• Sonuç bulunamadı

İdarenin Taraf Olduğu Uyuşmazlıkların İdari Yargı Dışındaki Yargı

B. UYUŞMAZLIKLARIN YARGISAL YOLLARDAN GİDERİLMESİ

3. İdarenin Taraf Olduğu Uyuşmazlıkların İdari Yargı Dışındaki Yargı

İdarenin yapmış olduğu eylem ve işlemler sebebi ile doğan davalar kural olarak idari yargı kolundaki mahkemelerde çözümleneceklerdir. Bu davalar idari davalar olarak adlandırılmakta olup idarenin idare hukukuna dayanarak yaptığı eylem ve işlemlerden doğan davalardır51

.

İdarenin özel hukuk alanında yürüttüğü özel hukuku ilgilendiren faaliyetlerden doğan davalar ve kanun hükmü ile açık bir şekilde adli yargı kolunda çözümleneceği belirtilen davalar idari dava kavramı dışında kalıp idari yargı koluna da tabi olmayacaklardır52

.

İdarenin özel hukuk kişileri gibi davranıp yapmış oldukları işlem ve eylemlerden doğan davalar ile maddi açıdan idare hukuku kapsamında olan fakat yasalar ile açıkça

49 AYM nin 11.06.2009 tarihli ve E. 2007/115, K. 2009/80, RGT 26.11.2009 RGS 27418.

50 Bu konudaki benzer kararlar için ayrıca AYM nin 16.02.2012 tarihli ve E. 2011/35, K. 2012/23 sayılı

kararı RGT 19.05.2012, RGS 28297; AYM nin 15.05.1997 tarihli ve E. 1996/72 ve K. 1997/51 sayılı kararı RGT 01.02.2001 RGS 24305; AYM nin 22.12.2006 tarihli ve E. 2001/226, K. 2006/119 RGT 27.11.2007 RGS 26713.

51

GÖZÜBÜYÜK / TAN, a.g.e. C. II, s. 293.

adli yargı yerlerinin görevli olduğu belirtilen davalar adli yargı kolu içerisinde yer alan mahkemelerce karara bağlanacaktır.

Anayasa Mahkemesi de haklı neden ve kamu yararının bulunduğu durumlarda kanunla idari yargı tarafından görülmesi gereken bir uyuşmazlığın çözümünün adli yargıya bırakılmasına olanak tanımıştır.

“Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti

olduğunu vurgularken, Devlet içinde tüm kamusal yaşam ve yönetimin yargı denetimine bağlı olmasını amaçlamıştır. Çünkü yargı denetimi demokrasinin "olmazsa olmaz" koşuludur. Anayasa'nın "idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır" kuralıyla benimsediği husus da etkili bir yargısal denetimdir. Anayasa'nın 125. maddesinin birinci fıkrasında yer alan bu kural, yönetimin kamu hukuku ya da özel hukuk alanına giren tüm eylem ve işlemlerini kapsamaktadır. Kural olarak bunlardan kamu hukuku alanındaki eylem ve işlemler için idarî yargının, özel hukuk alanındakiler için de adlî yargının görevli olduğunda duraksanamaz.

Tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa'da adlî ve idarî yargı ayrımına gidilmiş ve idarî uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, kural olarak idare hukuku alanına giren konularda idarî yargı, özel hukuk alanına giren konularda adlî yargı görevli olacaktır. Bu durumda idarî yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adlî yargının görevlendirilmesi konusunda yasa koyucunun mutlak bir takdir hakkının bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. İdarî yargının denetimine bağlı olması gereken idarî bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde yasa koyucu tarafından adlî yargıya bırakılabilir.”53

Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtilen haklı neden ve kamu yararı kavramlarının da içeriklerini belirlemek gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesi eşitlik ilkesine yönelik olarak verdiği bir başka kararında düzenlemenin yapılması için gerekli olan kamu yararı ve haklı nedenin anlaşılabilir, amaçla ilgili, makul ve adil olması gerektiğini belirtmiştir54

.

Kamu yararı kavramı genel olarak kamunun gereksinmeleri ve ulusal birlik ile ilgili olan topluma, ulusa ve devlete istifadeler sağlayan yararı ifade etmekte55 toplumun genel menfaatinin nasıl ve hangi araç ve yöntemlerle belirleneceği sorunlarının cevabını oluşturmaktadır56

. Haklı neden kavramını ise somut olarak tanımlamak zor olsa da kanundaki düzenlemenin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığını ancak o düzenlemenin somut içeriğine bakarak belirlemek daha doğru olacaktır57

.

Kanunla öngörülen durumlarda idarenin taraf olduğu uyuşmazlıkların idari yargı kolu dışında görülmesinin öngörüldüğü durumlara şu uyuşmazlık örnekleri gösterilebilir;

Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar idari yargı kolunda çözümlenmeyecektir. Bunlardan doğan uyuşmazlıklar tahkim yolu ile giderilecektir (İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-c maddesi).

İdarenin mülkiyet hakkına ve temel hak ve özgürlüklere ağır biçimdeki müdahalelerinin özel hukuktaki haksız fiil durumunun karşılığı olarak fiili yol denmektedir; fiili yol genellikle usulüne uygun olarak kamulaştırma işlemi yapılmamış olması sebebiyle doğmaktadır ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklar da adli yargı kolunda giderilecektir58.

54

AYM nin 19.02.1992 tarihli ve E. 1991/13 ve K. 1992/10 sayılı kararı RGT 17.11.1994 RGS 22114.

55 YILMAZ, E. Hukuk Sözlüğü, s. 627.

56 YILDIRIM Turan, “Kamu Yararı ve Disiplin Cezalarının Affı”, Anayasa Yargısı, C. 18, 2001, s.

440.

57

ÖZBUDUN Ergun, Türk Anayasa Hukuku, Gözden Geçirilmiş 12. B. Ankara Yetkin Yayınları, 2011, s. 152.

58 GÖZÜBÜYÜK / TAN, a.g.e. C. II, s. 171; TAN, İdare Hukuku, s. 706; YILDIRIM, R. İdare

Hukuku Kavramları Sözlüğü, s. 160; YILDIRIM Ramazan, İdare Hukuku Dersleri I, Gün. 4. B,

Nüfus kayıtlarının tutulması aslında bir kamu hizmetidir ve İçişleri Bakanlığı bünyesi içindeki Nüfus İşleri Genel Müdürlüğünce yerine getirilmektedir. Ancak kayıtlarının tutulmasında yaşanan bir aksaklık sebebi ile kaydın düzeltilmesi ihtiyacı doğduğunda bu uyuşmazlık bir idari uyuşmazlık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun59 38. maddesi ve Nüfus Hizmetleri Kanununun60 36/1-a maddesindeki açık düzenlemeler gereğince adli yargı - asliye hukuk mahkemelerinde açılacak bir dava ile çözümlenecektir.

Mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde önceki düzenlemeye göre ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de adli yargı kolunda tazminat davası açabilecekti. Ancak son yapılan yasal düzenlemelerle “mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi hâlinde tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine açılabilir” hükmü getirilmiştir (İdari Yargılama Usulü Kanununun 28/4 maddesi).

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun61

110. maddesine göre işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, Kanundan doğan sorumluluk davaları, zarar görenin kamu görevlisi olması halinde dahi, adli yargıda görülecektir62

.

Kamulaştırma Kanununa göre ilgili hükümler bir arada değerlendirildiğinde kamulaştırma işleminin iptali için idari yargıda dava açılması gerekirken işlemin iptali

Konya Mimoza Yayınları, 2014, s. 134 – 135; AKYILMAZ Bahtiyar / SEZGİNER Murat / KAYA Cemil, Türk İdare Hukuku, Gün. 2. B. Ankara Seçkin Yayınları, 2011, s. 544; GÜNDAY Metin,

İdare Hukuku, Gün. 10. B, İstanbul İmaj Yayınevi, 2011, s. 277; GÖZLER Kemal, İdare Hukuku,

C. I, 2. B. Bursa Ekin Kitabevi, 2009, s. 991; YAYLA Yıldızhan, İdare Hukuku, İstanbul; Beta Yayınevi, 2009, s. 218.

59 4721 sayılı 2001 tarihli Türk Medeni Kanunu, RGS 24607, RGT 8.12.2001 60 5490 sayılı 2006 tarihli Nüfus Hizmetleri Kanunu, RGS 26153, RGT 29.04.2006. 61

2918 sayılı 1983 tarihli Karayolları Trafik Kanunu RGS 18195, RGT 18.10.1983.

62 İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin

olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren- trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. (KTK’nun 110/1. maddesi)

dışında kalan durumlar ve özellikle kamulaştırılması istenen taşınmazın bedelinin tespiti için adli yargı içinde görevli asliye hukuk mahkemeleri görevli kılınmıştır.

Kabahatler Kanununun63 uygulanması sebebi ile kabahatlerin karşılığı olan idari yaptırımlar idari para cezası ile idari tedbirlerdir. Bu idari yaptırım kararlarından idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararlarına karşı itiraz mercii olarak sulh ceza mahkemesi yani adli yargı mercilerine başvurulması gerekmektedir.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri kendi içyapı ve ilişkileri itibari ile idare hukuku kurallarına bağlı olsalar da faaliyetlerini özel hukuk kuralları gereğince yerine getirirler ve bu sebeple üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde özel hukuk kuralları uygulanacaktır64

. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin uygulama alanlarında bir uyuşmazlık doğar ise bu uyuşmazlık adli yargı kolunda çözüme kavuşturulacaktır. Bu durum 233 sayılı KHK65

de şu şekilde belirtilmektedir. “Teşebbüsler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabidir” (KİTHKHK’ nun 4/2 maddesi).

İdari birimlerin kamu hizmetini yerine getirmek için özel hukuk kişilerince akdettiği sözleşmelerden özel hukuk sözleşmesi kabul edilen sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklar özel hukuka tabi olacak ve bu konudaki bir uyuşmazlık adli yargıda giderilecektir66

. İcra İflas Kanununun67

5. maddesi gereğince icra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine adli yargı kolunda açılabilir68. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu

63 5326 sayılı 2005 tarihli Kabahatler Kanunu, RGS 25772 (M.), RGT 31.03.2005.

64 GÖZÜBÜYÜK / TAN, a.g.e. C. I, s. 328; YAYLA, a.g.e. s. 262; GÜNDAY, a.g.e. s. 543; GÖZLER,

a.g.e. C. 1, s. 571.

65 233 sayılı 8.6.1984 tarihli Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname RGT

18/61984 RGS 18435 (M.)

66 GÖZLER, a.g.e. C. 2, s. 49. 67

2004 Sayılı 1932 tarihli İcra ve İflas Kanunu, RGS 2128, RGT 19.6.1932.

68 “İcra dairesi görevlilerinin kusurlarından ve Adli yargı yerlerinin yargısal işlemlerinden dolayı

uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir.” Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 10.07.2006 tarih ve E. 2006/101, K. 2006/114 sayılı kararı. http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm et; 06.03.2014.

hakkı saklıdır. Bu rücu davalarında da her ne kadar idarenin taraf olduğu bir uyuşmazlık olmasına rağmen adli yargı kolunda görevli bulunan mahkemeler tarafından giderilecektir.

Bu örneklerin dışında kanunla idarenin taraf olduğu bir takım uyuşmazlıkların idari yargı kolu dışındaki yargı yerlerinde çözümlendiği birçok uyuşmazlık örnekleri de bulunmaktadır69

.