• Sonuç bulunamadı

İDÂREYE MAL VEYA HAK KAZANDIRAN YÖNTEMLER

Özel hukuka ilişkin işlem ve yöntemler, (örne-ğin bağış ve mirasın intikali) bir kenara bırakılacak olursa, idâreye mal veya hak kazandıran en önemli kamusal yöntemler şunlardır: Kamulaştırma, dola-yısıyla kamulaştırma, istimvâl, geçici işgal, devlet-leştirme, müsadere ve ihâle yöntemleridir.

Kamulaştırma

Kamu tüzel kişilerinin üstlendikleri hizmetle-ri yürütmek için ihtiyaç duydukları taşınmazları özel hukuk yöntem ve işlemleriyle elde etmeleri-nin mümkün olmadığı durumlarda, kamulaştırma yöntemine başvurmaları gerekli ve zorunludur.

Kamulaştırma, Danıştay kararlarında şöyle tanım-lanmaktadır: “Mal sahibinin istekli olup olmama-sına bakılmaksızın, özel mülkiyet içinde bulunan bir gayrimenkulün veya irtifakın yahut kaynağın kamu malları arasında yer almasını sağlayan bir idârî yoldur”.

Kamulaştırmanın Özellikleri

Kamulaştırmanın özellikleri şunlardır: 1) Ka-mulaştırma, bireylerin veya özel hukuk tüzel kişile-rinin mülkiyetinde olan taşınmazların, kaynakların veya irtifakların üzerinde yapılabilir. 2) Kamulaş-tırma işlemini yapmaya, devlet veya KamulaşKamulaş-tırma Kanununda sayılan kamu tüzel kişilerinin yetkili organları ya da mercileri yetkilidir. 3) Kamulaştır-ma karşılığı olarak taşınKamulaştır-mazın gerçek değeri ödenir.

4) Kamulaştırma bedeli ile “artırım bedeli” kural olarak peşin ve nakden ödenir. 5) Kamulaştırma, hem idârî yönü, hem de adlî yönü olan bir işlemdir.

Kamulaştırma Süreçleri

Kamulaştırma işlemi, idârî ve yargısal süreci olan bir işlemdir.

İdârî Süreç

Kamulaştırma işleminin idârî süreci, kronolo-jik sıralamaya göre yargısal süreçten önce gelmekte ve şöyle olmaktadır: Yeterli ödeneğin sağlanması, kamu yararı kararının alınması, taşınmazın, kay-nağın veya irtifakın belirlenmesi, kamulaştırılacak şeyin değerinin saptanması ve satın alma.

Yargısal Süreç

Kamulaştırmanın idârî aşamasının tamamlan-ması, taşınmazın mülkiyetinin idâreye geçmesini kendiliğinden sağlamaz. Taşınmazın mülkiyetinin Kamulaştırma

Devlet veya kamu tüzel kişilerinin, kamu yararının gerektirdiği durumlarda, bedeli-ni peşin ödemek koşuluyla, özel mülkiyet-te bulunan taşınmaz malların tamamına veya bir kısmına yasada gösterilen yön-temlere göre kamu yararına el koymasıdır.

Trampa Yoluyla Kamulaştırma

Malikin kabul etmesi hâlinde, kamu-laştırılan taşınmaz malın bedeli yerine, idârenin kamu hizmetlerine tahsis edilme-miş olan taşınmaz mallarından, bu bedeli kısmen veya tamamen karşılayacak mikta-rının verilmesine “trampa yoluyla kamu-laştırma” denilmektedir.

Trampa

Bir hak veya bir malın başka bir hak veya mal ile değiştirilmesini amaçlayan sözleş-medir.

Acele Kamulaştırma

Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nun uygulanmasında yurt savunması ihtiya-cına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hâllerde veya özel yasalarla öngörülen olağanüstü durumlarda, kıy-met takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere bir taşınmazın ka-mulaştırılmasıdır.

Kamulaştırmadan Vazgeçme

İdâre, kamulaştırma işlemi tamamlanma-dan her aşamasında, bedel tespit davası açılmış ise, bu dava kesinleşmeden, kıs-men ya da tamakıs-men kamulaştırmadan vazgeçebilir.

idâreye geçebilmesi için kamulaştırma işlemine ve kamulaştırma bedeline itiraz edilmeyerek tapu dairesinde idâre adına tescil işleminin tamamlan-ması gerekir. İdârî aşamada taşınmaz mülkiyetinin idâreye geçebilmesi, ancak satın alma usulünün uygulanması sonucunda tarafların anlaşmasıyla mümkündür.

Kamulaştırmanın yargısal süreci, satın alma usulünün uygulanması sonucunda tarafların anla-şamaması durumunda, kamulaştırma yapmak iste-yen idârenin adlî yargı içinde yer alan asliye hukuk mahkemesine başvurması ile başlamaktadır. Yargı-sal süreç, hem idârenin adlî yargı içinde yer alan asliye hukuk mahkemelerinde açacağı değer tespit ve tapu tescil davaları ile düzeltim davalarını, hem de taşınmaz sahibinin adlî yargı yerinde açacağı dü-zeltim davası ile idârî yargıda açacağı iptal davasını kapsamaktadır.

Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine göre,

“kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması hâlinde idâre, 7’nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu be-del tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer as-liye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılı-ğında, idâre adına tesciline karar verilmesini ister”.

Kamulaştırma bedelinin idâre tarafından hak sahibi adına bankaya yatırıldığına veya ileride or-taya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke

edildiğine dair makbuzun, bedeli tespit eden asliye hukuk mahkemesine gösterilmesi hâlinde, mahke-me tarafından taşınmazın idâre adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir. Bu karar tapu dairesi ile paranın ya-tırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesindir fakat tarafların bedele ilişkin karara karşı temyiz hakları saklıdır.

Kamulaştırılan taşınmazın veya kaynağın mül-kiyetinin yada kamulaştırılan irtifak hakkının idâreye geçmesi, idâre ile malikin anlaşması sonu-cunda tapu dairesinde idâre lehine malikin ferağ beyanı vermesiyle veya mahkemece verilen tescil kararı ile olur.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25.

maddesine göre, mahkemece verilen tescil kararı tarihinden itibaren taşınmaz mal sahibinin, kamu-laştırılması kararlaştırılan taşınmaz malda yeni in-şaat veya ekim yapmak veya mevcut inin-şaatta esaslı değişiklikler meydana getirmek gibi kullanma hak-ları kalkar.

Kamulaştırmanın Yargısal Denetimi Kamulaştırma işlemi üzerinde, üç ayrı yargısal denetim yapılması mümkündür. Bunlardan birin-cisi, taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mah-kemesinde kamulaştırma yapan idârenin açmış ol-duğu bedel tespiti ve taşınmazın tescili taleplerini içeren davalardır.

İkinci yargısal denetim, kamulaştırma işlemi-nin iptaline ilişkin idârî yargıda açılacak iptal da-vası aracılığıyla yapılmaktadır. İptal dada-vası, idâre tarafından açılan bedel tespiti ve tescili davası hak-kında meşruhatlı davetiyenin tebligat gününden itibaren, tebligat yapılamamışsa ilan yoluyla tebli-gat tarihinden itibaren 30 gün içinde, taşınmazın sahibi tarafından kamulaştırma işlemine karşı idârî yargıda iptal davası; açılabilir. İdârî yargıda açılacak dava, öncelikle görülür.

Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine göre, kamulaştırma işlemine karşı idârî yargıda iptal da-vası açılması ve idârî yargı yeri tarafından yürüt-menin durdurulması kararı verilmesi durumunda, asliye hukuk mahkemesindeki bedel tespit ve tescil davasında, idârî yargıdaki iptal davasını “bekletici mesele” kabul ederek bunun sonucuna göre işlem yapacaktır. Eğer, iptal davası sonucunda kamulaş-tırma işlemi idârî yargı tarafından iptal edilirse, davayı gören asliye hukuk mahkemesi, idârenin Geri Alma Hakkı

Kamu yararında belirtilen amacın gerçek-leşmemesi, ya da gerçekleşme olasılığının ortadan kalkması hâlinde, kamulaştırı-lan malın sahibine geri verilmesi yoluna

“mâlikin geri alma hakkı” denir.

Bekletici Mesele

Bir dava hakkında esas kararı verebilmek için, bir başka yargı makamında çözülme-si gereken sorunun sonucunun beklenme-sidir.

bedel tespiti ve idâre adına tescil taleplerini redde-decektir.

Kamulaştırma işleminin yargısal denetiminin üçüncü türü, maddî hatalara karşı adlî yargıda açı-lacak düzeltim davaları aracılığıyla yapılmaktadır.

Dolayısıyla Kamulaştırma

İdâre, özel mülkiyet konusu olan herhangi bir taşınmazı, bilerek veya bilmeyerek kamulaştırma usulüne uymaksızın, kamulaştırma işlemine baş-landığı hâlde tamamlamadan ve bir bedel öde-meden “fiilen işgal” etmiş ve bir kamu hizmetine tahsis ederek üzerinde bazı bayındırlık eserleri ger-çekleştirmiş veya söz konusu taşınmazın kullanı-mını engellemiş olabilir. Bu gibi durumlarda özel mülkiyete konu olan o taşınmaz kamu hizmetiyle kaynaşmış, üzerindeki bayındırlık eseri de genel ya-rarlanmaya tahsis edilmiş olması nedeniyle kamu-sal mal niteliği almış olur (Özay, 1996 s.457-459).

Türk yargı kararlarında ve hukuk öğretisinde dolayısıyla kamulaştırmaya, kamulaştırmasız el koyma (Şahiniz, 2004, s.54) ve kamulaştırmasız el atma (Gözübüyük-Tan, 1998, s.722) da den-mektedir. Adına ne denirse densin bu tür uygula-mada, idârenin bir hukuk dışı davranışı, idârenin bir haksız fiilî söz konusudur ve dolayısıyla da böy-le bir uygulama idâre hukukunda “fiilî yol” yol olarak adlandırılır.

Dolayısıyla kamulaştırmada herhangi bir idârî işlem yapılmadığı gibi, dolayısıyla kamulaştırma-lardan kaynaklanan davalar da, adlî yargı yeri, özel hukuktaki “başkasının yerine inşaat yapmayı” kıyas yoluyla uygulayacaktır.

İstimvâl (Rekizisyon)

İstimvâl, taşınır malların kamulaştırılmasını, taşınır ve taşınmaz malların kullanımının geçici olarak idâreye geçmesini, askerlik dışında bireylere bedensel çalışma yükümlülüğü getirilmesini ifade eder.

İdâre, ihtiyaç duyduğu taşınır malları piyasa-dan, normal yollardan veya Kamu İhâle Kanunu-nun öngördüğü yöntemlerden birini kullanarak çoğu zaman satın alabilir. Fakat idârenin, acele ve olağanüstü durumlarda, normal yollarla veya ihâle yöntemleriyle taşınır malları elde etmesi mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda idâre taşınırların kamulaştırılması yoluna, yani istimvâle başvurur (Giritli-Bilgen-Akgüner, 2001, s.707). Taşınır ve taşınmaz malların mülkiyetine ilişmeden, geçi-ci olarak kullanma hakkının idâreye geçmesi de istimvâldir.

İstimvâlin özellikleri şunlardır: 1) İstimvâlde idâre, kamu gücüne dayanarak, idârî işlem ve ey-lem yapar. İstimvâl kararı da bir idârî-icrai işey-lemdir, sözleşme değildir. İstimvâl vergi ve benzeri bir mâlî yükümlülük değildir. Çünkü idâre istimvâl yolu-na başvurduğu zaman, kamu yararını gerçekleştir-mek zorunda olup eşitlik kuralına uymak zorunda değildir. 3) İstimvâl yöntemi, ancak olağanüstü durumlarda uygulanabilir. 4) İdâre istimvâle, an-cak maliklerin taşınır mallarını kendi rızaları ile devretmemeleri durumunda başvurabilir. 5) Kural olarak taşınır malın değeri veya taşınır ve taşınmaz-ların kullanma bedelleri idâre tarafından ödenir. 6) İstimvâl konusu olacak taşınır ve taşınmaz malları elinde bulunduranlar, idâreye karşı sorumludur.

İstimvâl işlemlerinin hukuka aykırılığı nedeniy-le idârî yargıda dava açılabilir. Mal veya kullanım bedellerine ilişkin davalar ise adlî yargıda açılmalı-dır (Gözübüyük, 2004, s.266).

Geçici İşgal

Geçici işgal, bir bayındırlık hizmetinin görül-mesi esnasında ihtiyaç duyulan taş, kum ve benzeri maddeleri çıkarabilmek ve hazırlayabilmek ya da bazı eşyaları depolayabilmek için özel mülkiyette bulunan bir taşınmaza, idâre tarafından geçici ola-rak el konulmasıdır. Geçici işgal, ancak boş arazi parçaları üzerinde olur, üzerinde konut ve eklen-tileri olan, bağ bahçe ve tarlalar geçici işgale konu olamazlar. Geçici işgalden kaynaklanan zararlar ve bunun karşılığında verilecek tazminatların belir-lenmesinde, taraflar anlaşamazlarsa bilirkişiden ya-rarlanılır. Bilirkişinin vereceği rapor üzerine il idâre kurulunun kararı ve vâliliğin kararnamesi ile geçici işgal tamamlanır (Gözübüyük, 2004, s.266).

Geçici işgal kararnamesine karşı taşınmazın bulunduğu yer idâre mahkemesinde, genel dava İdârenin olağanüstü dönemlerde, kamu

gücünü kullanarak taşınır malların mül-kiyeti ya da kullanma hakkını, karşılığını ödemek kaydıyla elde etme yetkisidir.

açma süresi içinde iptal davası açılabilir. Tazminat miktarı konusunda açılacak davaların, adlî yargı kolu içinde yer alan görevli ve yetkili mahkemeler-de açılması gerekir.

Devletleştirme

Devletleştirme (millîleştirme) (Gözübüyük, 2004, s.267): Yasama organının çıkardığı bir bi-çimsel yasa ile kamu hizmeti niteliği taşıyan bir özel işletmenin, kamu yararının zorunlu kıldığı durumlarda, bütün malvarlığı ile idâreye geçme-sidir. Devletleştirme düşüncesi, üretim araçlarına sahip olan kişilerin, bunları kendi kişisel çıkarlarını en üst düzeye çıkarmak için işletirken, genellikle kamu yararına aykırı kararlar alabilecekleri ve bu kararlarını gerçekleştirebilecekleri kaygılarından doğmuştur (Azrak, 1976, s.9).

Zoralım

Zoralım (müsadere), ceza hukukunu ilgilen-diren yasalarda belirtilen bazı durumlarda, işlenen suçlarda kullanılan veya bu suçlar sonucunda elde edilen belirli malların mülkiyetinin veya suç neti-cesinde elde edilen bazı kazançların mahkeme ka-rarıyla maliklerinden ya da kazanç sahiplerinden alınarak kamusal bir kuruma verilmesi sonucunu doğuran ve güvenlik önlemi niteliğinde olan bir yöntemdir (Demirbaş, 2005, s.481). Zoralım, ceza mahkemeleri tarafından verildiği için yargısal bir karardır.

Türk Ceza Kanunu kapsamındaki özel zoralım yöntemi “eşya zoralımı” ve “kazanç zoralımı”

ol-mak üzere ikiye ayrılol-maktadır. Zoralım yöntemi, Ceza Muhakemesi Kanununun 256. ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Ceza yargı-lamasını yapan mahkeme, asıl ceza davasıyla bir-likte, zoralım konusunda da karar verir. Asıl ceza davasıyla birlikte karar verilmeyen durumlarda ise ayrıca zoralım davası açılır. Suç konusu olmamakla birlikte, zoralım konusu eşyanın zoralımına sulh ceza hakimliği duruşmasız olarak karar verir. Bu karara karşı, ilgililer itiraz edebilirler.

Zoralımın idârî aşaması, aslında zoralım konu-sunda kesinleşen yargı kararının yerine getirilmesi, yürütülmesi veya infazından başka bir şey değildir.

Zoralım kararlarının yerine getirilmesi yöntemini, Adâlet Bakanlığı tarafından çıkarılan “Suç Eşyası Yönetmeliği” belirlemiştir.

İdârenin İhâle İşlemleri

Yürürlükteki Türk Hukuku’nda ihâlenin tanımı iki ayrı yasa tarafından, kendi uygulama alanları açısından yapılmıştır. 2886 sayılı Devlet İhâle Ka-nununun 4. maddesinde ve 4734 sayılı Kamu İhâle Kanununun 4. maddesinde ihâle kavramı benzer şekilde tanımlanmıştır. Türk idâre hukuku öğreti-sinde ihâle kavramı, “idârenin görev alanına giren hizmetlerin yürütülmesi amacıyla, karşılığı idâre ta-rafından ödenmek üzere gerekli mal ve hizmetlerin alınmasına veya bir işin yasada öngörülen usul ku-rallarına uymak suretiyle oluşturulan rekabet ortamı içerisinde katılan adaylardan en uygun teklifi sunan özel bir kişiye yaptırılmasına yönelik olan sözleşme-lerin oluşum süreci” olarak tanımlanmıştır (Kutlu, 1997, s.76).

Geçici İşgal

Bir bayındırlık hizmetinin görülmesi sıra-sında, bu hizmetin görülmesi için gerek-sinim duyulan maddeleri çıkarmak veya hazırlayabilmek için özel mülkiyette bulu-nan bir taşınmaza idârece geçici olarak el atılmasıdır.

Dava Açma Süresi

Dava açma süresi, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idâre mahkemelerinde altmış, vergi mah-kemelerinde ise otuz gündür.

Fotoğraf 3.5

İhâleye İlişkin Temel İlkeler

İhâleye egemen olan ilkeler, 2886 ve 4734 sa-yılı Yasaların hükümleri bir arada değerlendirilerek açıklanacaktır. Bu ilkeler şunlardır: Açıklık veya saydamlık ilkesi, yarışma ilkesi, uygun bedel ilke-si, ihâleye katılacaklarda belli yetenek ve koşulların aranması ilkesi, yaklaşık maliyetin önceden hesap-lanması ve gizli tutulması ilkesi, eşik değer ilkesi, eşit muamele ilkesi, kamuoyu denetimi ilkesi ve 4734 sayılı Yasada öngörülen diğer ilkeler.

İhâlede Uygulanan Yöntemler

İdârenin yaptığı ihâlelerde uygulanan yöntem-leri, ihâlenin tâbi olduğu yasaya göre belirlemek gerekir.

2886 Sayılı Devlet İhâle Kanununa Göre İhâle Yöntemleri

Satım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisine ilişkin ihâle işlemleri, 2886 sayılı Kanunda belirtilen yöntemlerden birine göre yapılabilir. An-cak, 2886 sayılı Yasada belirtilen ihâleye konu olan işlemler bu sayılanlardan ibaret değildir. Bu kanun-da öngörülen diğer ihale yöntemlerinin uygulanma olasılığı 4734 sayılı Yasa ile ortadan kaldırılmıştır.

Devlet İhâle Kanununda öngörülen ihâle yöntem-leri şunlardır: Kapalı teklif yöntemi, belli istekliler arasında kapalı teklif yöntemi, açık teklif yöntemi ve pazarlık yöntemi.

4734 Sayılı Kamu İhâle Kanununa Göre İhâle Yöntemleri

İdârenin ihtiyaç duyduğu mal veya hizmet alım-ları ile yapım işlerinin ihâlelerinde, işin niteliğine göre 4734 sayılı Kanunda belirtilen yöntemlerden herhangi birisi uygulanacaktır: Açık ihâle yöntemi, belli istekliler arasında ihâle yöntemi, pazarlık yön-temi, doğrudan temin yöntemi ve tasarım yarışma-ları yöntemi.

İhâle İşlemlerinin Aşamaları

İhâle işlemlerinin aşamalarını da tıpkı ihâlede uygulanan yöntemlerde olduğu gibi ihâlenin tâbi olduğu yasaya göre belirlemek gerekir.

2886 Sayılı Kanununa Göre İhâle İşlemlerinin Aşamaları

Hazırlık Aşaması: Satım, kira, trampa, mül-kiyetin gayri ayni hak tesisine ilişkin ihâlelerin hazırlık aşamasına ilişkin hükümler, 2886 sayı-lı Kanunun 9. maddesi ile 27. maddesi arasında düzenlenmiştir. İhâlenin hazırlık aşaması; tahmin edilen bedelin belirlenmesi, onay belgesinin hazır-lanması, ihâle ile ilgili şartnamelerin düzenlenmesi ve isteyenlere verilmesi, ihâle komisyonunun ku-rulması ve çalışmaya başlaması, ihâle işlem dosyası-nın düzenlenmesi, ihâlenin ilanı, tekliflerin açılma zamanının belirlenmesi, geçici teminatların kabul edilmesi konularını kapsamaktadır.

Açıklık İlkesi

Bir ihalenin resmi gazete veya diğer ga-zetelerde ilân edilerek mümkün olduğu kadar çok kişinin ihaleye başvurusunun sağlanmasıdır.

Açık İhâle Yöntemi

Bütün isteklilerin teklif verebildiği yön-temdir.

Belli İstekliler Arasında İhâle Yöntemi Yapılacak ön yeterlik değerlendirmesi so-nucunda idârece davet edilen isteklilerin teklif verebildiği bir yöntemdir. Bu yön-tem, işin niteliği gereği uzmanlık gerek-tirmesi durumunda açık ihâle yönteminin uygulanamadığı hâllerde uygulanmaktadır.

Pazarlık Yöntemi

Açık ihâle veya belli istekliler arasında ihâle yöntemi ile yapılan ihâle sonucunda teklif çıkmaması; savunma ve güvenlikle ilgili özel durumların ortaya çıkması üze-rine ihâlenin acil olarak yapılmasının zo-runlu olması gibi durumlarda uygulanan bir yöntemdir.

Uygun Bedelin Sağlanması Aşaması: İhâle komisyonu, en uygun bedeli önereni belirler ve harcamaya yetkili üstün onayına sunar. Bu aşama-da, özel hukuk kişisi, tek yanlı olarak idâreye karşı yükümlülük altına girer. Devlet İhâle Kanununun 28. maddesine göre artırmalarda uygun bedel, tah-min edilen bedelden aşağı olmamak üzere teklif edilen bedellerin en yükseğidir. Eksiltmelerde ise uygun bedel, tahmin edilen bedeli geçmemek şartı ile, teklif edilen bedellerin tercihe layık görülenidir.

Sözleşmenin Yapılması Aşaması: İdârenin onayından sonra belli bir süre içinde, idâre ve ihâleyi alan (yüklenici) sözleşmeyi yapmak zorun-dadır. Taraflar bu yükümlülüklerini yerine getir-mezlerse, ihâle bozulur.

Sözleşmenin Yürütülmesi Aşaması: Taraflar yükümlülüklerini sözleşmeye uygun ve karşılıklı olarak yerine getirirler. İdâre sözleşmede tek yanlı bazı değişiklikler yapabilir

Uyuşmazlıkların Giderilmesi Aşaması: Söz-leşme yapılana kadar yapılan işlemler idârî nitelikte olduğu için bu aşamadaki uyuşmazlıklar idârî yar-gıda çözümlenecektir. Sözleşmenin uygulanması aşamasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar ise genelde özel hukuk alanına girdikleri için adlî yargıda çö-zümlenir.

4734 Sayılı Kamu İhâle Kanunu Kapsamındaki İhâlelerin Aşamaları

Hazırlık Aşaması: İhâlesi yapılacak her işin yaklaşık maliyeti idâre tarafından hesaplanır. Bun-dan sonra, yine idâre tarafınBun-dan ihâle onay belgesi hazırlanır ve kurulan ihâle komisyonuna verilir.

En az beş kişiden kurulan ihâle komisyonu, ihâle ile ilgili işleri yürütür. Komisyon, ihâlenin idârî ve teknik şartnamelerini hazırlar. İhâle ve ön yeterlilik ilanlarını yapar.

Tekliflerin Açılma ve Değerlendirme Aşama-sı: 4734 sayılı Kanunun 36. maddesine göre teklif-ler ihâle dokümanında belirtilen ihâle saatine kadar idâreye verilir. İhâle komisyonunca ihâle

doküma-nında belirtilen saatte kaç teklif verilmiş olduğu bir tutanakla tespit edilerek, hazır bulunanlara duyu-rulur ve hemen ihâleye başlanır. İhâle komisyonu teklif zarflarını alınış sırasına göre inceler. 4734 sayılı Kanunun 30. maddesinin birinci fıkrasına uygun olmayan zarflar bir tutanak ile belirlenerek değerlendirmeye alınmaz. Zarflar isteklilerle bir-likte hazır bulunanlar önünde alınış sırasına göre açılır. Tekliflerin açılması aşamasında, istekliler ile teklif fiyatları açıklanırken, yaklaşık maliyet tutarı da açıklanır.

İhâle komisyonunun değerlendirmesi sonucun-da ihâle, ekonomik açısonucun-dan en uygun teklifi veren istekli üzerinde bırakılır. İhâle, komisyonun ge-rekçeli kararı ile birlikte, ihâle yetkilisinin onayına sunulur.

Sözleşmenin Yapılması Aşaması: 4734 sayılı Kanunun 41. maddesine göre; ihâle sonucu, ihâle kararının ihâle yetkilisi tarafından onaylandığı günü izleyen en geç üç gün içinde, ihâle üzerin-de bırakılan dâhil olmak üzere, ihâleye teklif veren bütün isteklilere bildirilir. İhale sonucunun bildiri-minde, tekliflerin değerlendirmeye alınmama veya uygun bulunmama gerekçelerine de yer verilir.

İhâle kararının ihâle yetkilisi tarafından iptal edil-mesi durumunda da isteklilere gerekçeleri belirtil-mek suretiyle bildirim yapılır. İhâle üzerinde bıra-kılan istekli, tebliğ tarihini izleyen on gün içinde kesin teminatı vermek suretiyle sözleşmeyi

İhâle kararının ihâle yetkilisi tarafından iptal edil-mesi durumunda da isteklilere gerekçeleri belirtil-mek suretiyle bildirim yapılır. İhâle üzerinde bıra-kılan istekli, tebliğ tarihini izleyen on gün içinde kesin teminatı vermek suretiyle sözleşmeyi