• Sonuç bulunamadı

İcra ve İflas Kanunu madde 363’de Sayılan Kararlardan Olmaması

2 İCRA MAHKEMESİ KARARLARINA KARŞI İSTİNAF KANUN YOLUNA

2.1 KONU BAKIMINDA İCRA MAHKEMESİ KARARARININ İSTİNAF

2.1.1.1 İcra ve İflas Kanunu madde 363’de Sayılan Kararlardan Olmaması

İcra ve İflas Kanunu madde 363 değiştirilmeden önce dört fıkradan oluşuyordu. Birinci fıkrada on sekiz alt bent bulunmaktaydı. Kanun koyucu birinci fıkrada tahdidi olarak icra mahkemesince verilen kararları sıralanmış ve bu kararlara karşı üst kanun yoluna başvurulabileceği belirtilmişti. Devam eden fıkrada bu sayılan bentlere karşı temyiz kanun yoluna başvurmak için gereken parasal sınırı belirlemişti, üçüncü ve dördüncü fıkralarda ise kötü niyetle başvurunun hükümleri açıklanmıştı.

64 Değiştirilmeden önce İcra ve İflas Kanunu madde 363’e göre 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen şu kararlar hakkında temyiz kanun yoluna başvurulabiliyordu:

“1-) İlamın icrasının geri bırakılması hakkındaki taleplerin kabul veya reddine ilişkin ve paradan başka ilamların icrasıyla, icranın iadesi talebinin kabul veya reddine ilişkin kararlar.

2-) İcra mahkemesinin görev veya yetkiye ilişkin verdiği kararlar.

3-) Ödeme veya tahliye emrinin içeriğine veya bunların tebliğ usûlüne veya takibin iptali veya talikine ilişkin ret veya kabul talepleri.

4-) Bir malın haczi caiz olup olmadığına ilişkin uyuşmazlıklar.

5-) Memur maaşlarının veya işçi ücretlerinin haciz miktarlarına ilişkin uyuşmazlıklar.

6-) İİK m.89’a göre üçüncü kişilerdeki mal ve alacağın haczinden doğan uyuşmazlıklar.

7-) İstihkak davaları ve bu davadan kaynaklı takibin ertelenmesine ilişkin uyuşmazlıklar.

8-) İİK m.100’e hacze iştirak taleplerinin kabul veya reddine ilişkin uyuşmazlıklar.

9-) Taşınır, taşınmaz malların ihalelerinin feshi davalarına ilişkin uyuşmazlıklar.

10-) Sıra cetveline ilişkin uyuşmazlıklar.

11-) İhtiyati haciz kararlarının kalkıp kalkmadığına ilişkin uyuşmazlıklar. 12-) Mülga

13-) Fevkalade hallerde mühlet taleplerine ilişkin uyuşmazlıklar.

14-) Fevkalade hallerde mühletin süresinin uzatılmasına ilişkin uyuşmazlıklar.

65

15-) Maaş ve ücretlerin kesilmesine ilişkin usûle riayet etmeyenler hakkında yapılacak tazmin ve tahsile ilişkin uyuşmazlıklar.

16-) Yedieminden talep edilebilecek tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklar.

17-) İflas idare memurlarının ücretleri, masrafları hakkındaki hesap pusulaları hakkındaki uyuşmazlıklar.

18-) Takip tarihinden sonra işleyecek olan faizlerin, masrafların ve oluşacak takip giderlerinin hesabına ilişkin uyuşmazlıklarda ve yine kanunda temyiz yolu açık kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulabilmekteydi.”

5311 sayılı kanunla değiştirilen ve 20 Temmuz 2016 tarihinde itibaren uygulanmaya başlanan İcra ve İflas Kanunu madde 363 ilk önce icra mahkemesince verilen bazı kararları sıralanmakta; akabinde sıralanan “kararları dışındaki kararlarına karşı” alacak, hak veya değerin belirli bir miktarı geçmesi halinde istinaf

kanun yoluna başvurulabileceği belirtilmektedir229

Değişiklikten sonra üst kanun yoluna götürülemeyeceği hüküm altına alınan kararları sıralamak gerekirse, İcra mahkemesince verilen:

“1-) Taşınır veya taşınmaz malların haczinin uygulanma şekline ilişkin kararları,

2-) İcra dairesi tarafından avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan ve takip giderine dâhil olan vekâlet ücretine ilişkin kararları,

3-) İcra dairesi tarafında m.103’e göre yapılacak davet ve bu davetlerin içeriğine karşı yapılan şikâyetlere ilişkin kararları,

4-) Yediemin ücretleri ve yedieminin değiştirilmesine ilişkin kararları,

5-) Hacizli taşınır malların muhafazasına ve kıymet takdirine ilişkin kararları,

229 ARSLAN / YILMAZ / TAŞPINAR AYVAZ / HANAĞASI, s. 68; KURU, İcra Ders Kitabı, s. 339, 340; PEKCANITEZ / SİMİL, s. 423-426; PEKCANITEZ / ATALAY / SUNGURTEKİN

66

6-) İhaleye katılabilmek için yatırılan teminata ve teminatın miktarına ilişkin kararları,

7-) Satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesine ilişkin kararları,

8-) İİK m.263 gereğince ihtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mahcuzların, borçlu veyahut üçüncü şahsın elinde bulunması durumunda verilen kararları,

9-) İflas yoluyla takipte iflas idaresinin teşekkülüne ilişkin kararları, 10-) İflas idaresinin muamelerine karşı şikâyet üzerine verilen kararları, 11-) İflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulasına karşı şikâyet üzerine verilen kararları,

12-) İİK m.36 gereğince icranın geri bırakılmasına dair kararlar dışındaki madde kapsamında verilen kararları,

Hakkında istinaf kanun yoluna başvuru imkânı ortadan kaldırılmıştır.”

Esasında kanun maddesi bu kararları tek bir paragrafta sıralamış akabinde bu kararlar “dışındaki” kararlara karşı ait olduğu alacak, hak veya malın değeri veya

miktarı yedi bin Türk lirasını230

geçmesi halinde istinaf kanun yoluna

başvurulabilecektir, demiştir.231

Yani icra mahkemesince m.363’de sayılan kararlar

230 İİK Ek m.1’ de İİK m.119, 226, 326, 363 ve 364’ de düzenlenen parasal sınırların her takvim yılından itibaren geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer m.289 uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen yeniden değerlendirme oranında artırılarak uygulanacağı belirtilmiştir. 2019 yılı için yeniden değerlendirme oranınca belirlenen istinaf kanun yoluna başvuru sınırı 10.280,00-TL’ dir.

231 İstinaf yoluna başvurma ve incelenmesi(1)(2) Madde 363- (Değişik: 2/3/2005-5311/24 md.)

İcra mahkemesince 85 inci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı, iflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36 ncı maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları dışındaki kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gündür.

İcra mahkemesi kararları aleyhine işlemleri uzatmak gibi kötüniyetle istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılırsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 422 nci maddesi hükmü uygulanır.

67 haricindeki (istinaf miktarını geçen) kararlarına karşı istinaf kanun yoluna

başvurulabilecektir.232

Halbuki değişiklikten önce olduğu gibi üst kanun yoluna ilişkin kararlar bentler halinde numaralandırarak sıralanması uygulayıcılar açısından pratikte büyük yarar sağlayabilecekti.

Madde 363 değiştirilmeden önce sıralanan kararlara karşı üst kanun yoluna başvurulabilmesi ancak belirtilen değeri geçmesi halinde mümkündü. Madde 363 değişikliğinden sonra uygulanan istinaf sisteminde artık sıralanan kararlara karşı üst kanun yoluna (istinaf) başvurulamayacak olsa da değere bağlı istinaf sistemi korunmuştur. Kanun koyucu madde değişikliğine ilişkin takdir hakkını hangi gerekçeyle kullandığını hükümet gerekçesinde belirtilmiştir. İcra ve İflas Kanunu madde 363’ü değiştiren 5311 sayılı Kanunun hükümet gerekçesinde; “Mahkemelerin

yeniden teşkilatlanmasıyla hukuk sistemimize giren istinaf yoluna başvurma usûlü İcra ve İflas Kanununun 363 üncü maddesinde bu maddeyle yapılan değişikle düzenlenmektedir.” şeklinde bir açıklama yapılmıştır. Hükümet gerekçesinin

devamında madde yapılan değişikler m.363’ de dört fıkra halinde yazdığı şekilde

gerekçeye aynen aktarılmıştır.233

Hükümet gerekçesinden neden bu şekilde bir düzenleme getirildiği anlaşılamamaktadır. Her iki düzenlemede de değere bağlı istinaf sisteminin korunduğunu açıktır. Ancak değişiklikten önce üst kanun yoluna başvuru tahdidi olarak belirtilen kararlara karşı iken, değişiklikte sonra tahdidi olarak sıralanan kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yolu kapanmış ve diğer kararlara karşı değere bağlı istinaf öngörülmüştür. Ancak tahdidi olarak istinaf kanun yoluna başvurulabilecek kararları sıralamanın ve diğer kararlara karşı başvuru yolunu kapamanın hak arama özgürlüğü önünde engel teşkil ettiği düşünülerek bundan vazgeçildiği düşünülebilir. Yeni düzenlemede tahdidi olarak sıralanan kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yolunun kapatılmasıyla da görece daha az değer atfedilen bazı uyuşmazlıklarla yargının meşgul edilmemesinin amaçlandığı düşünülebilir. Ancak doktrinde mevcut bir görüşe göre bu tercihle beraber icra

Kesin bir karara karşı kötüniyetle istinaf yoluna başvuranlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

İstinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. İcranın devamı için gereken evrak alıkonularak bunların birer örneği bölge adliye mahkemesine gönderilecek dosyaya konulur.

232

KURU, İcra Ders Kitabı, s. 341.

233 KURU, Baki / ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder, İcra ve İflas Kanunu ile Nizamnamesi ve Yönetmeliği, Yirmidokuzuncu Baskı, Ankara 2010, (KURU / ARSLAN / YILMAZ, Kanun), s. 307, 308.

68 mahkemesi kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvuru imkânı genişlemiştir. Bu görüş gerekçe olarak, değişiklikten önce sadece maddede sayılan kararlara karşı istinaf yoluna gidilirken, değişiklikten sonra maddede sayılı kararlara istinaf kanun yolu kapalı, diğer bütün kararlarına karşı istinaf kanun yolu açık olduğu belirtilmiştir.234

Böylece hak arama özgürlüğünün ve dereceli yargılama hakkını içinde barından adil yargılanma hakkının tecellisi bakımında olumlu bir gelişmedir.

İcra dairesi tarafında madde 103’e göre yapılacak davet ve bu davetlerin içeriğine karşı yapılan şikâyetlere ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı belirtilmişti. Gerçekten de İcra ve İflas Kanunu madde 103’de gönderilmesi öngörülen davetiye haciz esnasında bulunmayan borçlu veya yetkilisi ile alacaklının haciz tutanağına varsa bir diyeceğinin bildirilmesi için gönderilmektedir. Davetiyenin içeriği ve gönderilmesine ilişkin hususlar çoğunlukla bir ihtilaf doğurmayacaktır. Bu davetiyeye ilişkin bir şikâyet olduğunda da icra mahkemesi bu ihtilafı rahatlıkla çözülebilecektir. Bu tarz sorunlar uygulamada büyük problemlere yol açmamaktadır. Ancak madde 103’e göre gönderilmesi gereken davetiyenin gönderilmemesi halinde istinaf kanun yolunun açık olduğunu da belirtmek gerekir. Çünkü bu halde icra memur muamelesine ilişkin bir şikâyet söz konusu olacaktır.

Yine değişiklikten önce iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulasına karşı şikâyet üzerine verilen kararlarına karşı üst kanun yoluna başvurulabilecekken, değişiklikten sonra bu kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvuru imkânı ortadan kaldırılmıştır. Ücret ve masraflar hakkındaki hesap pusulaları, İcra ve İflas Kanunu madde 223 fıkra 4’ e göre iki yılda bir olmak üzere Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanacak tarifeye göre belirlenerek, iflas idare memuruna ücretleri ödenmektedir. Bu sebeple tıpkı İcra ve İflas Kanunu madde 103 gibi uygulama açısından ihtilafı bir durum ortaya çıkmayacaktır.

Vekil vasıtasıyla yapılan takiplerde vekâlet ücretinin miktarı, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın, icra memuru tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanacaktır. Bu şekilde tayin olunan vekâlet ücreti de takip masraflarına dâhil olacaktır. İcra dairesince yapılan bu hesaba karşı icra

69 mahkemesine hesabın hukuka aykırı olduğundan bahisle şikâyet yoluna başvurulabilecektir. Ancak icra mahkemesinin şikâyeti incelemesi neticesinde verdiği karara karşı İcra ve İflas Kanunu madde 363 gereğince istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunmamaktadır. Günümüzde yüksek meblağlı takipler icra ve iflas takip prosedürü çerçevesinde tahsil olunabilmektedir. Haliyle bu takiplerinde avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan vekâlet ücretleri de görece yüksek çıkmaktadır. Şikâyet yoluyla icra mahkemesine götürülen bu muamelelere yönelik verilen kararların istinaf kanun yoluna götürülemiyor olmasının sebebini anlamak mümkün değildir. Hükümet gerekçesinde de bir açıklama bulunmamaktadır.

İcra mahkemesi, İcra ve İflas Kanunu madde 363’de sırayla belirtilen istinaf kanun yolu kapalı kararlardan birine karşı istinaf kanun yoluna başvurulursa istemi

reddetmelidir.235

2.1.1.2 İcra ve İflas Kanunu’nda Kesin Olduğu Bildirilen İcra Mahkemesi Kararları

2.1.1.2.1 İhalenin Feshi Talebinin Yapıldığı İcra Mahkemesinin Verdiği Görevsizlik veya Yetkisizlik Kararı (İİK m.134 f.4)

İhalenin feshine ilişkin şikâyet görevsiz veya yetkisiz icra mahkemesine yapılabilir. Veya icra mahkemesine yöneltilecekken genel mahkemelere yöneltilebilir. Bu durumda icra mahkemesi veya duruma göre genel mahkeme dosya üzerinden yaptığı inceleme ile başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde

görevsizlik veya yetkisizlik kararı verebilir.236

Verilen bu kararlar kesindir ve ancak nihai kararla istinaf kanun yolu incelemesine gidilebilir. Esasen satışı yapan icra müdürlüğü, istinabe yoluyla bu satışı gerçekleştirmişse, fesih talebinin hangi icra mahkemesine yöneltileceği konusunda bir tereddüt oluşabilir. Ancak anılan durumda fesih talebi, istinabe yoluyla satışı gerçekleştiren icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde gerçekleştirilmelidir. Zira haczedilen malların başka yerlerde

235 Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2016/71 Esas ve 2016/60 Karar sayılı 9 Kasım 2016 günlü ilamı. (www.kazanci.com) (E.T.11/11/2019)

70 bulunduğu takdirde satışın istinabe suretiyle gerçekleştirileceği, ihaleye ilişkin uyuşmazlıkların da icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince gerçekleşeceği

İcra ve İflas Kanunu madde 360’da düzenlenmiştir.237

2.1.1.2.2 İstihkak İddiası Üzerine İcra Mahkemesinin İcra Takibinin Devamı Hakkında Verdiği Karar (İİK m.97 f.5)

İcra mahkemesinin takibin devamına ilişkin verdiği kararların kesin olduğuna ilişkin değişiklik 5311 sayılı Kanun ile getirilmiş olup, önceki düzenleme de paralel

şekilde temyiz edilemez hükmünü içeriyordu.238

Mahkeme istihkak iddiası önüne geldiğinde eğer iddianın ilk bakışta haklı olabileceği kanaatine varırsa takibin durmasına karar verebilir. Eğer ilk bakışta haksız olabileceği kanaatine varırsa takibin devamına karar verebilir (İİK m.97 f.1). İşte takibin devam etmesine kanaat getirdiği hallerde verilen karar kesindir.