• Sonuç bulunamadı

İfade Özgürlüğünün Sınırları

1.2. SUÇUN TÜRK HUKUKUNDA TARİHİ GELİŞİMİ

1.2.3. Cumhuriyet Dönemi

1.3.5.5. İfade Özgürlüğünün Sınırları

Düşünce, bireyin ve toplumun hayatına yön veren insan ürünlerinden en değerlisi ise düşünmenin ürünü olan bütün düşünce açıklamalarının hukuki korumadan yararlanıp yararlanmayacağı, diğer bir deyişle ifade özgürlüğünün bir

104 Küçük, İfade Özgürlüğünün Unsurları, s. 67. 105 Erdem, “Düşünce Özgürlüğü …”, s. 14.

106 Erdoğan, “Demokratik Toplumda İfade Özgürlüğü …”, s. 37.

107 “Kitle, belirli bir mekanda bulundukları varsayılan, büyük sayıdaki insanların meydana getirdiği

her çeşit topluluklara verilen addır.”, Kayıhan İçel, Kitle Haberleşme Hukuku, 3. Bası, İstanbul 1990, s. 8.

108 Çetin Özek, Oral Çalışlar, Düşünce ve İfade Özgürlüğü, Sodev Yayınları, Ankara 1996, s. 27. 109 Küçük, İfade Özgürlüğünün Unsurları, s. 73.

25

sınırının olup olmadığı üzerinde tartışılması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır110.

İfade özgürlüğünün sınırsız olduğunu savunanlara göre, kişinin sahip olduğu, taraftarı bulunduğu ve yaymak istediği düşünce zararlı ve hatta tehlikeli de olsa bunu sınırlamak doğru olmayacaktır. Zira zararlı ve tehlikeli düşünceler ile bunların karşıtları kamuoyu önünde açıkça ve serbestçe tartışıldığında zararlılığını yitirecek ve tehlikeli olmaktan çıkacak, toplumun iktisadi ve siyasal sorunlarının çözümünde yararlı olacaktır111. Ayrıca radikal ve aykırı düşüncelerin sosyal durgunluğu ortadan

kaldırdığı, ileride ortaya çıkabilecek sosyal patlamaları önleyebildikleri ve önemli kuralların, ilkelerin tohumlarını oluşturdukları belirtilmiştir112. Bundan başka, belirli

bir dönemdeki düzene karşıt düşüncelere olanak sağlanmamasının, herkesin tek tip ve belirli şekillerde düşünmesinin istenmesi anlamına geleceği ve bu durumun demokratik rejimle de bağdaşmayacağı savunulmuştur113.

İfade özgürlüğünün sınırsız olduğunu savunanlar dahi şiddet kullanımına ortam hazırlayan veya doğrudan şiddete yönelen tahrik eylemlerini bu özgürlük kapsamında değerlendirmemektedir114. İfadeler, şiddete zemin oluşturan veya şiddeti

tavsiye eden nitelikte ise düşünceyi açıklama özgürlüğü alanından çıkılıp suç sayılan bir alana girilmiş olur ki bu durum devletin cezalandırma yetkisini ortaya çıkarır115.

Zira şiddet kullanmaya teşvik hâllerinde, salt düşünce planından çıkılarak anayasanın dayandığı temel ilkelerin yıkılması yönünde kanun dışı yollara girilmektedir116.

İfade özgürlüğünün sınırlı olduğunu savunanlar ise konuyu devletin varlığının devamlılığı, düzenin sağlanması ve demokratik rejim ekseninde ele almışlardır. Eyleme dönüşmemiş ve henüz maddi açıdan sonuç doğurmamış olsa dahi düşünce

110 Artuk ve Diğerleri, Ceza Hukuku Özel …, s. 555.

111 Münci Kapani, Kamu Hürriyetleri, AÜHFY, 3. Bası, Ankara, 1970, s. 188. Özek, düşünceyi,

teorik, bir ölçüde soyut, belirli bir bakış açısı ve mantığı içeren açıklamalar olarak değerlendirdiğinden suç işlemeye tahrik ve teşvik fiilleri ile kişilerin şeref haysiyetine karşı saldırı biçimindeki açıklamaları, düşünce kavramı dışında tutmakta ve düşünce özgürlüğünün sınırsız olduğunu kabul etmektedir. Özek, Türk Basın …, s. 74, 81.

112 Bayraktar, Suç İşlemeğe …, s. 104, 105. 113 Kapani, Kamu Hürriyetleri, s. 188. 114 Bayraktar, Suç İşlemeğe …, s. 108, 109.

115 Sunay, Avrupa …, s. 64; İsmail Malkoç, Açıklamalı Türk Ceza Kanunu, C. 3, Ankara 2013, s.

3591.

26

açıklamaları da bir fiildir ve elbette sınırlı olmalıdır. Aksi yaklaşımla düzenin sağlanması mümkün değildir117. Bir devletin bütünlüğünü ortadan kaldırıcı

nitelikteki düşünce açıklamalarını savunmak ve özgürlük adına toplumun bu tehlikelerle karşı karşıya gelmesine razı olmak, çok abartılı bir özgürlük anlayışı teşkil edecektir. Bu görüşü savunanlar, anayasaların düşünce özgürlüğünü sınırlayıcı maddelerini gerekçe göstermişlerdir118.

Özgürlüklerin sınırsız olduklarını kabul etmek kanaatimizce mümkün görünmemektedir. Hatta denilebilir ki özgürlüklerin sınırsız olduğunu iddia eden kimse, kendisi dışındakilerin özgür olmadığını varsaymaktadır. Oysa düşüncenin açıklanmasıyla başkalarının özgürlük alanında tehlikeli veya zararlı bir alan oluşabilir119. Amerikan Yüksek Mahkemesi yargıçlarından Learned Hand, Masses

Publishing Co./Patten davasında sarf ettiği, “Kelimeler yalnızca ikna etmenin anahtarı değil, aynı zamanda eylemin de dürtüsüdür.” sözleri ile bunu işaret etmektedir120. Bu nedenle, en geniş özgürlük yanlıları bile içeriğinin ne olduğuna

bakılmaksızın her düşünce açıklamasının ifade özgürlüğünün sınırsızlığından yararlanması gerektiğine inanmamaktadırlar. Başka bir deyişle kişinin ağzından ya da kaleminden çıkan her ifadenin bu özgürlükten faydalanması gerektiği anlayışı kabul görmemektedir121.

Liberal demokratik hukuk sistemlerinde düşünce açıklamaları, içerikleri bakımından sarsıcı nitelikte de olsa bu durum tek başına bir tehlike olarak görülüp sınırlamaya tabi tutulmamaktadır. Ancak bu hukuk sistemlerinde de ifade özgürlüğü mutlak biçimde sınırsız görülmemektedir122. Bu sistemlerde sınırlama konusundaki

değerlendirme, düşünce açıklamasının gerçekleştiği zaman ve mekân ile düşüncenin açıklanış biçimine göre yapılmaktadır. Açıklanış biçiminden kasıt düşüncelerin

117 Ersan Şen, “Türk Ceza Kanunu’nun 312/II. Maddesinin Mevcut Haliyle Muhafazası Üzerine”, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, C. IV, S. 1-2, Erzincan 2000, s. 24,

25.

118 Akt. Kapani, Kamu Hürriyetleri, s. 189; Bayraktar, Suç İşlemeğe …, s. 107. 119 Gökcen, Halkı Kin …, s. 332.

120 Erdem, “Düşünce Özgürlüğü …”, s. 31.

121 Gökcen, Halkı Kin …, s. 332; Alacakaptan, “Fikir ve Düşünce ...”, s. 18.

122 Erdem, “Düşünce Özgürlüğü …”, s. 31; Norman P. Barry, “Hukuki ve Siyasi Açıdan İfade

Hürriyeti”, Teorik ve Pratik Boyutlarıyla İfade Hürriyeti, Liberal Düşünce Topluluğu Yayınları, Ankara 2003, s. 18, 19.

27

şiddeti öven ve teşvik eden biçimde olup olmadığıdır. Böylece düşünce sahip olduğu soyut içeriğe göre değil, eyleme dönüşebilme durumuna göre sınırlanabilmektedir123. Başka özgürlüklerde olduğu gibi ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasında da çatışmalar yaşanması mümkündür. İfade özgürlüğünün sınırsız hâle getirilmesi, özgürlükler sisteminin alt üst olmasına; fazla kısıtlanması ise memnuniyetsizliklerin artmasına sebep olabilecektir124. Bu takdirde ifade özgürlüğünün kişi ve toplum

açısından taşıdığı önem ve sağladığı yarar ile toplumsal düzenin sağlanması arasındaki denge, ifade özgürlüğünün sınırlarının tespitinde belirleyici olacaktır. Zorunluluk arz eden istisnai durumlarda ifade özgürlüğü sınırlanmalıdır125.

Hangi ifadelerin düşünce açıklaması sayılıp sayılamayacağını tek tek belirlemek mümkün olmamakla birlikte, bazı genellemeler yapılabilir. Kavramlar ve kaynaklar arasında bağ kuran, irdeleyen, yargılayan, problem çözen, ilke çıkartan, şiddet içermeyen veya şiddeti tavsiye etmeyen düşünce açıklamalarının korunması gerekir126. Düşünceleri savunma, başkalarına anlatma, telkin ve tavsiyelerde

bulunma, propaganda gibi eylemler de bu kapsamdadır127. Buna karşın hukuk

düzenini, şiddet kullanarak değiştirmeye, yıkmaya yönelik tahrik ve teşvik eylemleri ile genel olarak suç işlemeye tahrik eylemleri, teknik nitelemeyle zarar neticesi doğurmaya elverişli tehlike eylemleri, ifade özgürlüğü olarak görülemez128. Keza

kötüleyici, aşağılayıcı, tahkir edici, bilimsel değerden yoksun, sanatsal yön ihtiva etmeyen, sadece ar ve hayâ duygularını incitme maksadı taşıyan ifadelerin korunması mümkün değildir129.

123 Erdem, “Düşünce Özgürlüğü …”, s. 28-31. 124 Sunay, Avrupa …, s. 73.

125 Gökcen, Halkı Kin …, s. 332; Sunay, Avrupa …, s. 73-75; Özek, Çalışlar, Düşünce ve İfade Özgürlüğü, s. 28.

126 Y 8. CD, 28.2.2012, 2009/19091 E, 2012/6024 K; Y 8. CD, 24.10.2011, 2011/12722 E,

2011/11522 K, https://portal.uyap.gov.tr/ (e.t. 18.9.2017).

127 Sunay, Avrupa …, s. 64.

128 Artuk ve Diğerleri, Ceza Hukuku Özel …, s. 560; Alacakaptan, “Fikir ve Düşünce ...”, s. 18;

Bayraktar, Suç İşlemeğe …, s. 108, 109; Barry, “Hukuki ve Siyasi Açıdan İfade Hürriyeti”, s. 28; “Halkı sınıf, bölge, ırk, din ve mezhep farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etme doğrultusunda açıklamalar düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez.”, YCGK, 27.10.1998, 1998/8-247 E, 1998/335 K (Vural Savaş, Sadık Mollamahmutoğlu, Türk Ceza

Kanunu’nun Yorumu, C. II, 3. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 1999, s. 2999). 129 Sunay, Avrupa …, s. 64.

28

1.4. ULUSLARARASI BELGELER