• Sonuç bulunamadı

2.8. Güç ve Güç Mesafesi

2.8.8. İş Yerinde Güç ve Güç Mesafesi

Gücün açıkça işlediği ortam olan işyerlerinde bireyler örgüt oluşturabilmek için biraraya gelirler. Ancak yapılan araştırmalarda gücün olup bitenleri olumlu etkilemeyeceği ve eninde sonunda geri tepeceği; bu nedenle örgüt içinde çatışmalar yaşanabileceği; insanlara güç sunmak yerine fırsatlar sunarak bireylerin en yüksek düzeye çıkartılabileceği görüşü sunulmuştur (Horner, 1997:155-161).

Güç mesafesi, bir ülke insanlarının toplumda normal olarak kabul edebilecekleri eşitsizlik derecesidir. Başka bir deyişle bir topluluğun üyelerinin gücün eşitsiz dağılımını kabul etme dereceleridir. Güç mesafesinin yüksek olduğu toplumlarda hiyerarşi varoluşsal eşitsizlik anlamındadır. Güç toplumun temel gerçeğidir. İyi ve kötüden önce gelir. Ayrıcalıklar ve statü sembolleri sürekli olarak vurgulanır. Çocuklara itaat öğretilir (Hofstede, 1989:60; Hofstede,

1994:5’den aktaran Terzi,2004). Güçten kaynaklanan farklılıkları azaltmaya çalışan toplumlar, güç mesafesinin düşük olduğu kültürü; gücün kurumsallaştırıldığı toplumlar ise, güç mesafesinin yüksek olduğu kültürü ifade etmektedir (Terzi:2004).

Gücün bir toplumun bireyleri arasında meydana getirmiş olduğu mesafe, o toplumun değerleri ve normları ölçüsünde gerçekleşmekte ve toplum tarafından benimsenen güç düzeyindeki farklılıklar, zaman içerisinde kurumsallaşmaktadır. Çeşitli ülkelerde belli bir yaşa gelmenin, belirli ailelerden gelmenin ve belli başlı eğitim kurumlarında yetişmenin kişinin başka yeteneklerine ya da çabalarına bakılmaksızın bireylere ayrıcalık getirdiği bilinmektedir (Varoğlu ve diğerleri, 2000:427-428). Bu nedenle gücün erkeklere özgü olmasının da toplumda erkeklerin kadınlardan daha ayrıcalıklı hale gelmesinde katkısı vardır.

Baskın gruplar her zaman ayrıcalıklı oldukları için, kuralları onlar koyarlar ve bu kurallar sayesinde kuralları koyma ve yine bu kurallarda değişiklik yapma hakkını kendilerinde bulurlar (Akçamete, 2004:43).

Sargut (1994) çalışmasında; Fiedler’in davranışın biçimini değil, koşullara uygunluğunu vurgulamasına dayanarak güç mesafesinin yoğun yaşandığı toplumlardaki yöneticilerin, güç mesafesinin beraberinde getirmiş olduğu olumsuzlukları giderebilmek adına ilişkiye dönük davranış sergilediklerini öne sürmektedir (Sargut, 1994:112-113).

Birçok insan ailede ve okulda yaşadıkları deneyimlerle iş hayatına genç bir yetişkin olarak atılır. Ebeveyn-çocuk ve öğretmen-öğrenci rol çiftlerinin yerini şimdilerde patron-ast rol çiftine bırakmıştır. Dolayısıyla zihinsel programlanmanın bir parçası olan ebeveynlere, özellikle babalara ve öğretmenlere karşı takınılan tavır artık patronlara geçmiştir. Güç mesafesi yüksek olan durumlarda patron ve alt kademe kesin bir şekilde eşit değillerdir. Hiyerarşik sistem buna dayanmaktadır. İşletmeler gücü mümkün oldukça az kişinin eline vermeye çalışmakta, işçiler ne yapacaklarının söylenmesini beklemekte, bolca iş takibi yapan personel bulunmakta ve üstlerine rapor veren hiyerarşik bir düzen oluşturulmaktadır. Maaşlar üst ve alt kademe arasında ciddi farklar göstermektedir. Alt kademedekiler üst kademedekilere nispeten eğitimsizlerdir. El işçiliğinin statüsü masa başı işe göre çok düşüktür. Alt kademede çalışanların gözünde ideal patron olabildiğince saygı duydukları yüce gönüllü bir otoriter veya “iyi

baba” dır. “ Kötü babalarla ” yani kötü patronlarla yaşadıkları kötü deneyimden dolayı patronun otoritesini ideolojik olarak kabul etmemelerine rağmen pratikte otoriteye uydukları görülür ( G. Hofstede ve G.J.Hofstede, 2005:55).

Yüksek güç mesafeli işletmelerde patron ve alt kademedekilerin ilişkisi çoğunlukla güçlü duygusallık içermektedir. Bu bağlamda Philippe d`Iribarne (1989:77)`nin çalışmaları önemlidir. Çalışmada Fransa`da, Amerika`da ve Hollanda`da bulunan üretim tesislerindeki insan ilişkileri incelenmiştir. Fransada`ki hiyerarşik ilişkiler ciddi duygusallık içermektedir. Üstlere beslenen duygular büyük hayranlıktan ciddi nefrete kadar değişebilmektedir. Bu durum Hollanda veya Amerika`da gözlemlenmemiştir. Bu durumdan da anlaşılacağı üzere yüksek güç mesafesine sahip Fransa`da bağımlı ve aksi bağımlı insanların arasında ciddi kutuplaşma olmaktadır (aktaran G. Hofstede ve G.J.Hofstede, 2005:55,56).

Büyük güç mesafeli ülkelerde genellikle daha yaşlı üstler, gençlere göre daha fazla saygın olurlar. Patronun aşırı güç kullanmasının kurbanı olmak sadece kötü bir şans olarak algılanır ve bu duruma karşı yapılacak birşey olmadığı varsayılır. Düşük güç mesafeli toplumlarda astlarla üstler eşit olarak görülür. Hiyerarşik sistem sadece rollerin eşitsizliğinden ibarettir ve bu roller değişebilir. İşletmelerin hiyerarşik piramitleri çok alçaktır ve sınırlı sayıda teftiş eden personel vardır. Maaşlardaki fark nispeten düşüktür. İşçiler yüksek kalitededir ve yüksek seviyedeki el işinin statüsü düşük seviyedeki ofis işinden daha yüksektedir. Herkesin aynı otoparkı, tuvaleti veya kafeteryayı kullanması gerekmektedir. Üstler astlar için ulaşılabilir durumda olmalıdır ve ideal patron çok bilgisi olan ve bunun için saygı duyulan bir demokrattır. Astlar kendi işlerini etkileyen kararlar verilmeden önce kendilerine danışılmasını beklerler. Ancak son kararı patronun vereceğini kabul ederler. İşletmelerin patronların güçlerini aşırı kullanmalarını engelleyen bir denetim sistemi vardır (G. Hofstede ve G.J.Hofstede, 2005:56-57).

Peter Smith`in yaptığı araştırmaya göre yüksek güç mesafeli ülkelerde çalışanların astlarına ve kendilerine güvenmek yerine, üstlerine ve resmi kurallara güvendiği görülmüştür ( aktaran G. Hofstede ve G.J.Hofstede, 2005:56-57).

Düşük ve yüksek güç mesafeli ülkelerde verimlilikteki farklılık üzerine sistematik bir çalışma yapılmamıştır. Mesela düşük güç mesafesi barındıran kültürlerde astların girişimciliğine dayanan işler verimli iken yüksek güç mesafesi olan kültürlerde disipline dayanan işler daha verimli yürümektedir (G. Hofstede ve G.J.Hofstede, 2005:58).

Aşağıdaki tabloda G.Hofstede ve G.J.Hofstede’in yaptığı çalışmada düşük ve yüksek güç mesafesine sahip olan toplumlardaki aile, okul ve sosyal yaşama dair farklılıklar belirtilmiştir

Tablo 6:  Düşük ve yüksek güç mesafesine sahip toplumlarda Genel, Aile ve Okula İlişkin konulara ilişkin temel Farklılıklar

DÜŞÜK GÜÇ MESAFESİ YÜKSEK GÜÇ MESAFESİ

İnsanlar arasındaki eşitsizlik en aza indirilir.

İnsanlar arasındaki eşitsizlik beklenen ve istenen bir şeydir.

Sosyal ilişkiler dikkatlice ele alınır. Statü kısıtlamalarla dengelenir. Yüksek ve düşük güce sahip insanlar

arasında karşılıklı bağımlılık olmalıdır ve vardır.

Düşük güce sahip olan insanlar bağımlı olmalıdır; onlar bağımlılıkla, aksi bağımlılık arasında kutuplaşırlar.

Ebeveynler çocuklarını kendilerine eşit olarak muhatap alırlar.

Ebeveynler çocuklarına itaati aşılarlar. Çocuklar daha yaşlı akrabalarını ve

ebeveynlerini kendilerine eşit olarak görürler.

Ebeveynlere ve daha yaşlı akrabalara saygı önemlidir ve hayat boyu sürer. Ebeveynlerin yaşlanınca güvenceye

alınmasında çocukların bir rolü yoktur.

Ebeveynler yaşlanınca çocuklarının onlara bakması gerekir.

Öğrenciler öğretmenlerini kendilerine eşit olarak görürler.

Öğrenciler öğretmenlerine okulda olduğu gibi okul dışında da saygı gösterirler. Öğretmenler öğrencilerin dersi

yönlendirmesini beklerler.

Öğretmenler dersin tamamını yönetirler. Öğretmenler şahsi olmayan gerçekleri

transfer eden profesyonellerdir. Öğretmenler şahsi bilgeliğini transfer ederler. Öğrenmenin kalitesi öğrencilerin ikili

iletişiminin ve kalitesinde iyi olmasında yatmaktadır.

Kaliteli eğitim öğretmenin kaliteli olmasına bağlıdır.

Az eğitimli insanlar, çok eğitimlilere nazaran daha çok otoriter değere sahiptirler.

Az ve çok eğitimli insanlar eşit otoriter değerlere sahiptirler.

Eğitim sistemi liselere yoğunlaşır. Eğitim sistemi üniversitelere yoğunlaşır.

Kaynak: Hofstede,G. ve Hofstede, G.J. (2005). Cultures and Organizations Software of the Mind (Second Edition).McGraw.Hill. s.:57

Tablo 6’da görüldüğü üzere düşük güç mesafeli ve yüksek güç mesafeli ülkelerde sosyal yaşamda büyük farklılıklar gözlenmektedir. Düşük güç mesafeli ülkelerde bulunan bireyler arasında bir ayrım olmamakta, duygular işe katılmamakta ve daha profesyonelce davranılmaktadır. Ancak yüksek güç mesafeli ülkelerde otorite önemlidir, bilgiden ziyade bilgiyi aktaran kendini değerli hisseder.

Aşağıdaki tabloda G.Hofstede ve G.J.Hofstede’in yaptığı çalışmada düşük ve yüksek güç mesafesine sahip olan toplumlardaki çalışma yaşamına dair farklılıklar belirtilmiştir. Tabloda yüksek ve düşük güç mesafeli toplumlardaki iş yaşamının farklılıkları değerlendirilmiştir. Düşük güç mesafeli toplumlarda bireyler işlerini yaparlar, duygularını işe karıştırmazlar, eşit muamele görürler, bireyleri denetleyen kişi sayısı azdır, üst ve alt kademe arasındaki maaş farkı, yüksek güç mesafeli toplumlardakine göre daha azdır. Ayrıcalıklar hoş karşılanmaz. Ancak yüksek güç mesafeli toplumlarda, işi yapanları denetleyen sayısı çoktur, iyi bir işe sahip olmak toplumda statü sağlar, itaat önemlidir ve otoriter bir yapı mevcuttur. Güç mesafesi yüksek olduğu için astlar ne yapılması gerektiğinin söylenmesini beklerler

Tablo 7:Düşük ve Yüksek Güç mesafesine Sahip Toplumlarda Çalışma Hayatına İlişkin Temel Farklılıklar

DÜŞÜK GÜÇ MESAFESİ YÜKSEK GÜÇ MESAFESİ

Organizasyonlardaki hiyerarşi, işlerin yürümesi için tanımlanmış rollerin eşitsizliğinden ibarettir.

Organizasyonlardaki hiyerarşi yüksek ve düşük seviyeler arasındaki kesin eşitsizliği tanımlar.

Merkezi olmayan yönetim yaygındır. Merkezi yönetim yaygındır. Denetleyici personel daha azdır. Denetleyici personel daha çoktur. Üst ve alt kademe arasındaki maaş farkı

daha azdır.

Üst ve alt kademe arasındaki maaş farkı daha fazladır.

İşletmeciler kendilerinin ve astlarının deneyimlerine güvenirler.

İşletmeciler üstlerine ve resmi kurallara güvenirler.

Astlar kendilerine danışılmasını beklerler. Astlar ne yapılması gerektiğinin söylenmesini beklerler.

İdeal patron becerikli ve demokrattır. İdeal patron babacan, cömert ve otoriterdir.

Üst ve ast ilişkileri pragmatiktir. Üst ve ast ilişkileri duygusaldır. Ayrıcalıklar ve statü sembolleri hoş

karşılanmaz.

Ayrıcalıklar ve statü sembolleri normal karşılanır ve yaygındır.

Elle yapılan iş ve masa başı işi eşit statüye sahiptir.

Ofis işi yapanlar, işçilere göre daha değerlidir.

Kaynak:G Hofstede,G.ve Hofstede, G.J. (2005). Cultures and Organizations Software of the Mind (Second Edition).McGraw.Hill. s.59

Türkiye’de güç ve güç mesafesi üzerine bir takım çalışmaların yapıldığı gözlenmektedir. Terzi(2004), çalışmasında 203 öğretmen adayına uygulanan anket neticesinde elde edilen veriler doğrultusunda güç mesafesi ve belirsizlikten kaçınma özelliklerinin nasıl algılandığını belirlemeye çalışmıştır. Bu araştırmanın sonucunda belirsizlikten kaçınma düzeyinin çokken, güç mesafesi değerinin orta düzeyde olduğu gözlenmiştir. Kız öğrencilerin belirsizlikten kaçma düzeyleri erkek öğrencilere göre daha yüksek, erkek öğrencilerin ise güç mesafesi değerleri kız öğrencilerden daha yüksek çıkmıştır. Diğer bir ifade ile erkek ve kızların güç mesafesi algıları farklılaşmaktadır. Belirsizlikten kaçınma ve güç mesafesinin boyutları arasında ise olumlu bir ilişki bulunmuştur. Yine yapılan bir diğer çalışmada da Türk Silahlı Kuvvetlerinde güç mesafesinin iletişim davranışlarına olan etkisini 447 personel üzerinde uygulanan ve 33 sorudan oluşan soru kağıdı neticesinde elde edilen verilerde askeri rütbe yükseldikçe güç mesafesi skorlarının yükseldiği ve astsubaylarının güç mesafesi puanlarının subaylardan daha düşük olduğu görülmüş ayrıca, güç mesafesi ve iletişimde mesaj şeklinin öne geçmesi arasında pozitif bir ilişki, güç mesafesi ve iletişimden kaçınma arasında ise negatif bir ilişki bulunmuştur (Akyürek, 2001).Can ve Çelikten (2000) ise, % 15’ i bayan olan yöneticilerle uygulamalı bir araştırma yaparak örgütlerdeki hiyerarşik yapıdan ve güç mesafesinden bahsetmiş olup; bu çalışmada üniversite birimlerinde çalışan yöneticilere göre güç, personel arasında ilişkilerin niteliğini belirleyen en önemli etmen olarak görülmüştür.

Yücel ve Koparan (2010:17), yaptıkları çalışmada güç mesafesi ve iş yerlerinde yaşanan cinsel taciz arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğundan, örgütlerde artan mesafelerin, problemleri de beraberinde getirdiğinden, bu problemlerin hem bireyleri hem de işletmeleri olumsuz yönde etkilediğinden bahsetmişler, güç mesafesinin yüksek olduğu ülkelerde çalışanların verimli ve etkili olabilmeleri için cinsel tacizi önleyecek gerekli politikaların geliştirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmişlerdir.

Güç mesafesinin bağlantılı olduğu bir husus da belirsizliktir. Toplumlarda belirsizlik arttıkça güç mesafesi de artar. Varoğlu ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada belirsizlikten kaçınma oranının yüksek olduğu toplumlarda kurallara düşkünlük mevcutken, farklı fikirlere sahip insanlara karşı esnekliğin az olduğundan, belirsizlikten kaçınma oranının düşük olduğu toplumlarda ise, bireylerin daha az strese

sahip oldukları ve farklı fikirlere daha rahat baktıkları belirtilmiştir ( Varoğlu ve diğerleri, 2000: 426 ).

Sargut’a göre bazı toplumlarda gücü az olan insanlar, gücün eşit bir biçimde bireylere yansımadığını kabullenmişlerdir. Üst konumda olan kişilerin haklılıklarının doğruluğunu bilmek zorunda olmayıp, bu haklılığı güçlerinden almaktadırlar. Güç mesafesi az olan toplumlarda rahat diyaloglar söz konusu iken, güç mesafesi çok olan toplumlar daha gelenekselci olup, çalışanlarda örgüte bağlılık beklenir. Türkiye’de de güç mesafesinin fazla olduğu, ancak belirsizlikten kaçınmak için de güç mesafesinin artırıldığı görülmüştür (Sargut, 1994:120).

Toplulukçuluk, belirsizlikten kaçınma ve dişil değerlerin baskın olduğu toplumlarda ise, insanlar kendilerini etraflarındaki sosyal yapının bir parçası olarak görmektedirler. Kişi kendini tanımlarken sosyal yapıyla olan ilişkilerini baz alarak tanımlama yapar. Bu nedenle kişilerin de sosyal yapıdan dışlanmamak için karşılıklı ilişkilerde katı, mesafeli ve hükmedici bir tutumdan kaçındıkları görülür (Özen, 1996:117).

Sonuç olarak, belirsizlik bir toplumdaki güç dengelerinin nasıl olduğunun bir göstergesidir. Belirsizlik arttıkça aslında toplumlardaki bireyler arasındaki güç mesafesi farklılaşır. Güç mesafesi büyük olan toplumlarda, belirsizlikten kaçma oranları yüksektir. Belirsizlik gelişmiş ülkelerde çok az bir durumda iken, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise bu durum oldukça kendini belli etmektedir. Özellikle ekonomik dalgalanmaların yaşandığı bölgelerde belirsizliğin getirmiş olduğu bir güç hakimiyeti görülebilir.