• Sonuç bulunamadı

2.5. İŞLETME FAALİYET BÖLÜMLERİNE İLİŞKİN BİLGİNİN KULLANIM

2.5.2.4. İşletmeler Arası Karşılaştırma

Uluslararası AIMR (Association for Investment Management and Research- ) kuruluşuna göre, “Bilgi kullanıcılarının farklı bölümlere sahip karmaşık işletmelerin nasıl ekonomik olarak davrandıklarını bilmeleri ve anlamaları gerekmektedir. İşletme içindeki bir zayıf bölüm, sağlam meyveler arasındaki çürük meyveye benzetilir ve bütün sağlam meyvelerin çürümeyi yayma potansiyeli üzerinde durularak işletme bütünü üzerindeki risk ve tehditler değerlendirilebilir. Farklı bölümler tamamen farklı riskler içeren ve tek değere neden olan farklı nakit akışlar üretirler. Zayıflığın fark edilememesi durumunda, bölümlere ayırma yapmadan, ayrıntılı olarak tutar, zamanlama veya bütün olarak işletmenin nakit akış riskini tahmin etme yolu yoktur.” Yıllık raporlarda yer alan büyük boyutlardaki veriler, içsel raporlardaki verilerin kaynaklarını ve kullanımlarını anlamaya gereksinimi olan dışsal bilgi kullanıcılarına, işletmenin net resmini iletirken önemli eğilimleri veya olayları gizleyebilmektedir (Martin, 1997: 29; Çiftçioğlu ve Poroy, 2010: 87).

Kavramsal çerçeve m. 39’a göre; kullanıcıların bir işletmenin belli bir zaman içerisinde finansal durumundaki ve faaliyetlerindeki değişmeleri izleyebilmeleri için

156 işletmenin finansal tablolarını karşılaştırma olanakları olması gerekmektedir. Kullanıcıların aynı zamanda bu işletme ile başka bir işletmeyi de karşılaştırırken bunların kendilerine özgü finansal durumlarını, faaliyet sonuçlarını ve finansal durumlarındaki değişimleri değerlendirebilme olanağına sahip olması gerekmektedir. Böylece, benzer işlemlerin ve diğer olayların finansal etkilerinin hem bu işletmede hem de diğer işletmelerde nasıl ölçümlendiği ve gösterildiği zaman içerisinde, istikrarlı bir şekilde takip edilebilmesi amaçlanmaktadır.

Yatırımcılar ve yöneticiler, özellikle büyük çokuluslu şirketlerin finansal analizinde işletmenin bölümleri temelinde raporlanmış kâr-zarar, varlık ve borç bilgilerine gereksinim duymaktadır (Arsoy, 2008: 178). Bu bölümsel bilgiler, dış kaynaklı bilgilerle birleştirilip analiz edildiğinde işletmenin hedeflerinin belirlenmesine yardımcı olabilmektedir. Bölümsel bilgiler, işletmenin gelecekteki kârlılığının tahmin edilmesine de yardımcı olmaktadır. Bölümler, ekonomik faktörlerden farklı miktar ve açılardan etkilendiğinden, bölümlere dayalı tahminler, sonuçlara dayalı tahminlerden daha doğru sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Kârlılık analizinde bölümsel bilgilerin sektöre özgü bilgilerle birleştirilmesiyle satış ve kazanç tahminlerinin doğruluğu artmaktadır (Öztürk, 2008).

Faaliyetleri ve faaliyet alanları çeşitlenmiş işletmelerde bölümsel veriler diğer işletmelerle karşılaştırılarak işletmeden bağımsız olarak bölümün başarısının ölçülebilmesine olanak vermektedir. Örneğin, iki işletmeye ait benzer bölümlerin faaliyet sonuçları karşılaştırılarak işletme performansı değerlendirilebilmektedir. Böylece bağımsız bölüm performanslarının değerlendirilmesiyle bütün işletme hakkında da bir yargıya ulaşılabilmektedir (Marsap,2001’den akt. Çiftçioğlu ve Poroy, 2010: 89). Diğer bir açıdan; işletme karşılaştırmasında yapılan bölümsel analizlerin nesnel olabilmesi söz konusudur. Çünkü karşılaştırılan bölümler arasında tanımlamadan kaynaklı farklılıklar olabilmektedir. Örneğin; aynı endüstride faaliyet gösteren iki işletmenin sahip olduğu aynı bölümlerine ilişkin maliyetleri dağıtırken farklı yöntemlerin uygulanması bölümsel düzeyde karşılaştırma yapılmasını zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla bilgi kullanıcısı açısından tüm etkenlerin göz önünde bulundurulması ve yorumlamanın ona göre yapılması gerekmektedir (Elliott ve Elliott, 2007: 668).

157 Ayrıca bilgi kullanıcılarının, işletme performansına işletme yönetiminin baktığı gözle bakabilmeleri, yönetim karar alma sürecinde şeffaflığı ve anlaşılırlığı arttırmaktadır. Yönetim yaklaşımı, bölümsel raporlar ile yönetim raporları ve diğer yıllık raporlardaki bilgilerin uyumunu sağlayarak nitel bilgilerin kalitesinin artmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca yönetim yaklaşımı ile standart, yönetim kararlarının gereksinime uygun olup olmadığının incelenmesine olanak vererek yönetimin daha iyi değerlendirmesini sağlamakta ve yönetimin sorumluluğunu arttırmaktadır. Bu durum yatırımcıların, hem işletme yönetiminin seçimlerine hem de faaliyet yönetimi vizyonuna itiraz etmelerine izin vermektedir. Böylece işletmenin bilgi kullanıcılarına sunduğu bilgilerin daha anlaşılır, gereksinime uygun, kaliteli ve anlamlı olması sağlanabilmektedir (Çiftçioğlu ve Poroy, 2010: 89).

Sonuç olarak, bölümsel raporlar, bir işletmenin, finansal tablo kullanıcılarına, işletmenin gerçekleştirdiği faaliyetler ile faaliyette bulunduğu ekonomik ortamın niteliğini ve finansal etkilerini değerlendirmelerini olanaklı kılan bilgilerin açıklayarak kararlarını almalarında yardımcı olmaktadır.

2.5.3. Bölümsel Faaliyet Sonuçlarının Ölçülmesi ve Değerlendirilmesi

Bir işletmenin bütünün yönetilmesi, performansının değerlendirilmesi, finansal konumunun belirlenmesinde işletme yöneticilerinin genele odaklanması nedeniyle çalışmalarında sınırlarla karşılaşabilmelerine neden olmaktadır. Ancak, bölümsel raporlama birbirinden ayırt edilebilir farklı faaliyetlere farklı ayrıntılara girilerek daha derinlemesine bir bakış açısı kazandırmaktadır (Riahi- Belkaoui, 1998: 139). Bu nedenle, işletme faaliyetlerinin açıklanmasında bölümsel bilginin kullanılması, işletmenin geçmiş performansının daha iyi anlaşılmasına, işletme ile ilgili risk ve getirilerin daha iyi değerlendirilmesine ve bir bütün olarak işletme hakkında daha bilinçli yargılara ulaşılmasında fayda sağlamaktadır (Marşap, 2001; aktaran, Çiftçioğlu ve Poroy, 2010: 87).

Yatırımcıların ve kredi verenlerin artan bilgi gereksiniminin işletmenin faaliyetlerini çeşitlendirme stratejileri doğrultusunda artış göstermesi bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılması gerekliliğini doğurmuştur. Finansal tablolarda bölümsel bilginin gösterilmesinin işletmenin büyüklüğüne göre değişkenlik

158 göstermesi analistlerin bölümsel bilgilerden farklı amaçlarda kullanılmasını ortaya çıkarmıştır. Analistlere bölümsel bilgiyi hangi amaçlar için kullandıkları sorulduğunda aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir (Boersome, 1992: 157-158, Sağlam, 2001: 67-68).

• Tahmin, ön bilgilenme • Nakit akış tahmini

• Faaliyetler ve büyüklükleri, varlıkların ekonomik büyüklüğü ve maliyetler ve kârlılığın oluşumu konusunda bilgi edinmek

• Amortisman oranlarının tahmini ve bölümlerle karşılaştırma • Gelirlerin kalitesinin (sürekliliğinin) belirlenmesi

• İşletme performansının değerlendirilmesi • Gelecekte oluşacak maliyetlerin belirlenmesi • Gerekli faaliyetlerin tespit edilmesi

Yatırımcıları ve karar verenlerin işletmenin farklılaşan faaliyetlerine yönelik ayrıntılı bilgiye olan gereksiniminin artmasıyla gündeme gelen bölümsel raporlama aynı zamanda faaliyetlerini sınır ötesine taşıyan firmaların gelirlerini ve faaliyet performanslarını değerlendirmeleri ve merkez firmaya göre karşılaştırmaları için önem kazanmıştır. Bunun yanında firmaların uluslararası bir boyut kazanması farklılıkları doğurmuş bu da muhasebenin ve muhasebe bilgisinin uluslararası boyutta raporlanabilmesi için değişimi gerekli kılmıştır. Çokuluslu şirketlerin ve buna bağlı olarak uluslararası ticaretin ve uluslararası muhasebenin gelişmesi bölümsel raporlamaya duyulan gereksinimi de artırmıştır (Riahi- Belkaoui, 1998: 139).

Bölümsel raporların kullanılabilirliği genellikle aşağıdaki durumlarda söz konusu olmaktadır (Riahi- Belkaoui, 1998: 141):

• Bilgisel içerik bakımından, işletmenin farklı bölümlerine yönelik kârlılık, risk ve büyüme bilgilerini içermesi,

• Bilgi kullanıcıları bakımından, değerlendirmelerinde potansiyel kazançlarıyla firmanın bütününe ilişkin riskler arasında ilişki kurmasına yardımcı olması,

159 • Kamu bakımından, kamusal stratejilerin geliştirilmesinde işletmenin

çokuluslu olması ya da büyük firma olmasına yönelik bilgileri içermesi

• Yönetim açısından, kurumsal stratejiyi cesaretlendirmesi, yöneticilerin performanslarının dış bilgi kullanıcıları tarafından görülebilmesinin yönetici motivasyonundaki etkisi

Bölümsel raporların bu durumları içermesi bölümsel bilgi kullanıcılarının farklılıklar arasındaki dengeyi görmelerine yardımcı olurken aşağıdaki konularda daha doğru yargıya ulaşmalarına yardımcı olmaktadır (Elliott ve Elliott, 2007: 668).

• İşletmenin raporlanan hasılatlarının içeriği • İşletmeye ilişkin ortaya çıkabilecek riskler • Uzun vadede büyümenin beklendiği alanlar

Yıllık finansal tablolarla bir işletmenin bütün olarak başarısının ölçülmesi, finansal yapısının değerlendirilmesi mümkün olabilmektedir ancak, bölümlerin başarılarının ortaya konması ve gelecekteki başarılarının tahmin edilmesi mümkün olmamaktadır (Arsoy, 2008: 178). Bir grubun gücünü ve büyüklüğünü görmek bakımından konsolide finansal tablolar son derece yarar sağlarken, finansal tablo analizi bakımından konsolide tablolar bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Örneğin; gıda sektöründeki bir ana şirketin inşaat, tekstil gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren bağlı ortaklıklarının olması, konsolide tablonun gıda sektörünün göstergeleriyle karşılaştırılmasını anlamsız kılmaktadır. Benzer şekilde değişik sektörlerde bağlı ortaklıkları olan iki grubun da karşılaştırılmasında sorunlar yaşanabilmektedir (Özkan ve Erdener, 2010: 58).

Konsolide ve bireysel finansal tablo kavramları TMS 27’de şu şekilde tanımlanmaktadır: Konsolide finansal tablolar; bir grubun finansal tablolarının tek bir işletme gibi sunulduğu finansal tablolarıdır. Bireysel finansal tablolar ise; bir ana ortaklık, bir iştirakte yatırımı olan bir işletme ya da müştereken kontrol edilen bir işletme yatırımcısı tarafından sunulan ve yatırımların raporlanan faaliyet sonuçları ya da net aktifleri yerine doğrudan özkaynak payına dayalı olarak muhasebeleştirildiği finansal tablolardır.

160 Bu kapsamda gerek örgüt içine gerekse örgüt dışına doğru, gerçekçi bilgilerin verilmesi ve geleceğe yönelik kararların aydınlatılmasında örgütün geneline ilişkin finansal tablolar yeterli olmamaktadır. Konsolide finansal bilgiler, bilgi kullanıcılarının karar almalarında etkili, yeterli ve faydalı bilgi sağlayamamakta; işletmenin bütün bölümlerinin toplam sonuçlarını, işletme bölümlerinin ayrı ayrı performanslarını dikkate almadan göstermektedir (Hessling ve Jaakola, 2007’den akt. Çiftçioğlu ve Poroy, 2010: 91).

Ancak işletmeler, özel bilgilerinin rakiplerinin eline geçmesi ve kendilerine karşı kullanabilmeleri yüzünden, bölümsel bilgi açıklamaktan kaçınmaktadırlar. Rekabet ortamının yoğun olduğu sektörlerde işletmelerin bilgi kullanıcılarına bölümsel raporlar sunma oranının düştüğü gözlenmektedir. Örneğin, kârlılık oranı yüksek olan bir sektörde veya coğrafi alanda faaliyet gösteren bir işletme, rakiplerinin dikkatini çekmemek için yüksek kâr marjı göstermek istemeyecektir. Çünkü işletmeler doğal olarak sahip oldukları monopolistik güçlerini korumak istemektedirler ve faaliyetlerine gelebilecek zararlardan, marjlarını düşüren ve işletmenin zayıflamasına neden olan rekabetçi etkilerden kaygı duymaktadırlar (Paul ve Largay, 2005). Diğer taraftan bölümsel raporlama kapsamında açıklanacak bölüm kârlarına ilişkin bilgilerin gizlenmesinde ikinci önemli maliyet ise kârlılığı düşük bölüm bilgilerinin açıklanmasıdır. Bu durum o birime ait bir sorun olduğunun düşünülmesine ve dikkatlerin üzerinde toplanmasını sağlayarak şube veya acentenin sosyal değer kaybı yaşamasına neden olmaktadır (Berger ve Hann, 2007).

Sonuç olarak bölümsel bilgi uzun yıllardır işletme yönetiminin kararlarında kullandığı ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak günümüzde daha pratik ve uygulanabilir geçerli bilgi olma özelliğini korumaktadır. İşletmelerin farklılaşan faaliyetlerinin kontrolünde ve denetiminde büyük bir öneme sahip olan bölümsel raporlama, getirilen standartla daha önemli duruma gelmiştir. Bölümsel raporlamayla birlikte konsolidasyonun gizlediği yapıların açığa çıkması yatırımcıların daha gerçekçi ve karşılaştırılabilir bilgilere ulaşmasına yardımcı olmuştur. Finansal tabloların yönetim yaklaşımıyla hazırlanarak yatırımcıların ve diğer kullanıcıların ilgisine sunulması çok yeni olmakla birlikte işletmelerin gelenekselci tutumlarının ve iç bilgilerini koruyucu davranışlarının azalmasında önemli bir adımdır. Bu durum

161 yönetim muhasebesi uygulamalarıyla finansal muhasebe uygulamalarının kapsamını birbirine yakınlaştırmış ve stratejik yönetimle birlikte yönetim muhasebesi uygulamalarının daha önemli duruma gelmesine neden olmuştur.

Günümüzde teknolojinin gelişiminin etkisiyle bilgi paylaşımının daha fazla önem kazanması dış bilgi kullanıcılarının dikkatini finansal ve finansal olmayan bilginin ayrıntılı olarak sunulmasına çekmiştir. Bu durum işletmeleri yatırımcıların dikkatini çekmek için daha ayrıntılı yönetim muhasebesi uygulamaları yapmaya ve finansal ve finansal olmayan bilgilerini gerçekçi ve şeffaf bir yaklaşımla raporlayarak yatırımcıların ve analistlerin ilgisini çekme çabalarına neden olmuştur. Böylece uluslararası raporlama standartlarının gündeme gelmesinden önce bölümsel bilgiler işletmelerin finansal tablolarında istemli olarak yer almaya başlamış dolayısıyla yönetim muhasebesi uygulamaları stratejik yönetimle daha önemli duruma gelmiş ve işletmelerin yatırımcı bulma arzusuyla stratejik yönetim muhasebesi uygulamalarını geliştirmelerine yardımcı olmuştur. Sonuçta işletmelerin yatırım ve kredi kararlarının alınması, karşılaştırılması ya da ekonomik faaliyetlerin daha ayrıntılı görülmesi kolaylaşmış bu da işletmeler için rekabetçi yarar doğurmuştur.

162

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İŞLETMELERİN BÖLÜMSEL RAPORLAMA DÜZEYLERİNİN ARAŞTIRILMASI ÜZERİNE İMKB UYGULAMASI VE SEÇİLEN BİR FİRMANIN YÖNETİM YAKLAŞIMINA GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

Faaliyet Bölümleri Standardı- TFRS 8 işletme bölüm bilgilerinin raporlanmasına ilişkin ilkeleri belirtmekte ve düzenlemektedir. Bu bilgiler işletmenin farklı faaliyetlerde bulunması ya da faaliyet gösterdiği ekonomik ortamların farklılaştığı durumlarda bilgi kullanıcılarının işletmenin geçmiş performansının ölçülmesi, risk ve getirilerin saptanması konularında kararlarında yardımcı olmaktadır.

Çalışmada TMSK tarafından 15.07.2007 tarihinde yayınlanmış ve 01.01.2009 tarihinden itibaren finansal raporlamada uygulanması zorunlu Faaliyet Bölümleri Standardı TFRS 8 kapsamında getirilen düzenlemelerin İMKB 100 Endeksi’nde yer alan işletmelerin 2009 yılı finansal tablolarında bölümsel bilgi açıklama düzeyleri incelenmekte ve bu işletmeler arasından iletişim ve erişim kolaylığı sağlanabilmesi nedeniyle seçilen bir işletmenin bölümsel raporlama uygulamaları yönetimsel açıdan ve finansal raporlama standardı açısından değerlendirilmektedir.

Çalışmanın bu bölümünde önce araştırmanın amacı, daha sonra araştırmanın kapsamı, örneklemi ve kullanılan yöntem hakkında açıklamalara yer verilmektedir. Araştırmanın kapsamının açıklanmasının ardından, İMKB 100 Endeksi’nde işlem gören işletmelerin bölümsel raporlama düzeylerinin değerlendirilmesi ve bu firmalar arasından seçilen bir firmanın yönetimsel ve finansal raporlama standardı açısından incelenmesi, araştırmanın bulguları kısmında sırasıyla ele alınmaktadır.