• Sonuç bulunamadı

4.1. KATILIM TÜRLERİ

4.1.1. Ekonomik Katılım

4.1.1.1. İşgücü ve İstihdam Kavramı

Sosyal kalkınma ve toplumsal katılımının artması kadınların istihdama katılması ile ilişkilidir. Kadınların toplumsal hayatta da yerlerinin olması, söz sahibi olmaları eğitim ve iş gücünün artmasıyla mümkün görünmektedir.

4.1.1.1.1. Tarihsel Süreçte İşgücü Bakımından Kadının Yeri ve Önemi

Dünyanın var oluşundan itibaren kadın tarihsel süreç içerisinde çalışma hayatı içerisinde yer almıştır. Kadın annelik vasfından dolayı çocuk bakımını üstlenmekle birlikte çalışma hayatından uzaklaşmış; ev içi işlerle uğraşmaya başlamıştır. Ev içi işlerle uğraşırken bahçe ekmiş, biçmiş, hayvan yetiştirmiş, çanak çömlek üretmiş, dokuma tezgâhında bez üretmiştir. Sanayi devrimi ile iş dünyasında kadına da ihtiyaç duyulmuş; kadının artık ev dışında da çalışması gerekmiştir. Kadın eğitim seviyesinin düşük olması sebebiyle zor şartlar altında ve vasıfsız işçi olarak çalışmaya başlamıştır.292

Dolayısıyla sanayi devriminin kadının emek piyasasında konumlandırılmasında bir dönüm noktası olduğu söylenebilir. Sanayi devrimi ve sonrasında meydana gelen ekonomik, teknolojik, kültürel değişiklikler sonucunda kadın annelik ve ev işlerini yapan kadın rolünden çıkarak ücret karşılığında işgücü piyasasına katılma şansını yakalamıştır. Kadın açısından önemli bir faktör olan ücret te kadının sosyal hayatta görünür olmasını, bir fert olmasını ve toplumsal alanda eşit haklara sahip olmasını sağlayan bir kavram olmuştur.293

291 Mevlüdiye Şimşek, Küreselleşen Dünyada Kadının Ekonomik Konumu, Ekin Basın Yayın

Dağıtım, Bursa, 2008, s. 1.

292Dolunay Şenolve İbrahim Mazman,“Tarihi Bir Bakışla Çalışma Hayatında Kadın”, Aile ve Kadın

Sempozyumu Bildiri Kitabı, Kırıkkale Üniversitesi Yayınları, Kırıkkale, 2013, s. 151-153.

293 İnci Parlaktuna, “Türkiye’de Cinsiyete Dayalı Mesleki Ayrımcılığın Analizi”, Ege Akademik Bakış,

84

4.1.1.1.2. Sanayi Öncesi Toplumlarda Kadın

İlkçağ toplumlarında kadınla erkek arasında bir işbölümü olmuştur. Kök ve meyve toplama işlemlerini kadın ve erkek hep bir iş bölümü içerisinde yapmışlardır. Topladıkları ürünleri cinsiyet ayrımı yapmaksızın paylaşmışlardır. İlkel toplumlarda kadınlar çocuklarını büyütmek ve korumakla meşgulken, erkek ise karada ve denizde avcılıkla uğraşmıştır. Doğum öncesi ve doğum sonrası ağır işlerde çalışamayan kadın kök toplayarak çocuklarıyla ilgilenme imkânı da bulmuştur. Kısacası kök toplayan kadın da avlanan erkek de ürettiklerini eşit paylaşarak tüketmişlerdir.294

Yerleşik hayata geçtiklerinde özel mülkiyetin de ortaya çıkması ile birlikte toplumsal yapıda bazı değişiklikler meydana gelmiştir. Bu değişiklikler kadının ve erkeğin toplumdaki konumlarında farklılıklara sebep olmuştur.295

4.1.1.1.3. Sanayi Toplumlarında Kadın

Dünyanın neredeyse her ülkesinde nüfusun yarısını oluşturan kadınlar emek piyasasında üretimde de önemli bir yer edinmelerine rağmen geçmişte ve hatta günümüzde de işgücü piyasasında ikincil konumda kalmışlardır. Ülkemizde olduğu gibi diğer ülkelerde de cinsiyete dayalı bir iş bölümü mevcuttur. Çocuk doğurmak, bakmak, büyütmek ve ev işleri kadının görevi iken ev dışında para kazanmak ta erkeğin görevi sayılmıştır.296

Ancak cinsiyete dayalı işbölümü 1750 yılından itibaren sanayileşmenin başlaması ile son bulmaya başlamıştır. Sanayi Devrimi olarak adlandırılan bu dönem ilk kez çıkrık makinesinin ortaya çıkması ile başlamıştır. 1782 yılında James Watt’ın buharlı makineyi icadı ile demir çelik üretimi diğer iş kollarına ve ülkelere de yayılmıştır.297 19. yüzyılda İngiltere’de olduğu gibi birçok batılı ülkede sanayileşme

dokuma ile başlamıştır. Bu yüzden toplam işgücünün büyük bir bölümünü kadınlar oluşturmuştur. Kadınların işgücünde yer almasının başlıca nedeni kadının ucuz bir işgücü olarak görülmesinden kaynaklanmaktadır. Yine de bu dönem kadınların

294

Muharrem Es, a.g.e., s. 192.

295 Leyla Kırkpınar, “Türkiye’de Toplumsal Değişme Sürecinde Kadın”, 75.Yılda Kadınlar ve Erkekler,

Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 1998, s. 13.

296 Mustafa Özer ve Kemal Biçerli, “Türkiye’de Kadın İşgücünün Panel Veri Analizi”, Sosyal Bilimler

Dergisi, 2003-2004, 55-86, s. 57.

85

yaptıkları işin ücret olarak bir karşılığı olması, gelir elde etmeleri açısından tarihsel bir gelişmedir.298

Sanayi devriminde fabrikasyon üretime geçildiğinde ucuz işgücü tercih edilmiştir. Ucuz işgücü olarak ta kadın tercih edilmiştir. Tarımsal alanda çalışan kadınlar kente göç ederek işgücü piyasasına katılmışlardır. Bu dönemde kadın geleneksel normların dışına çıkmış, işgücüne katılımı sayesinde kent ve mekân açısından devinimi artmıştır.

Bu dönemde kadın ve çocuğun sanayide çalıştırılmasının bir başka nedeni de kas gücünün yerini esnek parmakların almasıdır. Çünkü makineler kas gücünden çok onları çalıştırabilecek esnek parmaklara ihtiyaç duymaktadır. Kadın ve çocuk işçilerin bu yönden elverişli olması aynı zamanda da ucuz işgücü olması sebebiyle daha çok tercih edilmişlerdir. Erkeklerle aynı koşullarda çalışmalarına rağmen onlardan daha az ücret almışlardır.299

Sanayi Devrimi’nin kadın üzerindeki etkisi kıta Avrupa’sı ile sınırlı kalmamış, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nde de işgücü alanında değişiklikler meydana gelmiştir. A.B.D.’de tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlar, sanayi sektöründe de çalışma fırsatı bulmuşlardır. Sanayinin de gelişmesi ile firmalar genişlemiş ve firma sayısında da artış meydana gelmiştir. Bu durum kadınların dokuma alanı dışında sekreterlik, tezgâhtarlık, muhasebecilik gibi hizmet kollarında da çalışmalarını sağlamıştır.300

I. ve II. Dünya Savaşlarında erkekler savaşmak için cepheye gitmişlerdir. Dolayısıyla erkek işgücündeki bu boşluğu kadınlar doldurmuşlardır. Savaşlar ve sonucunda yaşanan buhranlardan sonra devletler, fertler arasında kadın erkek ayrımı gözetmeden ekonomiye ve topluma katılmalarını sağlamışlardır. Endüstrinin de gelişmesiyle kadınlara çalışabilecekleri yeni iş alanları açılmıştır.301 Kamu ve

hizmet sektöründeki büyüme kadınların toplam işgücü içerisindeki oranını artırmıştır.

298 Serpil Aytaç vd., Çağdaş Sanayi Merkezlerinde Kadın İşgücünün Konumu: Bursa Örneği, TİSK

Yayınları, İstanbul, 2002, s. 5.

299 Ahmet Tabakoğlu, “Batı’da Aile ve Kadın”, Sosyal Hayatta Kadın, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2005,

s.189.

300 Dora L. Costa, “From Mill Town To Board Room: The Rise Of Women’s Paid Labor”, National

Bureau Of Economic Research Working Papers, WP No:7608, Cambridge, MA, 2000, s. 10-11;

aktaran Mustafa Özer ve Kemal Biçerli, a.g.m., s. 57.

301 Faruk Kocacık ve Veda B.Gökkaya, “Türkiye’de Çalışan Kadınlar ve Sorunları”, C.Ü. İktisadi ve

86

Böylelikle kadına aile ve toplum içerisinde yeni roller yüklenmiştir. 302 Savaş

sonrasında kadınların bir kısmı evlerine dönmüşseler de bir kısmı çalışmaya devam etmiştir.

II. Dünya Savaşı sonrasında kadınlar iş tecrübesi kazanmış ve işgücüne katılma kararlarında olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Teknolojik olarak ev aletlerinde gelişmeler yaşanmış, 1869 yılında çamaşır makinesi, 1882 yılında elektrikli ütü icat edilmiştir. Buluşlar sayesinde ev işlerinin kolaylaşması ile birlikte kadının işgücü piyasasına katılımı da artmıştır.303 II. Dünya Savaşı’ndan sonra sosyal politikanın

uluslararası alanda gelişmesiyle birlikte kadın işgücünü destekleyici hukuksal düzenlemeler de ortaya çıkmaya başlamıştır.

Sanayileşmenin bir diğer önemi de doğum oranlarının düşmüş olmasıdır. Doğum kontrol yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte aile planlaması gerçekleşmeye başlamıştır. Bu dönemde tıbbi gelişmelere paralel olarak insan ömrünün de uzaması ile birlikte kadınlar gençken çocuk bakımını tamamlayarak işgücü piyasasına katılmaya başlamışlardır.304

Kısacası Sanayi Devrimi ile kadınlar sanayide çalışmaya başlamışlar, erkek egemen olan işgücü piyasasında yerlerini almaya başlamışlardır. Ancak hem özel, hem iş hayatında öne çıkmaya başlayan kadın erkekle aynı işi yapsa da aynı kötü ve sağlıksız çalışma koşullarında çalışsa da erkekten düşük ücret almıştır.