• Sonuç bulunamadı

2 İCRA MAHKEMESİ KARARLARINA KARŞI İSTİNAF KANUN YOLUNA

2.1 KONU BAKIMINDA İCRA MAHKEMESİ KARARARININ İSTİNAF

2.1.2 İstinafa Kanun Yoluna Konu Olabilecek İcra Mahkemesi Kararları

2.1.2.1 Genel Olarak Karar

Beşeri bir faaliyet olan karar vermek, bireyin zihninde meydana getirdiği

düşünce çatışması sonucunda ortaya çıkan yargıdır.239

Yürürlükten kalkan eski usûl

kanununda karar ve hüküm kavramlarını çoğunlukla birbiri yerine kullanılmıştı.240

Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu “Hüküm ve Davaya Son Veren Taraf İşlemleri” başlığı altında düzenlenen maddelerde hüküm ve karar terimleri doğru anlamlarda kullanılmıştır. Medeni usûl hukuku bağlamında, yargı yetkisini kullanan mahkemelerce verilen her türden kararlar, en geniş anlamıyla yargısal kararları

237 Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/2411 Esas, 2019/4112 Karar 17/06/2019 günlü ilamı. Karar için bkz. (https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/) (E.T. 01/12/2019)

238

YILMAZ, İcra Şerhi, s. 552.

239 BORAN GÜNEYSU, Nilüfer, Medeni Usûl Hukukunda Karar, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s. 3; TANRIVER, s. 1027.

71

oluşturmaktadır.241 Karar, hüküm ve ilam terimleri çoğunlukla birbirine

karıştırılmakta ve birbiri yerine kullanılmaktadır. Bu sorun ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle ortadan kalkmış bulunmaktadır.

İlam kelime anlamı olarak “ilm” kökünden türemiştir. İlm; bilme, biliş gibi

anlamlara gelmektedir.242 İlam ise bilme, bildirme, anlatma, bir davanın, mahkemece

nasıl bir hüküm ve karara bağlandığını gösteren resmi vesika anlamlarına

gelmektedir.243 Hukuki tanımla ilam, mahkemelerce verilen nihai kararların imzalı ve

mühürlü suretlerine denilmektedir.244

İlam, gerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda gerekse İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiştir. Tanım ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 301 fıkra 2’de, “Taraflardan her birine verilen hüküm nüshası ilamdır.” şeklinde belirtilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nda ise öncelikli olarak ilamların icrası başlığı altında madde 24 ve devamında düzenlenmiştir. İlam mahkemece verilen hüküm nüshası olmakla birlikte, İcra ve İflas Kanunu ve başkaca kanunlarda bazı belgelere ilam niteliği verilmiştir. Bu belgelere ilam niteliğini kazandıran en önemli husus ise ilamların icrası hükümlerine tabi olarak infaz edilebilmesidir.

Mahkemelerin verdikleri kararlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Yargı” bölümü altında düzenlenen madde 141 fıkra 3’de belirtildiği üzere “her türlü kararının gerekçeli olarak yazılır” amir hükmünü getirmiştir. Böylelikle mahkemelerin kararlarının gerekçeli olarak yazılması bir yandan mahkemelere ilişkin amir bir hüküm olmakta; diğer taraftan vatandaşlar için bir hak teşkil etmektedir. Keza Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 297 fıkra 1 bent 3; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin hükmün (nihai karar) kapsamı içerisinde bulunması gerektiği belirtilmiştir. Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 321 fıkra 2, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması gerektiğini belirtmiştir. Böylece mahkemece verilen kararlarının gerekçeli olmadığından bahisle hüküm istinaf kanun yoluna götürebilecektir.

241

PEKCANITEZ / ÖZEKES / AKKAN / TAŞ KORKMAZ, C.3. s. 1967. 242 DEVELLİOĞLU, s. 513.

243 DEVELLİOĞLU, s. 511.

72 İlamdan farklı olarak kararlar, yargısal faaliyet içerisinde türlerine göre ikiye ayrılarak incelenecektir. Bunlar nihai kararlar ve ara kararlardır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 294 fıkra 1’e göre, nihai kararın, yargılamanın sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilmesi halinde, hüküm olduğu belirtilmektedir. Bu sebeple karar eşittir hüküm hatalı olacakken; nihai karar eşittir hüküm doğru bir ifade olacaktır. Yani karar ile hükmü aynı anlamda kullanmak hatalı olacakken; nihai karar ile hükmü birbirinin yerine kullanmak mümkündür.

Ara kararlar, hâkimin yargılamayı sona erdirmesi, yargılamadan elini çekmesi sonucunu doğurmayan ancak yargılamayı ilerletmesini ve yürütmesini sağlayan

kararlarına denilmektedir.245

Ara kararlar hâkim tarafından uyuşmazlığın nihai olarak sonlandırılması için yargılamayı adım adım ilerletmektedir. Hâkim verdiği ara kararın hatalı olduğunu düşünüyorsa veya o ara karar yerine getirilse bile davanın ilerletilmesi için herhangi bir önemi yoksa kural olarak her zaman ara kararından dönülebilir. İstisnası ise taraflardan biri lehine usûli kazanılmış hak doğurmuş olmasıdır. Usûli kazanılmış haktan dönülmesinin tek şartı lehine hak doğan tarafın açık muvafakatidir. Usûli kazanılmış hak mahkeme veya taraflardan birinin yapmış olduğu usûli işlem ile diğer taraf lehine doğmuş ve uyulması zorunlu hakka

denilmektedir.246 Bu durum kanunda açıkça düzenlenmemiş olup Yargıtay içtihatları

ile hukuk sistemimize yerleşmiştir.247

Hâkimin verdiği kararlardan olan geçici hukuki koruma tedbirleri (geçici nihai karar) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “Geçici Hukuki Korumalar” üst başlığında “İhtiyati Tedbir” ve “Delil Tespiti ve Diğer Geçici Hukuki Korumalar” başlıkları altında düzenlenmiştir. Geçici hukuki koruma, yargılama safahatının başında, bazen yargılamadan önce, mahkemece hüküm kurulmadan (yani kesin hukuki koruma gerçekleşmeden) verilen ara karardır. Ve yargılama sonucunun

kötüniyetli kişilerle işlevsiz hale getirilmesine de engel olmaktadır.248

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda geçici hukuki koruma tedbirleri, ihtiyati tedbir, delil tespiti ve diğer geçici hukuki korumlar olarak belirtilmiştir. Diğer geçici hukuki

245 ARSLAN / YILMAZ / TAŞPINAR AYVAZ, s. 470; BORAN GÜNEYSU, s. 147; KURU, Ders Kitabı, s. 334; PEKCANITEZ / ATALAY / ÖZEKES, s. 416; PEKCANITEZ / ÖZEKES /

AKKAN / TAŞ KORKMAZ, C.3. s. 1970; TANRIVER, s. 1028.

246 ARSLAN / YILMAZ / TAŞPINAR AYVAZ, s. 617.

247 PEKCANITEZ / ÖZEKES / AKKAN / TAŞ KORKMAZ, C.3. s. 2188. 248 PEKCANITEZ / ÖZEKES / AKKAN / TAŞ KORKMAZ, C.3. s. 2436.

73 korumalardan kasıt mahkeme tarafından uygulanabilecek geçici hukuki korumaların kapsamını geniş tutmaktadır. Yani özel hükümleri saklı tutmaktır. Geçici hukuki koruma tedbirlerine karşı kanun yoluna başvuruluyor olması karşısında bu kararların

nihai karar oldukları ileri sürülmüştür.249

Öğretide haklı olarak geçici nihai karar

kavramına ilişkin eleştiride bulunulmuştur.250

Bu eleştirinin en büyük dayanağı ise geçici ve nihai kavramlarının yan yana kullanılamayacağı, bir nihai kararının geçici olamayacağı, haklarında kanun yoluna başvurulmasının bu kararları başlı başına nihai karar haline getirmeyeceği şeklindedir. Gerçekten de geçici hukuki koruma tedbirleri, yargılamanın en başında veyahut daha tahkikat aşamasında bile değilken, çoğunlukla davacının dava dilekçesindeki beyanlarına göre yaklaşık, ilk bakışta ispat vasıtalarıyla, hukuken korunması gereken veya ilerde geri dönüşü olmayacak vakıalara yol açmamak için verilen kararlardır. Çoğunlukla hâkimin geçici hukuki koruma tedbirine karar vermesi de davanın bu yönde seyredeceği anlamına gelmemektedir. Ancak geçici hukuki koruma tedbiri ara karar olmasına rağmen icra edilebilirliği ve kanun yoluna başvurulabilmesi açısından farklılaşmaktadır.

Ara kararlara karşı tek başına kanun yoluna başvurulamaz.251

Mahkemelerin bütün kararlarının gerekçeli olacağı belirtilmişti. Bu sebeple ara kararlar da nihai kararlar gibi yazıldığı anda gerekçelendirilmelidir. Ancak kural olarak ara kararlar, nihai kararla birlikte kanun yoluna götürülüp denetlenebilmektedir. Kural olarak ara kararlara karşı kanun yoluna başvurulamıyorsa da Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 394 hükmü gereğince ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilmektedir. İhtiyati tedbir talebinin hâkim tarafında kurulan ara kararla doğrudan reddedilmesi halinde ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 391 fıkra 3 hükmü uyarınca doğrudan kanun yoluna götürülebilecektir.

Öğretideki bir görüşe göre ara kararlar ayrıma tabi tutulacak olsa, esasa

ilişkin veya usûle ilişkin ara kararlar olarak ikiye ayrılabilecektir.252

Usûle ilişkin ara kararlar, davanın esasına ilişkin olamayıp yargılamanın devamını sağlamak için

249 BORAN GÜNEYSU, s. 170-171. 250

TANIRIVER, s. 1029.

251 PEKCANITEZ / ÖZEKES / AKKAN / TAŞ KORKMAZ, C.3. s. 2205.

252 BORAN GÜNEYSU, s. 153-160; PEKCANITEZ / ÖZEKES / AKKAN / TAŞ KORKMAZ, C.3. s. 1971.

74

verilen kararlarlardır. Örneğin icra mahkemesinde açılan istihkak davasına karşılık253

dava olarak açılan tasarrufun iptali davasına karşı yapılan görev itirazının reddi usûle ilişkin ara karardır. Esasa ilişkin ara kararlar ise yukarıda bahsedildiği şekilde geçici hukuki koruma tedbirleri veya tedbir nafakasına hükmedilmesi şeklinde

örneklendirilebilecektir.254

Ancak Türk hukuku itibariyle ara kararları esasa veya usûle ilişkin ara kararlar olarak ayrıma tabi tutmanın pratikte bir işlevselliği de

olmayacaktır.255

Kaldı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ara kararları bir ayrıma tabi tutmamaktadır.