• Sonuç bulunamadı

AVRUPA BİRLİĞİ TAVSİYE KARARLARI GEREĞİNCE İDARE İLE ÖZEL KİŞİLER

D. DAVAYA SON VEREN TARAF İŞLEMİ OLARAK FERAGAT VE

IV. AVRUPA BİRLİĞİ TAVSİYE KARARLARI GEREĞİNCE İDARE İLE ÖZEL KİŞİLER

DAVA DIŞINDAKİ YOLLARLA VE ÖZELLİKLE SULH YOLU İLE GİDERİLMESİ

İdare ile özel kişiler arasındaki çıkan uyuşmazlıkların yargı yolu ile çözülmesi, her ne kadar bireylere güç veren ve uyuşmazlığı kesin olarak gideren güvenilir bir yöntem olsa da çeşitli sebeplerle bu yolun kullanılmasının sorunlar yaratacağını, bu sebeple uyuşmazlıkların giderilmesi için artık giderek yargı dışında alternatif bazı metotlarla uyuşmazlıkların giderilmeye çalışıldığı belirtilmişti. Bu yolları teşvik eden

599 DEDEAĞAÇ, a.g.e. s. 293. 600

SONER, a.g.m. s. 439; ULUSAN B. “Sulh Sözleşmeleri”, s. 979.

601 ULUSAN İ. “Sulh Sözleşmesi”, s. 153.

602 BİLGE Necip / ÖNEN Ergun Medeni Yargılama Hukuku Dersleri, Ankara AÜHFY, 1978, s. 356;

ÖNEN, Sulh, s. 23; ÖNEN, Medeni Yargılama Hukuku, s. 278.

düzenlemelerden biri de üye olma sürecimizde müzakerelerin devam ettiği Avrupa Birliğinin çıkarmış olduğu tavsiye kararlarda bulunmaktadır.

Avrupa Birliğinde bu tür alternatif çözüm yöntemlerine olan ilgi de kişilerin bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmaları, üye devletlerce bu yollara olan ilginin artması gibi çeşitli nedenlerle bu uyuşmazlık çözüm yöntemlerine olan ilgi de giderek artmaktadır604

. Avrupa Birliğine üye ülkelerin genel olarak mevzuatlarında değişiklik yaparak bu yöntemleri idare hukukuna dâhil etmeleri arzu edilmektedir605

. Her şeyden önce birlik ilkesel açıdan yargısal denetimi önceleyen idari başvuruların iç düzende bulunmasını ve zararın tazmini için idareye karşı dava açmadan önce, kişilerin, ilgili idareye başvurması konusunda düzenlemeler getirilebilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir606

.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin adli – idari ayrımı yapmaksızın mahkemelerdeki iş yükü fazlalığını azaltmak amacı ile üye devletlere yönelik önerilerini içeren 1986 tarih ve 12 sayılı tavsiye kararı607nda uyuşmazlıkların taraflar arasında sulh

yolu ile giderebilmelerinin önemine işaret edilmiştir.

12 sayılı tavsiye kararında mahkemelerdeki artan iş yükünün herkesin davasının makul süre içinde görülmesini isteme hakkına sahip olduğunu belirten Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin temel ilkelerine aykırılık oluşturacağını belirterek yargı dışında alternatif yöntemlerin uygulanması teşvik edilmiştir. Bu amaçla yargılama öncesinde ve ya yargılama sırasında yargı dışı yöntemlerle ve özellikle tarafların uyuşmazlığı karşılıklı müzakere edip gidermeleri esasına dayanan sulh yolu konusunda üye ülke hükümetlerine tavsiyelerde bulunmaktadır.

604 ÖZBEK Mustafa, “Avrupa Birliğinde Alternatif Uyuşmazlık Çözümü”, TBB Dergisi S. 68, 2007, s.

265.

605 ODYAKMAZ, “Alternatif Çözüm Yolları”, s. 69.

606 Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 20 Haziran 2007 tarihli 999 bis sayılı Bakan Temsilcileri

toplantısında kabul edilen İyi İdare Konusunda Üye Devletlere CM/Rec (2007) 7 Sayılı Tavsiye Kararı, (İngilizce’den çeviri), Danıştay Dergisi, S. 116, 2007, Çeviren; Onur Karahanoğulları,

http://80.251.40.59/politics.ankara.edu.tr/karahan/ceviriler/iyiidare.htm et; 10.04.2014.

607 Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 16 Eylül 1986 tarihli Mahkemelerin Aşırı İş Yükünü Önleyici

ve Azaltıcı Tedbirler Hakkında Üye Devletlere Yönelik 12 Sayılı Tavsiye Kararı

http://www.anayasa.gov.tr/files/insan_haklari_mahkemesi/bakanlar_komitesi/CMRec198612TRExces siveWorkload.pdf erişim tarihi; 10.09.2013.

Tavsiye kararda ayrıca tarafları yargılama sırasında veya yargılamanın uygun bir evresinde tarafları sulha teşvik etmek hâkimin asli görevlerinden biri olarak kabul edilip avukatların uyuşmazlığın diğer tarafı ile sulh yoluna gitmesi çalışmalarının ise avukatın etik görevi olarak düzenlenmesi gerekliliği belirtilmiştir.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin özellikle idarenin tarafı olduğu uyuşmazlıklarda yargı yolunun dışında alternatif çözüm yollarına başvurulmasının önemine işaret eden bir diğer tavsiye kararı idari makamlar ve özel kişiler arasındaki uyuşmazlıkların dava yolu ile giderilmesine alternatif olarak öngörülen yöntemleri içeren 9 sayılı tavsiye karardır608

.

9 sayılı tavsiye karar gereğince idare ile taraflar arasındaki uyuşmazlıkların giderilmesinde yargı yoluna başvurmanın taraflar açısından her zaman en iyi çözüm yolu olmayabileceği göz önünde bulundurularak yargı yolu dışında alternatif bazı yolların kullanılmasının teşvik edilmesi ve sağlanması gerekmektedir. Zira her bir uyuşmazlık için yargı yoluna başvurmak mahkemelerdeki iş yükünün daha fazla artmasına ve belli türde davaların sayı itibari ile çoğalmasına sebep olacak bu durumda adil yargılanma hakkının bir unsuru olan davaların makul süre içinde görülmesi gerekliliğini609

idarenin taraf olduğu davalar açısından sekteye uğratabilecektir. Bu sebeple bu tür uyuşmazlıkların yargı dışında alternatif yollarla giderilmesi bu problemleri ortadan kaldıracak ve idarenin halka daha da yakın olmasını sağlayacaktır.

9 sayılı tavsiye karar ile alternatif çözüm yollarının tüm idari işlem ve eylemlere yönelik olarak değil, idari faaliyet üzerinde etkili olan bazı idari uyuşmazlıklara özellikle konusu maddi açıdan belli bir paranın konu teşkil ettiği uyuşmazlıklara ilişkin kabul edilmiştir610

.

608 Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 5 Eylül 2001 tarihli İdari Makamlar Ve Özel Kişiler

Arasındaki Dava Alternatifleri Konusunda 9 Sayılı Tavsiye Kararı,

http://www.anayasa.gov.tr/files/insan_haklari_mahkemesi/bakanlar_komitesi/CMRec20019TRAltern ativestoLitigationAdministrative.pdf metnin orijinal hali için https://wcd.coe.int/ViewDoc.jsp?id=220409&Site=COE erişim tarihi; 10.09.2013.

609 “Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine

yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.” AİHS nin ‘adil yargılanma hakkı’ başlıklı 6. maddesi.

Tavsiye kararda yargı dışında bu tarz alternatif yolların uygulanmasının faydalarından da bahsedilmektedir. İdare ile taraflar arasındaki uyuşmazlıkların giderilmesinde alternatif yolların uygulanması uyuşmazlığın mahiyetine göre daha basit ve masrafsız usuller olup yargılamaya oranla daha hızlı bir şekilde uyuşmazlığın sulh yolu ile giderilmesine imkân tanımakta benzer şekilde uyuşmazlığın doğmadan önlenmesine de hizmet etmektedir. Uyuşmazlık bu şekilde giderilirken kanun maddelerine sıkı sıkıya uyulmasından ziyade taraflar arasında hakkaniyet gözetilerek takdir hakkının daha fazla kullanıldığı görülmektedir.

Tavsiye kararda belirlenen esaslara uyulması ile uyuşmazlık tarafları arasında düşmanlığın giderilmesi ile idare ve vatandaşlar daha yakın hale gelebilecek ve böylece belli türdeki uyuşmazlıkların daha uygun çözüm yolları ile giderilebilmesi sağlanabilecektir611

.

Tavsiye kararda idari uyuşmazlıkların çözümünde bu yöntemlerin kullanılması ile çözüme hızlı bir şekilde ulaşılabilecek, uyuşmazlık çözüm sürecinde tarafların çözüm sürecine daha ılımlı yaklaşmaları sağlanarak usul ekonomisine ve hakkaniyete daha uygun bir çözüm sürecinin işletilmesi sağlanacaktır612

.

Tavsiye kararda uyuşmazlıkların bu yollarla giderilmesi konusunda üye devletlerin gerekli yasal düzenlemeleri yapmak üzere teşvik edildiği belirtilmiştir. Üyelik sürecinde bulunan ülkemizde, 659 sayılı KHK ile idarenin taraf olduğu uyuşmazlıkların sulh yolu ile giderilmesinin genel esaslara bağlanmış olmasının da bu amaca hizmet ettiğini söylemek mümkündür.

V. İDARENİN TARAF OLDUĞU UYUŞMAZLIKLARDA