• Sonuç bulunamadı

3.2. KAMU YÖNETĐMĐ TEMEL KANUNU TASARISI

3.2.1 Kamu Yönetiminin Temel Kanunu Tasarısının Türk Kamu

3.2.1.7. Hizmette Yerellik

Tasarıda dikkat çeken bir ilke de hizmette yerelliktir. Tasarıya göre görev, yetki ve sorumluluklar, hizmetten yararlananlara en uygun ve en yakın birime verilir

258 Balcı, Toplam..., a.g.m., s.333 259 Başbakanlık, Kamu Yönetimi..., s.23 260 AL (2004) “ Türk Kamu … a.g.m.,s 4-5

denilmektedir. Bu ilke ile kamu yönetiminin etkinleştirilmesi ve hizmetlerin daha hızlı ve ihtiyaçların rasyonel sağlanması amaçlanmaktadır. 261

Türkiye'de merkezi yönetimlerin özellikle 1980 sonrasında uygulamaya koydukları liberal politikalar yerel yönetimlerdeki yönetim yaklaşımında büyük değişimlere yol açmıştır. Günümüzde çok uluslu şirketlerin giderek artan tekelci etkinlikleri karşısında, yerel halkın ekonomik varlığını koruması, tüketicinin tekelci ve spekülatif kesimlere karşı korunması sorumluluğu, demokratik kuruluşlar olan yerel yönetimlere düşmektedir. Bazen de yerel yönetimlerin bölgesel koruma pozisyonu olurken, bezende çok uluslu işletmelerin kendi bölgelerine yatırım yapmalarını teşvik etme ve gerekli kolaylığı sağlama çabaları ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni de yerel yönetimlerin bölgesel stratejilerini dikkate alarak, istidamı artırmak, bölgesindeki geri kalmışlığı gidermek amacıyla bu tercihlere yönelme ihtiyacıdır.262 Bu nedenlerden ötürü tasarıda yerel yönetimlere önem atfedilmektedir.

Bu tasarı (md.11) özel sektörü ve üçüncü sektörü, kamu hikmetlerinin etkinlik ve verimlilik sağlamanın bir yolu olarak görmektedir. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Yeni Kamu yönetimi anlayışı benimsenmiştir. Yeni Kamu Yönetim anlayışına göre, kamu hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde sunumunun sağlanabilmesi için piyasa/rekabet mekanizmalarının daha fazla kullanılması gerekir. Kamu kesiminin verimsiz, yüksek maliyette ve düşük kalitede çalışmasının en büyük nedeni, kamunun rekabet ortamında değil, tekel ortamında çalışmasıdır. Yeni yönetim taraftarlarına göre piyasa, birçok kamusal mal hizmeti sunmada devletten daha iyi donanımlıdır. Özellikle 1929 Bunalımı ile Sol ve Marksist düşünce, Batı ülkelerinde piyasaya karşı bakışı önemli ölçüde etkilemiştir. Bu dönemde yaygın bir

şekilde uygulanan Keynesci yaklaşım ve politikalar, piyasa düzeninin kendi kendini düzeltmesinin mümkün olduğu fikrinin reddedilmesinde etkili olmuş ve kaynakların

261 Başbakanlık, Kamu Yönetimi..., s.18 262

Đsmet Titiz Belediyeler ve Bölgesel Kalkınma

tam kullanımının dengelenmesini sağlamak için kamu müdahalesinin gerekli olduğu fikrini güçlendirmiştir.263

Günümüzde ise piyasa ekonomisinin, kolektivist ve merkezi planlamacı sistemler karşısındaki başarısı sonucu çekiciliğini artırmıştır. Yıldızı parlayan sadece piyasa ya da özel sektör değildir. Daha önceleri pek gündemde olmayan fakat günümüzde en fazla gündemi işgal eden “üçüncü sektör” söz konusudur. Matta Drucker gibi bazı yönetim bilimciler üçüncü sektörün ABD’de fiilen en büyük işveren durumunda olduğunu iddia etmekledir. Artık günümüzde kamusal hizmetler, kamu örgütleri, özel sektör ve üçüncü sektör olmak üzere üçlü bir yapı tarafından yürütülmektedir. Refah devleti anlayışına olumsuz bakan yeni yaklaşım, bir yönüyle refah devletinin boşluğunu üçüncü sektörle doldurma gayretindedir. Yeni dönemde refah devleti uygulamalarının terk edilerek, kamunun küçültülmesi ile birlikte, kamu tarafından boşaltılan alan, yalnızca özel sektör tarafından değil, üçüncü sektör tarafından da doldurulmaktadır. Tasarı, bu anlamda kamu sektörü, özel sektör ve üçüncü sektör dengesini koruma gayretindedir.264

Bu tasarı merkezi yönetim-yerel yönetim ilişkileri bağlamında yerel yönetimleri ve diğer sivil aktörleri ya da yönetişim faktörlerini öne çıkaran bir tasarı niteliğindedir. Bir takım eksiklikleri ve eleştirilebilecek noktaları bulunmakla birlikle, önceki tasarılarla karşılaştırıldığında daha yerinden yönetimci ve yönelimde yeniden yapılanmayı gerektiren iç ve dış faktörleri daha yönetişimci bir okumayla ele aldığı söylenebilecek bu tasarı, eğer yürürlüğe girer ve doğru bir biçimde uygulanabilirse yerel yönetişimin Türkiye gündemine önemli katkılar sağlayabilir.265

Tasarının 10. maddesinde merkez ile yerel arasındaki mali kaynak dağılım düzenlenmiştir. Mahalli idarelere yetki, görev ve sorumluluklarıyla orantılı gelir kaynağı sağlanacağı ve mahalli idarelere genel bütçe ve vergi gelirleri tahsilâtından

263 AL (2004) “ Türk Kamu …, s.4-5

264 Hamza Al, www.liberal-dt.org.tr, (8 Nisan 2008) 265 Hamza Al, www.liberal-dt.org.tr, (8 Nisan 2008)

pay ayrılması öngörülmüştür.266 Böylece yerel yönetimlerin daha da güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Tasarıda yer alan madde gerekçelerinde, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik

Şartının esas alınarak merkezi hükümet tarafından yürütülecek görev ve hizmetler dışında kalan yerel nitelikteki tüm kamu hizmetlerinin yerel yönetimlere devredileceği ifade edilmişti.267Bununla amaçlanan hizmetlerin halka en yakın birimler tarafından yapılması ve yerel yönetimleri daha özerk bir yapıya kavuşturmak olduğu belirtilmektedir.

Tasarıyla, taşra teşkilatı kaldırılan bakanlıkların yürüttüğü kamu hizmetlerinin önemli bir bölümü il özel idarelerine aktarılmaktadır. Fakat taşra teşkilatı kaldırılan bakanlıklardan il özel Đdarelerine aktarılan görevlerin tamamen yerel nitelikte olduğunu söylemek oldukça zordur. Bu hizmetlerin önemli bir bölümü, “genel” ve “ülke bütünlüğü” içinde yürütülmesi gereken hizmetlerdir. Bu hizmetlerin yürütülmesi il özel idarelerine bırakılsa bile, merkezi idare bu hizmetlerin standartlarını belirleme ve belirlenen standartlara göre hizmetlerin yürütülüp yürütülmediğini denetleme yetkisine sahip olacaktır. Bu kadar yetki ve görev aktarıldıktan sonra il özel idarelerinin yeniden yapılandırılması kaçınılmazdır. Bu tasanda (m. 9,22) taşra teşkilatı kaldırılmayan bakanlıkların illerde yürüteceği hizmetlerin “vali” ve “kaymakam”lara bağlı olarak çalışacağı anlaşılmakladır.268

Bazı bakanlıkların taşra teşkilatlarının kaldırılarak yetki ve görevlerinin il Özel idarelerine aktarılması bazı sorunları gündeme getirecektir. Fakat il özel idarelerinin yürütme organının seçimle iş başına gelmesi veya il özel idarelerine genel nitelikli hizmetlerin yürütülmesi konularında yetki verilmesi ile ilgili tartışmalarda, eyalet sisteminin gündeme getirilmesi oldukça anlamsızdır. Bu tasarı

266 Muhammet Kösecik - Đsa Sağbaş, Tarihsel Bakış Açısıyla Türkiye’de Merkezi Yönetim- Yerel

Yönetim Đlişkis” Türkiye’de Kamu Yönetimi Sorunları Üzerine Đnceleme, (1.Baskı), (Ed. Negehan Talat Arslan), 2005, Ankara, s.139

267 Kösecik, Sağbaş…a.g.m., s.131

federal sistemin asgari şartlarından herhangi birisini dahi içinde barındırmamaktadır.269