• Sonuç bulunamadı

Mobbing terimini ilk kez 1960'lı yıllarda etnolog olan konrad Lorenz (Akgeyik, Güngör, Uşen, ve Omay, 2009). küçük hayvan gruplarının büyük bir hayvana karşı toplu şekilde atağa kalkma durumunu tasvir etmek için kullanmıştır. Daha sonraları ise Peter-Paul Heinemann aynı terimi çocuklardan oluşan bir grubun yalnız bir çocuğa karşı zarar vermesini tanımlamak için kullanmıştır. Her iki kullanımda da ortak olan şey, bir grubun tek olana zarar vermesi durumudur. (Atman, 2012). 1980'lerin başında ise, işyerinde yaşanan olumsuz davranışları tanımlamada kullanılmaya başlanmıştır(Gökçe, 2008). 80'li yıllarda İsveç'te yaşayan Alman psikolog Heinz Leymann (Tınaz, 2006), yıldırmayı ilk kez ayrıntılı biçimde tanımlayan ve (Gökçe, 2008), çalışma yaşamında mobbing kavramını ilk kez kullanan isim olmuştur (Tınaz, 2006). Leymann bu kavramı işyerinde çalışanların aralarında uzun dönemli, düşmanca ve saldırgan davranışların varlığına dair yapmış olduğu saptamalar sonucunda kullanmıştır(Tınaz, 2006).

Leymann, 45 farklı mobbing davranışı belirlemiştir. Ona göre işyerinde, belirlediği yıldırma davranışından birini veya birkaçına en az altı ay boyunca ve haftada en az bir kere karşılaşan kişi mobbinge maruz kalmıştır(Gökçe, 2008).

Leymann'a göre psikolojik taciz; "Bir veya birkaç kişi tarafından, bir diğer kişiye yönelik, sistematik bir biçimde, düşmanca ve ahlak dışı bir iletişim yöneltmesi şeklinde ortaya çıkan bir çeşit psikolojik terördür" (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu[TİSK], 2012 ).

26

1992 yılında Leymann'ın yardımı ile Almanya da ilk mobbing kliniği kurulmuş ve mobbinge dikkat çekilmeye çalışılmıştır (Gökçe, 2008).

Hedef seçilen kişinin saldırgan davranışlarla yıldırılmaya çalışıldığı işyerinde gerçekleşen bir yıpratma süreci olan mobbing, bir veya birkaç çalışanın, bir veya birden fazla çalışan tarafından, birkaç ay süre ile ve her gün olmak koşulu ile duygusal yönden zarar verici davranışlara maruz bırakılmasıdır (Gökçe, 2008). Son yıllarda ülkemizde de bu konu üzerinde durulmaya başlanmıştır (Kırel, 2008).

Ülkemizde mobbingin tam karşılığı olmamakla birlikte dilimizde daha çok psikolojik istismar, manevi taciz, duygusal istismar, sözel istismar(Güldalı, 2012), psikolojik şiddet, psikolojik yıldırma (Karcıoğlu ve Akbaş, 2010), yıldırma, işyeri terörü, duygusal yıldırma, zorbalık, duygusal taciz, duygusal zorbalık, taciz, psikolojik terör (Aydın ve Özkul, 2007), işyerinde psikolojik taciz, işyerinde duygusal taciz, işyerinde psikolojik terör, işyerinde duygusal terör, işyerinde manevi taciz, işyerinde duygusal linç, işyeri travması, işyerinde duygusal saldırı veya işyerinde zorbalık (Karcıoğlu ve Çelik, 2012) sözcükleriyle ifade edilmektedir.

Farklı ülkelerde farklı araştırmacıların mobbing için kullanmış olduğu kavramlar şöyledir: “psychological harassment” (psikolojik taciz), “bullying at workplace ” (işyerinde zorbalık), “work or employee abuse” (iş yada işgören tacizi), “emotional abuse” (duygusal suistimal), “victimisation ” (kurban etme), “intimidation ” (gözdağı verme), “horizontal violence ” (yatay şiddet), “psychological terror ” (psikolojik terör), “psychological violence ” (psikolojik şiddet), “psychoterror at workplace” (işyerinde psikolojik terör), ve “psychological abuse” (psikolojik suistimal)(İlhan, 2010).

Yıldırma çeşitli yazarlarca, psikolojik terör, duygusal suistimal, taciz, zorbalık, kötü muamele ve kurban etme, nezaketsizlik, kabalık, günah keçisi seçme, sağlığı tehdit eden liderlik, iş istismarı, suistimal ve adi zorbalık biçiminde ifade edilmiştir. Literatüre yeni kazandırılan bir konunun çeşitli isimlerle ifade edilmesi olağandır (Gökçe, 2008).

Psikolojik tacizin genel olarak kabul görmüş bir tanımı olmamakla birlikte, Uluslar arası Çalışma Örgütü (UÇÖ) “işyerinde psikolojik tacizi, hedeflenen bir işçiye karşı cephe oluşturmak,

güruh halinde saldırmak” şeklinde tanımlamıştır(Karaca, 2009).

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), psikolojik şiddeti, güç kullanarak bir kişi veya grubun ruhsal, fiziksel, ahlaki ve sosyal gelişmelerine zarar veren tutum ve davranışlar şeklinde

27

tanımlamaktadır (Akgeyik vd., 2009). Uluslararası literatürde ise mobbing ve bullying sözcükleriyle ifade edilmektedir (Güldalı, 2012).

Yıldırmayı iskandinav araştırmacılar mobbing terimi ile ifade ederken, Bullying terimini ise Kanada ve Amerika’daki araştırmacılar tercih etmektedirler (Gökçe, 2008).İngiltere ve Avustralya'da bu iki kavram arasında ayrım yapılmamış ve bullying adı altında birleştirilmiştir (Altuntaş, 2010).

Bullying terimi ABD ve Avrupa ülkelerinin çoğunda okullarda uygulanan psikolojik

şiddeti anlatmak için, mobbing ise iş yerlerinde uygulanan psikolojik tacizi anlatmak için kullanılmaktadır (Altuntaş, 2010).

İngiltere'de psikolojik taciz ile ilgili birçok terim kullanılsa da, Fransızca'da psikolojik tacizi ifade etmek için manevi/moral anlamına gelen "Le harcelement moral" terimi kullanılmaktadır ( Savaş, 2007).

"mobbing" ve "bullying" kavramları arasında tanım olarak çok net sınırlar çizmek mümkün değildir. Mobbingin bir grup tarafından, bullyingin ise bir tek kişi tarafından gerçekleştirildiği söylenebilir. Ancak hem mobbingin hem de bullyingin Türkçe karşılığı psikolojik şiddet veya psikolojik tacizdir (Akgeyik vd., 2009).

Birçok hukuk davasına konu olan psikolojik şiddet, gelişmiş ülkelerde cinsel tacizin de önüne geçmiştir(Karcıoğlu ve Akbaş 2010).

Birçok araştırmacı psikolojik tacizin ister bir kişi, isterse bir grup tarafından yapılıyor olmasının mağdura verilen zararın sonucunu değiştirmediği ve zararların aynı veya benzeri olduğu görüşünde birleşmektedirler. Zaten çoğu AB ülkesinde de bu kavramlar "psikolojik taciz" veya "psikolojik şiddet" anlamında kullanılmaktadır (Akgeyik vd., 2009).

Mobbing, işyerinde bir veya birden fazla kişinin, hedef alınan kişiye psikolojik ve fizyolojik açıdan zarar veren negatif tutum ve davranışların, sistemli ve sürekli bir şekilde uygulanmasıdır.Psikolojik tacizin en önemli unsuru; hedef alınan kişiyi bilinçli bir şekilde psikolojik olarak yıpratmak ve yıldırmaktır (Akgeyik vd., 2009).

Mobbing cinsiyete, yaşa, ırka, inanca veya uyruğa bakılmaksızın herhangi bir nedenle mağduru rahatsız edici ve bu rahatsızlığın giderek derinleşmesine neden olan psiko- terördür. Herkes, mobbinge maruz kalma riski ile karşı karşıyadır (Mimaroğlu ve Özgen, 2008).

28

Mobbing, bir kişi veya grubun etik olmayan bir iletişim yolu kullanarak tek bir kişiye uyguladıkları sistemli ve düşmanca davranışlardır (Eroğlu ve Solmaz, 2005). Mobbing, cinsiyet, yaş, öğrenim düzeyi, dış görünüş, kıdem, hiyerarşik konum farkı gözetmeksizin tüm ülkelerde ve kültürlerde çalışan herkesin başına gelebilecek, hukuk ve ahlak kurallarına aykırılıkların sinsice ve sistemli şekilde sergilendiği bir sorundur (Tınaz, 2008). Psikolojik taciz, çözümlenmemiş çatışmanın bir sonucu olduğu için örgütsel yapı, uygulayanın kişiliğinden kaynaklanan problemler nedeniyle işgörene karşı yapılan ve onu işletmeden soyutlayarak uzaklaştırmaya yönelik davranışlardır (Tengilimoğlu ve Mansur, 2009).