• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1. İŞ KANUNUNA GÖRE FESİH OLGUSU

1.2. Türk İş Mevzuatı Açısından İş sözleşmesi ve Önemi

1.2.4. İş Sözleşmesinin Özellikleri

İş sözleşmesi, işçi ile işveren arasında temel iş ilişkisini düzenleyen bir sözleşmedir. Günümüz modern çalışma hayatında bağımlı çalışma olgusunu düzenleyen en temel sözleşmedir. İş sözleşmesine pek çok hukuki sonuçlar bağlanmıştır. Bu yönüyle de bir takım özelliklere sahip olan bir sözleşmedir(Yavuz, Özen ve Acar, 2007:277).

-İşyeri araç ve gereçlerinin düzenlik kullanıp korumak, -Fazla mesai yapmak,

-Mesaisinin bitiminde yapması gerekenleri yapmak, -İş ve işyerinin düzenine uygun davranmak, -İşverenine rekabet etmemek,

-İşyerine ait sırları saklamak,

-İşverenin güvenini kötüye kullanmamak, -İşyerinden hırsızlık yapmamak,

41 1.2.4.1. Özel Hukuk Sözleşmesidir

Ülkemiz hukuk sistemi genel olarak özel, kamu ve karma hukuk alt sistemlerinden oluşmuş bir modern hukuk sistemidir. Bu ayrımın arkasında yatan temel özellik ise hukuki ilişkiden etkilenenlerin hukuki statüleridir.

Özel hukuk denilince taraflarının eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu, bireyler arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen alt dal akla gelir. Buradaki tarafların birbirlerine karşı herhangi bir üstünlükleri veya ayrıcalıklı durumları yoktur. Ülkemizde özel hukuk denilince alt dal olarak ilk akla gelen medeni hukuktur. Bunun yanı sıra borçlar hukuku, ticaret hukuku, devletler özel hukuku ve iş hukuku da bu kapsamda değerlendirilir. Karma hukuk denilince ise tarafların eşit olmadığı, bir tarafta daima devletin olduğu, devlet ile vatandaşların veya devlet ile diğer devletler veya kuruluşların ilişkilerini düzenleyen hukuk akla gelir ki burada taraflar eşit değildir. Devlet bu noktada temel belirleyicidir. Bu yüzden alt dal olarak ilk başta Anayasa hukuku akla gelir. Bunun yanı sıra vergi hukuku, ceza hukuku ve idare hukuk akla gelir. Örneğin idare hukukunda kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçi dışındaki kamu görevlilerinin hukuki çalışma statüleri de düzenlenmektedir.

Karma hukuk ise kökeni itibariyle kamu hukukundan güncel gelişmelere uygun olarak sonradan oluşturulmuş bir hukuk dalıdır. Karma hukukunun temelinde eşit hak ve özgürlüklere sahip bireyler arasındaki ilişkileri düzenlemek vardır ancak burada devlet nadiren de olsa taraf olarak devreye girmektedir. Örneğin banka hukuku, sermaye piyasası hukuku, çevre hukuku gibi alt dalları vardır.

Bilindiği üzere iş hukukunun kökeninde işçi ile işveren arasında özgür iradelerine göre yapılan iş sözleşmesine göre çalışma bulunmasından dolayı iş sözleşmesi, özel hukukun konusu olan bir sözleşmedir.

1.2.4.2. Her İki Tarafa Borç Yükler

İş sözleşmesi ile işçi ile işveren arasında iş ilişkisi kurulmaktadır. Edimleri açısından baktığımızda ise iş sözleşmesinde işçinin borcu iş görmek iken, işverenin en temel borcu ücret ödemektir. İşçinin en temel alacağı ücret iken işverenin en temel alacağı işçinin iş görmesidir. Bu yönüyle de iş sözleşmesi, her iki tarafa da tam borç yükleyen temel bir sözleşmedir(Doğan, 2014:400).

42

Tarafların karşılıklı hak ve borçlarına aykırı tutumlarına yönelik olarak da hukuki sonuçlar bağlanmış özel bir sözlemedir. Örneğin işveren tüm borçlarını yerine getirirken işçi istifa ederse işverenin kıdem tazminatı ödeme borcu bulunmamaktadır. Ancak işveren borçlarını yerine getirmediği takdirde işçi haklı nedenli bir istifa gerçekleştirişe bu durumda işçi işvereninden kıdem tazminatı talep edebilir hale gelmektedir.

1.2.4.3. Devamlılık Arz Eden Bir Sözleşmedir

İş sözleşmesi tarafları açısından daimi bir borç ilişkisi içermektedir. Bu yönüyle de iş sözleşmesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Devamlılık arz etmesinde dikkat edilecek nokta ise edimin kesintiye uğramadan gerçekleşmesi değil, davranışın fiili ve hukuki yönden bütünlük oluşturacak şekilde uzun bir zaman süresi (belirsiz süre) içinde yerine getirilmesidir(Doğan, 2014:391).

İş sözleşmesi bilindiği üzere kural olarak belirsiz süreli olarak yapılan bir sözleşmedir. Üzerinde sözleşmenin bitiş tarihi bile bulunmaz ve işçi ile işveren bu sözleşme boyunca birbirlerine karşı yüklendikleri edimleri yerine getirmektedirler.

İşçi, iş sözleşmesini yaptıktan sonra kanunda belirtilen çalışma süreleri boyunca işverenin yanında hizmet görmekle yükümlüdür. İşçi bu sürelerin hepsinde fiilen çalışıyor olacak diye bir kural da bulunmamaktadır. İşçi fiilen iş yapmadığı zamanlarda bile çalışıyor kabul edilir ve ücretini alır.

Aynı şekilde işçi kısmi süreli farklı işverenler ile günün farklı zamanlarında da çalışsa her işvereniyle girdiği iş ilişkisi süreklilik arz eden bir iş ilişkisidir.

1.2.4.4. Taraflarından İşçinin Kişiliği Önemlidir

İş sözleşmesi yapılınca işçinin en temel borcu iş görme borcudur. İşçinin iş görme borcunu bizzat kendisinin yerine getirmesi gerekmedir. Bu yönüyle iş sözleşmesinde işçinin kişiliği ön plana çıkar.

İş görme borcu kişisel bir borçtur. Çünkü işin yapılması sırasında işçinin kişilik özellikleri, becerileri gibi pek çok faktörde devreye girmektedir. Bu özellik Türk İş hukukunun temel özellikleri arasında yer almaktadır. Buna karşılık işverenin en temel borcu ise ücret ödeme borcudur ve bir yönüyle maddi bir borç özelliği taşımaktadır. Bunun bir sonucu olarak da iş hukukunda işverenin kişiliğine yönelik bir vurgu bulunmamaktadır. İşveren iş sözleşmesini yaptıktan sonra işçinin sevk ve idaresini

43

işveren vekilleri veya kanuni temsilcileri ile yerine getirebilmektedir. Ancak işçinin işini bizzat yerine getirmesi gerekli bir şarttır. Çünkü işçinin iş sözleşmesi ile üstlendiği edim ile işçi bir yapma borcu üstlenmiş olur.

1.2.4.5. Şekil Şartı Yoktur

İş sözleşmelerinde kural olarak herhangi bir şekil şartı bulunmamaktadır. Bunun açılımı olarak işçi ile işveren sözlü olarak bile iş sözleşmesi yapabilirler ve sözlü bir iş sözleşmesi yaptıkları andan itibaren iş sözleşmesi hukuki sonuçlarını doğurmaya başlar. İspat açısından sözleşmenin yazılı yapılması elbette daha belirleyici olmaktadır. Ancak iş kanununda işçiler açısından asgari şartların belirlenmiş olması nedeniyle işçi ile işveren aralarında yazılı bir sözleşme yapmış olmasa bile aksine bir ifade olmadığı takdirde kanundaki asgari şartlar bu iş ilişkisine de uygulanacaktır.

İş kanunda bazı sözleşmeler için ise basit şekil şartı olarak sadece yazılı yapılma şartı bulunmaktadır. Bunlar ödünç iş ilişki için yapılacak sözleşmeler, takım sözleşmesi, 14 yaşından küçük çocukları için yapılacak sözleşmeler, çağrı üzerine yapılacak sözleşmeler ile özel okul öğretmenlerinin yapacağı sözleşmelerdir. Konu ile ilgili olan Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanunda da yazılı olma şartı var iken borçlar kanunda sözleşme yapma serbestisi bulunmaktadır.