• Sonuç bulunamadı

Hazar’ın Güneyinde Yeni Bir İmparatorluğun Teşekkülü

I. BÖLÜM

3.3. Hazar Çevresinde Partlar (Arşaklar)

3.3.2. Hazar’ın Güneyinde Yeni Bir İmparatorluğun Teşekkülü

Partların Hazar’ın güneyinde küçük bir krallık pozisyonundan büyük bir imparatorluk evresine geçişi, I. Mithradates’in (MÖ 171-132) başarılı girişimleriyle mümkün olmuştur. I. Mithradates dönemi birçok yönden Partların yükseliş devrini temsil etmektedir. Onun iktidarında Partlar en kudretli zamanlarından birini yaşamışlardır. MÖ 171 yılında tahtı kardeşinden devralan Mithradates, iyi bir asker ve kurnaz bir politikacıydı. Çevresindeki ülkelerin mevcut durumlarını iyi gözlemlemiş ve politik hamleleri için en uygun zamanları beklemiştir. İç ve dış politikada gayet başarılı bir portre çizen Mithradates, sadece yaptığı fetihlerle değil, aynı zamanda devlet teşkilatındaki düzenlemeleriyle Partların belirgin ve kalıcı bir güç olmasını sağlamıştır.

I. Mithradates’in krallığın başına geçtikten sonraki ilk askeri seferi doğudaki Greko-Bactria Krallığı üzerine olmuştur. Bactria kralı Eucratides’e (MÖ 171-145) karşı verdiği savaşlardan zaferle ayrılan Mithradates, Tapuria ve Traxiana (Horosan) bölgelerini fethetmiştir. Bu seferin akabinde yüzünü batıya çeviren kral, Media Ülkesi’ni ilhak etmek için harekete geçmiş ve MÖ 155 yılında bu bölgenin işgaline başlamıştır. MÖ 148 yılına gelindiğinde ise Media Ülkesi’nin başkenti Ekbatana bir Part mülkü haline gelmiştir.456

Media’nın fethedilmesi, eskiçağın en gözde coğrafi bölgelerinden Mezopotamya’nın kapılarını Partlara açmıştır. Her yönde genişleme politikasını duraksamadan sürdüren kral Mithradates, MÖ 141’de Mezopotamya topraklarına girmiş ve Babylonia ile bir zamanlar Selevkosların başkentliğini yapmış

453 G. Rawlinson, age., p. 63-65. 454 A.D.H. Bİvar, agm., p. 31. 455 G. Rawlinson, age., p. 67-68. 456

olan Seleucia’yı ele geçirmiştir. Part hükümdarı, Mezopotamya seferinin ardından Hyrcania’daki sarayına çekilmiştir. Bununla birlikte kendisine bağlı güçler, Part ilerleyişini devam ettirmişler ve kısa bir süre sonra güneydeki Elymais (Elam) Bölgesi’nde de kontrol sağlamışlardır.457

I. Mithradates’in batı yönündeki bu denli hızlı ilerleyişine Selevkoslar, bir süredir uğraştıkları iç savaşlar ve taht kavgaları sebebiyle herhangi bir müdahalede bulunamamışlardır.458 MÖ 139/138 yılına gelindiğinde Selevkos tahtı için halen Diodotus Tryphon ile rekabet halinde olan II. Demetrius Nicator, olasılıkla yükselen Part gücüne dur demek ve ele geçireceği bölgelerden alacağı takviyeler ile gaspçı Didotus’u yenebilmek amacıyla Partların üzerine yürümeye karar vermiştir.459

Demetrius, Partlara karşı vereceği savaşlar sırasında İran’daki eski Selevkos bölgelerinden destek görmeyi beklemiş ve bu beklentisinin karşılığını almıştır. Partların hâkimiyetinden rahatsız olan başta Elymais olmak üzere birçok eski Selevkos yerleşimi, Partlara karşı Demetrius’un yanında yer almışlardır.460 Partlarla bir dizi savaşa giren II. Demetrius, seferin başlarında gayet başarılı sonuçlar almasına rağmen, nihayetinde mağlup edilmiş ve I. Mithradates tarafından esir alınarak Hyrcania’ya götürülmüştür. (MÖ 138). Partlar, esir tutulduğu süre zarfında Demetrius’a son derece nazik davranmışlardır. Hatta kral Mithradates, Demetrisu’u kendi kızı Rhodogune ile evlendirmiştir.461

Bu evlilik sayesinde Partlar, Selevkosların iç işlerine müdahale edebilme şansına erişmişlerdir.

Demetrius’un esir edilişinden sonra Mithradates, Selevkos saldırısı sırasında isyan eden ve Partlara karşı Selevkosların yanında saf tutmuş olan Elymais’e bir cezalandırma harekâtı düzenlemiştir. Part hükümdarı, Elymais topraklarında oldukça sert faaliyetlerde bulunmuş ve burada bulunan tapınaklar ve hazineler Partlar tarafından yağmalanmıştır.462

Kuvvetle muhtemel Mithradates, isyanları bastırıp denetimi tesis ettikten sonra genellikle ülkesinin diğer iç meseleleriyle ilgilenmiştir. Uzun ve görkemli iktidarının son yıllarında ise doğuda yeni bir tehdit ortaya çıkmıştır. Çin sınırında vuku bulan çatışmalar sonucunda antik yazarlarca Tokhar olarak adlandırıldıkları düşünülen

457 A.D.H. Bivar, agm., p. 34.

458Selevkos İmparatorluğu’nda yaşanan iç karışıklıklar ve taht mücadeleleri için bkz. A.D.H. Bivar, agm., p. 34.

459 A.D.H. Bivar, agm., p. 35. 460 P. Wilcox, age., p. 15. 461 A.D.H. Bivar, agm., p. 35. 462

Yü-çiler, Hunlar tarafından mağlup edilerek batıya doğru göç etmişler ve önlerine çıkan kavimleri daha da batıya sürmüşlerdir. Bu göç dalgası sırasında Yü-çi baskısından kaçmaya başlayan İran’ın kuzeydoğusundaki Sakalar, Part topraklarına doğru ilerlemeye başlamışlardır. Asya’nın içlerinden dalgalar halinde gelen işte bu göçebeler, Mithradates’in halefleri zamanında ciddi problemlere yol açmışlar ve onları sürekli meşgul etmişlerdir.463

I. Mithradates, iktidarı boyunca yaptığı işlerle Partları eskiçağın en önemli toplumlarından biri haline getirmiştir. Genel olarak bakıldığında onun döneminde Media, Elymais, Persis, Characene, Babylonia, Assyria, Gedrosia’nı yanı sıra büyük bir ihtimalle doğuda Herat ve Seistan bölgeleri de Partlar tarafından fethedilmiştir.464

Partların kısa bir zaman diliminde böylesine geniş bir alanda hâkimiyet kurmaları, devlet içindeki mevcut idari mekanizmaların değişimini gerekli kılmıştır. Zira eski devlet geleneğinden kalan idari organizasyonlar, Mithradates Dönemi’nde bir imparatorluğa dönüşen Part Devleti’nin yeni ihtiyaçlarını karşılayamaz olmuştur. Bu dönemde devlet içinde yapılan en önemli reformlar, eyaletler üzerinde ve toprak sisteminde kendini göstermiştir. Partlar, fethettikleri bölgelerde yaşamı boyunca görev başında kalan kişiler veya doğrudan merkeze bağımlı hanedanlar aracılığıyla hâkimiyeti tesis etmişlerdir. Bu iki tip idare şeklinde de, yerel yöneticilere veya hanedan üyelerine devlete vergi verdikleri ve savaşlarda merkeze destek sağladıkları sürece kendi içlerinde serbest hareket etme imkânı verilmiştir.465 Mithradates’in iktidarı MÖ 132 yılında sona ermiştir. Yaklaşık kırk yıl süren iktidarı, Partların çehresini tamamen değiştirmiştir. O, Arsacidler arasında “Krallar Kralı” unvanını kullanan ilk kral olmuştur.466 Kuşkusuz yaptığı fetihler ve düzenlemelerle bu unvanı fazlasıyla hak eden Mithradates’in ölümünden sonra imparatorluğun başına oğlu II. Phraates (MÖ 132-127) geçmiştir. Onun döneminde Partlar, biri batıda ve bir diğeri de doğuda olmak üzere iki ayrı tehditle yüzleşmek durumunda kalmışlardır. Bu dönemde imparatorluğun doğu ve kuzeydoğu sınırları Yüe-çilerin başlatmış olduğu göç hareketlerinin bir sonucu olarak batıya doğru hücum eden göçebeler tarafından zorlanmaktaydı. Phraates, ilk önce göçebe akınlarını durdurmak istediyse de, Suriye coğrafyasında yaşanan bazı gelişmeler sebebiyle tüm dikkatini batıya yönlendirmek zorunda kalmıştır. Zira gaspçı Diodotus

463 A.D.H. Bivar, agm., p. 36. 464 P. Wilcox, age., p. 14-15. 465 G. Rawlinson, age., p. 86-88. 466

Tryphon, VII. Antiochus Sidetes tarafından devrilmiş ve Selevkoslar bu yeni hükümdarlarının etrafında birleşmişlerdir.467

VII. Antiochus, kendisinden önce gelen birçok Selevkos hükümdarı gibi Partların fethettiği eski Selevkos topraklarını yeniden ele geçirmek istemiştir. MÖ 130 yılında oldukça kalabalık bir ordu toplayan Antiochus, Partları arka arkaya üç farklı muharebede yenilgiye uğratmış ve onları Mezopotamya’dan kovmuştur. Bununla da yetinmeyip ilerlemeye devam etmiş ve Media Bölgesi’ne girmiştir. Antiochus ordusuyla birlikte kışı burada geçirmeye karar vermiş ve kuvvetlerini bölerek bölgedeki kışlık garnizonlara yerleştirmiştir. Selevkoslar karşısında alınan bu korkunç yenilgiler, II. Phraates’i Antiochus’la barış görüşmeleri yapmaya mecbur etmiştir. Ancak Antiochus’un tavizsiz talepleri görüşmelerin herhangi bir sonuca ulaşmasını olanaksız hale getirmiştir. Zira Selevkos hükümdarı, Partların Parthia dışında ele geçirdikleri tüm eski Selevkos eyaletlerinden çekilmelerini, daha önce olduğu gibi Selevkoslara haraç ödemelerini ve MÖ 138 yılından beri esir tuttukları II. Demetrius’u serbest bırakmalarını istemiştir. Bu ağır şartlar karşısında savaşa devam etmekten başka çaresi kalmayan II. Phraates, askeri hazırlıklarını hızlandırmaya başlamıştır. Bir yandan ajanlarını Selevkos ordusunun konakladığı Media’ya göndererek yerel halkı işgalcilere karşı kışkırtmaları için görevlendirmiş, diğer yandan ise Selevkoslar arasında bir taht mücadelesi başlatabilir düşüncesiyle tutsak kral Demetrius’u serbest bırakmıştır.468

MÖ 129 baharına gelindiğinde halen Media Ülkesi’nde bulunan Selevkos kuvvetleri, çok kalabalık olmalarından dolayı bölgede kaldıkları süre boyunca tedarik kaynaklarını hızla tüketmiş ve Media halkının tepkisini çekmiştir. Bunun yanı sıra Phraates’in Media’ya gönderdiği ajanlar, bölgede son derece başarılı istihbarat ve kışkırtma faaliyetlerinde bulunarak yerel halkı Selevkoslara karşı isyana teşvik etmişlerdir. Selevkos ordusunu beslemekte güçlük çeken ve bu durumdan son derece rahatsızlık duyan Media sakinleri, sonunda isyan ederek Selevkos askerlerinin konakladığı garnizonlara baskınlar düzenlemeye başlamışlardır. Baskın haberlerini alan Antiochus, yanına çok az bir kuvvet alarak saldırı altındaki garnizonlarına destek vermek amacıyla harekete geçmiştir. Olayları akıllıca takip eden ve ordusuyla birlikte çoktan Media’ya girmiş olan Part hükümdarı II. Phraates, sürpriz bir harekâtla Antiochus’un karşısına çıkmıştır. Partlar tarafından adeta pusuya düşürülen Selevkos

467 A.D.H. Bivar, agm., p. 36-37. 468

hükümdarı Antiochus, yaşanan çatışmada yanındaki az sayıda askeriyle beraber kılıçtan geçirilmiştir.469

Ekbatana Muharebesi olarak bilinen bu çatışma, Hellenizmin İran coğrafyasındaki sona erişini tescillemiştir. Bu muharebeden sonra Selevkoslar, Suriye bölgesine sıkışmış küçük bir krallık haline gelmişler ve bir daha Part topraklarına sefer düzenleyememişlerdir.

Selevkosların Media’da kesin bir yenilgiye uğratılmasının ardından II. Phraates, Suriye’ye ilerlemeye karar vermiştir. Ancak doğu sınırlarındaki Saka istilası onu bu planından vazgeçirmiştir. Ordusu ile birlikte doğu cephesine yönelen kral, MÖ 128 yılında Sakalara karşı verilen mücadelelerden birinde hayatını kaybederek yerini Artabanus’a (MÖ 127-124/3) bırakmıştır. Yerine geçen Artabanus’un iktidarı da II. Phraates’inkine benzer bir şekilde sonlanmıştır. Kısa süren hükümdarlığı boyunca genellikle doğuda Tokharlar (Yü-çiler) ile uğraşmak durumunda kalan kral, tıpkı II. Phraates gibi doğu cephesinde göçebelerle yaşanan yoğun çatışmalar sırasında can vermiştir.470

Artabanus’un ölümünden sonra Part İmparatorluğu’nun başına II. Mithradates (MÖ 124/3-91) geçmiştir. Onun iktidarında Partlar hemen hemen her alanda yeniden bir yükseliş devri yaşamışlardır. Mithradates’in ilk seferi, bir süre önce Partların doğuda göçebe akınlarıyla uğraşmasını fırsat bilip bağımsızlığını ilan eden ve Babylonia çevresini ele geçiren Characene Krallığı üzerine olmuştur. Characene, Mithradates’in güçlü saldırıları karşısında fazla direnememiş ve Babylonia tekrar Part egemenliğine girmiştir.471

Characene seferiyle Mezopotamya’daki nüfuzunu güçlendiren Mithradates, dikkatini Hazar’ın batısında bulunan Transkafkasya coğrafyası üzerine yöneltmiştir. MÖ 120 sularında bölgedeki Armenia Krallığı’nı kontrol altına almayı başaran kral, Armenia kralı I. Artavasdes’in (MÖ 159-115) oğlu II. Tigranes’i (MÖ 140-55) rehin alarak Part Ülkesi’ne götürmüştür.472 Armenia Krallığı’nın Mithradates’in yüksek idaresini kabul etmesi, aynı zamanda Kafkasların güneyinde uzanan İberia’nın ve muhtemelen Hazar kıyılarındaki Albania Ülkesi’nin de Part denetimine girmesini sağlamıştır.473

Böylece Partlar, Hazar Denizi’nin güney sahasından sonra bu denizin batı sahasında da söz sahibi olmaya başlamışlardır. Batıdaki bu önemli başarılarının

469 A.D.H. Bivar, agm., p. 37-38. 470

A.D.H. Bivar, agm., p. 38-39. 471 P. Wilcox, age., p. 15.

472 Marek Jan Olbrycht, “Mithridates VI Eupator and Iran”, Mithridates VI and the Pontic Kingdom, (Ed. Jakob Munk Højte), Aarhus, 2009, p. 165.

473

yanı sıra Mithradates, imparatorluğun doğusunda da birtakım başarılar elde etmiştir. Uzun zamandır doğuda Partlar için ciddi bir tehdit oluşturan göçebelerle bir dizi çatışmaya giren kral, bu çatışmalardan zaferle ayrılmış ve onları Oxus civarına sürerek doğu sınırlarını güvenceye almıştır.474

II. Mithradates Dönemi, Partlar açısından birtakım yeniliklerin yaşandığı ilgi çekici bir dönem olmuştur. İmparatorluk içinde bazı reformlara imza atan Mithradates, göçebe karakterli bir toplum olan Partlardan toprak işleyen bir aristokrat sınıfı meydana getirmiştir.475

Ayrıca bu dönemde ilk defa Çin ve Roma medeniyetleriyle diplomatik temas sağlanmıştır. Tahmini MÖ 120’lerde Çin (Han) imparatoru Wu-ti (MÖ 141-87) tarafından gönderilen elçiler, uzun bir yolculuk neticesinde Part başkentini ziyaret etmişlerdir. Bu ziyareti takiben iki devlet arasında bir ticaret anlaşması yapılmış ve Parthia tüccarların serbest dolaşım bölgesi haline gelmiştir.476 MÖ 96 yılında ise sonradan Partların ezeli düşmanı haline gelecek olan Roma ile ilk resmi diplomatik ilişki kurulmuştur. Mithradates’in bizzat görevlendirdiği Orobazus başkanlığındaki Part diplomatik heyeti, Romalı devlet adamı Lucius Cornelius Sulla (MÖ 138-78) ile görüşmüştür. Görüşmeler esnasında Partlar, barışçıl bir ilişkinin teşkilini ve Fırat Nehri’nin iki devlet arasında resmi sınır olarak belirlenmesini talep etmişlerdir. Ancak o yıllarda Partların siyasi ve askeri gücü hakkında yeterli bilgiden yoksun olan Romalılar, bu diplomatik girişimi göz ardı etmişler ve Partlara karşı küçümseyici bir tavır sergilemişlerdir.477 Yapılan bu ilk görüşmede kibirli tavırlarıyla dikkat çeken Romalılar, Partları hafife almanın ne kadar yanlış bir düşünce olduğunu sonraki yıllarda kavramışlardır. Zamanla Roma’nın en ciddi rakibi konumuna gelen Partlar, yenilmez olarak addedilen Roma lejyonlarına ağır hezimetler tattırmışlar ve Roma’nın Mezopotamya ile Hazar’ın batısındaki Armenia topraklarına kalıcı olarak yerleşmesine büyük oranda engel olmuşlardır.

474 P. Wilcox, age., p. 15.

475

Ö. Kahraman, age., s. 86. 476 N.C. Debevoise, age., p. 42-43.

477 E. Dabrowa, agm., p. 29-30. Diplomatik temasların başındaki isim olan Orobazus, Romalıların küçümseyici tavırları karşısında gereken tepkiyi vermediği için bir süre sonra Part hükümdarının emriyle idam edilmiştir. Bkz. N.C. Debevoise, age., p. 46-47.