• Sonuç bulunamadı

2.5. SOSYAL GÜVENLİK

2.5.1. Genel Olarak Türk Sosyal Güvenlik Sistemi

Sosyal güvenlik tanımı hem dar hem de geniş anlamda ele alınabilir. Sosyal güvenlik, kanunlarca belirlenmiş belirli koşulları taşıyan bireylere sosyal güvenlik kurumları tarafından yardım yapılması olarak dar anlamda ele alınabileceği gibi;

sosyo-ekonomik politikaların bir parçasını oluşturan ve belirli bir geçim düzeyini garanti altına almayı amaçlayan bütün yöntem ve bunları uygulayan kurumları içeren bir kavram olarak da geniş anlamda ele alınabilmektedir 98.

ILO’nun sosyal güvenlik tanımı ise; toplumun hastalık, analık, iş kazası, meslek hastalığı, işsizlik, sakatlık ve ölüm nedeniyle kazancın kesilmesi ya da büyük ölçüde azalmasının yol açacağı ekonomik ve sosyal sıkıntılara karşı, bir dizi kamusal önlem aracılığıyla üyeleri için sağladığı koruma ile sağlık hizmetleri ve çocuklu aileler için yapılan çocuk yardımları olarak açıklanmıştır 99.

Sosyal güvenlik; hastalık, analık, sakatlık, yaşlılık, iş kazası ve meslek hastalığı, ölüm, ailevi yükler ve işsizlik gibi sosyal riskler karşısında bireye korunma gücü sağlayan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sosyal güvenlik çok geniş bir kavramdır. Sosyal güvenliğin hem sosyal hem ekonomik hem de hukuksal yönü mevcuttur. Bu kadar geniş bir kavram olması dolayısıyla, sosyal güvenliğin içine eğitim, istihdam, koruyucu ve tedavi edici tıp hizmetleri gibi pek çok konu ilgi alanına girebilmektedir. Bu nedenle, sosyal güvenlik temelde hukuki bir boyut taşımaktadır.

Sosyal güvenliğin temel amacı, bireylerin eşitliği ve özgürlüğü ile sosyal devlet tarafından sağlanan, geleceğe güvenle bakabilme hakkının güvencesini oluşturmaktadır. Sosyal güvenlik sistemlerinin ana fonksiyonu, bireylerin karşı karşıya kalabilecekleri sosyal ve ekonomik risklere karşı, güvence kapsamına almaya çalışmaktır. Sosyal güvenlik, çağdaş toplumlarda bireyleri, toplumun sosyo- ekonomik yapısında ortaya çıkan olumsuz etkilere karşı korumak ve güvenceye kavuşturmak amacıyla, alınan önlemlerin tümüdür. Sosyal güvenlik ihtiyacı, kişinin toplumsal çevrenin risklere karşı korunmasının gerekli olduğu düşüncesiyle birlikte doğmuş ve gelişmiştir 100.

98 Sevda Demirbilek, Sosyal Güvenlik Sosyolojisi, Legal Yayıncılık, İzmir, 2005, s. 20. 99 Demirbilek, ss. 18, 19.

100 Mustafa Selen Sönmez, “Türk Hukukunda İşsizlik Sigortası ve Uygulaması”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2004, ss. 13, 14.

Sosyal güvenlik sistemi 20. yüzyıla kadar gelişme gösterdikten sonra, tartışmalara konu olmaya başlamıştır. Tartışmaların nedeni sosyal güvenlik harcamalarının artması, kamu bütçesi için önemli bir yük olması ve buna rağmen yine de yetersiz bir sosyal güvenlik sağlanması ve hizmet kalitesinin iyileştirilememesidir101. Sosyal güvenlik sisteminin, bazı temel şartları yerine getirmesi gerekmektedir. İdeal bir sosyal güvenlik sistemi; herkesi ve tüm riskleri kapsamalı, kişi risk ile karşılaşmadan önce devreye girmeli, haklara saygılı olmalı, kişilerin yaşam standartlarına ve ekonomik etkinliğine bağlı olarak farklı uygulamalar yapmamalı ve kişilerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesine dikkat etmelidir 102.

Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi, primli rejim sistemi olan sosyal sigortalar ile devlet ve gönüllü kuruluşlarla finanse edilen sosyal yardım ve sosyal hizmetler üzerine kurulmuştur. Türkiye ’deki sosyal güvenlik sisteminde üç tane sosyal güvenlik kurumu mevcuttu. Bunlar bir iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçiler için, devlet memurları için Emekli Sandığı ile bağımsız çalışanlar ve esnaflar için Bağ-Kur olarak ayrılmaktadır. Sosyal güvenlik sisteminin finansmanı için fon biriktirme yöntemi kullanılmıştır. Ancak, ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve sistemde yaşanan sorunlar nedeniyle, sosyal güvenlik sitemi bir çıkmaza girmiştir ve reform sürecinin başlatılması gerekmiştir. Çünkü düşük gelirli kişiler lehine gelir dağılımının ve gelir seviyelerinin iyileştirilmesi esas olarak toplumdaki sosyal barış için gerekli olduğu halde, devlet sosyal güvenlik yolu ile gelirin yeniden dağılımı görevini sadece prim ödeyen işçi ve işverenlere bırakmıştır 103.

Ülkemizde yıllardır yapılan yanlış uygulamalar sonucunda büyük ve çözülmesi zor bir sorun haline gelen sosyal güvenlik sistemimizi yeniden yapılandırmak ve çağdaş, sürdürülebilir, adil bir yapıya dönüştürmek için 1999 yılında 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun çıkarılması ile başlayan reform süreci nihayet 17 Nisan 2008’ de kabul edilen ve 8 Mayıs

101 Koray, s. 203.

102 Gürhan Fişek. “Sosyal Güvenlikte Reform İçin Geçiş Süreci”, Çalışma Ortamı Dergisi, Sayı: 45, Temmuz-Ağustos, 1999, http://sosyalpolitika.fisek.org.tr/?p=8#more-8 , ( 25.10.2008).

103 Emel Danışoğlu, “ Sosyal Güvenlik Sisteminde Yenilenme İhtiyacı”, Planlama Dergisi,DPT'nin Kuruluşunun 42. Yılı Özel Sayısı, http://ekutup.dpt.gov.tr/planlama/42nciyil/danisoge.pdf, ( 10.09.2008) , s. 222.

2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanun ile şimdilik tamamlanmıştır 104 .

Reformun amacı tüm vatandaşlara eşit ve adil hizmet sunulmasını sağlayacak genel sağlık sigortası rejimi oluşturmak, yoksulluğa karşı daha etkin koruma sağlamaktır 105.

Sosyal güvenlik reformu kapsamında yapılan ilk düzenleme 1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’dur. Bu Kanun ile işsizlik sorununa karşı sigortalıları korumaya almayı amaçlanmaktadır. Yine aynı Kanun ile emeklilik yaşı ile ilgili de düzenlemeler yapılmıştır. Reformun diğer aşamasında 2003 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu çıkarılmıştır. Kanunun amacı dağınık yapıdaki sosyal güvenlik kurumlarını birleştirmektir. Böylece sosyal güvenlik kurumuna işlerlik kazandırılmak istenmiştir.

Sosyal güvenlik reformu bağlamında 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu çıkarılmıştır. Bu Kanun ile Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur’un tüzel kişilikleri sona erdirilerek bu kurumlar Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlanmıştır. Böylece 4047 sayılı Kanun’da kapsam dışında bırakılan Emekli Sandığı da tek bir kuruma bağlanmış ve sosyal güvenlik kurumları tek çatı altına alınmış oldu.

Sosyal güvenlik reformunun en son aşamasını oluşturan ve 2006 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’dur. Bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir. Kanun temelde sağlık ve emeklilik ve diğer sosyal hakları tek bir kanun ile düzenlemiş ve tek bir sigorta tipi oluşturmuştur.

104 Umut Tepekule, “Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sisteminin Yeniden Yapılandırılması Çerçevesinde Reform Sürecinin Değerlendirilmesi” , (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2008, s. 140.