• Sonuç bulunamadı

DAVAYA SON VEREN TARAF İŞLEMİ OLARAK KABUL

İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinde davayı kabul konusunda da HUMK’ na yollamada bulunulmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesine göre “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen

muvafakat etmesidir.”

Adli yargıda davanın kabulü için gereken koşullar şunlardır582

;

 Davanın kabulü tek taraflı bir irade beyanı ile davalı tarafından yapılacaktır. Bu açıdan davacının kabulüne bağlı olmaksızın sonuç doğurur.

 Davanın kabulünün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerekmektedir. Ancak davanın kısmen kabulü mümkündür.

 Davanın kabulü ancak tarafların tasarruf yetkisine sahip olduğu dava konularında mümkündür.

 Davanın sona erip hükmün kesinleşmesine kadar davanın kabulü mümkündür.

 Kabul kesin hükmün bütün sonuçlarını doğurur.

İdari yargılama usulünde iptal davalarında dava devam ederken işlemin hukuka aykırı olduğunu düşünen idarenin işlemi geri alma, kaldırma imkânı bulunduğundan davanın kabulünün mümkün olmadığı yönünde görüşler583

bulunmakla birlikte genel olarak bu yöntem idari yargılama usulümüzde kabul edilmektedir.

581 SANCAR / DERE, a.g.m. s. 215.

582 PEKCANITEZ / ATALAY / ÖZEKES, a.g.e. s. 553 – 554. 583

ÇIRAKMAN, Erol, “Hukuk Yargılama Usulünün İdari Yargıda Uygulanması”, İdari Yargıda Son

İdari yargılama usulünde davanın kabulüne ilişkin koşullar şu şekilde sıralanabilecektir584

:

 Davanın kabulü tek taraflı bir irade beyanı ile davalı tarafından yapılacaktır. Bu açıdan ayrıca davacının kabulüne bağlı olmaksızın sonuç doğurur. İdari yargıda davalı kural olarak idare olacağından kabul beyanının da davalı idare tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

 Feragate paralel olarak kabulün de şarta bağlı olarak yapılması mümkün değildir. Kısmi olarak davanın kabul edilmesi mümkündür. Bu açıdan kabul beyanının kapsamı dışında kalan kısım için dava devam edecektir.

 Davayı kabulün yetkili kişi tarafından gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Bu açıdan vekilin vekâletnamesinde davayı kabul için özel olarak yetkilendirilmesi gerekmektedir.

 Davayı kabul isteği davaya bakan mahkemeye verilen bir dilekçe ile veya duruşma sırasında sözlü olarak açıklanabilir.

İdari yargıda kabul yönteminin mümkün olup olmadığını dava türleri açısından ayrıntılı olarak ele alıp değerlendirmek gerekmektedir.

İptal davaları açısından genel kanaat davalı idarenin idari işlemi değiştirme, geri alma ve kaldırma yetkisi bulunmasının yanı sıra idari işlemin dava sırasında geri alınması ve kaldırılması ile doğan sonuçların davanın kabulü ile doğan sonuçlardan farklı olması sebebi ile ayrıca davanın kabulü yönteminin kabul edilmesi gerektiği yönündedir585

. Aksi görüş ise idarece idari işlemin geri alma ve kaldırma yetkisi bulunduğundan davanın kabulünün mümkün olmadığı yönündedir586. Bireysel idari işlemler hakkında davanın kabulü hususunda herhangi bir engel bulunmamaktadır. Ancak uygulamada davalı tarafın dava sırasında yaptıkları işlemlerin mahkemelerce

584 ÇAĞLAYAN, a.g.e. s. 278 – 280; YASİN, a.g.m. s. 177 – 182. 585

KARAGÖZOĞLU, a.g.e. s. 41–43; YASİN, a.g.m. s. 177; YAVUZDOĞAN, a.g.t. s. 214 – 215.

kabul beyanı yönünde değerlendirildiği görülmektedir. Bu açıdan aşağıdaki yargı kararları örnek olarak gösterilebilir.

“Polis memuru olan eşinin yurtdışı görevi nedeni ile aylıksız izin talebinin reddi üzerine davacı astsubayın bu işlemin iptali için açtığı dava devam ederken, davalı idarece davacıya iki yıl müddetle aylıksız izin verildiği anlaşıldığından davanın kabulü mahiyetindeki bu idari tasarruf karşısında davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer bulunmamaktadır.”587

“Davalı idare, uyuşmazlık konusu birinci sınıf fark ödeneğinin davacıya ödenmesi yoluna gidildiğini ve bu konuda ilgili mercie müzekkere yazıldığını beyan ederek davayı kabul etmiş olduğundan, dava konusu uyuşmazlık hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.”588

Düzenleyici idari işlemler açısından ise davanın kabulünün mümkün olmaması, yapılmış olsa dahi resen araştırma ilkesi gereği hâkimin gerekli incelemeyi yaparak işlem hukuka aykırı ise işlemi iptal etmesi gerekmektedir589

.

Tam yargı davalarının, feragat konusunda belirtilen özellikleri gereği bu davalarda davalı idarenin davayı kabul etmesi mümkündür. Ancak idarenin davayı kabul etmesi sonucu ödenmesi gereken miktarın davacıya ödenmesi bir takım işlemlerin yapılmasını gerektirdiğinden idarenin davayı kabul etmek yerine dava konusu miktarı ödeyerek davanın konusuz kalmasını sağlaması daha yerinde olacaktır590

. Bu durumun sebebini temel olarak şu şekilde açıklamak mümkündür. İdari Yargılama Usulü Kanunumuz 31. maddesi ile yargılama giderleri konusunda da HUMK’ na atıf yapılmıştır. HUMK’ nun yürürlükten kalkması ile uygulanacak olan HMK’nun 331.

587 AYİM 2. Dairesinin 10.12.2001 tarih ve E. 2001/657, K. 2001/889 Sayılı kararı, AYİMKD S. 17, C.

1, s. 370.

588 Dan. İDDK’ nun 22.06.1973 tarih ve E. 1970/580, K. 1973/543 sayılı kararı naklen YASİN, a.g.m. s.

179.

589

YAVUZDOĞAN, a.g.t. s. 215 – 216.

maddesine göre davanın konusuz kalması halinde davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Davanın kabulü halinde ise davayı kabul eden davalı, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir (HMK’ nun 312. maddesi). Bu açıdan davanın konusuz kalması davanın kabulüne göre tercih edilebilir bir yöntemdir.

Yargı yerleri tarafından iptal davasında dava devam ederken talep doğrultusunda işlem tesis edilmesinin kabul olduğu yönünde kararlar bulunmaktadır591. Tam yargı

davalarında dava konusu talebin yerine getirilmesi kabul beyanı olarak kabul edilmektedir592.

Davayı kabul, idari davalarda uyuşmazlık hakkında kesin karar verilene kadar yapılabilecektir593

. Ancak temyiz ve itiraz aşamalarında ilk derece mahkemesi ret kararı vermiş ise davalı idarenin kabul kararı vermesi, hukuka uygunluğu mahkemece kabul edilmiş işlemin ortadan kaldırılması anlamına gelecektir. Diğer yandan tam yargı davalarında talebin reddedilmesinden sonra idarenin kabul kararı vermesi davacının yargı kararı ile doğmayan bir haktan yararlanması anlamına gelecektir. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin davacını talebini reddetmesinden sonra kanun yolları aşamasında davalı idarenin kabul beyanında bulunmaması gerekmektedir594

.

Davanın kabulü kesin hüküm gibi netice doğurmaktadır. Davanın kabulü halinde yargı yerlerince “davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde kararlar verilmektedir595. Ancak mahkemenin davalının kabulü ile varlığı sona ermiş olan hakkın hükme bağlanmaması, bu suretle davalının davanın kabulü yönündeki haklı

591 “Temyiz dilekçesinde davalı idare vekili tarafından, dava devam ederken verilen dilekçe ile davanın

kabul edildiği ileri sürülmekte ise de, İdare Hukukunda, iptal davasında kabulün, dava konusu işlemin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması biçiminde ortaya çıkması gerektiği açıktır. Ayrıca bir iptal davasının konusuz kalabilmesi için, işlemin tesis edildiği andan itibaren doğurduğu tüm hukuksal sonuçlarıyla birlikte geri alınması gerekmektedir. Bir idari işlemin geri alınmasıyla iptal kararının doğurduğu tüm hukuksal sonuçların doğacağı da tartışmasızdır.” Dan. 6. Dairesinin 18.6.2003 tarih ve E. 2003/812, K. 2003/4044 sayılı kararı, http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm et; 29.04.2014.

592 YASİN, a.g.m. s. 180.

593 TAN, a.g.e. s. 1140; GÖZÜBÜYÜK / TAN, a.g.e. s. 1203. 594

YAVUZDOĞAN, a.g.t. s. 218 – 219.

isteğinin askıda bırakılması adli bir hata olacaktır596

. Bu sebeple davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde bir karar vermek yerine davalının davayı kabul ettiği ve yargılamanın bu yönde sonlandırıldığına dair bir karar verilmesi daha uygun bulunmaktadır.

Kabul beyanında bulunan davalı idare, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerine mahkûm edilir597

.