• Sonuç bulunamadı

2.6. YENĐ KAMU YÖNETĐMĐ ANLAYIŞI – YEREL YÖNETĐMLER VE

2.6.1. Demokrasinin Beşiği Olarak Yerel Yönetimler

Yerel yönetim ve yerel demokrasi çok sık bir arada kullanılan kavramlar arasındadır. Ülke çapında güçlü ve yerleşmiş bir demokrasinin sağlanabilmesi için yerel yönetim kurumları içerisinde de demokratik prensiplerin hakim olması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin ulusal ölçekte daha demokratik bir yapılanma için ne kadar önemli olduğu Batı’da sürekli olarak dile getirilmektedir.187

Demokratik bir yerel yönetim, ancak demokratik bir toplum içinde gelişebilir. Yerel yönetimler demokrasinin tabandan tavana yayılmasını sağlayan kurumlardır. Yerel yönetimlerde yönetenlerle yönetilenler arasındaki toplumsal ve mekânsal uzaklık en aza indiğinden, yönetilenler yönetenleri daha etkili ve doğrudan denetleyebilme imkanı sağlamaktadır. Demokrasi en yalın anlamıyla halkın kendi kendini yönetimi olarak tanımlanmaktadır. Yerel yönetimler halkın bu imkânı

185 Bilal Eryılmaz, 2008 , Kamu Yönetimi.., s.28 186

Bilal Eryılmaz, 2008 , Kamu Yönetimi... s.28

187 Kemal Özden, “Yerel Demokrasi Bağlamında Türkiye’de Ombudsman Denetimi” Kamu Yönetimi

Yazıları,(Editörler: Bilal Eryılmaz, Musa Eken, Mustafa Lütfi Şen, Nobel Yayınevi,1.Basım, Ankara, Ekim 2007,s.384

bulabilecekleri ve kullanabilecekleri kuruluşlar olarak demokrasinin tabandan tavana yayılmasını sağlamaktadır.188

Yerel yönetimlerle demokrasi arasında oldukça güçlü bir ilişki vardır. Yerel yönetimlerde bireylerin özgürlüklerini kullanabilmeleri daha kolaydır. Yerel yönetimler insanların özgürleştirilmesinde, kurumların demokratik yönetime yatkınlığı ile demokrasinin yaşanabilmesinde ve insanların demokratik eğitim kazanmalarında birincil kuruluşlardır.189 Hill’e göre de; “yerel yönetimler demokrasinin temel eğitim kurumlarıdır ve yerel yönetimlerin demokratik kuruluşlar olarak gelişmesi demokrasinin gelişmesine paraleldir.”190Yerel yönetimlerde demokratik kültürün gelişmesi ve yerleşmesi, demokrasinin temel güç kaynağını oluşturmaktadır.

Kentlerin tarihi gelişim süreci Yunan şehir devletlerinin antik dönemden başlayarak takip edildiğinde kentlerdeki gelişimin insanı daha özgür kıldığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle bu gelişme “şehir insanı özgür kılar” (Die Stadtluft mach frei) Alman atasözünü doğrular niteliktedir. Henry Pirenne bu gerçeğin Avrupa’da her yerde geçerli olduğunu söylemektedir. Pirenne ‘ye göre; “özgürlük eskiden beri ayrıcalıklı bir sınıfın tekelindeydi. Kentler aracılığıyla, bir kez daha yurttaşın doğal bir niteliği olarak toplumda yerini almıştı. Bundan böyle, özgürlük kazanmak için kent toprağında yaşamak yeterli olmuştu.”191

Demokratik bir toplumda özgürlük ve demokrasi ile doğrudan ilişkilendirilen yerel yönetimlerin, yerel halkın istek ve gereksinimlerini karşılayabilir olması, devletin meşruiyetini ve demokrasiyi güçlendiren bir sonuç doğurmaktadır. Bu

188 Yusuf Pustu, Yerel Yönetimler ve Demokrasi, http://www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi /icerik/ der

57m5 .pdf s.124 (03 Mayıs 2008)

189Kemal Görmez, Yerel Demokrasi ve Türkiye, Vadi Yayınları, Ankara,1997’den aktaran Pustu

a.g.m. s.124

190 Hill, Dilys M, Democratic Theory And Local Government, London, 1974.s.79’dan aktaran Pustu

a.g.m. s.124

nedenle, yerel yönetimlerin de yeniden yapılanma gereği ile karşı karşıya olduğu belirtilmektedir.192

AB Maastrich Anlaşması ile ortaya koyduğu “subsidiyarite” ilkesi yerel yönetim açısından oldukça önem taşımaktadır. Subsidiyarite kavram zirveye rağmen tabanı tercih etme, işlerin yerel halka en yakın yerde görülmesi olarak açıklanmaktadır. Subsidiyarite ilkesine göre; hizmetlerin esas sahibi alt ve vatandaşa (hemşehriye) yakın birimler olup, üst birimler ancak alt birimlerin yerine getiremedikleri büyük boyutlardaki hizmetleri yerine getiriler. Böylece her hizmetin merkezden planlaması, finansmanı ve yürütülmesinin önüne geçilerek, hizmette etkilik, verimlilik, ekonomiklik ve sürat sağlanmış olur. Bu çerçevede subsidiyarite ilkesi, devlet ve yerel ilişkilerin yeniden tanımlanmasına yönelik yaklaşımın bir uzantısını ifade etmekte; yerel, bölgesel veya merkezi düzeydeki çeşitli birimlerin stratejik durumuna uygun olan hizmeti yerine getirmeleri amaçlamaktadır. Başka bir ifade ile, hizmetin yerine getirilmesinden en iyi konumda ve koşullarda olan yerel, bölgesel veya merkezi birimler sorumlu ve yükümlü olmaktadırlar.193

Demokratik ve katılımcı yönetim anlayışının yerele uygulanması noktasında Avrupa Yerel Özerklik Şartı başta olmak üzere Habitat toplantılarında ve Avrupa Kentsel Şartında Çeşitli hükümler bulunmaktadır.194

Yerel demokrasi için evrensel düzeyde atılan en önemli düzenlemelerden biri Avrupa Yerel Özerklik Şartı olarak görülmektedir. Avrupa Konseyi tarafından 1985 yılında kabul edilen Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı, yerel yönetimlerin hak ve özgürlüklerini belirleyen ve bağlayıcı olan ilk ve tek uluslararası belge olma özelliğini taşımaktadır. Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı, demokrasinin gelişmesi ve kökleşmesi için güçlü yerel yönetimlere ihtiyaç duyulduğu; güçlü yerel yönetimlerin ise mümkün olduğunca özerk ve yetkilerle donatılmış olması gerektiği fikrinden hareketle hazırlanmıştır. Bu belge ile yerel özerliğin ve demokrasinin

192 Mehmet Özel, “Devletin Đşlevsel Dönüşümü ve Genel Kamu Yönetimi Üzerine Etkileri”, Devletin

Dönüşümü ve Yeni Dönem, Editörler: Mehmet Özel, Veysel Eren,Çizgi Yayınevi, Konya, 2008,s.176

193

Şerif Önder, “Globalleşme Sürecinde Yerellik: Demokratik ve Katılımcı Yerel Yönetimim Kurumsallaştırılması”, Türkiyede Yerel Yönetimler Editör: Bekir Parlak, Hüseyin Özgür. Alfa Yayınları, Đstanbul, 2002, s.126

gelişmesini hedeflemektedir. Hemen hemen tüm Avrupa Konseyi ülkeleri bu şartı kabul etmiş olup, kendi yerel yönetim birimlerine idari, siyasi ve mali özerkliğin tanınmasını taahhüt ederler. Şarta göre, özerk yerel yönetim kavramı yerel makamların, kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde, kamu işlerinin önemli bir bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yönetme hakkı ve imkânı anlamını taşımaktadır.195

Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı Türkiye tarafından 21 Kasım 1988 tarihinde imzalanmış, 9 Aralık 1992 tarihinde ise onaylanmıştır. Yürürlük tarihi ise 1 Nisan 1993 olarak belirlenmiştir. Türkiye’de bu belgenin tam anlamıyla hayata geçirilmesi yönünde her ne kadar son yılların reformlarıyla önemli mesafe kat edilmiş ise de özellikle yerel yönetimlerin mali yönden güçlendirilmesi açısından hala yapılacakların olduğu belirtilmektedir.196

Avrupa Yerel Özerklik Şartının kapsamı şu şekilde sıralanmaktadır:197

“1- Yerel yönetimlerin temel yetki ve sorumlulukları anayasa ya da kanun ile belirlenecektir. Bununla beraber, bu hüküm yerel yönetimlere kanuna uygun olarak belirli amaçlar için yetki ve sorumluluklar verilmesine engel teşkil etmeyecektir.

2- Yerel Yönetimler, kanun tarafından belirlenen sınırlar içerisinde, yetki alanlarının dışında bırakılmış olmayan veya başka herhangi bir makamın görevlendirilmemiş olduğu tüm konularda faaliyette bulunmak açısından tam takdir hakkına sahip olacaklardır.

3- Kamu sorumlulukları genellikle ve tercihen vatandaşa en yakın olan makamlar tarafından kullanılacaktır. Sorumluluğun bir başka makama verilmesinde, görevin kapsam ve niteliği ile yetkinlik ve ekonomi gerekleri göz önünde bulundurulmalıdır.

195 http://marmara.gov.tr/bulten%5C01-04%5Cmailing.html (02 Haziran 2008) 196 http://marmara.gov.tr/bulten%5C01-04%5Cmailing.html (2 Haziran 2008) 197 http://www.belgenet.com/arsiv/sozlesme/aas_122.html (4 Haziran 2008)

4- Yerel makamlara verilen yetkiler normal olarak tam ve münhasırdır. Kanunda öngörülen durumların dışında, bu yetkiler öteki merkezi veya bölgesel makamlar tarafından zayıflatılamaz veya sınırlandırılamaz.

5- Yerel makamların merkezi veya bölgesel bir makam tarafından yetkilendirildiği durumlarda, bu yetkilerin yerel koşullarla uyumlu olarak kullanılabilmesinde yerel makamlara olanaklar ölçüsünde takdir hakkı tanınacaktır.

6- Yerel makamları doğrudan ilgilendiren tüm konulara ilişkin planlama ve karar alma süreçleri içinde, kendileriyle olanaklar ölçüsünde zamanında ve uygun biçimde danışılacaktır.”