• Sonuç bulunamadı

2.5. SOSYAL GÜVENLİK

2.5.3. İşsizlik ve İşsizlik Sigortası

İşsiz ve işsizlik kavramı sanayi devrimi öncesi ve sonrası değişikliğe uğramıştır. Sanayileşme öncesi dönemde, işsiz yetenek eksikliği ya da tembellik ile ilişkilendiriliyordu. Ancak sanayileşme sonrası, işsizlik tamamen kişiye bağlı bir kavram olarak algılanmamaktadır. İşsizlik kavramı, hem psikolojik, sosyal ve ekonomik boyutları olan bir olgudur. İşsizlik hem sosyal hem ekonomik bir kavram olarak, belirli bir süre zarfında işi olmayan, işinden çeşitli nedenlerle ayrılmış olan ve ya daha önce hiç istihdam edilmemiş olanları içermektedir. İşsizlik sigortası da işsizlik ile karşı karşıya kalmış olanlara devlet tarafından sağlana bir tür güvence olarak tanımlanabilir. Çünkü işsizlik toplumlar üzerinde çok çeşitli etkileri olan bir kavramdır. İşsizliğin yarattığı sosyal, psikolojik sorunlar ve ekonomi üzerindeki ağır baskısı küçümsenmeyecek kadar ciddi olmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de yaşanan teknolojik, sosyal ve ekonomik değişimler işsizliği tetiklemektedir. Bu durumda yeni işsizlik türlerini ortaya çıkmasına neden olmuştur. İşsizliğin artmasıyla beraber ortaya çıkan işsizlik sigortası da, yaşanan bu değişimler nedeniyle işlerini kaybeden çalışanlara sosyal devlet anlayışı içinde yardımcı olmaktır.

Çalışmanın bir hak olduğu düşüncesinin kabule edilmesiyle, devlet birçok görev yüklenmiştir. İşsizlik birey kadar toplumu da ilgilendiren bir olgudur. Toplumda, tam istihdam olmasa da ona yakın bir istihdamın sağlanması, ekonomik üretkenliğin ve sosyal gelişmenin bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Böylece çalışma hakkının hayata geçirilmesi, sosyal ve ekonomik açıdan da bir amaç olacaktır 107. Anayasa’ya göre “devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır” (m. 49).

İşsizlik sigortası, bir sosyal güvenlik aracıdır. İşsizlik durumu ortaya çıktıktan sonra bireyi korumaktadır. İşsizlik sigortasının amacı, işsiz kalan sigortalıya gelir güvencesi oluşturmaktır. Böylece, işçinin hayat standardını belirli bir seviyede

tutmak mümkün olabilmektedir. İşsizlik sigortası yardımları sadece parasal değildir. İşçiye yeni bir iş bulmakta da yardım edilmektedir. Burada temel amaç, işsiz kişinin yaşamına devam etmesi için gereken, ekonomik ve sosyal güvenceyi sağlamaktır. İşsizlik sigortası kapsamındaki işsizlere yeni bir iş bulmaları konusunda yardım yapılmak suretiyle ve gerektiğinde bunların mesleki eğitim programlarına katılmaları sağlanarak, bir yandan istihdamın dengede kalmasına katkıda bulunulmuş olmakta, öte yandan ise, işgücü verimliliğinin artırılmasına hizmet edilmektedir 108.

İşsizlik sigortası, kazancı sosyo-ekonomik nedenlerle isteği dışında kesilmiş olup da çalışma istek ve yeteneğinde olan bağımlı çalışanların geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını karşılamak üzere, katılma zorunluluğu olan ve sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren sosyal güvenlik sistemi içinde devletçe kurulmuş bir sigorta koludur 109.

İşsizlik sigortası ülkemizde çalışma istek ve yeteneğine sahip olmasına rağmen kendi isteği dışında işsiz kalan kişiye, uğradığı gelir kaybının belli bir kısmını yine belli bir süre için telafi eden, prime dayalı bir programdır. Türkiye’de işsizlik genel olarak kentlerde kırsal bölgelere göre daha yüksektir. İşsizliğin kentlerde yoğunlaşması istihdamın genel yapısı içinde otaya çıkan bir nitelik olmaktadır. İşsizliğin cinsiyet temeline dayalı bir ayrımı yapılırsa her iki cins açısından işsizlik oranlarında önemli bir fark gözlenmemektedir. Ancak buna rağmen kırsal bölgelerde erkeklerin, kentsel bölgelerde kadınların daha fazla işsiz kaldıkları gözlenmektedir 110. Tarım sektörü toplam istihdamın neredeyse yarısını elinde bulundurmaktadır. Ayrıca, genç işsizliği de büyük bir sorun olmaya devam etmektedir. Başka bir sorun da kayıt dışı istihdamdır. ILO’ nün hesaplama yöntemlerine göre Türkiye’de işsizlik, 1996 ‘da % 6,1, 1997’de 6,4, 1998’de % 6,8, 1999’da % 7,7, 2000’de % 6,5, 2001’de % 8,4, 2002’de %10,3, 2003’de %10,5, 2004’de %10,3, 2005’de %10,3, 2006’da %9,9, 2007’de %9,9 olarak açıklanmıştır

108 Sönmez, s. 15. 109 Sönmez, s. 12.

110 Kuvvet Lordoğlu, Mete Törüner, Nurcan Özkaplan, Çalışma İktisadı, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 1999, s. 311.

111. Türkiye İstatistik Kurumu’nun en son rakamlarına göre ise işsizlik rakamları 2008’de % 9,2 iken 2009’da % 13,6 ‘ya yükselmiştir. Bunda yaşanan küresel ekonomik krizin de etkisi vardır112.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun tanımına göre işsiz; referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan (kar karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiç bir işte çalışmamış ve böyle bir iş ile bağlantısı da olmayan) kişilerden iş aramak için son üç ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişilerdir. Ayrıca, üç ay içinde başlayabileceği bir iş bulmuş ya da kendi işini kurmuş ancak işe başlamak ya da işbaşı yapmak için çeşitli eksikliklerini tamamlamak amacıyla bekleyenlerden, 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek kişiler de işsiz nüfus kapsamına dahildirler.

İşsizlik sigortası uzun yıllar gündemi meşgul etmiştir. 3. ve 5. Kalkınma Planları’nda da işsizlik sigortasının kurulması öngörülmüştür. Buna rağmen işsizlik sigortası yaklaşık 40 yıl sonra yasalaşmıştır. Bunun nedenleri ise; işgücünün yeterince gelişememiş olması, çeşitli sosyo-ekonomik gerekçeler, ülkemizde uygulanan kıdem tazminatının bir tür işsizlik tazminatı olarak görüldüğü için sendikalardan bu yönde bir talep olmaması, işgücü maliyetlerinin işverenler tarafından yüksek bulunması ve kayıtdışı istihdamın yaygın olmasıdır 113.

İşsizlik sigortası, iş sözleşmesinin sona ermesinin bir sonucudur. İşsizlik sigortasına hak kazanmak için işçi tarafından belirli şartların sağlanmış olması gerekmektedir. 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu 1999 yılında yürürlüğe girmiştir. Kanuna göre işsizlik sigortasının amacı; işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve sigortalılara işsiz kalmaları halinde, Kanunda öngörülen ödeme ve hizmetlerin yerine getirilmesini sağlamaktır (m. 46). İşsizlik sigortası: Bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalılara

111 Turkey, Total Unemployment ,Genereal Level (Thousands), http://laborsta.ilo.org/, (25.05.2008). 112 “Hanehalkı İşgücü Araştırması 2009 Mayıs Dönemi Sonuçları (Nisan, Mayıs, Haziran 2009)”, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=4054, (18.08.2009).

işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını belli süre ve ölçüde karşılayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren zorunlu sigortayı ifade etmektedir (m. 47/c). İşsizlik sigortası zorunludur. Bu Kanun kapsamına giren ve halen çalışmakta olanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, yeni girenler ise işe başladıkları tarihten itibaren sigortalı olurlar (m.48). İşsizlik sigortasının yönetimi İŞKUR ‘a bırakılmıştır. Ayrıca bütün görev ve hizmetlerin sağlanması için mali kaynak sağlamak, piyasa şartlarında kaynakları değerlendirmek, Kanunun öngördüğü ödemelerde bulunmak üzere “İşsizlik Sigortası Fonu” kurulmuştur (m. 53).

İşsizlik sigortası primi sigortalının prime esas aylık brüt kazançlarından %2 işçi, %3 işveren ve %2 devlet payı olarak alınır (m. 49). İşsizlik sigortası bütün sigortalı olarak çalışan işçileri kapsamaktadır.

İşsizlik sigortasının kapsamında; işsizlik ödeneği, hastalık ve analık sigortası primleri, yeni iş bulma, meslek geliştirme, edindirme ve yerleştirme eğitimi şeklinde hizmetler vardır. Kanuna göre işsiz; yine bu Kanun kapsamına giren bir işyerinde bir hizmet akdine dayalı ve sigortalı olarak çalışırken bu Kanunun ilgili maddelerinde belirtilen nedenlerle işini kaybeden ve Kuruma başvurarak çalışmaya hazır olduğunu bildiren kimsedir (m. 47/e). Sigortalı işsizin, sigortaya hak kazanabilmesi belirli şartlar vardır. Bu şartlar; belirli bir süre işsizlik sigortası primi ödeme, iş akdinin belirli nedenlerle sona ermesi, sosyal güvenlik kurumundan gelir veya aylık almamak ve İŞKUR’ a başvurmaktır. İşsizlik Sigortası Kanunu’na göre işsizlerin işsizlik ödeneği alabilmesi için hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmaları gerekmektedir (m. 51/I). Ayrıca, belirsiz süreli iş sözleşmesi işveren tarafından bildirimli fesih yolu ile feshedilmiş olmalıdır. Ancak, iş sözleşmesini bildirimli fesih yoluyla işçi feshederse işsizlik ödeneğine hak kazanamaz. Diğer bir durum ise, belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı dışında kalan hallerde işveren tarafından bildirimsiz feshedilmesi durumunda işsizlik sigortasına hak kazanılabilmektedir. Sosyal güvenlik kurumundan herhangi bir geliri olmayan işsiz sigortalı İŞKUR ’a başvurmalıdır. Sigortalı işsiz, işverenin kendisine verdiği işten ayrılma bildirgesi ile birlikte iş

akdinin sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde doğrudan Kuruma başvurmak zorundadır.

İşsizlik ödeneğinin miktarı Kanunda belirtilmiştir. Günlük işsizlik ödeneğinin miktarı, sigortalının son 4 aylık prime esas kazancının %50’si oranındadır (m. 50/I). Üst sınır ise 16 yaşından büyük işçiler için geçerli yürürlükteki asgari ücretin netini geçemeyecektir (m. 50/I). İşsizlik ödeneğinin ödeme süresi ise: Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde; 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün, 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün, 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün, olarak belirlenmiştir (m. 50/II).

İşsizlik ödeneği almakta iken: Kurumca teklif edilen mesleklerine uygun ve son çalıştıkları işin ücret ve çalışma koşullarına yakın ve ikamet edilen yerin belediye sınırları içinde bir işi haklı bir nedene dayanmaksızın reddeden; işsizlik ödeneği aldığı sürede gelir getirici bir işte çalıştığı veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan gelir veya aylık aldığı tespit edilen, kurum tarafından önerilen meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimini haklı bir neden göstermeden reddeden veya kabul etmesine karşın devam etmeyen, haklı bir nedene dayanmaksızın Kurum tarafından yapılan çağrıları zamanında cevaplamayan, istenilen bilgi ve belgeleri öngörülen süre içinde vermeyen, işsizlerin işsizlik ödenekleri kesilecektir (m. 52).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE İLERLEME RAPORLARI ÇERÇEVESİNDE AVRUPA BİRLİĞİ MÜKTESEBATI, ILO SÖZLEŞMELERİ ve TÜRK

ÇALIŞMA MEVZUATI

3.1. AVRUPA BİRLİĞİ İLERLEME RAPORLARI ÇERÇEVESİNDE