• Sonuç bulunamadı

Hazar Kapıları (Pylae Caspiae, Caspias Portas)

I. BÖLÜM

1.3. Tarihi Hazar (Caspian) Kapıları

1.3.3. Hazar Kapıları (Pylae Caspiae, Caspias Portas)

Antik yazılı kaynaklar temel alındığında, Hazar Kapıları teriminin en çok İran’ın kuzeyindeki Elburz dağlık bölgesinde yer alan muhtelif geçitlerden birini belirttiği görülmektedir. Kaynaklarda “Caspian Kapıları”, “Pylae Caspiae” ve “Caspias Portas” olarak geçen bu geçidin dağlık bölgenin neresine tekabül ettiği tam olarak tespit edilememiştir. Bunun en büyük sebebi, kapılar hakkında bilgi veren kaynakların kesin bir hüküm vermek için yeterli içeriğe sahip olmamasıdır. Strabon, İran coğrafyasında bulunan şehirlerin arasındaki mesafeleri aktarırken sık sık Hazar Kapıları’na atıfta bulunmuştur. Örneğin Apollodrus’dan alıntı yaparak, Hazar Kapıları’nın, Rhages (Rey) şehrine beş yüz stadia uzaklıkta olduğunu, ayrıca Erotosthenes’ten alıntı yaparak Partların başkenti Hecatompylos’a ise bin dokuz yüz altmış stadia uzaklıkta olduğunu belirtmiştir.143

Bunların yanı sıra Hazar Kapıları’nın altındaki bölgenin oyukluklardan oluştuğunu ve buranın son derece verimli bir alan olduğunu aktarmıştır.144

Flavius Arrianos, Büyük İskender’in Gaugamela Muharebesi’nden sonra geri çekilen III. Darius’u takip ettiği sıralarda Rhages şehrine geldiğini ve bu şehrin İskender’in hızıyla ilerleyen biri için Hazar Kapıları’na bir günlük mesafede olduğunu söylemiştir.145

Antik dönem tarihçilerinden Diodorus Sicilus (MÖ 90-30), Persis, Susiana ve Caspiana topraklarına girmek için geçilen Hazar Kapıları’nı son derece dar geçitler olarak tanımlamıştır.146

Plinius’un kapılar ile ilgili diğer antik yazarların aksine daha geniş bir tanım yaptığı görülmektedir. Plinius’a göre Hazar Kapıları, Media’nın başkenti Ekbatana’dan yirmi mil uzaklıkta olup, kapıların bulunduğu sıradağlar (Elburz) yaklaşık sekiz mil

142 Cihad Cihan, “Türk Akınlarına Karşı Sasanilerin İnşa Ettiği Gürgan Seddi (Sedd-i İskender)”, Turkish

Studies - İnternational Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Vol.10/5, Ankara, 2015, s. 114.

143

Strabo, XI.8.9.; XI.9.1. 144 Strabo, XI.13.7.

145 Arrianos, Anabasis, III.20.

146 Diodorus Siculus, Library of History, Volume I: Books 1-2.34, (Translated by C. H. Oldfather), Loeb Classical Library 279, MA: Harvard University Press, Cambridge, 1933, II.2.3.

uzunluğunda dar bir geçitle delinmiştir. Bölge sadece tek bir yük arabasının geçebileceği genişliktedir. Geçidin her iki tarafından da yangına maruz kalmış gibi görünen sarp kayalıklar sarkmaktadır. Ayrıca geçitteki kayalardan tuzlu sular sızmakta ve bölgede birçok yılan bulunmaktadır. Plinius, geçidin kış mevsimi haricinde kullanışsız olduğunu söylemektedir.147

Adı geçen yazarlara ilaveten Hazar Kapıları, Polibios ve Ammianus Marcellinus (MS 330-391/400) gibi yazarların eserlerinde de yer almaktadır.148

Kapıların günümüzde İran’ın tam olarak hangi bölgesine denk düştüğü meselesi uzun bir süre boyunca araştırmacıların ilgi odağı olmuştur. XVII. yüzyıldan itibaren batılı gezginler, İran coğrafyasına belli başlı ziyaretlerde bulunmuşlar ve bu coğrafyada karşılaştıkları bazı geçitleri Hazar Kapıları ile özdeşleştirmeye çalışmışlardır. Gezginlerin ve araştırmacıların, kapıların yerini tespit etmek için ortaya atmış oldukları mevcut fikirler, genel itibarıyla modern Tahran ve Damghan (Damgan) şehirleri arasında kalan bölgede, yani Elburz Dağları’nın güney eteklerindeki Eyvanki ve Aradan şehirlerinin arasında kalan geçit noktalarında yoğunlaşmıştır. Buna göre bölgeyi ilk inceleyenlerden Sir Thomas Herbert, modern Aradan şehri yakınlarındaki Hableh Rud Vadisi’nin giriş bölümünün, Plinius’un kapılar hakkındaki ifadelerine uyumlu olduğuna dikkat çekmiştir. Daha sonra bölgeye gelen James Morier, kapılar için Horasan yoluna kadar uzanan Tang-i Sar-i Darreh (Dara) Geçidi’ni önermiştir. İngiliz diplomat Alexander Burnes, Hazar Kapıları’nın Aradan’ın kuzeyindeki Firuzkuh şehrine yakın olan Gunduk Geçidi olduğunu savunmuştur.149 XIX. Yüzyılın ilk çeyreğinde bölgeye gelen İskoç gezgin James B. Fraser, Horasan gezisi sonrası kaleme aldığı eserinde konuyu uzunca tartışmış ve kapıların Sar-i Darreh (Sardara, Sirdara veya Surdurrah) Geçidi veya Hableh Rud Vadisi olabileceğini belirtmiştir.150İngiliz tarihçi George Rawlinson, Arrianos’un ifadelerine dayanarak Rhages’in Rey şehri yerine modern Veramin yakınlarındaki Erij Kalesi olması gerektiğini ifade etmiş ve kapılar için bu noktaya en yakın olan Sar-i Darreh Geçidi’ni tercih etmiştir.151 Bir başka araştırmacı Stahl ise, antik yazarların Hazar Kapıları için verdiği bilgilerdeki farklılıklara dikkat

147 Pliny, VI.7.

148 Polybius, V.44.; Ammianus Marcellinus, Roma Tarihi, (Çev. Samet Özgüler), Historia Yayınevi, İstanbul, 2019, XXIII.VI.13.

149

John F. Standish, “The Caspian Gates”, Greece & Rome, Vol. 17, No. 1, 1970, p. 19-20.

150 James B. Fraser, Narrative of a Journey into Khorasân in the Years 1821 and 1822 İncluding some

Account of the Countries to the North-East of Persia, Printed for Longman, Hurst, Rees, Orme, Brown and Green, London, 1825, p. 291-293.

151

çekerek, kapıların birden fazla bölgeye adını vermiş olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurmuştur. Arrianos’un bahsetmiş olduğu İskender’in geçtiği kapılar için Sar-i Darreh ve Siyalek (Siyaluk) geçitlerini öne sürmüş, bununla birlikte Strabon’un bahsettiği Hazar Kapıları’nın ise Rey şehrinin kuzeydoğusunda bulunan ve Demavend Dağı’nın eteklerinden başlayarak kuzeyde Hazar Denizi’ne dökülen Haraz Nehri Geçidi olduğunu iddia etmiştir.152

Son olarak John F. Standish, kapılar hakkında bilgi veren tüm antik yazarları, bunun yanı sıra modern araştırmacıların önerilerini incelemiş ve Hazar Kapıları’nın Rhages şehri ile Hecatompylos şehrine olan uzaklığından yola çıkarak muhtemel yerini tespit etmeye çalışmıştır. Kapılar ile ilgili yaptığı lokalizasyonun sonucunda birçok araştırmacı gibi kapıların Sar-i Darreh Geçidi olabileceği yönünde bir izlenimde bulunmuştur. Ayrıca Sar-i Darreh’in antik Media ve Parthia bölgeleri arasında kalan önemli bir kavşak olduğunu da belirtmiştir.153

Tartışmaların genel odağı olan Sar-i Darreh Geçidi Rey şehrinin yaklaşık yetmiş kilometre güneydoğusunda yer almaktadır. Geçit neredeyse on kilometre uzunluğa sahip olup, günümüzde İran’ın Simnan eyaletine bağlı Eyvanki şehri yakınlarındadır. Ayrıca bu geçidin yukarıda adı geçen Aradan yakınlarındaki Hableh Rud Vadisi’nin girişi ile arasında otuz üç kilometrelik bir mesafe bulunmaktadır. Sar-i Darreh Geçidi’nin her iki ucundaki girişler yirmi ila yirmi beş metre genişliğindedir. Geçit boyunca rastlanan dik vaziyetteki dağ duvarlarında tuz akışı mevcuttur. Geçidin kuzeybatı girişinde bazı antik tuğla yapılarının izlerine rastlanılmıştır.154

Görünüşe bakılırsa Sar-i Darreh Geçidi, mevcut coğrafi özellikleri bakımından Plinius’un tanımıyla benzerlikler taşımaktadır.

Hazar Kapıları’nın modern lokalizasyonu için Eyvanki ve Germşar şehirleri arasındaki Sar-i Darreh Geçidi üzerinde genel bir fikir birliğinin var olduğu görülmektedir. Konu üzerinde yoğun olarak mesai harcamış araştırmacıların öne sürdüğü bu geçidin, antik yazarların sıkça atıfta bulunduğu Hazar Kapıları olma ihtimali yüksektir. Ancak her şeye rağmen Hazar Kapıları’nın, Elburz Dağları’nda bulunan birden fazla doğal geçide adını vermiş olma ihtimalini göz önüne almak ve kapıların mevcut konumları hakkında kesin hükümler vermekten kaçınmak gerekmektedir. Kuşkusuz kapıların gizemi, bölgede incelemelerin yeniden başlaması ve çalışmaların

152 A.F.v. Stahl, “Notes on the March of Alexander the Great from Ecbatana to Hyrcania” The

Geographical Journal, Vol. 64, No. 4, 1924, p. 318-320.

153

J.F. Standish, agm., p. 21-24. 154

modern arkeolojik tekniklerle desteklenmesi ile birlikte bir nebze olsun ortadan kaldırılacaktır.