• Sonuç bulunamadı

IŞIĞIN SES FREKANSI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ZAMAN VE FREKANS ANALİZİ

İnci BİLGE*, Emre AYDEMİR**

*Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Teknik Bilimler Yüksek Okulu, Elektrik ve Enerji Bölümü, 15100,Burdur, Türkiye, incibilge1@gmail.com

**Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, 07070, Antalya, Türkiye, aydemir1825@gmail.com

Özet: Kanatlı gözünde bulunan özel ek retinal ve derin beyin fotoreseptörler sayesinde diğer duyu organlarından gözleri daha iyi gelişmiştir. Fotoreseptörler sayesinde ultraviyole, kısa, orta ve uzun dalga boyuna duyarlıdırlar. Özellikle mavi, yeşil ve kırmızı renk ve ışık dalga boyunu algılama yetenekleri çok daha hassastır. Işık dalga boyuna hassasiyet davranış, verim ve performansı etkileyen çevresel faktörlerdendir. Işık dalga çeşitli davranışlar, duygular ve tepkiler gibi savunma mekanizmaları olup cinsiyete bağlı olarak farklılık göstermektedir. Bu farklılıklardan biriside fizyolojik tepkilerdir. Yapılan bu çalışmada fizyolojik tepkiler içerisinde kırmızı rengin tehlike, korku, rekabet, öfke; saldırgan gibi etkiletilenin olduğu bilinirken; yeşil rengin ise rahatlatıcı, sakinleştirici, güven, gibi özelliklerinin Japon bıldırcınları üzerindeki etkileri sonucu oluşan ses frekansı analizi Matlab programında yapılmıştır. Çalışma bulguları incelendiğinde cinsiyetler arası anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Kırmızı ışık uygulaması kendi içerisinde 1. ve 7. haftada minimum ve maksimum değerler arasında fark, varyans, pik frekans ve otokorelasyon zamanı (S) değerleri birbirine yakın olarak tahmin edilmiştir. Bunun nedeni insanlara göre kanatlı hayvanların yeşil ve kırmızı ışık dalga boyuna daha hassas olmasının yanında kırmızı ışık uygulamasının (~ 625-740 nm,~ 480-405 THz) kazanılmış adaptasyon sağladığı denilebilir. Ayrıca kontrol ve yeşil ışık uygulaması yapılan gruplarda ise verilerin istatiksel derece anlamlı sonuç vermesi; renk dalga boyu ve frekansı ile arasında bir ilişkiye bağlı olduğunun bir göstergesidir. Çoklu karşılaştırma testi sonuçlarına göre ise gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı farklılık olduğu saptanmıştır (P=0.05). Bu konu üzerine yapılan bir çalışma bulunmadığı için yapılacak diğer çalışmalara literatür kaynağı ve bilimsel çalışmalara konu olması hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Işık dalga boyu, Ses frekansı, Kırmızı ve Yeşil Aydınlatma uygulaması

78

International Young Researchers Student Congress 28-30 November 2019 Burdur/TURKEY COVİD-19 GEÇİRMİŞ AİLENİN HEMŞİRELİK BAKIMI

Sümeyra BAŞ1, Yasemin DEMİR AVCI2

1. Hemşirelik Lisans Öğrencisi, Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Antalya, Türkiye, bassumeyra614gmail.com

2. Öğretim Görevlisi Doktor, Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı, Antalya, Türkiye ydemir@akdeniz.edu.tr

Özet: Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 pandemisinde ailede bir bireyin tanı alması aile içi süreçleri etkilemektedir. Bu nedenle tüm ailenin bakım sürecinin önemli olduğu görülmektedir. Tanı almış bireyleri aynı ortamda izole edilerek tüm aileye gereksinimleri doğrultusunda uygun hemşirelik bakımı sağlanmalıdır. Bu çalışmada Covid-19 geçirmiş bir ailenin hemşirelik bakım gereksinimlerinin belirlenmesi amaçlanmış ve derleme makale olarak planlanmıştır. Hemşirelik tanıları aile bireylerinin ihtiyaçları doğrultusunda NANDA (North American Nursing Diagnosis Association) Hemşirelik Tanıları Sınıflamasına (13.Baskı) göre oluşturulmuştur. Aile bireyleri için oluşturulan Hemşirelik Tanıları NANDA’da yer alan Fonksiyonel Sağlık Örüntülerine göre 11 grupta toplanmıştır.

NANDA’ya göre Gruplanmış Hemşirelik Tanıları; Sağlığı Algılama-Sağlığın Yönetimi, Beslenme ve Metabolik, Eliminasyon, Aktivite-Egzersiz, Uyku-Dinlenme, Bilişsel-Algısal, Kendini Algılama, Rol-İlişki, Cinsellik-Üreme, Başetme-Stres Toleransı, Değer-İnanç’tır.

Sonuç olarak Covid-19 pandemisinde hastalık geçiren ailelerde birçok alanda hemşirelik tanısı konularak girişimler planlanabilir. Hemşirelik tanıları ile uygulanacak girişimler doğrultusunda hasta ailelere ve bireylere danışmanlık yapılması gerekmektedir. Ailelerin bakım önceliklerinin belirlenmesi hemşirelik girişimlerinin daha kolay planlanmasına ve uygulanmasına yardımcı olacaktır.

Anahtar Kelimeler: Covid-19, Aile, Hemşirelik tanısı, Hemşirelik bakımı.

79

1: Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Kırşehir, Türkiye, yesimzulkar@gmail.com

2: Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Anabilim Dalı, Kırşehir, Türkiye, gokce.demir@ahievran.edu.tr

Özet:

Giriş: Uyku; çocukların büyüme ve gelişmesini, fiziksel ve ruhsal sağlık durumlarını, davranışlarını ve akademik başarılarını etkilemektedir. Çocuklarda uykuya ilişkin akademik çalışmaların yapılması, çocuk sağlığının geliştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Amaç: Bu çalışma; Türkiye'de çocuklarda uykuya ilişkin yapılmış tezleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.

Gereç-Yöntem: Retrospektif ve tanımlayıcı olarak yapılan bu çalışmada Kasım-Aralık 2020 tarihleri arasında Türkiye Yükseköğretim Kurumu (YÖK) 'Ulusal Tez Merkezi'nde yer alan çocuklarda uykuya ilişkin tezler incelenmiştir. Araştırmanın evrenini 2003-2020 yılları arasında yapılmış olan 426 tez oluştururken, araştırmanın örneklemini 2003-2020 yılları arasında yapılmış 108 tez oluşturmaktadır. Tezler araştırmacılar tarafından literatüre dayanarak oluşturulan bir anket formu ile değerlendirilmiştir. Veriler SPSS 25.0 paket programı ile sayı ve yüzde dağılımlarına göre değerlendirilmiştir.

Bulgular: Çalışmaya dahil edilen tezler incelendiğinde 32 yüksek lisans tezi, 10 doktora tezi, 63 tıpta uzmanlık tezi, 2 tıpta yan dal tezi, 1 diş hekimliği uzmanlık tezinin çocuklarda uykuyla ilişkili olduğu görülmüştür. Tezlerin %93'ünün sağlık bilimleri, %6'sının sosyal bilimler, %1'inin fen bilimleri alanında yapıldığı görülmüştür. Tezlerin yapıldığı meslek grupları incelendiğinde; tezlerin %62'si tıp, %19'u hemşirelik, %5'i psikoloji, %4'ü beslenme ve diyetetik, %4'ü fizyoterapi ve rehabilitasyon, %4'ü diş hekimliği, %1'i fizyoloji ve %1'i ergoterapi meslek gruplarında yapılmıştır. Tezlerin %47'si profesör, %29'u doçent, %21'i doktor öğretim üyesi ve %3'ü uzman doktor danışmanlığında yapılmıştır. Tezlerin 1 tanesinin ise danışman bilgisine ulaşılamamıştır. Üniversitelere göre değerlendirildiğinde ise çocuklarda uykuya ilişkin en çok tez Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde yapılmıştır. Tezlerin yapıldığı yıllar incelendiğinde; tezlerin %51'inin 2018-2020 yılları arasında yapıldığı en çok tezin ise 2019 yılında yapıldığı saptanmıştır.

Tartışma-Sonuç: Çocuklarda uykuya ilişkin yapılan tezler incelendiğinde; tezlerin çoğunun sağlık bilimleri alanında, tıp ve hemşirelik meslek gruplarında yapıldığı görülmüştür.

Çocuklarda uykuya ilişkin tezlerin yıllar geçtikçe arttığı saptanmıştır. Bu alanda yapılan tezler incelendiğinde kuruluş tarihi daha eski olan üniversiteler tarafından üretilen tezlerin daha fazla olduğu görülmüştür. Yapılacak diğer çalışmalarda tezlerin kanıt üretme düzeylerinin incelenmesi önerilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Çocuk, uyku, lisansüstü tezler

80

International Young Researchers Student Congress 28-30 November 2019 Burdur/TURKEY THE RELATIONSHIP BETWEEN GASTRONOMY TOURISM AND ISTANBUL'S

STREET FOOD