü bu cemiyetin izni olmadıkça ne kendim, ne cemiyet adına hiçbir şahsi ilişkide bulunmayacağıma, cemiyet üyesi olarak genel ve özel gizli vazifeleri açıklamayacağıma ve bu gizliliğin açıklanması ve cemiyetin emirlerine her ne suretle olursa olsun sırları açıklamam halinde hakkımda verilecek her türlü cezaya razı olacağıma ve emrolunduğu zaman iş bu cezayı şahsım için de bizzat uygulayacağıma şeref ve namusum üzerine yemin ederim. Vallah Billah.”

TEŞKİLAT

6. Cemiyet Teşkilatı: Genel Merkez, bölge, şube ve temsilciliklerden oluşmaktadır. Bir çok şube birlikte bir bölge oluştururlar. Henüz bir bölgeye bağlanmamış şubeler doğrudan merkeze bağlıdır.

7. Bölgeler birer heyetle idare edilir. Heyet üyelerinin miktarı bölgeye göre belirlenir. Her bölge bir başkanın idaresinde olur. Bu başkan merkezce belirlenir ve atanır.

8. Şubeler, şube heyetleri tarafından idare edilir. Üyelerinin miktarı her şubeye göre belirlenir. Şube başkanı Bölge (mıntıka) tarafından tayin edilir merkezce de onaylanır. 9. Bölge ve Şube heyetlerinin bünyesinde bir sekreter, bir muhasebeci, bir veznedar ve

10. Temsilcilikler, cemiyetin olağanüstü teşkilat organlarıdır. Genel merkez in göreceği lüzum üzerine içte ve yabancı ülkelerde temsilcilikler kurup, bunlara bulunduğu yerlere göre özel talimatlar gönderir.

ASKERİ VE ÇETE TEŞKİLATI

11. Askeri teşkilat ve çete işleri askeri kumandan emri altındadır. Kumandan Genel Merkezce seçilir. Kumandan, komutanlarını kendisi seçer ve Genel Merkezin onayına sunar.

12. Genel Harekat zamanı, şekli ve yapılışı, genel askeri plan kumandan ve komutanları tarafından hazırlanır ve Genel Merkezce onaylanır.

13. Bölgesel hareketler ve çete faaliyetleri, Genel Merkez tarafından belirlenecek yöntem dahilinde askeri heyet tarafından uygulanır.

14. Genel harekat zamanında Genel Merkez, üyelerinden veya askeri meclisten bir kişi Genelkurmay bünyesinde komiser sıfatıyla bulundurulur.

15. Askeri heyet, şu anki durum ve gelecek hakkında art arda planlar yapıp, Genel Merkezin onayına sunacaktır.

16. Askeri kumandan, her türlü harekat ve istihbaratı günü gününe Genel Merkeze bildirmekle yükümlüdür.

PROPAGANDA

17. Propaganda her şekliyle uygulanır. Cemiyetin her üyesi cemiyete üye olduğu tarihten itibaren, Kürt Bağımsızlığı lehine ve Türk mezalim ve cinayetini Dünya kamuoyuna duyurmak üzere propaganda yapmakla yükümlüdür.

18. Propaganda sözlü ve yazılı olarak yapılır. Sözlü propaganda: Türk mezalimi ve Kürt ihtilali hakkında düzenlenecek kaside ve şarkılar, hususi şarkılar yoluyla memleketin her tarafında tamim olunur. Şimdiki ve geçmişteki Türk mezalimini anlatan küçük hikayeler oluşturulacak bunlar seyyahlar, dervişler vs. kimseler aracılığı ile Kürdistan’ın her tarafına yayılacaktır.

19. Cemiyetin, Genel Merkezine bağlı olarak, Kürtçe, Türkçe hatta gerektiğinde Fransızca yayın yapmak üzere organ bulunacaktır.

ASKERİ DÜZEN VE CEZALANDIRMA

20. Teşkilata üye olan her fert, ettiği yemin üzerine her türlü emre boyun eğmek ve hakkında düzenlenecek cezaya itiraz etmeden baş eğmekle mükelleftir.

21. Teşkilat içinde tamamıyla askeri kurallar geçerlidir her fert üstüne alacağı emri itirazsız yerine getirmek zorundadır. Ancak aldığı emir cemiyetin nizamnamesine aykırı olduğu takdirde, itirazını bir üst makama arz edecektir.

22. Cemiyet Nizamnamesinin özel hükümlerine uyarak üyelerini cezalandırma hakkına sahiptir.

GENEL MERKEZ

23. Genel Merkez, cemiyetin en üst makamı ve kuvvetidir. Genel Merkez, kongrede belirlenen üyelerden oluşmaktadır. Genel Merkez, teşkilatın tek amir makamıdır. Merkez, işbu teşkilata lüzumuna göre değişiklik yapma ve muhtelif heyet merkezlerini değiştirme, görevlileri atama ve görevden alma hakkına sahiptir.

24. Genel Merkez, kongre tarafından kabul edilen kararlar esas olmak üzere faaliyette bulunur. Ancak sorumluluğu üstüne alarak işbu karalarda değişiklik yapabilir veya uygulanmasını erteleyebilir.

25. Cemiyetin bütün gelirleri Genel Merkezde toplanır ve Genel Merkez dışında teşkilattan hiçbir şahıs ve heyet kendi kendine harcama yapamaz.

26. Genel Merkez, bütün teşkilatı uygun göreceği bir vasıta ile sürekli teftiş eder.

KONGRE

27. Kongre senede bir defa Genel Merkez tarafından gösterilecek yerde, birinci Kürt kongresinde kabul edilen kararlara göre seçilmiş üyelerden oluşur.

ÇEŞİTLİ MADDELER

29. Bu nizamname cemiyetin anayasası ile teşkilat heyetlerinin çalışmaları ve çalışma yollarını tespit etmekle yetinmiştir. Çalışma şekilleri, görev dağılımı ve diğer hususlar hakkında, Nizamname dahilinden ayrı olarak talimatnameler düzenlenecektir.

30. İkinci Kürt Kongresine kadar bu nizamname ve ayrıca düzenlenecek diğer bütün nizamname ve talimatnameler değişiklik Genel Merkezce yapılır.

31. Türkiye istilası altında bulunan Kürdistan’da yapılacak teşkilat için ayrıca ele alınacak ve bu hususta gerektirdiğine göre hükümler konulacaktır.

Genel Merkez kongreden almış olduğu yetkiye dayanarak Kürt Milli Andını ve bazı kongre karalarını ayrıca yayınlar.

MİLLİ ANDI

Kürt milletinin yetkili temsilcilerden oluşan ve onun güvenine dayanan Birinci Kürt Kongresi, Kürt Milli Andını gelecekte ayrıca ilan eder.

1- Kürt milleti yüzyıllardan beri sahibi olduğu topraklardan oluşan doğal hudutları içinde, milli, siyasi, ekonomik çıkarlarını temin edecek bağımsız bir hükümetin kurulmasını kararlaştırmıştır.

2- Kürt milleti, bu amaca yönelik çalışmalarında diğer komşu milletleri ve devletlerin çıkarlarına tamamen saygı gösterecek kendisi ile aynı ırk, kaderde olan ve milli hukukuna saygı gösterecek olan diğer milletlerle karşılıklı menfaat çerçevesinde birlikte çalışacaktır. Kürt milletinin mücadele cephesi Türkiye istilası altında bulunan Kürdistan’dır.

KONGRE KARAR SURETİ

Birinci Kürt Kongresi, Kürt Milletinin şimdiye kadar yaptığı ihtilallerdeki başarısızlığın ve sonucundaki Kürt felaketinin sebebi olarak kapsamlı bir teşkilata sahip olmamasında görür. Kutsal amaçlarda başarı ancak içte ve dışta mükemmel bir

teşkilat ile düzen – disiplin ile olacağı kanaatindedir. Bu kanaat doğrultusunda kongre kendi seçtiği Kürt Merkez Heyetinden bağımsızlığını vücuda getirecek Teşkilat Nizamnamesini düzenlenmesini talep eder. Bu nizamname bir gün Kürdistan sınırlarının içinde ve dışında yaşayan her Kürdü içine alacak ve Kürt’e Kürt kutsal amacı uğrunda yüksek hizmet gördürecek surette bağlı yurttaşlardan olacaktır.

Nizamnamenin özellikle gelecekteki hükümleri ihtiva etmesi, kongrenin en başlı vasayasındandır.

1- Kürt Merkez Heyeti, Kürt Bağımsızlığına yönelik tüm işlem ve harekatı idare ve takip eden tek yüce heyettir. İstisnasız her Kürt bu heyete itaate zorunludur.

2- Komşu hükümetler, yabancı devletler ile diğer milletlerle ilişkileri tesis etmek ve idare etmek hak ve yetkisi yalnız bu heyete aittir.

3- Bütün Kürt kuvvetleri ihtilal merkezinin emrine tabidir.

4- Kürdistan’ın bağımsızlığını ve Kürt milli menfaatlerini kendi menfaatlerine alet etmek isteyen ya da elinde gelen veya kendisine verilmiş milli vazifeyi yapmaktan çekinen ve bu konuda ihanet edenlere ceza vermek ve milli vazifesinde yüksek merkez heyetinin yetkisindedir.

Yukarıdaki nizamnameden de anlaşılacağı üzere cemiyetin amacı: “Türkiye’nin egemenliği altında bulunan Kürt ve Kürdistan’ın kurtarılması ve kendi milli sınırlarının ayrılması” olarak gösterilmiştir. Bunun için karşılıklı çıkarlar doğrultusunda her türlü unsurla ilişkiye geçilmesi öngörülmüştür. Türkiye haricindeki komşu hükümetler ve devletlerle iyi ilişkiler kurulması onlarla dost olunması amaçlanmış ki bu doğrultuda İran ve Ermeniler Hoybun belgelerinde dost devlet ve millet olarak gösterilmiştir. Kurulacak Kürt Devletinin sınırları olarak Türkiye sınırlarındaki topraklar gösterilmiş pek çok Kürt’ün yaşadığı Suriye, Irak, İran toprakları bu sınırlara dahil edilmemiştir. Yine bölge halkının çıkartılacak büyük ayaklanmaya katılımını sağlamak için sözlü ve yazılı olarak propaganda yapılması amaçlanmış ve bu belgeden anlaşıldığı üzere ciddi bir örgütlenme yapısı oluşturulmuştur.

Hoybun nizamnamesinde milli andın ayrıca gelecekte ilan edileceği yazmakta idi. Bu milli andı burada sunuyoruz:

“Şu andı imza ettiğim tarihten itibaren, iki yıllık zaman süresince, eğer Kürt Ulusunun varlığını ve güvenliğini tehdit eden bir tehlike ortaya çıkmazsa ve şayet hayatımın ve şerefimin ya da kendi şerefini koruyan, ailesini ve Kürtlüğü korumaya zorunlu şahıslara (ki bende onlara karşı vazifeyle yükümlüyüm) karşı başka bir Kürt tarafından bir hücum olmazsa, herhangi bir Kürt’e karşı silah kaldırmamayı, kan davalarının ve diğer anlaşmazlıkların çözümünü bu iki seneyi takip eden döneme ertelemeyi, iki Kürt arasında kişisel nedenlerden dolayı kardeş kanı dökülmesine tüm gücümle engel olmaya, dinimin, şerefimin ve kutsallıklarımın üstüne yenim ederim. Vallah, Billah bu andı bozan herhangi birisi Kürt ulusunun düşmanı ve hainidir, herhangi bir hainin hak ettiği ceza ölümdür”82.

Aynı zamanda Taşnak Ermenileri ile Kürtler arasında 21 Haziran 1928 tarihinde Türkiye’ye karşı Halep’te bir ittifak anlaşması yapılmıştır. Bu ittifak Hoybun Cemiyeti reisi Celadet Ali Bedirhan ile Taşnakların Hoybun nezdinde temsilcisi olan Vahan Papazyan arasında yapılmıştır. Bu ittifakın Dahiliye Vekaletinin Başvekalete yazdığı Cemiyet faaliyetleri ile ilgili 18-7-1929 tarihli gizli rapora göre maddeleri şunlardır: 83

1- Ermeni Taşnak Cemiyeti Kürt milleti ile aralarında geçmiş olan maceraları unutmuş bir ittifak yapmıştır. Kürt Hoybun Cemiyeti de hakiki düşmanlarını anlayarak Ermeni milleti ile ittihat ederek ortak amaçlar için kuvvetlerini harcayacaktır.

2- Kürt istiklalini temin ve milli amaçların elde etmek için siyasi, idari ve askeri bütün kuvvetlerini Taşnak Cemiyeti memnuniyetle ortaya koyacaktır.

3- Ermeni hükümet ve milletinin bütün amaç ve arzularını tatmin ve hukuki meşruiyetini temin etmeyi Hoybun Cemiyeti bir vazife olarak kabul eder.

4- Ermeni ve Kürdistan sınırları her iki cemiyet mührü ile tasdik edilen haritadaki gibidir. Bu haritada Doğu Anadolu bölgesinin Kafkasya’ya kadar içine alan esas Ermenistan ve Çukurova bölgesinde de güney Ermenistan çizilmiş olup, altında “Rize Ermenistan’ın mahrecidir. İskenderun Körfezi ise Cenubi Ermenistan’ın

82 M. Kalman, Ağrı Direnişi 1926-1930, Peri Yayınları, İstanbul, 1997, s.40,41 83 Yusuf Sarınay, a.g.m., s. 215- vd.

mahrecidir. Bu iki Ermenistan arasında vasi ve müttefik bir Kürdistan vücuda getirilecektir” şeklinde bir açıklama yapılmıştır.

5- Taşnak ve Hoybun Cemiyetleri mağdur Nasturi, Yezidi ve Çerkezlerle birleşmeyi ve onların hakiki hürriyetlerini taahhüt ederler..

6- Taşnak ve Hoybun Cemiyetleri İranlı Fars ırkdaşları ile dostluk ve işbirliği içerisinde yaşamak isterler.

7- Rıza Pehlevi hazretlerinin emirlerinin tarafların menfaatine olduğu kabul edilmiş ve İran’da özel olarak hareket serbestliği hakkı elde edilmiş olduğundan her iki cemiyet bu meseleye son derece riayetkar olacaktır.

8- Hoybun Cemiyeti Kürt amaç ve isteklerini Taşnak Ermeni Cemiyeti de isteklerini tespit etmişlerdir. Bu madde bir siyasi ilke olarak kabul edilmiştir. Binaenaleyh bütün Kürtlerin temsilcisi Kürt Hoybun Cemiyeti ve bütün Ermenilerin temsilcisi Taşnak Cemiyeti olarak kabul edilmiştir.

9- Taşnak Cemiyeti, Hoybun Teşkilatı için gerekli unsurları temin edecektir. Bu çerçevede Türkiye’ye karşı hareketin icrasına başlandığı zaman Taşnak Cemiyeti gene Karakin, Nejde, General Dro, General Subuh, General Simbat, General Nazarbekof ve General Gargatof gibi kıymetli kumandanlarını istihdam etmeye amadedir.

Hoybun Cemiyeti de Seyit Mehmet Taha, Seyit Abdullah, Muşlu Kasım Bey, Hakkarili Şeref Bey, onun oğlu Hasan Bey, Batnusi Hüseyin Paşa, Barkinli Mehmet Sıddık, Mustafa Nadir ve Musa Bey ve Osmanlı Ordusundan hizmet edip Cemiyete ilhak eden bilcümle zabitini istihdam etmeye amadedir.

10- Dersim, meselenin ruhudur. Kürt harekatına istinat noktası teşkil eder. Haydaranlı, Bahtiyarlı, Lolanlı, Balabanlı, Karakiyhili, Arelli ve Çarıklı aşiretlerinin tamamen elde edilmesi lazım geldiğinden bu hususu Hoybun Cemiyeti deruhte eder. Bu durum müştereken tespit edilerek karar altına alınmıştır.

11- Türkiye’ye karşı dışarıdan yapılacak genel bir harekat için muayyen detaylı bir plan hazırlanacaktır.

12- Taraflarca seçilecek temsilciler daima temas halinde bulunacak ve önemli meseleleri merkezi umumiyeye bildireceklerdir. Tarafların temsilcileri Halep’te bulunacaklardır.

13- Bu ittifakın tatbik ve icrasını Ermeni Taşnaksutyun ve Kürt Hoybun Cemiyeti deruhte eder.

Bu ittifaktan da anlaşılacağı üzere, Hoybuncu Kürtler bir Kürt Devleti, Taşnak Ermenileri de Büyük Ermenistan’ı Türkiye topraklarında kurmak için gerekli tüm hazırlıkları ve işbirliğini yapmaktadırlar. Ermenilerin Kürtlerle işbirliği yapmalarındaki temel sebep şu olsa gerek: Ermenilerin, Büyük Ermenistan’ı kurmak için Anadolu’da bir ayaklanma çıkartacak kadar bir nüfusa sahip olmamaları ve bu nedenle kendi çıkarları için Kürtlerle işbirliği yapmayı onları kullanmayı uygun bulmuşlardır.

Bu ittifaktan anladığımız bir diğer hususta Hoybun’un aslında ayaklanmayı Dersim (Tunceli) merkezli çıkartmayı planladığıdır. Fakat, daha sonra hali hazırda çıkmış bulunan Ağrı Ayaklanmasını desteklemeyi, örgütlemeyi ve geniş sahalara yaymayı daha uygun bulmuş olsa gerek ki bu ayaklanmada büyük rol üstlenmiştir.

Bu ittifakta Kürtlerin ve Ermenilerin bölgedeki diğer halklardan olan Yezidi, Nasturi ve Çerkezlerle birleşmeyi amaçladıklarını, İran’ı dost devlet olarak gördüklerini, hatta kurulacak Kürt ve Ermeni Devletinin sınırlarını görmekteyiz. Bu şekilde Fransa ve İngilizlerin bölgesinde ve onların akıl hocalığında örgütlenmesini tamamlayan Hoybun Türkiye’de bölücü faaliyetlerine başlamıştır. Peki ama İngilizler ve Fransızlar Hoybun Cemiyetinin kurulmasına ve faaliyetlerine neden yardım etmişlerdir.

İngiltere Musul meselesini kendi lehine halletmesine rağmen, bölgede giderek güçlenen Türkiye’nin Irak ile ilgilenmesini engellemek ve Türkiye’yi mali açıdan kendisine bağımlı hale getirmek ve Sovyetlerin yayılmasını engellemek amacıyla tampon bir Kürt Devleti kurmak vs. amaçları doğrultusunda her vakit maşa olarak kullanmaya alıştığı bölücü Kürtlerin örgütlenmesine yardımcı olmuştur.

Bu dönemde Fransa ile Türkiye arasında Hatay meselesi bulunmaktaydı. İşte bu sebepten Fransa, İngiltere’nin Musul meselesini çözmek için kullandığı yöntemi kullanarak Hatay meselesini kendi lehine çözmek amacıyla Türkiye’ye yönelik her türlü bölücü hareketi desteklemiştir.

Türkiye’nin Hatay konusuyla ilgilenmesi karşısında Fransa, Türkiye’ye karşı Kürt ve Ermeni kartını oynamaktan çekinmemiş ve Hoybun’un faaliyetlerini

desteklemiştir. 12.4.1931 tarihli Dahiliye Vekaletinden Başvekalete gönderilen rapor Fransa’nın Türkiye’ye yönelik bölücü faaliyetlerini açıkça göstermektedir. “ Papazyan Fransızlardan on milyon frank aldığına dair haberi Musul’da bulunan Leon Paşa’ya bildirdiği, bu para Ağrı, Barzan, Mutki, Cizre mıntıkasına tahsis edilerek silah ve cephane teminine sarf edileceğine84” değinilmektedir.

Sonuçta, Fransa gerek Hatay meselesini kendi lehine halletmek; gerekse Türkiye’nin Suriye ile ilgilenmesini engellemek için Hoybun Cemiyetinin Suriye ve Lübnan hatta Paris’te örgütlenmesinde yardımcı olmuş ve sadece Ağrı’da değil Türkiye dahilinde çıkacak her türlü bölücü faaliyeti desteklemekten geri durmamıştır.

1927 yılında çalışmalarına ağırlık veren Hoybun, Türk ordusundan firari yüzbaşı İhsan Nuri’yi 20 kişilik bir grupla silahlı propaganda ve örgütlenmeyi sağlamak amacıyla Anadolu’ya göndermiş ve onu 1926 yılında başlamış olan Ağrı merkezli ayaklanmanın başına “Olağanüstü Komiser” sıfatıyla atamıştır. Aynı zamanda Hoybun Ağrı olaylarını 1926’da başlatan İbrahim Haso Telliyi de “Ağrı Valisi” sıfatıyla görevlendirmiştir. Hoybun bunun yanı sıra Ağrı’ya bolca silah, cephane ve ilkel de olsa bir matbaa göndermiştir.85

Hoybun’un Ağrı’daki askeri kumandanı İhsan Nuri’ye göre Hoybun’un amacı şu idi: “… Ağrı’yı düşmana teslim etmeden , onlara yer yer darbeler vurarak çete savaşı ile Kürdistan’da devletin Kürtler üzerindeki nüfuzunu kırıp onlar arasında bağımsızlık düşüncesini hakim hale getirerek, toplu bir ayaklanma hazırlamaya çalışıyorduk. Bu taktik Hoybun Merkezince belirlenmiştir.”86

Aynı zamanda Hoybun Ağrı’ya üç renkli bir bayrak göndermiştir. Bu bayrak, üste kırmız, ortada beyaz, altta mavi renklerden oluşan üç renkli bir bayraktı, bu bayrağın ortasında bir güneş resmi ve Arap harfleriyle yazılmış “Hoybun” yazısı bulunmaktaydı.

Bu şekilde 1927’de çalışmalarına başlayan Hoybun Cemiyetin 1928’deki en önemli faaliyeti ise devletimizin 9 Mayıs 1928 tarihinde çıkarttığı “Af Kanuna” karşı yayınlamış olduğu bildiridir.

84 BCA: (030.10.115.796.20)

85 Erol Kurubaş, Kürt Sorunun Uluslar arası Boyutu ve Türkiye, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara,

2004, s.178

Türkiye Cumhuriyeti’nin bu iyi niyetli yaklaşımı karşısında, dini, dili, tarihi, kültürüyle Türk’ün bir parçası olan saf ve cesur kardeşlerimizin ruhlarında bir iblis gibi çalışan emperyalizmin maşası Hoybun Cemiyeti Kürt kardeşlerimizi kandırmak için yayınladığı bu bildiride:

“ Ey Kürtler, biliyorsunuz ki Türk Hükümeti Kürtler için son günlerde sözüm ona bir af çıkarmıştır. Bu affı çıkarmakta Türk Hükümeti’nin amacı, Türkiye sınırları dışında yaşayan Kürt milliyetçileriyle, halen dağlarda isyan halinde olan içerideki Kürtleri hile ile ele geçirmektir. Hoybun Kürt örgütü bu kritik dönemde Kürt ulusuna bu konuda uyarıda bulunmayı kutsal bir görev sayar.

Her şeyden önce şunu söyleyelim ki, Türklerin ilan ettikleri bu af, kesinlikle samimi ve gerçek bir af değildir. Türkler kendi kontrolleri dışında bulunmakta olan Kürtleri ülkeye getirerek tevkif etmek istiyor. Çünkü:

“1.Türk Hükümeti’nin içeride isyan halinde olan Kürtlere kuvvet yoluyla boyun eğdirme ümidi yoktur. Ülkenin dışında olan Kürtlerin ise Türk Hükümeti’nin sözüne güveni hiç yoktur. Geçen üç yıllık devre içinde Türk Hükümeti’nin güttüğü siyaset her ne kadar Kürt halkına çok pahalıya mal olduysa da bu siyaset aynı zamanda Türk devleti için daha da büyük zararlara ve zorluklara mal olmuştur. Bunun için Türk Hükümeti, Kürt isyancılara ve sınır dışındaki milliyetçi Kürtler sorununu kolay bir yolla çözümlemeyi planlamaktadır. Bu çözüm yolu, ise affa inanıp teslim olurlarsa mutlaka yok edileceklerdir.

2. Türkiye’de barış, kanun ve düzen mevcut değildir. Avrupa ve Amerika Türkiye’ye güvenmemekte, bu ülkelerin günlük basını devamlı olarak Türkiye içindeki kargaşalıklardan ve Mustafa Kemal idaresinden hoşnut olmayan Kürtlerin isyan halinde oluşlarından ve bu hareketlerinde haklı olduklarından belirtmektedir. Türkler, dünyaya Türkiye’nin barış içinde olduğunu göstermek ve Batı’nın güvenini kazanmak onlardan ekonomik yardım koparabilmek umuduyla bu affı gerekli bulmaktadır. Kısacası bu af sadece Türklerin çıkarları göz önüne alınarak planlanmış ve Kürtleri yeni bir tuzağa düşürme amacını gütmektedir.

3. Ulusumuzun üç yıldır devam ettirdiği isyan ve gösterdiği kahramanlıkları sayesinde, bugün dünyanın her tarafında Kürtlerden bahsedilmekte, Türklerin canavarlıkları anlatılmakta ve bir Kürt halkının varlığı kabul edilmekte ve bu halkın özgürlüğünü amaçladığı kavranılmaktadır.. Türkler bu sahte af ile bir Kürt