• Sonuç bulunamadı

4. ARAŞTIRMA BULGULARI

4.7. Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Zeytin Yetiştirilen İşletmelere İlişkin Bulgular

4.7.7. İşletmelerde Zeytin Üretim Tekniği

4.7.7.7. Hasat

Zeytin ağaçlarında hasat olgunluğu ve hasat dönemi danenin değerlendirme şekline bağlı olarak farklılık göstermektedir. Genellikle salamura yeşil zeytine işlenecek danelerin (sarımsı-yeşil bir renge ulaştığında) hasadı Eylül-Ekim aylarında yapılmaktadır. Daneler siyah salamuralık ve yağlık olarak işlenecekse, hasada Kasım-Aralık aylarında başlanmalıdır. Ancak meyve etinde yumuşama olmamasına da dikkat edilmelidir (Kayahan ve Tekin, 2006).

Zeytinlerin hasadında tercih edilecek yöntemler, zeytinliklerin taban yapısı, ağaçların şekil ve büyüklüğü ve arazinin düz ve meyilli olma durumu gibi pek çok faktöre bağlı olarak değişmektedir.

Zeytin hasadında yararlanılan başlıca yöntemler aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir (Saraçoğlu, 2008).

a) Geleneksel Hasat Yöntemleri

- Ağacın kendi haline bırakılması - Ağaçtan elle toplama

- Ağacın silkelenmesi ve sarsılması - Ağacın sırıklanması

b) Mekanik Hasat Yöntemleri - Basit el aletleri

- Elde-omuzda-sırtta taşınan zeytin hasat makineleri - Traktör ile kullanılan zeytin hasat makineleri

Geleneksel Hasat Yöntemleri; Türkiye’de yoğun bir şekilde uygulanan bu hasat yönteminde, meyvelerin ağaçtan alınması elle toplayarak, silkeleyerek veya sırıklarla vurarak yapılmaktadır. Bunun yanı sıra bazı yörelerde, dallardaki meyveler sırıklarla çırpılarak, toprak yüzeyine veya yere serilmiş yaygılar üzerine düşürülmektedir. Ağaçtaki meyveler düşürüldükten sonra zeytinler yaygı ya da sıkıştırılmış zemin üzerinden elle toplanarak, kasalar ya da çuvallar ile işletmelere taşınmaktadır.

Zeytinleri ağaç üzerinden sıyırma, genellikle danelerin sağlam yapıda, dalların bol meyve yüklü ve aşağıya doğru sarkık olması halinde, iyi kalitede yağ elde edilmesine olanak vermektedir. Ancak sıyırma sırasında, bir sonraki yılda meyveye yatacak olan filizlerin kırılmaması ya da zedelenmemesi ve dane oluşumunu etkileyecek yaprakların dökülmemesine de özen gösterilmelidir. Bu tür uygulamalarda görülen hatalar zeytinde periyodisiteye bağlı verim düşüklüğünün bir sonraki yıl daha şiddetli bir şekilde yaşanmasına sebep olacaktır. Zeytinlerin ağaç üzerinden elle toplanması, elde dilecek yağın yüksek kalitede olmasını sağlarsa da yoğun bir işgücünü gerektirdiğinden, ürün maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır (Kayahan ve Tekin, 2006).

Makineli Hasat Yöntemleri: Zaman içerisinde, ağaç üzerinden elle yapılan hasada alternatif olarak çıkmıştır. Zeytin hasat mekanizasyonu çalışmalarında ilk zamanlarda basit el aletleri kullanılmıştır.

Bunlar ağaçtan elle toplama sırasında kullanılan yardımcı aletlerdir. İşgücü masraflarının azaltılması açısından avantaj sağlayamamışlardır. Elde-omuzda-sırtta taşınan hasat makineleri, zeytin yetiştiriciliğinin düz plantasyonlar dışında eğimli arazilerde yapılması durumunda traktörün giremediği yerlerde kullanılan makinelerdir. Traktör ile kullanılan hasat makineleri ise genellikle düz bahçelerde ve yeni plantasyonlarda kullanılmaktadır. Bu makinelerle (elde-omuzda-sırtta taşınan ve traktöre ile kullanılan hasat makinelerinde), ağaç gövdesine veya ana dallarına tutturulmuş sarsıcılar kullanılarak olgunlaşmış zeytin danelerinin en az zedelenmeyle dökülmesi sağlanmaktadır. Bu makinelerin çalışmasında ortak prensip, zeytin ağacının ya da dalların titreştirilerek, olgunlaşmış danelerin en az seviyede zedelenerek ağaçtan dökülmesini sağlamaktır. Makineli hasatta, ağaçlar irilik ve şekil bakımından, sarsıcılar tarafından uygulanan titreşimi doğru ve yeterli düzeyde dallara ulaşmasını sağlamaya uygun olmalıdır.

Araştırma alanında üreticilerin %43.09’u zeytin hasadını elle toplayarak gerçekleştirmektedir (Tablo 4.37). Bunu sırıkla çırparak (%26.83) ve el ile sıyırma (%21.14) yöntemleri takip etmektedir. Bu yöntemlerin yanı sıra az sayıda üretici tarakla sıyırarak ve makineyle hasat yapmaktadır. Hatay’da hasat yoğun olarak sırıkla çırparak (%48.44) yapılırken, Mersin’de el ile toplama (%53.49) ve Osmaniye’de tarakla sıyırma (%56.25) yöntemleri daha fazla tercih edilmektedir. Adana’daki ağaçlar 10 yaşın altında olduğu için henüz hasat yapılmamaktadır. Bu nedenle değerlendirmeye alınmamıştır.

Tablo 4.37. İncelenen İşletmelerde Hasat Yöntemleri

Hasat Yöntemleri Hatay Mersin Osmaniye Toplam

Adet Oran (%) Adet Oran (%) Adet Oran (%) Adet Oran (%)

Hasat yönteminin seçiminde etkili olan başlıca unsur, ürünün pazarda değerlendirilme şeklidir.

Hatay’da üreticiler, zeytinin daha çok yağa işlenerek değerlendirildiğini, bundan dolayı ürünün zedelenmesinin önemli olmadığını ve bu yüzden sırıkla çırpmada bir sakınca görmediklerini belirtmişlerdir. Mersin’de ise ürün daha çok sofralık olarak değerlendirildiğinden dane görüntüsü önem kazanmakta ve üreticiler, ürün hasadını el ile toplayarak ya da sıyırarak yapmaktadır.

Osmaniye’ye bakıldığında üreticiler, ağaçların henüz genç olması sebebiyle verim açısından ağaç bakımlarının önemli olduğunu ve yanlış hasadın genç omcalara zarar vereceği konusunda endişeli olduklarını ifade etmişlerdir.

4.7. 8. Üreticilerin Mevcut Desteklerden Yararlanma Durumları ve Destekler Hakkındaki Görüşleri

Tarımsal üretimin doğa koşullarına olan bağımlılığı, tarım sektöründe çalışanların gelirlerinde, fiyat mekanizmasında ve bununla ilişkisi bulunan diğer alanlarda istikrarsızlıklara neden olarak, gerek mikro anlamda çiftçilerin, gerekse makro anlamda ekonominin genelinde çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Aynı zamanda, tarım sektörünün toplumun gıda ihtiyaçlarını karşılaması ve diğer sektörlere hammadde temininde bulunması, sektörü bir derece daha ön plana çıkararak tarım sektörünün korunması konusunda gereklilikleri ortaya çıkarmaktadır (Acar ve Bulut, 2009).

Ülkemizde zeytin ve zeytinyağı sektörü gerek istihdam açısından gerek yarattığı katma değer açısından önem arz etmesi ve bu önemin gün geçtikçe artması sebebiyle çeşitli destekleme politikası araçlarıyla desteklenmektedir. Bu politika araçları 4.6 numaralı bölümde incelenmiştir.

Çalışmanın bu bölümünde, üreticilerin, özel olarak zeytincilik sektörünün geliştirilmesine yönelik verilen destekleme araçları (düşük ücretli fidan desteği, bahçe tesisi desteği ve zeytinyağı primi desteği) konusunda bilgi düzeyi, yararlanma durumları ve desteklemelerden faydalanırken karşılaştıkları sorunlarla ilgili elde edilen veriler sunulmuştur.

Araştırma bölgesinde üreticilerin %80.77’sinin düşük ücretli fidan desteği, %52.31’inin zeytinyağı primi ve %50.00’sinin bahçe tesisi desteğinden haberdar oldukları saptanmıştır (Tablo 4.38).

Üreticilerin %19.23’ü ise zeytin ve zeytinyağı sektörüne verilen destekleme araçları konusunda herhangi bir bilgiye sahip değildir.

Tablo 4.38. İncelenen İşletmelerde Üreticilerin Zeytin ve Zeytinyağıyla İlgili Destekler Hakkında Bilgi Sahibi Olma Durumu

Desteklemeler

Hatay Mersin Osmaniye Adana Toplam*

Adet

Bölgedeki üreticilerin %71.54’ü düşük ücretli fidan desteği, %15.38’i kapama bahçe tesisi desteği ve

%13.85’i zeytinyağı primlerinden faydalanırken, %28.46’sı ise herhangi bir destekten faydalanmamaktadır (Tablo 4.39).

Kapama bahçe tesisi desteğinden 10 dekardan büyük tapulu arazisi olan üreticiler faydalanabilmektedir. Oysa, bölgedeki zeytin bahçeleri genellikle küçük ölçeklidir veya arazilerin tapu sorunu söz konusudur. Özellikle Mersin’in Mut ilçesinde ve Hatay’da zeytincilik atadan gelen bir tarımsal faaliyet olduğu için bahçeler miras yoluyla bölünerek aktarılmış ve bu her iki sorunu da

beraberinde getirmiştir. Nitekim bahçe desteğinden yararlanma oranının diğer illerle karşılaştırıldığında Hatay’da daha düşük olduğu görülmektedir.

Tablo 4.39. İncelenen İşletmelerde Üreticilerin Zeytin ve Zeytinyağıyla İlgili Desteklerden Faydalanma Durumu

Desteklemeler

Hatay Mersin Osmaniye Adana Toplam*

Adet

Zeytinyağı priminden faydalanmak isteyen üreticiler, en az 1,000 kg satış yapmak ve bu satış işlemini, üretim sezonu içerisinde (hasat tarihi ile son başvuru tarihi arasındaki süreyi içeren) bir alım satım belgesi (müstahsil makbuzu veya fatura) ile belgelendirmek zorundadır. Üreticiler, bu konuda bürokratik işlemleri yerine getirmede sıkıntı yaşadıklarını sıkça dile getirmişlerdir. İşletmelerin küçük ölçekli olması, sıkımın zeytin olgunlaştıkça yapılması, fiyat avantajı nedeniyle satışların tüccara yapılması ve tüccarların bu satışları faturalandıramaması nedenleriyle üreticiler bu primden faydalanma konusunda zorluklar yaşamaktadır.

4.7.9. Üreticilerin Kooperatifleşme Durumları ve Kooperatifleşme İle İlgili Düşünceleri

Tarım sektörü çok sayıda küçük ölçekli işletmenin faaliyette bulunduğu bir sektördür. Bu üreticilerin, tek başlarına üretim ve pazarlama hizmetlerini yerine getirmeleri oldukça büyük bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Tarım ürünlerinin üreticiden tüketiciye ulaşımında pazarlama hizmetlerinin yerine getirilmesi amacıyla üreticilerin bir arada ve toplu olarak hareket etmelerine olanak sağlayan organizasyonlardan biri de pazarlama kooperatifleridir. Pazarlama kooperatifleri ürünlerin üreticiden tüketiciye ulaşmasında bir takım hizmetlerin karşılanmasına yardımcı olmaktadır. Bu hizmetler;

ürünlerin toplanması, derecelere ayrılması, standardizasyonu, ambalajlanması, depolanması, işlenmesi, taşınması, mali işlerin halledilmesi, toptancı düzeyinde dağıtılması ya da satılmasıdır. Pazarlama kooperatifleri pazarlama karının ürün üreticisine yöneltilmesi, pazarlama masraflarının azaltılması ve pazarlama hizmetlerinin düzenlenmesi bakımından oldukça büyük faydalar sağlamaktadır (Güneş, 1996).

Çalışma kapsamında üreticilerin kooperatiflere üyelik durumları ve bu konuda beklentileri incelenmiştir. Üreticilerin sadece %10.76’sı Tarım Kredi Kooperatifi üyesi olup, başka bir kooperatife üyelikleri bulunmamaktadır.

Araştırma bölgesinde zeytincilik sektörüyle ilgili sadece Mersin’in Mut ilçesinde 2 adet kooperatifin kurulduğu ancak bir takım aksaklıklar nedeniyle düzensiz olarak ve önemsiz ölçekte faaliyette bulundukları tespit edilmiştir.

Zeytinyağı üretim ve pazarlaması ile ilgili bir kooperatife duyulan ihtiyacın düzeyini belirmek amacıyla “Zeytin ve zeytinyağı üretim ve pazarlaması ile ilgili bir pazarlama kooperatifi sizin için faydalı olabilir mi?” sorusu yöneltilmiştir ve bu soruya olumlu yanıt verenlere ihtiyaç duyulan hizmetlerin neler olduğu sorulmuştur. Üreticilerin %91.54’ü böyle bir kooperatifin faydalı olacağını düşünürken, %5.38’i herhangi bir faydasının olmayacağı görüşündedir. Geriye kalan üreticiler ise fikirleri olmadığını belirtmiştir.

Bir kooperatif kurulmasının faydalı olacağını düşünen üreticiler, böyle bir kooperatifin kurulması halinde alıcı bulmada kolaylık (%57.69), ürünlerini daha iyi fiyata satma olanağı (%43.08) ve girdi

temini (%21.54) konularında fayda sağlamasını beklediklerini ifade etmişlerdir (Tablo 4.40).

Kooperatiften beklenen diğer hizmetler ise markalaşmada öncülük ve kolaylık, salamura işleme tesisi, güvenilir alıcı bulma imkânı ve fiyat garantisidir. İller itibariyle bakıldığında da tüm illerde üreticilerin kooperatiflerden en önemli beklentileri alıcı bulmada kolaylık, daha iyi fiyat olanağı ve girdi temininde kolaylıktır. Bir pazarlama kooperatifinin faydalı olmayacağını ifade eden üreticiler ise, bu konuda güven eksikliği olmasını sebep olarak göstermişlerdir.

Sonuç olarak üreticiler büyük oranda bölgede bir pazarlama kooperatifinin faydalı olacağını düşünmektedir. Üreticiler, özellikle satış olanaklarının artması ve piyasada fiyat konusunda tüccara alternatif bir fiyat bulma beklentisi içerisindedir. Bu durum hali hazırda zeytin, zeytinyağı ve sofralık zeytin pazarlanmasında bir takım sorunların yaşandığını, gelecek yıllarda üreticilerde artan üretim miktarı ile beraber bu sorunların da artacağı endişesinin olduğunu göstermektedir.

4.7.10. Üreticilerin Gelecekte Zeytin Dikimi Konusunda Düşünceleri

Ülkemizde, zeytinyağı üretim miktarını artırabilmek amacıyla zeytin üretiminde artış hedeflenmiştir.

Bir tarımsal ürünün üretim miktarında artış, üretim alanlarında genişleme ya da verimde iyileşme sağlanarak gerçekleştirilebilir. 2004 yılından itibaren zeytin ve zeytinyağı sektörünün geliştirmesi amacıyla uygulanan destekleme politikalarının dikim alanlarında genişlemeye yol açtığı görülmektedir. Bu bölümde, üreticilerin zeytin alanlarında meydana gelen değişiklikler, gelecekte beklenen gelişmeler ve bunların sebepleri ortaya koyulmuştur.

Görüşülen üreticilerin %67.69’u son 5 yılda dikim alanlarında artış gerçekleştiğini, geriye kalanı ise herhangi bir değişiklik olmadığını ifade etmiştir. Zeytin dikim alanlarında artış meydana gelen üreticilerin yarıya yakını bu değişikliğin en önemli sebebini son yıllarda uygulanan destekleme politikaları olarak açıklamıştır. Dikim alanlarında artış meydana gelmesini sağlayan diğer faktörler ise zeytinin toprak için ideal bir bitki olduğunun ve diğer bitkilerle karşılaştırıldığında daha yüksek gelir sağlandığının düşünülmesidir (Tablo 4.41).

Tablo 4.41. İncelenen İşletmelerde Üreticilerin Zeytin Dikim Alanlarını Genişletme Nedenleri

Nedenler Adet Oran (%)

Desteklemelerden dolayı 37 42.05

Toprak için ideal bir bitki olması 27 30.68

Gelirinin iyi olması 21 23.86

Diğer* 3 3.41

Toplam 88 100.00

*Satışının kolay ve masrafının az olması.

Üreticilere gelecekte zeytin dikim alanlarında nasıl bir değişiklik yapmayı düşündükleri sorulduğunda,

%61.54’ü genişletmeyi, %28.46’sı azaltmayı düşündüğünü, %10.00’u ise herhangi bir değişiklik planlamadığını ifade etmişlerdir. Gelecekte dikim alanlarında genişleme düşünen üreticiler bunun nedenlerini; zeytinin gelirinin iyi, toprak için ideal bitki, satışının kolay ve masrafının az olması şeklinde sıralamışlardır (Tablo 4.42).

Tablo 4.42. İncelenen İşletmelerde Üreticilerin Gelecekte Zeytin Dikim Alanlarında Genişleme Düşünmesinin Nedenleri

Nedenler Adet Oran (%)

Gelirinin iyi olması 26 32.50

Toprak için ideal bir bitki olması 22 27.50

Satışının kolay olması 15 18.75

Masrafının az olması 12 15.00

Desteklemelerden dolayı 5 6.25

Toplam 80 100.00

Zeytin dikim alanlarını daraltmayı düşünen üreticilerin sebepleri ise maddi imkânlarının yetersiz kalması (%81.08), beklenen üretim artışından dolayı fiyatın düşme olasılığı (%10.81) ve gelecek kuşaklar içerisinde bakım işlemlerini gerçekleştirebilecek kişilerin bulunmamasıdır (%8.11).

Değişiklik yapmayı düşünmeyen üreticiler ise bunun sebeplerini şu anda sahip oldukları ağaç varlığının kendileri için yeterli olması (%60.65), maddi imkânlarının yetersiz olması (%20.43) ve gelecekte üretim miktarında meydana gelecek artıştan dolayı yaşanabilecek pazarlama problemlerinden endişe etmeleri (%18.92) olarak ifade etmişlerdir.

4.7.11. Üreticilerin Zeytin Üretiminde Karşılaştıkları Sorunlar

Araştırma alanında zeytinciliğin geliştirilmesi mevcut sorunların ve ihtiyaçların tam olarak ortaya koyulması ile mümkündür. Zeytincilik sektöründe kaliteli ve standart ürün üretiminin sağlanması, üretimde karşılaşılan sorunların belirlenip, bu sorunlara çözüm getirilmesi ile mümkündür. Bu amaçla, bu bölümde, zeytin üretiminde karşılaşılan sorunlar irdelenmiştir.

Üreticilere “Zeytin yetiştiriciliğinde en çok sorun yaşadığınız konu nedir?” sorusu sorulmuş ve yanıtları değerlendirilmiştir. Görüşme yapılan üreticiler en önemli sorunlarını sulama (%33.85), hasat (%33.85) ve gübreleme (%13.85) olarak ifade etmişlerdir (Tablo 4.43). Bunun yanı sıra üreticiler ilaçlama ve fidan temini konularında da sorunla karşılaşmaktadır. İller itibariyle değerlendirildiğinde bu sorunların önem sırası değişmektedir. Hatay’da ve Osmaniye’de en önemli sorun hasat iken, Mersin’de sulama, Adana’da gübrelemedir.

Tablo 4.43. İncelenen İşletmelerde Üreticilerin Zeytin Yetiştiriciliğinde Karşılaştıkları Sorunlar

Sorunlar

Hatay Mersin Osmaniye Adana Toplam

Adet

Sulama konusunda üreticilerin en sık yaşadıkları problemler sulama suyunun yetersizliği ve sulama maliyetinin fazlalığı olduğunu ifade etmiştir. Sulama suyunun yetersizliği Hatay, Osmaniye ve Adana’da; sulama maliyetinin yüksekliği Mersin’de ise ön plana çıkmaktadır. Üreticiler ayrıca, damla sulama sisteminin öneminin farkında olduklarını ancak arazilerin eğimli olmasının sorun yarattığını ve arazinin uygun olması durumunda ise damla sulama tesis maliyetini karşılama konusunda yetersiz olduklarını ifade etmişlerdir.

Hasatla ilgili olarak, üreticilerin karşılaştıkları en önemli sorun hasat işçiliği ücretinin pahalı olmasıdır.

Hasat ücreti olarak özellikle Hatay ve Mersin illerinde ayni ödeme yapılması oldukça yaygın bir uygulamadır. Elle toplayarak hasatta işçilik masrafı yaklaşık 1/4 kadar olabilmektedir. Bu yüksek bedele katlanmak istemeyen kimi üreticiler elle toplamanın yerine sırıkla toplamayı tercih etmektedir.

Hasat sırasında karşılaşılan diğer sorunlar ise, istenilen zamanda ve miktarda işçi bulunamaması ile hasat makinesinin yaygınlaşmamış olmasıdır.

Gübreleme sırasında, üreticilerin karşılaştıkları en önemli problemler gübre fiyatlarının yüksekliği ve gübreleme konusunda bilgi yetersizliğidir. Gübre fiyatlarının yüksek oluşu tüm illerde karşılan en önemli sorundur ancak Mersin’ de üreticiler ayrıca gübre konusunda bilgi yetersizliğinin de sorun yarattığını dile getirmişlerdir. Ayrıca, üreticilerin arasında toprak analizi yaptıranların oranı (%11.54) oldukça düşüktür. Üreticiler bu durumun sebebini, analiz ücretlerinin yüksek olması ve Tarım İl Müdürlüğü’nden geç yanıt alınması olarak belirtmişlerdir. Analiz yaptıran üreticiler ise laboratuarların uzak olması, analiz sonuçlarının gecikmesi ve ücretlerin yüksekliği ile ilgili sıkıntı yaşamaktadır.

Fidan temininde karşılaşılan en önemli sorunlar ise sırasıyla çeşitlerin ismine doğru çıkmaması, hastalıklardan ari fidan temininde sorun yaşanması, kaliteli fidan temininin zorluğu ve fidan fiyatlarının yüksek olmasıdır. Bu konuda, özellikle Mersin’de sorun yaşanmakta olup karşılaşılan en büyük sorun hastalıklardan ari fidan teminidir. Hatay ve Adana’da az sayıda üretici sorunla karşılaşırken, Osmaniye’de sorun yaşadığını bildiren olmamıştır.

İlaçlama sırasında herhangi bir sorunla karşılaşıp karşılaşmadıkları sorulduğunda üreticilerin yarıya yakını çeşitli problemler yaşadıklarını ifade etmişlerdir. İşletmecilerin karşılaştıkları en önemli sorunlar, ilaç fiyatlarının yüksek oluşu, kimyasal mücadele konusunda bilgi yetersizliği ve alet-makine temininde zorluklarla karşılaşılmasıdır. İller itibariyle bakıldığında Hatay’da ve Osmaniye’de ilaç fiyatlarının yüksekliği en önemli problem olarak belirlenirken, Mersin’de ve Adana’da kimyasal mücadele konusunda bilgi yetersizliği öne çıkmaktadır.

Diğer bakım işlemleriyle ilgili olarak üreticilerin yoğun olarak karşılaştıkları sorunlar işçilik ücretlerinin fazla olması, alet-ekipman yetersizliği ve mazotun pahalı olmasıdır. İller bazında değerlendirildiğinde en önemli sorunlar Hatay’da alet-ekipman yetersizliği ve mazotun pahalı olması, Mersin’de işçilik ücretlerinin fazla olması, Osmaniye’de alet-ekipman yetersizliği ve Adana’da ise bakım işlemleri konusunda bilgi yetersizliğidir.

4.8. Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Zeytin, Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Pazarlama Organizasyonu 4.8.1. Zeytin Pazarlama Organizasyonu

Adana’da ise ağaçlardan henüz tam olarak verim alınmadığından, pazarlama organizasyonun değerlendirilmesinde bu ile yer verilmemiştir. Doğu Akdeniz Bölgesi’nde dane zeytinin değerlendirilme şekli Türkiye geneliyle büyük benzerlik göstermektedir. Türkiye genelinde (2008-2009 yılları ortalaması) dane zeytinin %64.71’i zeytinyağına işlenerek, %35.29’u sofralık zeytin olarak değerlendirilmektedir (TUİK, 2011).

Zeytin üretiminin değerlendirilmesinde iller arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Üretilen zeytin, Hatay’da ve Osmaniye’de sırasıyla %89.31’i ve %94.74’ü zeytinyağına işlenmektedir.

Mersin’de ise yağa işlenme oranı %29.25 olup, üretimin %63.08’i dane zeytin halinde pazara sunulmaktadır. İşçilere hasat işçiliği ücreti olarak verilen dane zeytin miktarı %1.47 ile %6.86 arasında değişmektedir. Bu miktarın Hatay’da ve Mersin’de nispeten yüksek olmasının sebebi, bu illerde zeytin hasadında işgücü ücretlerinin pahalı olması ve işçilerin hasat edilen ürünün %20-25’ini talep etmeleridir. Öz tüketime ayrılan miktar ise %0.95 ile %1.44 arasında değişmekte olup, ilden ile büyük farklılıklar yoktur.

Tablo 4.44. İncelenen İşletmelerde Zeytin Değerlendirme Durumu (%)

Değerlendirme Durumu Hatay Mersin Osmaniye Ortalama*

Yağa işlenen 89.31 29.25 94.74 69.05

Satılan 2.39 63.08 2.84 23.96

İşçilere verilen 6.86 6.15 1.47 5.58

Öz tüketim 1.44 1.52 0.95 1.41

Toplam 100.00 100.00 100.00 100.00

* Adana’da ağaçlar henüz meyve veren yaşta olmadığından Tabloda yer verilmemiştir.

Zeytinyağına ait pazarlama kanalları ve uygulanan pazarlama hizmetleri Bölüm 4.8.2’de, sofralık zeytin işletmelerinde işlenen zeytine ait pazarlama kanalları ve uygulanan pazarlama hizmetleri Bölüm 4.8.3’de ayrıntılı olarak verilmiştir.

4.8.1.2. Üreticilerin Zeytin Pazarlamasında Karşılaştıkları Sorunlar

Üreticiler zeytin pazarlamasında bir takım problemler yaşamaktadır. Zeytin pazarlamasıyla ilgili 34 üretici sorunla karşılaştığını bildirmiştir. Bu üreticiler, zeytin fiyatlarının düşüklüğü, alıcıların azlığı, ürünü hemen satma zorunluluğu ve tüccarlar karşısında pazarlık güçlerinin az olması nedeniyle sorun yaşadıklarını ifade etmişlerdir.

4.8.2. Zeytinyağı Pazarlama Organizasyonu 4.8.2.1. Pazarlama Kanalları

Doğu Akdeniz Bölgesi’nde zeytin üreticileri hasat ettikleri zeytinleri, bölgede faaliyet gösteren fabrika ve preselerde zeytinyağına işleyerek, elde ettikleri yağın bir kısmını (%7-8) sıkım ücreti (hak yağ) olarak bu işleme tesislerine bırakmaktadır (Şekil 4.39). Kalan yağ ise çeşitli şekillerde değerlendirilmek üzere işletmeye getirilmektedir. Bu şekilde değerlendirilecek zeytinyağı miktarı işletme başına 1,150 kg’dır. Bu miktar Hatay (1,548 kg) ve Osmaniye’de (1,296 kg) benzerlik gösterirken Mersin’de (505 kg) nispeten düşüktür. Mersin’deki rakamın düşük olması, üreticilerin ürünlerini genellikle sofralık zeytin olarak değerlendirmeyi tercih etmelerinden kaynaklanmaktadır.

Zeytin işletmelerindeki yağın %88.24’ü pazara sunulurken, öz tüketime ayrılan ve hediye olarak verilen zeytinyağının oranı sırasıyla %10.45 ve %1.31’dir (Tablo 4.45). Pazarlama oranı, Hatay (%90.39) ve Osmaniye’de (%92.62) Mersin’e göre (%74.24) daha yüksektir. Bunun sebebi, Mersin’de diğer illere göre işletme başına daha az miktarda yağ üretilmesinden dolayı öz tüketime ayrılan oranın yüksek olmasıdır.

Ege Bölgesi’nde önemli zeytinyağı üreticisi illerde yapılan bir çalışmada pazarlama oranı %96.30 olarak hesaplanmıştır (Olgun, 1988). Aydın ilinde yapılan başka bir çalışmada ise bu oran %78.00 olarak bulunmuştur (Konak ve ark., 1998). Buna göre, araştırma alanında incelenen illerde belirlenen zeytinyağı pazarlama oranlarının Türkiye’de önemli zeytinyağı üretim bölgesi olan Ege Bölgesi ile benzerlik gösterdiği söylenebilir.

Tablo 4.45. İncelenen İşletmelerde Zeytinyağı Değerlendirme Durumu (%)

Değerlendirme Durumu Hatay Mersin Osmaniye Ortalama

Pazara sunulan 90.39 74.24 92.62 88.24

Ailede tüketilen 8.13 24.06 7.28 10.45

Hediye verilen 1.48 1.70 0.10 1.31

Toplam 100.00 100.00 100.00 100.00

Araştırma bölgesinde zeytinyağı pazarlama kanalları Şekil 4.39’da gösterilmiştir.

Üreticilerin zeytinyağı satışlarında önem sırasıyla tüccarlar, doğrudan tüketiciler ve fabrikalar olmak üzere başlıca üç pazar alternatifleri bulunmaktadır. Bunların yanı sıra oldukça az miktarda ürün preselere satılmaktadır. Üreticilerin satış yerlerinin önem dereceleri ilden ile farklılık göstermektedir.

Üreticilerin zeytinyağı satışlarında önem sırasıyla tüccarlar, doğrudan tüketiciler ve fabrikalar olmak üzere başlıca üç pazar alternatifleri bulunmaktadır. Bunların yanı sıra oldukça az miktarda ürün preselere satılmaktadır. Üreticilerin satış yerlerinin önem dereceleri ilden ile farklılık göstermektedir.