• Sonuç bulunamadı

FSEK, sadece özgün eserler değil, aynı zamanda, bir fikir ve sanat eserinden yararlanılarak oluşturulan, ana ürüne bağlı olmakla birlikte onu başka bir şekle, türe sokan, diğer bir dile aktaran, bir külliyata dönüştüren, aranje eden, tertipleyen, toplayan, derleyen, yayınlamaya elverişli duruma getiren ürünleri de eser saymış; ancak bunları esas esere bağlılıkları sebebiyle “işlenme” diye adlandırmıştır, işlenme eserlerin sahiplerini de korumuştur288

.İşleme, bir müstakil eserin yeni bir şekle sokulmasıdır289

.

Derleme, toplama eser olarak işlenmeden ayrılır ve eser olmasına rağmen hususiyet unsuru dikkate alınmaz. Çünkü FSEK’in ilgili hükmünde işlenme eser ile derleme eser ayrı ayrı tanımlanmış, derleme eserde diğer bir eserden yararlanma ve ona bağlı olma unsuruna yer verilmemiş ve hususiyet yerine “bir düşünce yaratıcılığı sonucu olan” unsuru kavramı tanımlayıcı olmuştur290

.

FSEK m.6’da işleme eser türlerinden ve derlemelerden bazıları sayılmıştır291

. Burada sayılan işleme eserler numerus clausus değildir.

287

bkz.ÖZDERYOL, s.90 vd.

288TEKİNALP, s.133; ARIKAN, s.111; İşleme eser hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ERDİL, s.37

vd.

289SULUK/ORHAN, s.231.

290TEKİNALP, s.133; YAVUZ/ALICA/MERDİVAN, C:I, s.163.

291 FSEK m.6’da işleme eserler şu şekilde belirtilmiştir; “Diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda

getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve aşağıda başlıcaları yazılı fikir ve sanat mahsulleri işlemedir;

Tercümeler,

Roman, hikaye, şiir ve tiyatro piyesi gibi eserlerden birinin bu sayılan nev’ilerden bir başkasına çevrilmesi,

Musiki, güzel sanatlar, ilim ve edebiyat eserlerinin film haline sokulması veya filme alınmaya ve radyo ve televizyon ile yayıma müsait bir şekle sokulması,

Musiki aranjman ve tertipleri,

Güzel sanat eserlerinin bir şekilden diğer bir şekle sokulması,

Bir eser sahibinin bütün veya aynı cinsten olan eserlerinin külliyat haline konulması, Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde seçme ve toplama eser tertibi,

Henüz yayımlanmamış bir eserin ilmi araştırma ve çalışma neticesinde yayımlanmaya elverişli hale getirilmesi (ilmi bir araştırma ve çalışma mahsulü olmayan alelade transkripsiyonlarla faksimileler bundan müstesnadır)

Başkasına ait bir eserin izah veya şerhi yahut kısaltılması,

Bir bilgisayar programının uyarlanması, düzenlemesi veya herhangi bir değişim yapılması, Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan ve bir araç ile okunabilir veya diğer biçimdeki veritabanları (Ancak burada sağlanan koruma, veritabanı içinde bulunan verilere materyalin korunması için genişletilemez)

Eserin ortaya çıkması sırasında az veya çok kendinden önceki eserlerden yararlanılması mümkündür. Mevcut olandan faydalanmak ve onun üzerine bir şeyler eklemek, gelişmenin temel esaslarındandır 292

. Şayet bu bağlılık yalnız esinlenme293derecesinde kalmışsa, bu durumda müstakil bir eserden bahsedilir. İşleme eser ise, mevcut müstakil eserin yeni bir şekle sokulmasıyla ortaya çıkmaktadır. Başka bir anlatımla , “asıl eserden yararlanarak bundan ekonomik yarar sağlamak” veya “asıl esere sadık kalarak, onu başka bir şekle dönüştürmek amacıyla” yaratılan eserlerdir. Ancak bir fikri ürünün işleme eser olarak korunabilmesi için her halükarda sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir. Zira esere “bağımsız eser” vasfını kazandıran, eser sahibinin yaratıcı faaliyetidir294

. Zaten derleme ile işleme eser arasındaki fark da burada ortaya çıkmaktadır. Derlemenin, eser olarak nitelendirilmesine rağmen, hususiyet unsuru burada dikkate alınmaz.

Bir fikri ürünün işleme eser sayılabilmesi için esasa ve şekle ilişkin iki şartın varlığı aranır. Esasa ilişkin şart, asıl esere sadık kalınması ve işleyenin hususiyetini taşımasıdır. Şekle ilişkin şart ise, işlemenin, asıl eserle aynı kategoride yer alması ve asıl eserle olan ilişkisinin belirtilmesidir. Yani asıl eserin tanınmasını sağlayacak şekilde asıl eserin adı, türü, sahibi gibi özelliklerinin belirtilmesi gerekir. Aksi halde, yani asıl eserle ilgili gerekli bilgiler verilmediği takdirde intihal295

ortaya çıkar. Orijinal bir eseri belli olacak şekilde tahrif ederek bu esere kendi ismini veren kişi intihal eylemini işlemiş demektir296

.Çünkü, bir eserin işlenmesinden amaç, bağımsız bir eser yaratmak değil, fakat mevcut bir eseri başka bir biçime dönüştürerek ifade

İstifade edilen eserin sahibinin haklarına zarar getirmemek şartıyla oluşturulan ve işleyenin hususiyetini taşıyan işlenmeler, bu kanuna göre eser sayılır.”

292AYHAN İZMİRLİ, s.116.

293 “Esinlenme bir tür masum alıntı olarak düşünülmektedir. İntihal gibi, bir fikir hırsızlığı olmaktan

ziyade; insanın doğasında olan bir durum olarak değerlendirilebilir. Kişinin gördüğü bir tablodan etkilenmesi, dinlediği bir müziğin ilham vermesi şeklinde tezahür edebilmektedir. Bu anlamda esinlenme eylemini daha önceden vücuda getirilmiş bir eserden istifade suretiyle, yeni bir eser meydana getirmek; fakat oluşturulan eserin, asıl eserden müstakil olması şeklinde tarif etmek mümkündür.”, CERİTOĞLU SENGEL, s.128; “Fikri mülkiyet hukukunda taklit yasak olup esinlenmek daima serbesttir.” Yargıtay 11.HD, 17.04.2003, E.2002/11286, K.2003/3882 kararın tamamı için bkz. SULUK/ORHAN, s.232-233.

294AYHAN İZMİRLİ, s.116. 295

“İntihal, başkasının eserini kendisininmiş gibi gösterme eylemidir. Yani faydalanılan bir eserin – sahibinin belli olmasıyla birlikte- yayınlanmış bir eserden, eser sahibinin adı belirtilmeden uygun olmayacak bir ölçüde aktarımda bulunulması intihal olarak kabul edilmektedir.”, CERİTOĞLU

SENGEL, s.77.

296

58

etmektir. Bu yüzden işlenmenin eserin aslına sadık kalması ve onun özelliklerini yansıtması gerekir297

.

Eserin işlenmesi sahibinin izni olmadan da gerçekleştirilebilirken, bu işlemeden ekonomik olarak faydalanmak için sahibinin izni gerekir298

.

İşlemeye esas olan fikri ürün eser niteliğini haiz değilse, ondan yararlanılarak meydana getirilen fikri ürün, işleme eser değil, şartları varsa bağımsız bir eser niteliği taşır.

İşleme eserin korumadan yaralanabilmesi için asıl eserin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunuyor olması gerekmez, toplumun serbestçe yararlanabileceği bir eser de işlemenin konusu olabilir. Aynı şekilde, henüz bir eser meydana gelmeden önce ortaya konulan fikir de korunmaya müsait ise işlenmesi mümkündür299

.

İşleme eser de bir ‘eser’ sayılır. Bu sebeple yaratıcısı da eser sahibinin haiz olduğu tüm hakları haizdir; ancak burada bağımlı bir eser sahipliği söz konusudur. İşleme eser sahipliği, asıl eser sahipliğine ilişkin hakların ortadan kalkması halinde dahi varlığını devam ettirebilir300

.

İnternet ortamına aktarılan eserlerin işleme olup olmadığı tartışmalıdır. Örneğin bir kitap, şiir, konferans, konuşma metni gibi eser niteliğini haiz fikir ürünleri internet ortamına aktarılırken, bu ürünlerin öncelikle dijital hale getirilmesi gerekir. İnternet ortamına aktarılan eserlerin, dijital hale getirilmesinden itibaren işleme eser olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde görüşler mevcuttur. Fikri ürünün dijital hale getirilmesi teknik olarak şekil değiştirmesidir. Ancak maddi bir materyal üzerinde cisimlenen fikir ve sanat eserlerinin dijital ortama aktarılması, örneğin basılı bir materyalin taranarak bilgisayara aktarılması, bir dokümanın hiper link aracılığıyla başka bir sitede yayınlanması gibi durumlarda esere sahibinin hususiyetini veren yaratıcı bir özellik taşımadığı için işleme eser olarak nitelenemez301

. Bunun yanında, daha önce eser niteliği taşımayıp üzerinde çeşitli çalışmalar yapıldıktan sonra internet ortamına sunulması, örneğin mahkeme kararlarının belirli bölümlerinin

297 YAVUZ/ALICA/MERDİVAN, C:I, s.163. 298TEKİNALP, s.134; SULUK/ORHAN, s.233. 299AYHANİZMİRLİ, s.118. 300SULUK/ORHAN, s.231. 301AYHANİZMİRLİ, s.118-119.

59

yayımlanması veya kısaltılarak özetlenmesi gibi durumlarda ortaya çıkan ürünün eser olarak nitelenip nitelenmeyeceği ve eser korumasından yararlanıp yararlanmayacağı tartışmalıdır. Benim de katıldığım görüşe göre, ortaya çıkan ürünün işleme eser olarak nitelenmemesi gerekir. Çünkü, işleme eser olabilmesi için her şeyden önce bir eserin varlığı gerekir. Eser olarak nitelenmeyen bir ürün üzerinde yapılan çalışma başlı başına ‘eser’de aranan özellikleri taşıyorsa, işleme eser olarak değil, tek başına eser olarak korumadan yararlanmalıdır302.

İşleme eser sayılan bilgisayar programları ve veritabanlarına ilişkin olarak da internet ortamında sıkça fikri hak ihlalleri yapılmaktadır.