• Sonuç bulunamadı

İşgal Altındaki İran’da Sovyetler Birliği’nin Tutum ve Siyaseti

Kuzey İran’ı işgal eden Sovyetler, gerekçe olarak 1921 Sovyet-İran Anlaşmasının güney sınırlarının güvenliği ile ilgili maddesinin Sovyetlere tanıdığı İran’da asker bulundurma hakkını ileri sürerek, işgali gerçekleştirdiler.496İran’a

kuzeyden giren Sovyet ordusu buraya yerleştikten sonra kalıcı olmak için harekete geçti. Sovyet askeri müdahalesi sırasında, Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’nden askeri yetkili kimliği ile İran Azerbaycanı’na 3816 kişilik sivil görevliden oluşan 52 birlik gönderildi. Bunun 12’si üst düzey parti temsilcisi, 70’i parti görevlisi, 200’ü istihbarat çalışanı, 400’ü milis, 90’ı hâkim, 150’si de basın yayın işlerinde görevli kişilerdi. Bu birliklerin başında, Azerbaycan Komünist Partisi Yönetim Kurulu Üçüncü Sekreteri Aziz Aliyev bulunuyordu.497 Sovyet Azerbaycanı’ndan İran Azerbaycanı’na gönderilen

birliklerin başında Aziz Aliyev’in Azeri kimliği ile İran Azerbaycanı’nda görevlendirilmesi tesadüf değildi. Böylece Sovyet yanlısı bir zemin oluşacaktı.

Sovyet Birlikleri, İran’a girdikten sonra merkeze doğru ilerlerken bütün şehir ve kasabalarda askeri merkezler oluşturup, bu noktalara birliklerini konuşlandırdılar. Böylece Ruslar, İran’ın bütün kuzey eyalet yollarnı ve tüm yolcuların geliş gidişlerini denetim altına almışlardı. Gıda maddelerinin kuzey şehirlerinden çıkarılıp, diğer bölgelere götürülmesini ve bölgede seyahat eden tüm unsurları kontroleri altına aldılar. İranlılar dışında hiç kimse, hatta Sovyetler Birliği’nin müttefiki ve bu ülkeye yardım ulaştırmak için İran’da bulunan İngiliz ve Amerikan askerleri bile, Ruslardan aldıkları resmi izin belgesi olmaksızın kuzey bölgesine yolculuk yapamıyorlardı. İzin belgeleri, ilgili kişinin kayıtları, Sovyetler Birliği gizli servisi tarafından detaylıca araştırıldıktan sonra düzenleniyordu ve verildikten sonra da her an iptal edilmesi ihtimali mevcuttu. Belgelerin her ay yenilenmesi de gerekiyordu. Böylece savaş yılları boyunca iki ülke arasındaki sınırlar fiilen ortadan kaldırılmıştı ve sadece Rus askerleri kendilerinin belirlemiş olduğu sınırda görev yapıyorlardı. Kuzey sınır gümrükleri de fiilen ortadan

496Gülara Yenisey, İran’da Etnopolitik Hareketler 1922-2004, Ötüken Yay. İstanbul 2008, s. 128. 497Cemil Hasanlı, a.g.e., s. 39-41.

kaldırılmıştı. Gümrüklerin İranlı personeli çalışma alanından sürülmüştü ve esasen gümrük işleri gerçekleşmiyordu. Sovyetler Birliği’nin Azerbaycan bölgesindeki sınırları Rus halkı için savaş süresince açıktı ve sınırın öte tarafından çok sayıda kişi gümrük işlemlerini yaptırmaksızın İran’a geldiler. Bu durumda iki ülke arasındaki sınır fiilen Rus işgal alanının güney hattı olmuştu. İran’ın, Sovyetler Birliği tarafından İran’a sokulan veya kuzey eyaletlerinden ihraç edilen ürünler üzerinde herhangi bir denetimi kalmamıştı.498

Sovyet kuvvetler büyük şehirlerin yakınında konuşluydu ve bu kuvvetler çoğunlukla cephelerinden dönen veya eğitim dönemleri yeni bitmiş askerlerden oluşuyordu. Sovyet yetkililer Rus askerinin İran halkı ile temasını engellemeye çalışıyorlardı. Bu durum Rusların büyük askeri merkezler kurdukları yerlerde kısmen mümkündü, ama küçük yerleşim alanlarında Rus askerler ve halk arasında temas kaçınılmazdı. Kızılordu askerleri ve İran halkı arasında temasın gerçekleştiği her yer ve her zamanda işgalci kuvvetler olarak Sovyet askerlerin davranışı korkunçtu. Bu konuda İran Hükümeti sayısız raporlar almıştı.499 Rusların İranlılarla temas halinde olduğu

yerlerden biri olan Sari’de askeri kışla yoğun ateş altına alındı ve bunun sonucunca Sari kışlası komutanı mühimmat ambarlarını boşaltma ve askerleri şehir dışına çıkarma kararı aldı.500

Sovyet askerleri bireysel tutumları aşan bazen gurup komutanlarının da katıldığı organize zulümlere imza atıyorlardı. Sovyet Hükümeti bu işgalcilerin tutumlarından habersiz olmadığı gibi, sorumlu da tutulmalıydılar. Sovyet işgalciler her fırsatta İranlıların mallarına ve canlarına el uzatıyorlardı. Mesela kendi güçlerini bir yerden bir yere naklederlerken, milletin mallarını çalmaktan geri durmuyorlardı.501Polis İdaresinin,

Sovyetler Birliği Askerinin Saygısızlık ve Kötü Davranışı Hakkındaki Raporu, Sovyet askerlerinin davranışlarına örnektir:6 Mart 1943 günü saat 23’te, Lalezar Caddesi’nin 962 numaralı nöbetçisi İran askeri ve nöbet arkadaşı, sivil giyimli bir Rus subayın bir bayan ile caddeden geçtikleri sırada, kendilerine kenara çekilmelerini söylediğini rapor eder. Askerler kenara çekilip bunun nedenini sormuşlar. Er Muhammed Ali biraz geç hareket edince, Rus subay silah çekip, askeri vurmayı kastetmiştir. Fakat adı geçen

498İrec Zovki, a.g.e., s. 130-131. 499İrec Zovki, a.g.e., s. 131.

500Hüseyin Kuhi Kermani, Ez Şehriveri 1320 Ta Faciayi Azerbaycan Ve Zencan, Çaphane-i Mezahiri,

Tehran 1325, s. 79.

501Mahmud Kurani Nuşad, “İran der Ceng-i Cihani-yi Dovvom”, Kitab-ı Mah Tarih ve Coğrafya Şomara

bayan engellemiş. Rus subay nöbetçilerin komutanını dövüp aşağılamış. Subay, oradan geçmekte olan bir otomobilin arkasından yere doğru bir el ateş etmiş sürücü, Rus subay tarafından ateş edildiğini anlayınca iki arkadaşı ile birlikte arabadan inip, bir eve saklanmışlar.502 Gerçekte onlar işgal döneminde şöyle bir siyaset izliyorlardı: Yanmış

bitmiş bir ülkeye reva görülen tarzı uyguluyorlardı.

Şehirlerde yağmacılık olurken, köylerde durum daha da vahimdi. Zira köylerde devletin otoritesi ya da temsilcisi de yoktu. Bu yüzden keyfiyet ve kuralsızlık hâkimdi. Kaçırılan köylüler ve yağma olayları ile ilgili şikâyetleri, Sovyet yetkililer sürekli reddettiler. Bu olayları yapanlar muhtemelen hırsızlar ve çapulculardır, diyerek geçiştirdiler. Bu sözü edilen yağma ve çalma, kimi zaman Tebrizli birinin kıymetli bir eşyası olabildiği gibi kimi zaman da küçük bir çocuğun elindeki bir parça ekmek olabiliyordu.503

Sovyet Rusya’nın işgal bölgelerindeki tutumları hakkında yapılabilecek değerlendirme; Sovyetlerin işgal altında tuttukları bölgeyi İran’dan koparmak için işgal bölgelerinde korku siyasetiyle, işbirlikçi yerel yöneticilerle birlikte hâkimiyet alanı oluşturma gayretindeydiler. Bu tutumları savaşın sonuna kadar sürmüştür.504 İranlıların

hiçbir delil olmaksızın tutuklanması, özel varlıklara ve kamu mallarına el konulması, Rusların İran’daki başlıca sıradan uygulamaları sayılıyordu. Sovyetler Birliği ordusunun subay ve askerleri, İran devlet makamları ile hiçbir şekilde resmi ve idari görüşmede bulunmuyorlardı. İş ve meselelerin çözümü Sovyet konsolosluklarının ve Tahran elçiliğinin uhdesindeydi. Sovyet yetkililer ortaya çıkan ihtilaf konularına bakmak ve incelemek için Sovyet ve İran temsilcilerinden oluşan karma bir komisyonun teşkilinden kaçınmış ve esasen İranlıların, Rus kuvvetlerinin tutum ve davranışlarından kaynaklanan tazminat alma hakkını inkâr etmişlerdi.

Sovyet kuvvetleri İran’a hücumun başından itibaren eyalet ve il merkezlerindeki ordu, jandarma ve polis kışla ve merkezlerini silahsızlandırıp, daha sonra personel

502Dışişleri Bakanlığı, 16/1 Sayılı, Tahran Polis İdaresinin Sovyetler Birliği Askerinin Saygısızlık ve Kötü

Davranışı Hakkındaki Yayınlanmış Raporu, Sayı: 36439, Tarih: 24.03.1943, Esnadiyi Ez İşgali İran Der

Cengi Cihaniyi Dovvom Katl, Te’eddi ve Tecavüz, Müdahale Der Umur-i Dâhili, Müdahale Der Umur-i Nizami ve Tasarruf-i Emakin, C. 6, Tehiyye ve Tanzim Merkez-i Pejohiş ve İsnad-i Riyaset-i Cumhuri,

Hane-i Kitab, Tahran 1391,s. 35-36.

503 Erdebil güvenlik amirinin verdiği bilgiye göre, Ekber oğlu İbrahim, askeri birliğin yakınında ekmek

satarken, bir Sovyet askeri para vermeden ekmek almak istedi. İbrahim ekmek vermek istemedi ve oradan uzaklaştı. Arkasından durması için uyarıldı, durmayınca da yaralandı. Bu gibi durumlara muhalefet edenler olunca da tutuklanıyorlardı. Bkz: Mahmud Kurani Nuşad, “a.g.m., s. 82-84.

504Mahmud Kurani Nuşad, “İran der Ceng-i Dovvom-i Cihani”, Kitab-ı Mah Tarih ve Coğrafya Şomara

sayılarını da azalttılar ve İran yönetimi bu bölgelere silahlı kuvvet gönderme girişiminde bulunduğu zaman buna engel oldular. Ama güvenlik sorunlarıyla karşılaştıkları zaman az sayıdaki ve silahsızlandırılmış İran kuvvetlerini düzen ve güvenliğin sorumlusu olarak gösterdiler. Sovyetler Birliği’nin yaklaşımına göre düzen ve güvenliği korumanın sorumlusu İran yönetimiydi. Kızılordu ise sadece gerekli ve özel koşulların icabettiği durumlarda düzen ve güvenliği tesis etme girişiminde bulunmalıydı.505 Bu yaklaşımlarında bile bir standart gözetmeyen Ruslar, işlerine

geldiği gibi davranma keyfiyetinden hiç uzak durmadılar.

Aralık 1941’de Tahran’da ekmek izdihamı baş gösterdiği vakit506 Rus askerler

Meşhed’te de ayaklanma ve kargaşanın ortaya çıkmasını önlemek için sokaklarda nöbet tuttular. İranlı askerler Rusların kötü davranış ve tutumunu kınamak için gösteri yaptıklarında Kızılordu Tebriz’de askeri yönetim ilan etmişti. Düzen ve emniyetin sağlanmasını İran’a yükleyen Ruslar, ordu ve jandarmanın etkin görev yapması konusunda hep engel çıkardılar. Düzeni ve güvenliği korumaya muktedir olmayan İran’ın silahsız jandarma ve polisi, Sovyet askeri makamlarından talep ettikleri yardımı hiçbir zaman alamadılar. İran’ın kuzey yarısını işgal etmiş durumda olan Rus yetkililer, bu tip taleplere İran’ın içişlerine karışmamayı prensip edindikleri gerekçesini sundular.

Ruslar, İran güvenlik güçlerini, öncelikle cephelerde Almanya karşısında baskı altında kaldıklarında; sonra Kürdistan’ın özerkliği veya bağımsızlığı konusunda işlerin kontrollerinden çıktığını anladıkları zaman yeniden silahlandırdılar. Yine de Ruslar İran ordusunun Kürdistan ayrılıkçıları ile mücadele ve Azerbaycan’da genel güvenliği tesis etmek konusunda etkin mücadele verebilecek seviyeye gelmesine, hiç izin vermediler. İranlı yetkililerin Rus işgalinin kuzeydeki bu güç gösterisi ve bölgenin tam olarak Sovyetler Birliği hâkimiyetine girmesi, Rus konsoloslarının ve büyükelçisinin İran’da nüfuzunun artmasını sağlayarak, İran merkez yönetimi nezdinde Sovyet siyasetini başarıyla uygulamalarına yardım etti. İranlılar da bu gerçeğin farkındaydılar, konsolosluklar ve bu ülkenin büyükelçiliği tarafından uygulanan bütün baskıların arkasında Kızılordunun askeri gücünün olduğunu biliyorlardı. Konsoloslukların sayısı dikkat çekici bir şekilde arttı. Kuzey eyaletlerinin işgalinden kısa bir süre sonra, Sovyetler Birliği resmi olarak İran yönetimine Tebriz, Meşhed, Reşt, Şiraz, Ahvaz, İsfahan, Kerman, Kermanşah, Bender Abbas ve Hürremşehr’de konsolosluklar açmak

505İrec Zovki, a.g.e., s. 132.

506Semane Bayrami, “Asar ve peyamedha-i ictimai işgal-i İran der şehriver 1320”, Feslname-i Mutaalat-i

isteğini iletti. Ağustos 1941’de İran’ın işgalinden öncesine kadar, Sovyetler Birliği sadece Bender-i Pehlevi’de ve İran ise sadece Bakü’de bir konsolosluğa sahipti. İran Sovyetler Birliği’nin Tebriz ve Meşhed’te konsolosluk açma talebini İran’ın Tiflis ve Aşkabat’ta konsolosluk açması şartıyla kabul etti. Sovyetler Birliği, İran konsolosluklarının açılmasını ilkesel olarak kabul etti, ama bu konsoloslukların açılma zamanını savaş sonu olarak belirledi. Ancak kendisi Tebriz ve Meşhed’te konsolosluk açma girişiminde bulundu ve daha sonra da ülkenin güney bölgelerinde bazı konsolosluklar açtı. 1941 yılının sonunda Sovyet konsoloslukları Kermanşah, Ahvaz ve İsfahan’da çalışmaya başlamışlardı.507

1941 yılında İran’ın işgalinden sonra Sovyetler Birliği’nin propaganda makinesi de, bu ülkenin Tahran elçiliğinde ve Sovyetler Birliği elçiliğinin basın ataşesinin doğrudan gözetimi ve sorumluluğu altında oluşturuldu. Sovyetler Birliği’nin eyalet merkezleri ve illerdeki konsoloslukları da geniş propaganda faaliyetlerinde bulundular.

İşgalden hemen sonra, Ruslar propaganda faaliyetleri çerçevesinde Tebriz’de bir tiyatroya topladıkları bir kısım ahaliye Azerbaycan’ın İran’dan ayrılması gerektiği konusunda konuşmalar yaptılar.508 Bunun yanı sıra Tebriz’de Farsça bir propaganda

gazetesi yayınlamaya başladılar ve bu gazetede çoğunlukla halkın yoksulluğunu gündemde tutarak, halkı merkezi hükümet aleyhine kışkırttılar. İngiltere’nin Tebriz Konsolosu Rusların genel olarak Azerbaycan’da ayrılıkçı eğilimleri kışkırttığı konusunda İran Hükümetini uyardı.509

Sovyetler Birliği ordusu aktif şekilde yeraltı siyasi propaganda faaliyetlerine katılıyordu. Sovyetler Birliği’nin propaganda faaliyetlerinin ana çizgisini komünizm ve küresel devrim esası değil, Rus nasyonalizmi oluşturuyordu. Sovyetler Birliği’nin İran’da propagandif faaliyetleri çok çeşitliydi. Kültürel faaliyetler kısa zamanda gözle görülür şekilde arttı. Film gösterimi ve sergi açılışları, Sovyet propaganda unsurlarının günlük etkinliklerindendi. Kültürel faaliyetler daha sonra 1943 yılında kurulan İran ve Sovyetler Birliği Kültürel İlişkiler Encümeni’nin kontrol ve denetimine girdi. İran ve Sovyetler Birliği Kültürel İlişkiler Encümeni, İranlılar için Rusça öğrenme kursları oluşturma teşebbüsünde bulundu. Ayrıca kütüphane ve kıraathaneler kurdu.

507İrec Zovki, a.g.e., s. 132-134.

508Richard Stuart, Der Ahirin Ruzha-i Rıza Şah Tehacum-i Rus ve İngilis Be İran Der Şehriver-i 1320,

(Ter. Kave Beyat), Neşr-i Nov, Tehran 1370, s. 310.

Konuşmalar, konserler, davetler, ziyafetler, nümayişler ve sergiler bu encümenin başlıca diğer faaliyetleriydi.

Ruslar Tahran’da donanımlı bir hastane de kurdular. Bu hastane kısa zamanda iyi bir ün kazandı. Zira bu hastane sağlık hizmetlerinin kapsamına bütün İranlıları almıştı ve sadece fakir ve ihtiyaç sahiplerine özgü değildi.

Sovyetler Birliği’nin propaganda siteminde sinema da güçlü bir silah olarak göz ardı edilmemişti. Tahran sinemalarında her film gösteriminden önce İngiltere ve Sovyetler Birliği’nin haber ve propagandif filmleri gösteriliyordu. Sovyetler Birliği Elçiliğinin kiraladığı Tahran sinemalarından birinde, sadece Rus filmleri gösterime sunuluyordu. Meşhed’te sadece Ruslara açık olan bir sinema vardı.

Farsça altyazılı olarak verilen Stalingrad belgesel filmi Tahran’da olağanüstü bir etki gösterdi. Filmin gösteriminin ilk gecesinde üst düzey İranlı subaylar filmi izlemeleri için davet edilmişlerdi.

Sovyetlerin İran’da propaganda faaliyetlerinin temel direğini basın oluşturuyordu. Tanınmış örgütlerin organı olan bazı matbuat, Sovyetler Elçiliğine bağlıydı. Kimi özel basın kuruluşları ise Sovyetler Birliği’nin himayesi altındaydı. Bir gazetenin imtiyaz sahibi İngiliz yetkililere, baskı için ihtiyaç duyulan kağıt ve maddeleri (ki savaş zamanında çok zor temin ediliyordu), Sovyet elçiliğinden aldığını itiraf etmişti. Ruslar da İngilizler gibi Tahran’da Rusça yayınlanan günlük bir gazete çıkarma girişiminde bulundular. Bu gazetenin yazılarının çoğu Sovyetler Birliği’nin savaş cepheleri haberlerinden oluşuyordu ve İran için göz önünde bulundurulan yaklaşık %15’lik özel reklamlardan oluşuyordu. Ayrıca şahısları tanıtan ve İranlıların Kızılordu’ya yardımlarını işleyen haftalık bir haber yayın da Sovyetler Birliği’nin Tahran elçiliği tarafından basılıyordu. Rusların işgali altında olan İran’ın kuzey bölgelerinde Rusça ve Türkçe yayınlanan ve genellikle Kızılordu haberlerini içeren günlük haber bültenleri basılıyordu. Kızılordu kuvvetleri ve Sovyetler Birliği’nin savaş faaliyetleri ve aynı zamanda klasik Rus edebiyatına dair konular da içeren resimli bir haftalık yayın da basılıyordu.510

510İrec Zovki, a.g.e., s. 148-150.